MAGA’nın Bir Sonraki Bölünme Noktası Çin

Trump’ın eski Ulusal Güvenlik Danışman Yardımcısı Matt Pottinger, Çin’e yarı iletken satışına izin verilmesini “Amerika’yı tek taraflı olarak sanayisizleştirmek” olarak tanımlıyor. Trump’ın eski Ulusal Güvenlik Konseyi Çin Direktörü ise bu durumu şöyle ifade ediyor: “Biz 2 boyutlu satranç oynarken, Pekin 4 boyutlu satranç oynuyor.”
Aralık 1, 2025
image_print

Tucker Carlson, antisemitik provokatör Nick Fuentes ile yaptığı röportajı yayımladığında, MAGA hareketi içindeki kavgalar patlak verdi.

Bu, MAGA’nın ABD’nin İsrail’e verdiği destek konusunda kendi içinde çatıştığı ilk sefer değil. Haziran ayında Trump’ın Orta Doğu politikasına dair çıkan anlaşmazlıklar, onu şu açıklamayı yapmaya itti: “America First (Önce Amerika) ilkesini geliştiren benim. Buna karar verecek olan da benim.”

Trump hâlâ muhafazakâr siyasetin yönünü belirliyor, ancak hareketi artık yekpare değil. Üstelik hareketin birliğini tehdit eden tek uluslararası mesele İsrail değil. Sıradaki bölünme noktası Çin olabilir.

İsrail konusunda Carlson, Temsilci Marjorie Taylor Greene (R-Ga.) ve diğer sağcı medya figürleri, ABD’nin bölgede daha sınırlı bir varlık göstermesi gerektiğini savunuyor. Şimdi ise Çin’e karşı daha saldırgan bir yaklaşım isteyenlerden gelen baskı artıyor.

Global İşler Enstitüsü’ndeki ekibimle birlikte yürüttüğümüz yeni bir kamuoyu yoklamasına göre, Trump seçmenlerinin çoğu, başkanın Çin politikasını diğer tüm dış politika konularına kıyasla daha fazla onaylamıyor.

Trump Pekin’e yönelik açılımlar yapıyor olsa da, seçmenlerinin büyük çoğunluğu Çin’i orta veya ciddi bir tehdit olarak görmeye devam ediyor (%83) ve önemli bir kısmı Çin’in ABD’yi yok etmeyi amaçladığına (%29) ya da mevcut dünya düzenini değiştirmeye çalıştığına (%33) inanıyor.

Başkan, Çinli öğrenciler, ihracat kontrolleri ve gümrük vergileri konularında kendi tabanından yükselen bir isyanla karşı karşıya. Hareket içi daha fazla çatışma yaşanması olası.

Ağustos ayında başkan, daha önceki Çin karşıtı sert tutumundan geri adım atarak, önümüzdeki iki yıl içinde Çinli öğrencilere 600.000 H-1B vizesi verileceğini açıkladı. Çarşamba günü ise H-1B vizesi sahibi işçileri kabul etmenin “MAGA” olduğunu söyleyerek bu politikasını pekiştirdi.

Bu açıklama muhafazakâr çevrelerden anında tepki aldı. Temsilci Marjorie Taylor Greene, aşırı sağcı aktivist Laura Loomer, Fox News sunucusu Laura Ingraham ve Trump’ın uzun süredir danışmanı olan Steve Bannon sert eleştiriler yöneltti. The Federalist ve The Washington Post gibi yayınlar da kararı eleştirdi.

Trump, bu adımı uluslararası öğrencilerin yüksek öğrenim ücretleri ve ekonomiye sağladıkları katkıyla gerekçelendirdi. Ancak bu mesaj MAGA tabanında yankı bulmadı. Anketimize göre, Trump’ın seçmenlerinin hafif bir çoğunluğu Çinli öğrencilerin ABD’de eğitim almasına izin verilmemesi gerektiği görüşünde (%53).

Trump’ın Çin’in ihracat kontrollerine yaklaşımı da bir başka eleştiri odağı.

Muhafazakâr şahinler, Trump 1.0 dönemindeki sınırlı Çin gümrük vergileri ile Biden döneminin Amerikan teknolojisine yönelik yeni kısıtlamalarını birleştiren korumacı politikaları genel olarak desteklemişti. Ancak Trump 2.0 döneminde uygulanan yüksek gümrük vergileri Amerikan ekonomik büyümesine zarar verdi ve Trump, Çin’e yarı iletkenler gibi ileri teknoloji satışında istisnalara açık olduğunu gösterdi.

