SDG’nin Suriye İle Bütünleşmesine Dair Azalan Umutlar

Suriye’nin kuzeydoğusunda Kürtlerin öncülüğündeki otonom grup on yıldır ABD tarafından korunuyordu, ancak sürecin yönü artık, Şam ile bütünleşmeye kaymış durumda. Ne yazık ki, SDG bu mesajı henüz almış değil.
Temmuz 13, 2025
image_print

Suriye’nin eski cumhurbaşkanı Beşar Esad’ın devrilmesinden bu yana geçen yedi ayda, 78 yabancı hükümet ve çok uluslu kuruluş, Suriye’nin yeni geçici cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ve geçiş hükümetiyle temas kurmak üzere Şam’a akın etti.

Tarihte hiçbir ülke, çatışmanın hemen sonrasında böylesine ani ve büyük ölçekli bir diplomatik etkileşim dalgasına yaklaşamadı. Esad diktatörlüğünün yarım yüzyıllık etkileri ve 13 yıllık yıkıcı çatışmanın sonuçları göz önüne alındığında, Suriye’nin son aylarda kaydettiği ilerleme olağanüstü.

Son elli yılda ülkeye uygulanan hemen hemen tüm yaptırımlar ve kısıtlamalar kaldırıldı ya da askıya alındı ve Suriye; bölgesel, küresel çok taraflı kuruluşlara hızlıca yeniden entegre edildi. Bunu örneklendirmek gerekirse, Cumhurbaşkanı eş-Şara’nın Eylül ayında BM Genel Kurulu’na hitap etmesi bekleniyor ve bu hitap, onu 1967’den bu yana bu hitabı gerçekleştiren ilk Suriye lideri yapacak.

Fırsatlar diyarı

Ekonomik cephede ise Suriye ekonomisi yıllardır ilk kez nefes alıyor. Son haftalarda Katar, Suudi Arabistan, Kuveyt, Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri, Ürdün, Fransa ve Amerika Birleşik Devletleri merkezli şirketlerle 20 milyar dolardan fazla sözleşme ve mutabakat zaptı imzalandı.

 

ABD’ye yapılacak ilk Suriye ihracatı şu anda deniz rotasıyla yolda; Amerikan ticari 4G ve 5G telekom altyapısı artık SuriyeTel ağına entegre edilmiş durumda ve en az dört ABD merkezli petrol, doğalgaz ve elektrik şirketi Suriye pazarına girmeyi planlıyor.

Çatışma sonrası geçişle ilişkili çok sayıda zorluğa rağmen (geçiş dönemi adalet faaliyetleri, barış ve uzlaşı, silahsızlanma, terhis ve yeniden entegrasyon (DDR), etnik ve mezhepsel koruma ve temsil dahil) Suriye oldukça iyi bir konumdadır.

Şiddet halen sürse de, son haftalarda tarihin en düşük seviyelerine geriledi. Ocak ayında ülkenin Akdeniz kıyısında başlayan hükümet karşıtı isyanı organize edenler, iki aydır herhangi bir saldırı gerçekleştirmedi. IŞİD hâlâ ciddi bir tehdit oluşturuyor, ancak Şam, Washington ve diğer uluslararası güçler arasındaki istihbarat paylaşımı ve operasyonel koordinasyon artık teklemeden işleyen bir makine haline geldi.

Merhemdeki sinek

Ancak Suriye’nin geçişi istikrara kavuşup dünyaya yeniden entegre olurken, önemli bir yapısal iç zorluk varlığını sürdürüyor: Suriye’nin kuzeydoğusunda konuşlanmış Kürt liderliğindeki Suriye Demokratik Güçleri (SDG). Mart ayında çerçeve anlaşması imzalanmasına rağmen, sonrasında SDG ile Şam arasında gerçekleştirilen aralıklı görüşmelerde neredeyse hiçbir anlamlı ilerleme kaydedilemedi. Kuzeydoğu Halep’teki ateşkes hâlâ yürürlükte ve SDG’nin çıkardığı petrol Şam’a satılıyor, ancak taraflar arasındaki güven oldukça düşük.

Çoğunlukla medyada yer bulmasa da, Şam yönetimiyle yapılan ateşkes, bölgenin silahtan arındırılmasını şart koşmasına karşın SDG defalarca ağır silahları ve güçlerini kuzeydoğu Halep’teki cephe hatlarına kaydırmaya çalıştı. ABD güçleri zaman zaman SDG konvoylarını geri çevirmek zorunda kaldı.

Rakka ve Haseke’deki kaynaklar, SDG’nin kapsamlı askeri tünel inşasına devam ettiğini bildiriyor ve son altı ayda, hükümet güçlerine katılan akrabaları nedeniyle 100’den fazla Arap erkek ve birkaç kadın SDG güçlerince tutuklandı. Son haftalarda iki Arap çocuğun SDG güçlerinin elinde hayatını kaybetmesi, SDG ile kuzeydoğu Suriye’deki Arap topluluklar arasındaki gerilimi artırdı.

29 Haziran’da İçişleri Bakanlığı heyetinin ABD aracılığıyla Kamışlı ve Haseke’ye yaptığı okul sınavlarını denetleme ziyaretinde, SDG ve Otonom Yönetim yetkilileri, Şam hükümeti yetkililerine sık sık demokratik konfederalizm ve adem-i merkeziyetçilik üzerine dersler verdi ve görüşmeler sırasında, hükümet yetkilileri, fotoğrafçıların da hazır bulunduğu toplantılarda, iki kez PKK lideri Abdullah Öcalan’ın portresinin altına oturmaya davet edildi.

