Teşkilat-ı Mahsusa / Philip H. Stoddart

Philip Stoddard'ın işaretledikleriyle Teşkilat-ı Mahsusa; Batı tarzı örgütlenme biçimlerinden etkilenmiş, Enver Paşa'ya bağlı yarı askeri bir yapı olarak yapılanma ve teşkilatlanma kapasite ve dehası yüksek bir hiyerarşiye sahip, asker, ajan vs gibi farklı görev tanımları ve kimlikleri bünyesinde barındıran bir istihbarat gücüdür. Ve yine sahip olduğu teşkilatlanma biçimi ve görevlilerinin yeteneksel dağılımları ile Teşkilat-ı Mahsusa, farklı görevleri bir anda gerçekleştirebilecek üyelere sahip olup, gerilla tipi direnişi farklı coğrafyalarda gerçekleştirebilecek yerli bir milis  gücüdür.
Haziran 11, 2025
image_print

Araştırmacı ve yazar Philip H. Stoddard’ın, Teşkilat-ı Mahsusa başlıklı metni başta 150’liklerden Eşref Kuşçubaşı olmak üzere birçok teşkilatçı ile yapılmış mülakatlarla beslenen bir ön çalışma, derleme ve giriş metnidir. 1950’lerin sonları ile 1960’ların başlarında gerçekleşen Teşkilat-ı Mahsusa kitabının hazırlık sürecinde Stoddard, yaşayan teşkilat mensuplarının kişisel gözlemlerinden basına yansıyanlara, teşkilatın kuruluş sürecinden Arap vilayetlerindeki faaliyetlerin çözümlenmesine kadar bir panorama sunuyor.

Aslında diyebiliriz ki Stoddard’ın metni, “Osmanlı Devleti’nin modern dünya problemleriyle başa çıkmaktaki başarısızlığına rağmen, belli belirsiz, amaçlarıyla ilgili sınırlı zaman ve mekana yayılmış başarılar sağlamıştır.” dediği örgütün, psikolojik bir betimlemesini sunuyor ki, bu üslup tarih çalışmalarında boşluk doldurulmasına sebep olurken, öte yandan örgütlerin, yapıların ve teşkilatların köksüz ve sebepsiz olduğu hissini barındıran uç yorumları mahkum ediyor. Yapılar, toplumların ızdıraplarından türerler. Beğenelim, beğenmeyelim bu böyledir.

Böyle bir durumun örneği olması bakımından, derlenmesi ve gündeme alınması gereken dağınık ve ayrışmış bilgi ve belgelerin olduğu Teşkilat-ı Mahsusa ile ilgili olarak böyle bir kitabın yayınlanması ile Yarın Yayınları, mühim bir boşluk doldurmuştur denilebilir zira Stoddard’ın, yayınevine yaptığı teşekkür bunu gösteriyor.

Stoddard’ın da belirttiğine göre Teşkilat-ı Mahsusa dediğimizde, dağıtıldıktan sonra dahi üyelerinin var olan farklı çatılara dahil olarak savaşıma devam eden adanmış fedailerden bahsetmiş oluruz. Bu adanmış fedakar adamlar, İttihat Terakki sonrasında ve Türkiye Cumhuriyeti kurucu öncüleri tarafından, her türlü kişisel hırs ve despotik arzularını gerçekleştirmek için uğraşan maceracılar olarak itham etmişlerdir. Halbuki bu macera esprisinin nereye kadar uzandığını ve nelere mal olduğunu, kimlerin nasıl ve ne bedeller ödediklerini Stoddard’ın kitabına dahil ettiği birinci tanıklıklardan anlayabiliriz.

