Uluslararası Göç Üzerine Demografik Mücadele

Dünya nüfusunun yaklaşık 1,3 milyarı, yani %16’sı, ülkelerini kalıcı olarak terk etmek isterken, bir milyardan fazla insan, ülkelerine daha az göçmen alınmasını veya hiç alınmamasını istiyor. Uluslararası göç konusunda bu iki taraf arasındaki demografik mücadele, ülkeler ve vatandaşları üzerinde önemli sosyal, ekonomik ve politik sonuçlar doğuruyor.
Temmuz 4, 2025
RAS JDIR, TUNISIA - MARCH 04: Thousands of Bangladeshi migrant workers who recently crossed into Tunisia from Libya walk to a United Nations displacement camp on March 04, 2011 in Ras Jdir, Tunisia. As fighting continues in and around the Libyan capital of Tripoli, tens of thousands of guest workers from Egypt, Tunisia, Bangladesh and other countries are fleeing to the border of Tunisia to escape the violence. The situation is quickly turning into a humanitarian emergency as fledgling Tunisia is overwhelmed with the migrant workers. Libyan leader Muammar Gaddafi has vowed to fight to the end. (Photo by Spencer Platt/Getty Images)
image_print

Başka bir ülkeye göç etmek isteyen 1.3 milyar insan, 2025 yılı itibarıyla dünya genelindeki tahmini göçmen sayısı olan 305 milyonun dört katından fazla. Eğer göç etmek isteyen tüm insanlar bunu gerçekleştirebilseydi, küresel göçmen sayısı yaklaşık 1.6 milyara çıkardı.

Dünyadaki toplam göçmen sayısının tahmini kolaylıkla yapılabilirken, kaçak göçmenlerin toplam sayısının tahmini çok daha zordur ve küresel ölçekte güvenilir tahminler çok azdır.

Eğer ABD’deki tüm göçmenler arasında kaçak ve kayıtsız olan göçmenlerin oranı olan yaklaşık %25, dünya genelindeki göçmenler için de geçerli olsaydı, küresel düzeydeki kaçak göçmen sayısı yaklaşık 75 milyon olurdu (Şekil 1).

Figure 1.: Kaçak Göçmenlerin Sayısı, Toplam Göçmen Sayısı ve Bulundukları Ülkelerden Göç Etmek İsteyen İnsanların Sayısı: 2025. (milyon)

Kaynak: Birleşmiş Milletler ve Gallup Anketleri.

Kalıcı olarak başka bir ülkeye göç etme isteği, son yıllarda önemli ölçüde artmıştır; bu oran 2011’de %12 iken, 2023’te %16’ya çıkmıştır.

Ayrıca, göç etme arzusu dünya bölgeleri arasında büyük farklılıklar göstermektedir. 2023 yılında Sahra Altı Afrika, %37 ile göç etme arzusu en yüksek olan bölgeydi; bu oran 2011’de %29’du (Şekil 2).

Figure 2.: Dünya ve Önemli Bölgeler için Yaşadıkları Ülkelerden Başka Ülkelere Kalıcı Olarak Gitmek İsteyenlerin Toplam Nüfusa Oranı: 2011 ve 2023

Kaynak: Gallup Anketleri.

Neredeyse tüm büyük bölgelerde, 2011 ile 2023 arasında kalıcı göç etme arzusunda büyük artışlar görülmüştür. Örneğin, Orta Doğu ve Kuzey Afrika ile Latin Amerika ve Karayipler bölgelerinde bu oran yaklaşık %18’den %28’e yükselmiştir.

Göç etme arzusu yalnızca gelişmekte olan bölgelerle sınırlı değildir. Avrupa Birliği’nde, 2023 yılında nüfusun neredeyse %20’si göç etme isteğini ifade etmiştir. Benzer şekilde, ABD ve Kanada’da 2023 yılında nüfusun yaklaşık %18’i göç etme arzusu taşımaktadır; bu oran 2011’de %10’du.

Kalıcı olarak göç etmek isteyen insan sayısı, ülkelerin kabul etmeye istekli olduğu göçmen sayısını aşmaktadır ve bu da birçok bireyin kaçak olarak göç etmesine neden olmaktadır.

Örneğin, yaklaşık 170 milyon yetişkin Amerika Birleşik Devletleri’ne göç etmek isterken, ülkede yasal daimi ikamet izni verilen göçmenlerin yıllık sayısı 1 ila 2 milyon arasında değişmekte olup, gelecekte net göçün yıllık ortalama 1 milyonun biraz üzerine çıkması beklenmektedir. Benzer şekilde, Kanada’ya göç etmek isteyen kişi sayısı yaklaşık 85 milyon iken, ülkenin yıllık kabul ettiği göçmen sayısı 400.000 ile 500.000 arasındadır.