Düşmanlıkta ısrar

19 Haziran’da SDG’nin Özerk Yönetimi, böyle bir hareketin “uluslararası hukuku ihlal edeceğini” açıklayan Şam’daki Suriye Genel Havacılık Otoritesi’ni kızdıraracak şekilde Kamışlı Havaalanı’nı yönetmek için ‘genel bir yönetim’ kurduğunu duyurdu. Bu tür düşmanca tavırlar ve anlaşmazlıklar, taraflar arasında kapsamlı bir anlaşmanın ne kadar uzak olduğunu açıkça ortaya koyuyor.

İşleri ilerletmek amacıyla bu hafta Şam’da Suriye hükümeti ve SDG’yi, Amerikalı ve Fransız Özel Temsilcileri Thomas Barrack ve Jean-Baptiste Faivre’nin de katılımıyla bir araya getiren tarihi bir zirve düzenlendi. Ancak tüm çabalara rağmen zirveden somut bir sonuç çıkmadı.

Konuya yakın kaynaklara göre, SDG heyeti, kendi bağımsız askeri yapısının korunması konusunda ısrarcı davranarak; kuzeydoğuda kalıcı olarak konuşlandırıldığı, kendilerinin komutası altında kaldığı ve SDG olarak bilinmeye devam ettiği takdirde Suriye ordusuna entegre olabileceklerini belirtti. Otonom Yönetim ise kendi yapılarının tamamen korunmasını, yönetim ve yerel idare üzerinde tam kontrole sahip olmayı talep etti.

Bu koşullar, hükümet heyetini öfkelendirirken, ABD ve Fransız arabulucuları da büyük hayal kırıklığına uğrattı. SDG’nin, anlaşma için belirlenen nihai tarihi (2025 sonu) uzatma talebi ise, gerçekten bir anlaşma niyetlerinin olmadığı izlenimini pekiştirdi. Toplantının ardından Thomas Barrack, SDG’yi bir anlaşmaya ihtiyaç duyduğunu “kabul etmekte yavaş davranmakla” suçlayarak, “federalizm… İşe yaramıyor… Tek bir yol var, o da Şam’a giden yol (ve) zamanımız tükeniyor” dedi.

Konsolidasyona öncelik verme

Barrack, Şam’ı övdü; çabalarını “inanılmaz derecede istekli” ve “çıkarları uyumlu hale getirme konusunda cömert” olarak nitelendirdi. Onun bu sözleri ve aynı zamanda (Suriye’deki silahlı Kürt grupları ulusal güvenlik tehdidi olarak gören) Türkiye’de ABD Büyükelçisi olması, SDG’yi son derece rahatsız edici bir pozisyona sokuyor.

ABD ordusu, SDG’nin kilit müttefiklerinden biriydi ve on yıldır DEAŞ’i yenmek için birlikte çalışıyorlardı; ancak Pentagon şimdi Şam’ın güç kullanımında tekel olması gerektiğini sürekli olarak vurgulayıp Suriye’nin geçiş hükümeti otoritesinin sağlamlaştırılmasına öncelik vererek, bu önceliğini ana eksen olarak benimsemiş gibi görünüyor. Bu tutum, Suriye’de federalizmi ve ayrı bir silahlı gücü tamamen dışlıyor. Özetle, SDG artık feshedilmeli ve entegre olmalı.

ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM) liderliği için yapılan onay oturumunda Koramiral Bradley Cooper konuyu net biçimde ifade etti: “Suriye’de istikrar, mevcut liderin (eş-Şara) görevde kalmasına bağlı ve bu bizim için çok önemli.” ABD birlikleri bölgeden çekilirken ABD’nin SDG’ye verdiği askeri yardım, tarihinin en düşük seviyesinde ve mevcut fonların çoğu da doğrudan SDG’ye değil IŞİD kampları ve hapishanelerinin güvenliği için tahsis ediliyor.

Sorunun kendisi olmak

Yıllar boyunca bu kamplar ve hapishaneler, SDG’nin uluslararası etki gücünün en önemli kaynağıydı ancak ABD Başkanı Donald Trump’ın Suriye yaptırımlarını kaldıran son kararına göre, bu tesisler artık Suriye geçici hükümetinin “sorumluluğuna” devredilmelidir.

Aralık 2024’te Esad devrildiğinde, Suriye’nin iç dinamikleri büyük ölçüde toparlanma ve yeniden birleşmeye yönelmişti. Aradan geçen aylarda bu meydan okuma SDG için gerçekten varoluşsal bir hal aldı ve bu da onun kendisini dağıtıp Suriye ordusu ile bütünleşmesi yönündeki çağrılara direnme konusundaki giderek daha belirgin hale gelen kararlılığını açıklıyor. Ancak geciktirme taktiklerinin SDG’ye fayda sağlaması pek olası görünmüyor.

Trump yönetiminin Suriye’den sorumlu ismi olan Thomas Barrack, SDG’nin bir anlaşmayı kabul etmesi için daha önce “Ağustos” ayını son tarih olarak işaret etmişti. Ancak SDG’nin son Şam zirvesindeki tutumu ise iyimserliğe yer bırakmıyor. Durum böyle devam ettikçe, SDG’nin Suriye’nin güçlenmesi, istikrara kavuşması ve sürdürülebilir bir toparlanma sağlamasının önündeki en büyük engeli oluşturduğu daha da netleşiyor.

 

*Charles Lister, Orta Doğu Enstitüsü’nde kıdemli araştırmacı ve Suriye ile Terörizm ve Aşırılıkçılıkla Mücadele Programları Direktörü.

Kaynak: https://en.majalla.com/node/326416/politics/fading-hopes-sdf-will-agree-syrian-integration

Tercüme: Ali Karakuş

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

SOSYAL MEDYA