Şerif Mardin’den, Gencebay’a; “Merkez Ve Çevre” Çatışırken Arabesk

Şerif Mardin’in, muhtelif makalelerinden müteşekkil “Türkiye’de Toplum ve Siyaset” adlı kitabında yer verdiği “Türk Siyasasını Açıklayacak Bir Anahtar: Merkez-Çevre İlişkileri” başlıklı metni salt Osmanlı’dan günümüze nükseden toplumsal çatışmaların siyasal çözümlemesini yapabileceğimiz verileri değil, müzikten kültürel hareketliliğe kadar birçok alanda ortaya çıkan yeni durumları anlamamıza kapılar aralar.
Haziran 14, 2025
image_print

Şerif Mardin’in, muhtelif makalelerinden müteşekkil “Türkiye’de Toplum ve Siyaset” adlı kitabında yer verdiği “Türk Siyasasını Açıklayacak Bir Anahtar: Merkez-Çevre İlişkileri” başlıklı metni salt Osmanlı’dan günümüze nükseden toplumsal çatışmaların siyasal çözümlemesini yapabileceğimiz verileri değil, müzikten kültürel hareketliliğe kadar birçok alanda ortaya çıkan yeni durumları anlamamıza kapılar aralar. Dolayısı ile “çevre” dediğimiz ve ekonomi-politik olarak “merkezi” meydana getiren yapının dışında kalan toplumsal kuvvetlerin hareketliliği üzerine kafa yorarken, ötekileştirilmiş bu katmanın sosyo-psikolojik belleğini taşıyan müzikal yolculuğu da bu gerilim üzerinden okumak mümkündür. Çünkü Türkiye’de merkez’in modernleş(tir)me girişimlerinde ilk müdahale ettiği alan, müziğin bizatihi kendisidir. Radyolardan yasaklanan klasik Osmanlı Musıkisi ve 1970’lerin ortalarına kadar devlet konservatuarlarında eğitiminin verilemediği Türk müziği nazariyatını düşünürsek, merkez’in Batı müziği karşısında takındığı destekleyici tercihin çevre’nin anlam haritasında nasıl bir travmaya neden olduğu anlaşılabilir.

Çevre’nin siyasetten, kültüre kadar merkezce dayatılan uygulamalar karşısında takındığı pasif direniş tutumunun aynısını müzikal tercihlerinde de sürdürdüğünü görürüz. Resmi eğitim kurumlarında modernleşmesi amacıyla öğretilmeye çalışılan Batı müziğine karşın halk, bütün yasaklamalara rağmen kendi küllerinden bu topraklara ait yeni bir müzikal kanal aralamıştır. O kanal, çevre’nin modernleşmeye ilişkin direniş biçimini içerdiği kadar, kendi modernleşme algısını da barındırıyordu. Burada protest bir yanının olduğunu dahi söyleyebiliriz. Türk modernleşmesinin tipik izlerini taşıyan sağ-sol entelijansıya, Batıcı zihniyetin tedrisatından geçtiği için bir bakıma kentin kenar mahallelerinden merkez’e doğru akan toplumsal katmanı algılamakta yabancı kalmıştır. Yabancı kaldığı için de “yoz” olarak değerlendirmiştir ne yazık ki. Bu bakımdan Meral Özbek’in, Gencebay’ın müziğinden hareketle çözümlemeyle çalıştığı “Popüler Kültür ve Orhan Gencebay Arabeski”  isimli kitabı, bahsi geçen müziğin sürecini anlamaya çalışması bakımından önemli olduğu kadar, entelektüel dünyada da bazı “yabancı” kalışların, verili algıların kırılmasını sağlamıştır.

Arabeski sadece şarkı sözleri üzerinden anlayamayız

Ama bütün bunların dışında asıl önemsenmesi gereken, arabesk üzerine o zamana dek yapılan çoğu sosyolojik çözümlemelerin salt şarkı sözlerine sıkışıp kalarak bütünü kavramadaki yetersizliğiydi.  Oysa bu türü belirleyen asıl doku sözlerin altını dolduran müzikal yürüyüştür. Çünkü bu yürüyüş zamanın sosyolojik dönüşümünü ve hızını karşılıyor, kentin ürettiği sesi form olarak stüdyoya ve orkestrasyona taşıyordu. Özbek bu konuyu özellikle kitabında vurgular ve Gencebay ile yaptığı söyleşide hepimize veri olabilecek müthiş malzemeler sunar.