Bu yaklaşım, bazıları için iki ucu keskin bir bıçak: Amerikalılar mal ve ürünler için daha yüksek bedeller ödemek zorunda kalırken, Çinli askeri üreticiler Amerikan teknolojisine daha fazla erişim elde ediyor.

Trump’ın eski Ulusal Güvenlik Danışman Yardımcısı Matt Pottinger, Çin’e yarı iletken satışına izin verilmesini “Amerika’yı tek taraflı olarak sanayisizleştirmek” olarak tanımlıyor. Trump’ın eski Ulusal Güvenlik Konseyi Çin Direktörü ise bu durumu şöyle ifade ediyor: “Biz 2 boyutlu satranç oynarken, Pekin 4 boyutlu satranç oynuyor.”

ABD teknolojisinin Çin’e satışına verilen destek ise ağırlıklı olarak iş çevrelerinden geliyor. Özellikle Nvidia CEO’su Jensen Huang, Çin yapay zekâsının Amerikan teknolojisiyle inşa edilmesinin ABD’nin ekonomik çıkarına olduğunu savunuyor — ancak bu argüman sağ kanatta pek karşılık bulmuyor.

Öte yandan, gümrük vergilerine yönelik tepkiler Trump’ı Çin’le daha fazla ilişki kurmaya itti. Nisan ayında Trump’ın “Kurtuluş Günü” gümrük vergileri tehdit altında kaldığında, Joe Rogan, Elon Musk, Ben Shapiro ve Bill Ackman gibi isimler başkandan uzaklaştı. Rogan, Trump’ın Kanada ile yaşadığı gerilimi “aptalca” olarak nitelendirdi.

Bu eleştirmenler bir noktada haklı olabilir. Anketimize göre, dış ticaret Trump’ın tabanında en kötü ikinci mesele olarak öne çıkıyor. Geçtiğimiz ay Trump, Çin ile yürüttüğü ticaret savaşını bir yıl süreyle askıya almak için bir müzakere gerçekleştirdi ve ülkeye uygulanan mevcut gümrük vergilerini %10 oranında düşürdü.

Buna rağmen, birçok Trump seçmeni ABD ile Çin ekonomileri arasında net ve kesin bir kopuş istiyor. Beyaz Saray Kıdemli Danışmanı Peter Navarro, ABD’nin sanayi zayıflığının yabancı saldırganlığı davet ettiğini ve ülkenin üretimi yeniden içeriye taşımak için yüksek gümrük vergileri uygulaması gerektiğini savunmayı sürdürüyor.

Bu bakış açısına göre Trump, kısa vadede Çin ekonomisinden kopmanın yaratacağı acıyı hafifletmek için taviz verebilir, ancak nihai hedef tam çekilme olmalıdır. Steve Bannon bu kopuş hakkında şöyle diyor: “Bunu yapmazsanız, her zaman kafanıza silah dayanmış gibi bir tehdit altında yaşarsınız.”

Artan bu tartışmalara rağmen, Trump’ın seçmenleri nezdinde Çin konusundaki net onay oranı hâlâ pozitif seyrediyor: Trump seçmenlerinin neredeyse iki katı, onun durumu kötüleştirmekten ziyade iyileştirdiğini söylüyor (net artı %16).

Kişisel güvenliklerine yönelik tehditler sorulduğunda ise Trump seçmenleri, Çin rekabetini %5 oranıyla neredeyse en az tehdit olarak görüyor — bu oran iklim değişikliği (%11) ve siber güvenlik (%11) gibi meselelerin gerisinde kalıyor.

Başkan, “America First”ün (Önce Amerika) ne olup ne olmadığını yeniden tanımlayarak olası bir isyanı bastırabilir. Ancak bugün MAGA çevrelerinde yapılan tartışmalar bir göstergeyse, Trump için en kötüsü henüz gelmemiş olabilir.

 

* Ransom Miller, Global Affairs Enstitüsü’nde araştırma görevlisidir.

 

Kaynak: https://thehill.com/opinion/international/5617341-trump-maga-china-infighting/

SOSYAL MEDYA