Brezilya’daki Genç Soros

Yakın zamanda, Brezilya’nın “Atlantikçi dönüşü”nün savunucusu olarak tanınan bir başka isim olan Oliver Stuenkel, Brezilya’nın ABD’den uzaklaşması gerektiğini kamuoyuna açık şekilde savunmaya başladı. Bu oldukça dikkat çekici bir söylem değişikliği ve yeni bir projenin geliştirilmekte olduğuna işaret ediyor.
Eylül 1, 2025
image_print

Soros’un niyetlerinin ne olabileceğini anlamak için, Brezilya hakkında yaptığı yorumlara dikkat etmek gerekir. Ona göre Brezilya, “tüm dünya” için “ilerici bir demokrasi modeli” temsil etmektedir.

Amerika Birleşik Devletleri’ndeki diplomatik ve ticari gerilimler, Brezilya hükümetinin söylemini dönüştürmüştür. “Milliyetçilik” ve “egemenlikçilik” ile bu kavramların jargonları, Cumhurbaşkanı Lula da dahil olmak üzere siyasi propagandacılar ve liderliğin izlediği yönelimin bir parçası haline gelmiştir.

Resmî anlatı, mevcut hükümetin temsil ettiği egemenlikçi kamp ile, ülkeye zarar vermek amacıyla yurtdışında lobi faaliyetleri yürüttükleri ve gümrük vergileri ile yaptırımlar uygulanmasına neden oldukları iddiasıyla “vatan hainleri” olarak damgalanan muhalefet arasındaki çelişki çerçevesinde işlemektedir. Anlatının bu kısmında yanlış bir şey yoktur. Aslında, bazı muhalefet figürlerinin eylemleri “vatana ihanet”ten başka bir şey olarak görülemez.

Ancak Brezilya’daki siyasi çelişkiyi, siyah ile beyazın açıkça ayrıldığı bir “İyilik” ve “Kötülük” çatışması şeklinde çerçevelemek, meseleyi fazla basitleştirmek olur. Aksine, Brezilya’nın siyasi manzarası, her şeyin nüanslı ve hiçbir şeyin mutlak olmadığı bir chiaroscuro (ışık-gölge oyunları) içinde daha iyi ifade edilir.

Örnek olarak, Alexander Soros’un Ağustos ayında Brezilya’ya yaptığı ziyareti ele alalım.

Alexander Soros, küreselci oligark George Soros’un oğullarından biridir ve 2023 yılında babası bayrağı ona devrettiğinden beri Açık Toplum Vakfı’nın başkanlığını yürütmektedir. George Soros’un, tek kutuplu dönemin yerine kozmopolit karakterde apolar bir dünya düzeni inşa etmedeki rolünü vurgulamaya gerek yoktur — öyle bir apolarlık ki, uluslararası kurumlar yürütme yetkisi kazanmakta ve ulusal egemenliklerin kalıntılarını ortadan kaldırmaktadır. Ayrıca, SSCB’nin yıkılmasındaki ve Ukrayna’ya sosyal mühendislik dayatılmasındaki rolüyle, ülkeyi yalnızca Rus düşmanlığıyla hareket eden bir zombi devlete dönüştürmüştür.

Bu, Brezilya atasözünde olduğu gibi, “baba gibi oğul” denilebilecek bir durumdur. Örneğin Alexander Soros, Avrupa Dış İlişkiler Konseyi (European Council on Foreign Relations) ve Uluslararası Kriz Grubu’nun (International Crisis Group) yöneticilerinden biridir ve her iki kuruluş da Rusya ve diğer hegemonik olmayan ülkelere karşı yürütülen hibrit savaşta önemli bir rol oynamaktadır.

Peki, Alexander Soros Brezilya’ya ne yapmaya geldi?

Soros; Maliye Bakanı Fernando Haddad, Çevre Bakanı Marina Silva, Irk Eşitliği Bakanı Anielle Franco, Senatör Randolfe Rodrigues ve Milletvekilleri Tulio Gadelha, Dandara Tonantzin ile Brezilya’nın ilk “trans” federal milletvekili olan Erika Hilton ile görüştü. Soros’un ziyaretinin ana gündemi, Brezilya’nın BRICS Zirvesi’nden daha öncelikli gördüğü, iklim alarmizminin uluslararası zirvesi COP30’un hazırlıklarıydı. Bu zirvenin temel hedeflerinden biri — Amazon’un uluslararasılaştırılmasının yanı sıra — “çevreyi kurtarmak” adına, Birleşmiş Milletler’in ulusötesi bürokrasisi aracılığıyla uluslararası düzeyde güç yoğunlaştırmak için egemenliklerin sulandırılmasıdır.