Göç etme arzusu ile ülkelerin kabul ettiği göçmen sayısı arasındaki önemli dengesizlik, kaçak göçün başlıca demografik nedenlerinden biridir. Binlerce göçmen, istedikleri ülkeye ulaşmaya çalışırken göç yollarında hayatını kaybetmektedir.

Bu demografik dengesizliğe ek olarak, yoksulluk, işsizlik, düşük ücretler, zor yaşam koşulları, şiddet, suç, zulüm, siyasi istikrarsızlık, silahlı çatışma, sağlık hizmetlerine erişim eksikliği, sınırlı eğitim olanakları ve iklim değişikliği gibi diğer önemli faktörler de kaçak göçe neden olmaktadır.

Göçmenlerin hedef aldığı pek çok ülke rekor düzeyde yasadışı sınır geçişleri, izinsiz varışlar ve vize sürelerinin aşılmasıyla karşı karşıya kalıyor ve bu durum milyonlarca kişinin söz konusu ülkelerde yasadışı yaşamasına yol açıyor.

Uluslararası göçle ilgili insan hakları oldukça açık ve nettir. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 13. maddesi şöyle der: “Herkesin, herhangi bir ülkeyi, kendi ülkesi dahil, terk etme ve ülkesine geri dönme hakkı vardır.” Tüm insanların ülkelerinden ayrılma ve geri dönme hakkı olsa da, başka bir ülkeye izinsiz girme ya da geçici ziyaretinin süresini aşma hakkı yoktur.

Ancak, Evrensel Bildirge’nin 14. maddesi de “Herkesin, zulümden kaçmak için diğer ülkelerde sığınma talep etme ve sığınmadan yararlanma hakkı vardır” der. Bu nedenle, izinsiz olarak bir ülkeye giren çok sayıda göçmen, zulümden kaçmak için sığınma talebinde bulunmaktadır.

Sığınma hakkı elde etmek için bireyin uluslararası alanda kabul edilen mülteci tanımına uyması gerekir.

1951 tarihli Mültecilerin Statüsüne Dair Sözleşme ve bu sözleşmenin1967 tarihli Mültecilerin Statüsüne Dair Protokolü sığınma hakkını kanunlaştırmıştır. Sığınma hakkı, “ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi görüşü nedeniyle zulüm göreceği konusunda haklı bir korku duyan” herkes için geçerlidir.

Ancak Sözleşme ve Protokol, sığınma hakkına uygun olanlara mutlaka sığınma verilmesini hükümetlere zorunlu kılmaz.

Sığınma talebinde bulunan ancak yasal giriş izni olmayan göçmenlerin, sığınma talepleri karara bağlanırken, prensip olarak hedef ülkede kalmalarına izin verilir. Genellikle, bu başvuruların değerlendirilmesi birkaç yıl sürer ve sığınma taleplerinin büyük çoğunluğu reddedilir.

Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri’nde son yıllarda sığınma taleplerinin yaklaşık %70’i reddedilmiştir. Benzer şekilde, Fransa, Macaristan, İtalya, Polonya ve İsveç gibi birçok Avrupa ülkesinde ilk incelemelerde yapılan sığınma başvurularının %70’i aşan oranlarda reddedildiği bildirilmiştir.

Göçmenlerin hedefindeki pek çok ülke, özellikle zengin ve daha gelişmiş olanlar, kaçak göçmenlerin sığınma taleplerini sınır dışı edilmekten kaçınmanın bir yolu olarak gördüklerini ifade etmektedirler. Çoğu başvurunun geçerli bulunmamasına rağmen, başvuruların çokluğu ülkelerin bunları zamanında inceleme ve olumsuz kararlarla kişileri ülkelerine geri gönderme kapasitelerini zorlamaktadır.

Yüksek sığınma başvurusu sayılarına çözüm olarak bazı ülkeler çeşitli politikalar uygulamaktadır. Örneğin, bazı ülkeler, yetkisiz göçmenlerin sığınma talepleri değerlendirilirken ülke dışında beklemelerini şart koşmaktadır. Diğer bazı ülkeler, kaçak göçmenlerin başka bir ülkede sığınma talebinde bulunmasını zorunlu kılıyor ve ayrıca göçmenlerin sığınma taleplerinin işlenmesi veya yeniden yerleştirilmeleri için farklı üçüncü ülkelere transfer edilmesine yönelik politikalar uyguluyor.

