Yahudilik Nedir?-7/ Kolonizatör trajedi olarak Yahudilik

Yahudiliğin öncelikle İbrahimi inançlar listesinden çıkarılması, semavi dinler, üç büyük din, ehli kitap vb ifadelerin asla Yahudiliği içermediğinin tescili, Yahudilerin İbrahim-İshak, Yakup, Musa-Süleyman ve diğer elçi-nebi geleneğiyle hiç bir bağı olmadığının tespiti (Bakara,140-141-Al-i İmran.67), İsrailoğulları-İsrail ifadesinin Asur olarak düzeltilip Yahudilerin ise zaten kendi kullandıkları İzrail kelimesiyle anılmasının ısrarla kullanılmaya başlanması gerekmektedir. Yine Yahudilerin asla ve hiç bir zaman Filistin bölgesinde (İsrail-Yahuda krallığı gib) bir devleti olmamıştır. Asla Kudüs’te bir izleri, eserleri veya mabedleri olmamıştır. Asla homojen bir ulus bile olmamışlardır. Yahudiler tıpkı bugün gibi hep egemen güçlerle işbirliği içinde FETÖ vari lobicilikle kendi güvenliklerini ticaret ve istihbarat örgütlenmesiyle sağlayan, kolonizatör bir topluluktur.
Şubat 23, 2025
image_print

Yahudilerin Hind-İranla olan tarihsel kök bağları, çok sonraları Pers mogus-moğus-büyücü-kahin hahamların kurnazca icat ettiği masalların eseridir. Bu haham-kahin denilen din adamları, aslında topluluğu güden çobanlar-vasal krallar (Farsça peygamber kelimesi de aynı anlamdadır ve İslamı İranlılardan öğrenen Türkler ve Kürtler hala Resül ve Nebiler için peygamber kelimesini kullanır. Oysa Nebi ve Resul, çok farklı kavramlardır.) Bu haham-kahan-peygamberler Tevrat açısından farklı misyonlara sahiptir hatta birçoğu sinagog-havra denilen banka-banker kurumlarının tüccar-tefecileridir. Yahudi hahamları ve peygamberleri, bölgede öğrendikleri bazı inanç ritüelleri ve kendi yazdıkları eski masalların üzerinden bu göçmen Yahudi topluluğu daima ortak bir havuzda tutmuş ve Perslerden sonra Romalılara, ve sonra dağıldıkları her ülkede yöneticilere mukayeseli üstünlük denilecek mesleklere yöneltip varoluşlarını-güvenliklerini sağlayacak konumlar elde etmeye çalışmıştır. Doktorluk, dokumacılık, sarraflık, tefecilik, ticaret vb konularda yoğunlaşarak her toplum içinde kendi özellikleriyle var kalmaya çalışan, güçlendikçe güçlerinin ötesinde o toplumu yönetmeye kalkan, buna tepki olarak da katledilen veya sürülen, böyle bir dramatik geleneği daima Tevrat-Talmud vb dinsel hikayelerle içselleştirip devam eden Yahudilik, aslında tuhaf, özgün, ürkütücü bir trajedidir.

Ticaretle uğraştıkları için okuma yazma bilen bu topluluğun hahamları, Musa’nın kitabı diye aslında bölgede egemen bütün inanç, mitoloji, masal, efsane ne varsa kayda almış, muhtemelen önceleri aslında İranlı rabblerine istihbarat raporu gibi sunmuş, zamanla bunları atalarının kutsal yazıtları diye benimseyip kutsal kitap yapmıştır. Tevrat’ın esas metinleri zaten sürekli diğer bütün insanlara kin kusan ve düşmanlık aşılayan anlatılardan oluşur. Musevi inançlarla dalga geçer, Nuh kızlarıyla yatmıştır, İbrahim karısını krala sunmuştur, Yakup kardeşini kandırmıştır, Davut komutanının karısını ayartmıştır, Süleyman yüzlerce cariyesi olan ve putlara tapan bir zalim kraldır..vb. Yani aslında önceleri adeta bir İbrahimi- Hanif-Musevilik karşıtı propaganda metinleridir. Bu nedenle Yahudi geleneğinde Tevrat ve Tanah-Talmud yazılarını yorumlama yani kıvırma sanatı olarak tefsircilik-hermonotik geleneği gelişmiştir. Zira düzünden okuyunca gerçekten tuhaf, korkunç, asla ilahi bir öz taşımayan bir metindir eski Ahit.