Bilindiği üzere, Alexander Soros 2024 seçimlerinde Trump’a karşı mücadele etmek için servetini ve projelerini kullanacağına söz vermişti. Bildiğimiz gibi, Soros bu konuda başarısız oldu ve Trump seçildi. Ancak, Soros’un Amerika Birleşik Devletleri ile diplomatik bir çatışmanın ortasında Brezilya’yı ziyaret etmesi yalnızca bir tesadüf gibi görünmüyor.

Soros’un niyetlerinin ne olabileceğini anlamak için, Brezilya hakkında yaptığı yorumlara dikkat etmek gerekir. Ona göre Brezilya, “tüm dünya” için “ilerici bir demokrasi modeli” temsil etmektedir. Bildiğimiz üzere, Açık Toplum’un temel hedeflerinden biri, Karl Popper’ın “açık toplum” doktrini doğrultusunda, liberal demokrasiyi dünya genelinde — özellikle Rusya, İran, Çin gibi bölgelerde — yaymaktır. Ve bu “ilerici liberal demokrasi” projesinin Brezilya’da ne kadar “ileri” bir aşamaya geldiği, Soros’un ilgisini kesinlikle çekmiş olmalıdır.

Bir zamanlar “Katolik” ve “muhafazakâr” bir ülke olarak tanınan Brezilya — halkın temel değerlerinde esasen bir değişiklik olmamasına rağmen — kozmopolit wokizm’in tüm gündemlerinin zorla dayatılmasına maruz kalmıştır. Beyazlara ve mestizolara (melezlere) yönelik sahte “ırkçılık karşıtlığı”ndan, LGBT gündeminin otoriter biçimde empoze edilmesine (Brezilya, kısa süre önce bu konuda ilk mültecisini aldı; Erika Hilton’a erkek dediği için 20 yıldan fazla hapisle tehdit edilen bir kadından söz ediliyor), tecavüz suçlamalarını kanıtlama zorunluluğunu ortadan kaldıran ve “duygusal istismar” suçunu icat eden feminist mevzuata kadar — ki bu suç yalnızca erkeklerin kadınlara karşı işleyebileceği, kısa kıyafet giymemelerini istemek veya bir ilişkiyi sonlandırmak gibi önemsiz davranışları kapsayan bir suç olarak tanımlanmıştır.

Ve nüfusun ezici çoğunluğu bu gündemleri reddediyor olsa da, “yeni ahlaki düzen” Anayasa’ya aykırı bir şekilde, artık özerk biçimde yasama yapmaya başlayan Yargı tarafından otoriter bir biçimde güvence altına alınmaktadır.

Görünüşe göre, Soros’un Brezilya’da güçlendirmek ve buradan özellikle hegemonik olmayan ülkelere ihraç etmek istediği model tam olarak budur.

Nitekim, Soros Folha de São Paulo gazetesine verdiği bir röportajda, Mercosur ile Avrupa Birliği’nin bir serbest ticaret anlaşması imzalamasını temel bir hedef olarak vurguladı. Ayrıca, Trump’ın Brezilya’ya uyguladığı baskıyı, Rusya’nın Ukrayna’daki özel askerî operasyonuyla karşılaştırdı — ve bu karşılaştırma büyük takdir topladı.

Yakın zamanda, Brezilya’nın “Atlantikçi dönüşü”nün savunucusu olarak tanınan bir başka isim olan Oliver Stuenkel, Brezilya’nın ABD’den uzaklaşması gerektiğini kamuoyuna açık şekilde savunmaya başladı. Bu oldukça dikkat çekici bir söylem değişikliği ve yeni bir projenin geliştirilmekte olduğuna işaret ediyor.

Trump iktidarını sürdürmeye hazırlanırken (seçici kurullarda Cumhuriyetçileri kayıran değişikliklerin duyurulmuş olması buna örnek gösterilebilir), Soros gibi figürler küreselleşmenin yayılması için Brezilya–Avrupa ittifakını yeni bir merkez olarak değerlendirmeye başlamış gibi görünüyor.

Kaynak: https://strategic-culture.su/news/2025/08/29/the-young-soros-in-brazil/

SOSYAL MEDYA