Rusya’nın petrol ve gaz imparatorluğu bir dinozordur—büyük, açgözlü ve yok oluşa doğru gitmektedir.
Rusya’nın geniş petrol ve gaz ağı, toplam ihracat gelirinin neredeyse yarısını ve bütçe gelirinin %30’undan fazlasını oluşturmaktadır; bu, Ukrayna’ya karşı yürütülen savaşı finanse etmek için gereken gelir de dâhil. Ancak Batı’nın petrol yaptırımları, ABD’deki kaya gazı devrimi ve üretim konusunda istekli olan OPEC, ülkenin petrol ve gaz gelirlerini eritmektedir. Rusya’nın kendi politika hataları da bu sürece katkı sağlamamaktadır.
ABD’de her gün yapılan kaya gazı sondajları, 8 milyon varilin üzerinde petrol ve 80 milyar metreküp doğal gaz üretmektedir—bu miktar, yıllık bazda küresel petrol üretiminin yaklaşık %8’ine ve küresel doğal gaz üretiminin %20’sinden fazlasına karşılık gelmektedir. Pazar payı için rekabet etmek amacıyla OPEC üyeleri, bu yıl üretimi kısıtlamaktan vazgeçip piyasayı ucuz petrolle doldurma yoluna gitmiştir. Önümüzdeki aylarda günlük 2,2 milyon varil hedefini tutturmayı amaçlayan OPEC, sadece geçen ay üretimi günlük 500.000 varil artırmıştır. OPEC’in Ekim ayında üretimi yeniden artırabileceğini açıklamasının ardından, petrol fiyatları bu hafta %2 düşmüştür.
Petrol fiyatları uzun vadeli bir düşüş eğilimindedir: 2024 yılında varil başına yaklaşık 81 dolar seviyesinde olan Brent petrolünün yıllık ortalama fiyatının, 2025’te 66 dolara, 2026’da ise 58 dolara düşmesi öngörülmektedir. Rusya açısından, varil başına her 10 dolarlık düşüş, yıllık bazda on milyarlarca dolarlık potansiyel gelir kaybı anlamına gelmektedir.
Avrupa Birliği’nin Rus petrolüne ambargo uygulamasının ve AB ile G-7’nin dünya genelindeki Rus petrol ihracatına fiyat tavanı getirmesinin ardından, Çin, Hindistan ve diğer alıcılar pazar güçlerini kullanarak Brent petrolüne kıyasla varil başına en az 11,5 dolarlık kalıcı bir indirim elde ettiler. Bu indirim, 2025’te Brent fiyatında varil başına 15 dolarlık ve 2026’da varil başına 8 dolarlık öngörülen düşüşe ek olarak gerçekleşmektedir. Toplamda, Rusya’nın kaçırdığı gelir 2025’te 69 milyar dolara, 2026’da ise 90 milyar dolara ulaşacaktır.
Rusya’nın petrol ve gaz gelirleri, geçen yıla kıyasla bu yıl halihazırda %20 oranında düşmüştür. Ülkenin en büyük petrol şirketi olan devlet kuruluşu Rosneft, petrol fiyatlarının 2025 sonunda varil başına 45 dolara, 2026’da ise 43 dolara kadar gerileyeceğini öngörmektedir.
Bu fiyat eğilimi, fiyatların üretim maliyetlerine yaklaşmasıyla birlikte ülkenin gayri safi yurtiçi hasılasını (GSYH) olumsuz yönde etkilemektedir. Rusya’nın resmî istatistik kurumları, 2025 yılının ilk yarısında, büyük ölçüde petrol ve gazdan oluşan doğal kaynaklar kategorisindeki üretimin %9 oranında daraldığını bildirmiştir. Uluslararası Enerji Ajansı, Temmuz ayında Rusya’nın petrol üretim kapasitesinin sürdürülebilir olmayabileceği konusunda bir uyarı yayınlamıştır.