Bu form aslında devletin müdahale ederek yakalayamadığı orkestrasyonun halk tarafından keşfidir. Merkez, dayatarak Batıcı paradigma üzerinden şekillendirmeye çalıştığı “ulusal müziğin” nasıl olması gerektiğini bir türlü halka öğretememiş, ama halk kendi sağlam kulağı ile çağın sesini, kendi duyarlılıkları ile özgün bir forma dönüştürmüştür. Yani zamanın ruhunu taşıyan hızlı ritm, dünya müziğinin geldiği teknik kavrayışta armonik yürüyüş ve bu iki nosyonun üzerine oturan yerli sazlar, sözler. Ki sözler de artık çevre’nin kopup geldiği kıra ilişkin değildir. 1950’lerden itibaren yoğun göç dalgaları ile aktığı kentte karşılaştığı yeni sorun öbekleri ve duyarlılıklarıdır şarkılarının anlattıkları.

 

Müslüm Gürses’in Radikal Kitap’a kapak olduğu, Murathan Mungan’ın süpervizörlüğünde “Aşk Tesadüfleri Sever” (2006) isimli albümünün yayınlandığı, rock sanatçısı Teoman’ın şarkılarını okuduğu 2000 sonrası, arabesk için “merkez-çevre” çatışmasının başka bir aşamaya geçtiğini gösteriyor

 

 

Kenar mahallelerde tutunmaya çalışan çevre’nin de kendi içerisinde zamanla farklı katmanlara ayrıştığı söylenebilir. Bu katmanların taşıdıkları duygu ve anlam dünyaları, modernleşeme karşısında verdikleri tepkiler arabesk içerisinde tonların oluşmasına yol araladı. Özellikle Müslüm Gürses’in 2000’lere kadar ürettiği müzikal dil, duygu yoğunluğu, modernleşme süreci içerisinde belki de en geride kalan ve coşkusal patlamalar yaşayan genç kuşağın öyküsünü anlatır o dönem. Caner Işık/Nuran Erol “Arabeskin Anlam Dünyası-Müslüm Gürses Örneği” başlıklı kitaplarında bu alt katmanın anlam haritasını çözümlemeye çalışır.

1980 sonrasındaki ikinci büyük göç dalgası, çevrenin sermaye biriktirmeye, sosyolojik, politik merkezin görünür olduğu mekanlarda yeni aktör olarak belirmeye başlaması sadece yaşam alışkanlıklarını değil, ürettiği müziğin formunu da dönüştürmüştür. Bu dönüşümü “Anadolu’nun Türküsünden Arabeskin II. Dönemine” isimli kitabı ile Akın Ok inceler ve bu müziği “pop-besk” olarak tanımlar. Gerçekten de önümüzde 70’lerin orkestrasyon anlayışından farklı bir saund ve müzikal form durmaktadır yeni dönemde. Ancak günümüzde bu sürecin de tamamlanarak yeni bir evreye geçildiğini görmek gerekli. Müslüm Gürses artık Teoman’ın rock şarkılarını söylerken, yeni kuşak arabeskçilerin de hip-hop müziğinin formundan yararlandıkları ortada.

Selçuk Küpçük

Selçuk Küpçük; Gazi Üniversitesinde PDR eğitimi gördü. Ordu Ün. Güzel Sanatlar Fakültesinde sinema üzerine yüksek lisans yaptı. Birçok dergide şiir, müzik, sinema ve poetika metinleri yayınlayan Küpçük’ün kendi bestelerinden oluşan albümleri ve Selda Bağcan, Hasan Sağındık gibi birçok sanatçı tarafından seslendirilmiş eserleri bulunuyor. 2018 yılında Türkiye Yazarlar Birliği tarafından Yılın Müzik Kitabı Ödülüne layık görülen ve müzik-toplum-siyaset-modernleşme gibi konuları ele alan “Aşk ve Teselli” isimli kitabı yanı sıra “Yüzleşmenin Kişisel Tarihi”, “Modern Türk Şiirinde Bellek Arayışı”, “Edebiyat Dergileri Atlası” isimli kitapları yayınlandı.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

SOSYAL MEDYA