Geleceğe bakıldığında, şu anda 8.2 milyar olan dünya nüfusunun önümüzdeki elli yıl içinde 2 milyar daha artması beklenmektedir. Bu süre zarfında, daha gelişmiş bölgelerin nüfusunun yaklaşık 70 milyon azalması öngörülmektedir.

Buna karşılık, en az gelişmiş ülkeler hariç tutulduğunda, daha az gelişmiş bölgelerin nüfusunun 2075 yılına kadar yaklaşık 700 milyon artması beklenmektedir. Bu ciddi nüfus artışı, en az gelişmiş ülkeler için öngörülen yaklaşık 1.4 milyarlık artışın yaklaşık yarısı kadardır (Şekil 3).

Figure 3.: Dünya Nüfusu, Daha Gelişmiş Bölgeler Nüfusu, En Az Gelişmiş Ülkeler Hariç Daha Az Gelişmiş Bölgeler Nüfusu ve En Az Gelişmiş Ülkeler Nüfusu: 2025-2075 (milyar)

Kaynak: Birleşmiş Milletler.

Ülkeler kaçak göçle mücadele ederken, birçoğu aynı zamanda nüfus azalması yaşıyor veya nüfus azalması bekliyor. Mevcut ve beklenen nüfus düşüşlerine rağmen, ülkeler büyük sayılarda göçmen kabul etmeye hazır değildir.

Ülkeler, göç sayılarını artırmak yerine, düşen ve nüfusun yenilenme düzeyinin çok altında kalan düşük doğurganlık oranlarını yükseltmeye odaklanıyorlar.

İş dünyası liderleri, işverenler, çeşitli sivil toplum kuruluşları, aileler ve bazı hükümet yetkilileri uluslararası göçün faydalarını kabul etmekte ve hatta bir miktar yetkisiz göçe tahammül gösterebilmektedir.

Ancak, hedef ülkelerdeki pek çok vatandaş, özellikle de siyasi açıdan aşırı sağda olanlar, ülkede kaçak olarak yaşayanlar başta olmak üzere yeni gelen göçmenleri de giderek daha fazla iş, kültürel bütünlük, ulusal güvenlik ve kamu fonları için bir tehdit olarak görüyorlar. Bu nedenle, bu ülkelerdeki birçok hükümet, özellikle kaçak olan göçmenlerin sınır dışı edilmesine yönelik politika ve uygulamaları hayata geçirmiştir.

Ayrıca, artan göç karşıtı görüşler, gelen göçmenlerin geleneksel kültür, ortak değerler ve ulusal kimliği olumsuz yönde etkileyeceği endişesini taşımaktadır. Bu görüşe sahip olanlar, özellikle kaçak göçün yaşam tarzlarını, ulusal güvenliklerini, etnik miraslarını ve sosyal uyumlarını zedelediğine inanmaktadır.

Sonuç olarak, uluslararası göç her zaman temel, belirleyici bir demografik olgu olmuş ve dünya çapında önemli ekonomik, sosyal ve politik etkiler yaratmıştır. Günümüzde, 8.2 milyarı aşan dünya nüfusu, uluslararası göçle ilgili büyüyen bir mücadeleyle karşı karşıyadır.

Bu mücadelenin bir tarafında, yaklaşık 1.3 milyar insan başka bir ülkeye göç etmek istemekte, bunların birçoğu izinsiz olarak ve hayatlarını riske atarak hedeflerine ulaşmaya çalışmaktadır. Diğer tarafta ise, göçmenlerin hedeflediği ülkelerde yaşayan bir milyardan fazla insan bu göçü durdurmaya, artan göçmen sayısını azaltmaya ve sığınma talebinde bulunanlar da dahil olmak üzere ülkelerinde izinsiz yaşayanları sınır dışı etmeye çalışmaktadır.

Demografik yapı, taraflar arasındaki büyük farklılıklar ve ülkelerdeki mevcut durumlar göz önüne alındığında, uluslararası göç üzerindeki mücadelenin 21. yüzyıl boyunca devam etmesi muhtemeldir.

Joseph Chamie, demografi danışmanı, Birleşmiş Milletler Nüfus Bölümü eski direktörü ve aralarında “Nüfus Düzeyleri, Eğilimler ve Farklılıklar” adlı son kitabının da bulunduğu nüfus konularına dair çok sayıda yayının yazarıdır.

Kaynak: https://www.ipsnews.net/2025/06/the-demographic-struggle-over-international-migration/?utm_source=email_marketing&utm_admin=146128&utm_medium=email&utm_campaign=The_Young_Nigerian_Innovator_Lighting_Up_Communities_With_Recycled_Solar_Innovation_A_CrisisStricken

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

SOSYAL MEDYA