Suudi Arabistan’ın ortalama üretim maliyetleri varil başına yaklaşık 10 dolar seviyesindedir. Rusya’nın maliyetleri ise karada varil başına 42 dolar, denizde ise 44 dolardır—vergiler hariç tutulduğunda varil başına 32 dolar. Üstelik bunlar sadece ortalama değerlerdir. Büyük bir farklılık söz konusudur; Sibirya’daki birçok petrol sahasında üretim maliyetleri ortalamanın üzerindedir. Vergilerin azaltılması, üretimin kârlı kalmasına yardımcı olabilir; ancak bu durumda Rus hükümeti, Ukrayna’daki savaşını finanse etmek için ihtiyaç duyduğu gelirden mahrum kalır.
Savaşın ilk günlerinde Rusya büyük bir politika hatası yaptı. Avrupa Birliği’ni Ukrayna’ya verdiği desteği sona erdirmeye zorlamak amacıyla doğalgaz arzını kesti. Bu hamleyle birlikte, Rus yetkililer Avrupa doğalgaz pazarında yaklaşık 100 milyar metreküplük bir bölümü kendi elleriyle kaybetti. Aylar sonra gerçekleşen Nord Stream boru hatlarındaki patlama ise önemsizdi: Borular zaten çalışmaz durumdaydı.
Rusya’nın doğalgaz şantajı nihayetinde başarısız oldu. Norveç’ten gelen boru hattı gazı ve ABD’den gelen sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG), Rus gazının yerini aldı. Rusya büyük olasılıkla pazar payını kalıcı biçimde kaybetti; bu pay, AB’nin doğalgaz ithalatında 2021’de %45 iken, 2024’te %19’a, 2025’te ise %13’e düşeceği öngörülüyor. Avrupa Birliği, Mayıs ayında aldığı kararla, 2027 yılı sonuna kadar Rusya’dan gelen boru hattı ve LNG gaz tedarikinin tamamen aşamalı olarak sona erdirileceğini ilan etti. Rusya, eski 150 milyar metreküplük pazarını sonsuza dek kaybedecek ve yılda 60 milyar dolarlık geliri yitirecek.
ABD, bu durumu gerçekleştirmek için onlarca yıldır çaba gösteriyordu. Reagan yönetimi, Avrupalıları Rusya’nın petrol ve doğalgaz boru hattı ağına yönelmekten kaçınmaya ve enerji bağımlılığından uzak durmaya ikna etme çalışmalarını başlatmıştı; ancak bu çabalar sonuçsuz kalmıştı.
2022’den bu yana yaşanan gelişmeler, ABD’ye bu hedefi kazandırdı. Avrupa’nın Rus petrolüne uyguladığı ambargo ve Rusya’nın başarısız doğalgaz şantajı, nihayetinde Avrupa’nın Rus enerjisinden bağımsızlığını sağlamış görünüyor.
Rusya’nın zayıflayan petrol hanedanlığının en belirgin sembolü, 65 yıllık petrol boru hattı ağıdır: Sibirya’dan Batı Avrupa’ya uzanan 2.500 mil uzunluğundaki paslı borular, Avrupa Birliği’nin petrol ambargosundan bu yana atıl durumda ve yalnızca karayla çevrili Macaristan ve Slovakya’ya günde 0,2 milyon varil taşımaktadır. Rusya’nın daha geniş boru hattı ağı—6.100 milden uzun—boş ya da hasarlı durumdadır.
Bu boru hatları, Sovyet ve Rus enerji imparatorluğunun çöküşünü simgeler. Bu imparatorluk bir daha asla geri gelmeyecek.
*Yazarlar hakkında: Michael S. Bernstam, Stanford Üniversitesi Hoover Enstitüsü’nde araştırma görevlisidir. Steven R. Rosefielde, Kuzey Carolina Üniversitesi Chapel Hill’de ekonomi profesörüdür.