Teşkilat-ı Mahsusa boyunca okuyucu, yazarının belirlediği bir hat üzerinde, teşkilatın panoramasını şu cepherlerden seyredebiliyor: a.) Teşkilat-ı Mahsusa aracılığıyla İttihat Terakki hükümetinin elinde gerçekleşen Pan-İslamist politika ve mücadele. a.a.) I. Dünya Savaşı’na kadar uzanan tarihte, Almanya ile siyasi arenada gerçekleşen siyasi temaslar. a.b.) Pan-İslamizm akımı çevresinde gelişen siyasi ve askeri temaslar. b.) Teşkilat-ı Mahsusa’ya dair öne çıkan kimliksel değerlendirmeler, tespitler, öne çıkanlar. b.a.) “Beşinci Şube” sorgulamaları. b.b.) Hükümet ve teşkilat mensuplarının ifadeleri, karşı ithamlar vs. b.c.) Çeşitli coğrafya ve görevliler elinde gerçekleşen birden fazla operasyon ve gizli görevler. c) İtalyanların, Kuzey Afrika’yı işgali sırasında Osmanlı’nın direnişi. c.a.) Yazar Philip Stoddard, doğrudan görüşme yaptığı kişilerden biri olan Salih Harb Paşa’nın, bu direniş sürecindeki askeri operasyonlar için “20. Yüzyılda Arap-Türk işbirliğinin genellikle pek iç açıcı olmayan tarihinde en parlak sayfa.” dediğini nakleder. d) Mısır ve Süveyş Kanalı’nda gerçekleşen, İzmitli Mümtaz Bey liderliğindeki Teşkilat-ı Mahsusa Birliği’nin icraatları ile Süleyman Askeri Bey’in, Irak’taki faaliyetleri d.a.) Yazar Philip Stoddard der ki: “Süleyman Askeri’nin Irak’taki faaliyetleri, Teşkilat-ı Mahsusa’nın bağlantılı olduğu ve Arap düzensiz kuvvetlerinin de yer aldığı, gerilla tipi eylemlerin iyi bir örneğidir.” e.) Genel olarak Arap vilayetlerindeki çözülmeyi bekleyen askeri ve siyasi sorunların çözümü ile ilgili İttihatçı idarenin takip ettiği yol ve bu yolda Teşkilat-ı Mahsusa’nın oynadığı aktif rol. e.a.) Suriye ve Lübnan’da yerel milliyetçi hareketlerin kontrol edilebilmesinde Teşkilat-ı Mahsusa’nın önemi.

Philip Stoddard’ın işaretledikleriyle Teşkilat-ı Mahsusa; Batı tarzı örgütlenme biçimlerinden etkilenmiş, Enver Paşa’ya bağlı yarı askeri bir yapı olarak yapılanma ve teşkilatlanma kapasite ve dehası yüksek bir hiyerarşiye sahip, asker, ajan vs gibi farklı görev tanımları ve kimlikleri bünyesinde barındıran bir istihbarat gücüdür. Ve yine sahip olduğu teşkilatlanma biçimi ve görevlilerinin yeteneksel dağılımları ile Teşkilat-ı Mahsusa, farklı görevleri bir anda gerçekleştirebilecek üyelere sahip olup, gerilla tipi direnişi farklı coğrafyalarda gerçekleştirebilecek yerli bir milis  gücüdür.

Stoddard’ın, Osmanlı’nın geleceğine dair pek net görüşlere sahip olmasalar da hayatları pahsına fedakarlık ve adanmışlık ruhu ile çalışan mücahitlerden müteşekkil Teşkilat-ı Mahsusa’nın amaç ve hedefleri ile ilgili belirttikleri de şöyle özetlenebilir: iç güvenliği sağlamak, dış tehdide karşı teyakkuzda bulunmak, 1908 devrimini savunmak, İttihat Terakki’nin siyasetteki muhaliflerinden Hürriyet ve İtilaf’a karşı mücadele etmek, düzenli ordunun kayıplarına karşı faydalı eylemlerde bulunabilecek yan destek, özellikle İngilizlerin hakimiyetine karşı farklı coğrafyalarda eylemler yapmak şeklinde.

Teşkilat-ı Mahsusa hakkında, kaynaklardaki bilgi ve verilerin dağınık, yetersiz, düzensiz oluşu olağan olmakla birlikte Stoddard’ın eseri gibi metinler bu dağınık verileri derlemeye, verimli hale getirmeye ve gerekli ilişkileri kurmaya yönelik çalışmalardır.

Stoddard’ın ön çalışma veya belgesel şeklinde tamımlanabilecek tez metni, tarih olarak oldukça erken bir zaman diliminde çalışılmış bir metindir. Kitap boyunca yapılan tespitler ile bu alanda boşluk doldurmaya aday ve devam edebilecek özverili çalışmalar için gerekli birikimi sunuyor.

Son söz Stoddard’ın şahitliğinde Kuşçubaşı Eşref Bey’den olsun:

“İçimizde kimsenin kaybedecek bir şeyi yoktu. Davamızın haklı olduğuna ve çalışmalarımızın mühim olduğuna inanmıştık.”

*Teşkilat-ı Mahsusa-Philip H. Stoddart, Yarın Yay.

Tarık Parlak

Tarık Parlak

1993 İstanbul doğumlu. İ. Ü. Felsefe Bölümü mezunu. Çeşitli dergilerde yazıları yayınlandı. Editörlük, yayıncılık yaptı. Halen serbest eğitim alanında çalışmaktadır. Aksiyon Risalesi adlı yayınlanmış bir kitabı vardır.
[email protected]

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

SOSYAL MEDYA