Kuran, asla Musa’ya Tevrat verdik demez, Musa’ya kitap verdik der. Çok sonraları bu Yahudi topluluğu Tevrat’ı Musa’ya verilen kitap diye sundukları ve başka topluluklarda da böyle yazılı kayıtlar olmadığı için Tevrat isimli kitap, sonraki dönemlerden bugüne Musa’nın kitabı olarak kabullenilmiştir. Kuran, indiği dönemde sonraki nesiller için elinizdeki Tevrat’ı ve İncili biz indirdik diyerek, eldeki tek yazılı kayıtları kasteder ama sürekli o kitaplardaki iddia ve anlatıları düzeltir. İncil’de anlatılan İsa hikayesi de özünde işte bu dinsel çarpıtma ve din sömürüsüne karşı isyanı anlatır. Kurumsal dinsellik, yani insani ahlaki öğütleri ve sosyal yaşama dair beslenme, evlilik, vb kural ve örfleri kutsallık halesiyle örgütlü bir din adamları sınıfı ve kutsal yazıtlar eşliğinde düzenleme ve buradan insanlık ailesinden ayrı bir getto oluşturup geri kalanları dışlama-aşağılama, tüm bunları Allah adına yapma alışkanlığı, tamamen Hint-İran icadıdır ve Yahudilik, işte bu icadın en özgün, en inatçı, en yobaz ve bu yüzden en devamlı biçimidir. İsevilik ve Muhammedilik, orijinalinde aslında bu dinselliğe karşı ortaya çıkmıştır ve fakat zamanla yine dönme Yahudileri vasıtasıyla aynı Yahudi formatında dinselleşmiştir. Pavlus ve İbn ishak, bu gözle bir daha incelenmelidir.

Yahudiliğin öncelikle İbrahimi inançlar listesinden çıkarılması, semavi dinler, üç büyük din, ehli kitap vb ifadelerin asla Yahudiliği içermediğinin tescili, Yahudilerin İbrahim-İshak, Yakup, Musa-Süleyman ve diğer elçi-nebi geleneğiyle hiç bir bağı olmadığının tespiti (Bakara,140-141-Al-i İmran.67), İsrailoğulları-İsrail ifadesinin Asur olarak düzeltilip Yahudilerin ise zaten kendi kullandıkları İzrail kelimesiyle anılmasının ısrarla kullanılmaya başlanması gerekmektedir. Yine Yahudilerin asla ve hiç bir zaman Filistin bölgesinde (İsrail-Yahuda krallığı gib) bir devleti olmamıştır. Asla Kudüs’te bir izleri, eserleri veya mabedleri olmamıştır. Asla homojen bir ulus bile olmamışlardır. Yahudiler tıpkı bugün gibi hep egemen güçlerle işbirliği içinde FETÖ vari lobicilikle kendi güvenliklerini ticaret ve istihbarat örgütlenmesiyle sağlayan, kolonizatör bir topluluktur. (doğrusu FETÖ zaten bu Yahudi lobi örgütlenmesinin taklidi ve uzantısıydı). Etnik olarak çok eski kökleri Hint-İran olsa da bugün dağıldıkları her toplumda melezleşmiş ama Tevrat-Tanah ve bu yetmediği için modern dönemde siyonizm adlı etnodinsel faşist bir ideoloji üretmişlerdir. Siyonizm aslında bir Alman icadıdır ve 20. yy başında hem Yahudilerinden kurtulmak hem de İngiliz egemenliğindeki doğu Akdeniz’e bir Alman kolonisi kurmak için organize edilmiştir. Ama Osmanlı devleti, hem II.Abdulhamit hem de İttihat Terakki yönetimi bu projeye asla müsaade etmeyince siyonistler İngilizlere yanaşmıştır. 1. Dünya savaşı sırasında İngilizler Balfour deklarasyonuyla Siyonistleri yanına çekmiş ve savaş sonrası bir Şerif Hüseyin’e söz verdiği gibi Yahudilere de bir devlet sözü vermiştir. Ama ikisini de tutmamış, Şerif Hüseyin’e Ürdün krallığı, Yahudilere de Filistin’de koloni vatandaşlığı vermiştir. İsrail devleti, 2. dünya savaşı sonrası Avrupa ve Rusya’da kalan yahudileri sürmek için icat edilip ABD ve Rusya öncülüğünde İngilizlerin onayıyla kurulmuştur. Yani siyonistler bu örgütlü ihtirasları ile 20.yy başında Almanların, ortasında İngilizlerin ve şimdi de ABD ve Rusların Ortadoğu’daki kolonizatör gücü olarak İsrail isimli kafese sokulup kullanılan bir topluluktur. ABD ve Avrupa’da ticaret ve tefecilik- fon-borsa vb. oyunları ve buradan sağladıkları ekonomik-medya ve siyasal lobi güçleri, aslında asıl ABD-İngiltere-Avrupa ve Rusların maskesi durumundadırlar ve kullanım süreleri dolduğunda tıpkı Alman Yahudileri gibi, tıpkı FETÖ gibi, bir gecede ellerindeki her şey alınıp sürülecek, yine katledilecek bir günah keçisi, bir trajik kolonizatör topluluğudur.

Bu topluluğun kendi senkretik-rafızi inanç ve gelenekleri kendilerine aittir ve hiç bir şekilde insanlığın ortak inanç ve değerleriyle alakası yoktur. Bu anlamda; Yahudiler ve İzrail topluluğu, her ülkede, her toplumda, her zaman, toplumun genel hukuki standartları çerçevesinde can, mal, inanç, güvencesi içinde eşit olarak yaşayabilmeli, ama insanlığa karşı herhangi bir düşmanlık, tasallut, egemenlik, saldırı veya müdahale imkanlarından arındırılmalıdır. Yahudilik; Ezidilik, Nusayrilik, Ehl-i Hak, Babailik, Haşhaşilik, Bahailik, Dürzilik gibi iran kökenli rafızi bir inanç-topluluk kimliğidir ve siyonizm ise bu rafıziliğin sol-seküler milliyetçi modern ifadesidir. Tıpkı Alman -Aryan ırkçılığının türevleri ve taklidi olan Türkçü kemalizm, Kürtçü Apoculuk, Arapçı Baasçılık gibi, siyonizm de modern dönemin batı icadı milliyetçi rafızilik mezheplerinden biridir. İran-Hint-Aryan kök ırkçılığı, bütün insanlara düşman İblis-Şeytan geleneği olarak modern dönem de de hala insanlığı zehirleyip bir birine düşman etmektedir.

Mesele, öncelikle Yahudilikle özdeş dinsel kök anlatının bir yalan olarak kavranıp artık tamamen reddedilmesi, bu topluluğun diğer tüm toplumlar gibi insanlık ailesiyle karışıp erimesinin sağlanması, Museviliğin ise, İsevi ve Muhammedi topluluklar gibi aynı İbrahimi tevhidi inanç geleneğine ait bireysel bir inanç olarak kabulü gerekmektedir. Bu inancı kabullenmiş Yahudiler de birey olarak Musevi olarak adlandırılabilir. Ki özünde zaten gerçek İseviler ve gerçek Müslümanlar da Musevidir, İbrahimidir. Hatta hiç bir canlı-ölü kişiyi tanrılaştırmayan, hiç bir zorba-zalim sömürücü güce, ırk, milliyet, kavim, devlet, para ve şehvete tapmayan ve dünyanın her yerinde her tür zalime, sömürüye, adaletsizliğe itiraz eden vicdan ve merhamet sahibi her insan, doğuştan gelen mecburi edinilmiş dini ırkı inancı ne olursa olsun, İbrahim milletindendir. Yani Hanif, Musevi, İsevi ve Müslümandır.

İnsanlık, yani iyilik, adalet, özgürlük; millet-i İbrahim’in kadim değerleridir. Ve Yahudiler, bütün insanlık tarafından bu değerlere kıyasla ve bu değerlere mensubiyetle değerlendirilmelidir. Bu anlamda, Anti siyonist Yahudiler aslında Musevidir. Ve insanlığın safındadır. Ama İzrail ve siyonist yahudi lobisi, bu değerlere düşman olduğu için ve düşman olduğu sürece, insanlığın düşmanıdır. Tıpkı bu değerlere aykırı davranan ve adı ister Müslüman ister Hristiyan ister sosyalist, ister milliyetçi, ister batılı doğulu Türk Kürt Arap İranlı Rus Avrupalı Çinli vb olsun, fark etmez, kim İbrahimi değerlere uymuyorsa münafıktır ve insanlığın düşmanıdır.
Yahudilikle ilgili de kadim ölçü ve son söz, budur.

Faydalanılan Kaynaklar
-Dinler Tarihine Giriş, Mircae Eliade, Kabalcı Yay. 2003
-İnsanlığın Kaynakları ve İlk Medeniyetler, Şevket Aziz Kansu, TTK
yay. 1991
-Mitoloji ile İnanç Arasında, Şinasi Gündüz, Etüt Yay. 1998
-Sabiiler-Son Gnostikler, Şinasi Gündüz, Vadi Yay. 1995
-Keldaniler ve Nasturiler, Kadir Albayrak, Vadi Yay. 1997
-Dinler Tarihi, Ali Şeriati, Kırkambar Yay. 2001
-Hz. Musa ve Tektanrıcılık, S. Freud, Bağlam Yay. 1987
-Totem ve Tabu, S. Freud, Sosyal Yay. 1984
-Din ve Büyü, C. Levi-Strauss, Yol Yay. 1983
-Tarih Sümerde Başlar, Samuel Noah Kramer, Kabalcı Yay. 1998
-Kara Atena, Martin Bernal, Kaynak Yay. 1998
-Asur Tarihi, Erol Sever, Kaynak Yay. 1996
-Roma Tarihi, Titus Livius, Arkeoloji ve Sanat Yay. 1992
-Musa ve Yahudilik, Hayrullah Örs, Remzi Kitabevi, 1982
-Ortadoğu Mitolojisi, Samuel Henry Hooke, İmge Yay. 1995
-Atlaslı Büyük Uygarlıklar Ansiklopedisi, İletişim Yay.
(Eski Mısır, Mezopotamya ve Yakın Doğu, Roma Dünyası, Yahudi Dünyası, İslam Dünyası, Eski Yunan, Hind Dünyası ciltleri)
-Tarihte Doğu-Batı çatışması İ.Ü., S.A.M., Semavi Eyice Armağanı, Kızıl Elma Yayıncılık, 2005.
-Yahudi Sorunu, Karl Marks
-Yahudiler ve Araplar, S. D. Goitein, İz Yay., 2005.
-Yahudi Tarihi, Yahudi Dini, İsrael Shahak, Anka yay.
-Siyonizm Dosyası, Roger Garaudy, Pınar yay.
-Akdeniz ve Akdeniz dünyası, F. Braudel, 1. cilt
-www.comlink.de/demir/kivilcim’ den Hikmet Kıvılcımlı’nın eserleri
-www.sevivon.com
-www.dunyadinleri.com
-İslam Ansiklopedisi
-Kuran-ı Kerim ve Türkçe meali
-Kitab-ı Mukaddes

Ayrıca ilgilenenler,  Sümer, Asur, Babil, Hammurabi, Salmanasar, Ramses, İsrail, Davut, Süleyman, Elam, İran, Pers, Kyrus, İskender, Homeros-İlyada, Yunan ve diğer ilgili maddelere bakabilir.

mail: [email protected]

Ahmet Özcan

Ahmet Özcan, nüfus kaydı ismi Seyfettin Mut olup İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu (1984-1993)dur. Yayıncılık, editörlük, yapımcılık ve yazarlık yaptı. Yarın Yayınları ve haber10.com haber sitesinin kurucusudur. “Ahmet Özcan” yazarın müstear ismidir.

Yer aldığı dergiler arasında İmza (1988), Yeryüzü (1989-1992), Değişim (1992-1999), Haftaya Bakış (1993-1999), Ülke (1999-2001) ve Türkiye ve Dünyada Yarın (2002-2006) bulunmaktadır.

Yayımlanmış kitapları arasında Yeni Bir Cumhuriyet İçin, Derin Devlet ve Muhalefet Geleneği, Sessizlik Senfonisi, Şeb-i Yelda, Yeniden Düşünmek, Teolojinin Jeopolitiği, Osmanlı’nın Orta Doğu’dan Çekilişi, Açık Mektuplar, Davası Olmayan Adam Değildir, İman ve İslam, Yenilmiş Asilere Çiçek Verelim, Tevhid Adalet Özgürlük ve Devlet Millet Siyaset yer almaktadır.

Kişisel web sitesi:
www.ahmetozcan.net
İng: www.ahmetozcan.net/en;
e-posta adresi: [email protected]

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

SOSYAL MEDYA