İlk bakışta, Rusya’nın Ukrayna bağlantılı Batı yaptırımlarının ağırlığı altında iyi başa çıktığı görülüyor. 2024 yılında, ekonomisi G7 ülkelerinin tümünden daha hızlı büyüdü. Avrupa neredeyse tamamen Rus petrolü ve doğal gazı tedarikini kesse de, bu kaynaklara yönelik yoğun talep, yaptırımları aşmaya yardımcı olan gölge tanker filosu sayesinde giderildi ve Rusya’nın enerji ticareti istikrarını korundu.
Uzun vadede ise iklim değişikliği yardımcı olabilir. Artan sıcaklıklar, yeni Rus topraklarını tarıma açarak tarımsal üretimi artıracak. Ayrıca yeni deniz yollarının açılması, Rusya’nın ticaret maliyetlerini düşürecek ve bu güzergâhlardan alınan transit ücretleriyle ek gelir sağlayacak.
Belki de en önemlisi, Kremlin uzun süredir hâlihazırda petrol ve gaz ihracatına ağır şekilde bağımlı olan modelini rüzgâr, hidroelektrik, jeotermal, biyokütle, hidrojen ve güneş enerjisine derin yatırımlarla dönüştürebileceğini iddia ediyor.
Ekonomisi Ukrayna’daki savaşa bağımlı hale geldi. Son iki yıldaki büyümesi, yıpratma savaşında mütevazı kazanımları zar zor elde etmek için gereken askeri harcamaların gelgit dalgasıyla finanse edildi. Askeri ve güvenlik harcamaları artık Rusya’nın toplam kamu harcamalarının yaklaşık %40’ını oluşturuyor. Bu harcama artışı enflasyonu aşırı hızlandırıyor, Rusya Merkez Bankası’nı faiz oranlarını rekor seviyeye, %21’e yükseltmeye zorluyor; bu da işletmelerin borçlanma maliyetlerini artırıyor ve gelecekteki yatırımları yavaşlatıyor. Sanayi üretimi yavaşladı ve sıradan Ruslar harcama yapmıyor.
Hiçbiri Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’i Ukrayna’yla bir anlaşma yapmaya ikna etmeyecek — işte bu, Rusya’nın asıl problemi. Mevcut kanıtlar, Putin’in günde 1.000 kayıp vererek, birkaç kilometrelik temkinli ilerlemeler kaydetmek; Ukraynalı sivilleri öldürmek; üç yıl dört aydır süren bir savaşta tek tek kasaba ve köylerdeki yavaş ilerlemeleri övmek pahasına savaşı daha da derinleştirmeyi planladığını gösteriyor.
Buna ek olarak, Çin ve Hindistan hâlâ Rusya’nın yeraltından çıkardığı enerjiyi satın almaya istekli olsa da, Moskova’nın Avrupa’daki en iyi müşterilerini kaybetmesi, ürününü piyasa fiyatının altında almalarına olanak tanıyor. Ekonomisi Rusya’nın neredeyse dokuz katı büyüklüğündeki Çin, Putin’in savaşını kazanmasına yardımcı olmak konusunda dikkat çekici derecede az adım attı. Hindistan ise büyük hacimli silah alımlarını Rusya’dan Amerika Birleşik Devletleri’ne kaydırdı. Kremlin’in ticaret sorunu, Ukrayna savaşı sona erse bile, güvenini yitirmiş Avrupalıların eski ticaret hacimlerine geri dönmeyecek olması gerçeğiyle daha da karmaşık hâle geliyor.
Ancak Rusya’nın en büyük sorunları sınırlarının içinde bulunuyor. Uzun yıllardır petrol, doğalgaz, metal ve minerallerin ihracatından elde edilen gelirler, inovatif bir 21. yüzyıl ekonomisi için gerekli dijital çağ endüstrilerine büyük ölçekli yatırım yapmaktan Rusya’yı alıkoydu. Bu duruma dair en güncel güvenilir ölçüm, Birleşmiş Milletler bünyesindeki Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı’nın hazırladığı Küresel İnovasyon Endeksi 2024’ten geliyor. Girişimcilik ve inovasyon kaynaklı büyüme ve kalkınmayı 133 ülke arasında değerlendiren rapora göre, Rusya dünya çapında 59. sırada yer alıyor; Mauritius, Gürcistan ve Kuzey Makedonya’nın gerisinde.
Bu sorunun kaynağı muhtemelen çok boyutlu: Yenilikçi olmadan da zengin kalabilen, birbirleriyle sıkı bağları olan seçkinlerin egemenliğindeki bir ekonomi; girişimcilik geleneğinin eksikliği; ve Rusya’nın kazanamadığı bir savaşa artan yatırım odağı. Ancak Rusya’nın önündeki daha büyük meydan okuma, bu sorunları çözebilecek kuşağın tükenmesi. Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nin geçen ay yayımladığı bir rapor, “Ukrayna’da 250.000 Rus askeri hayatını kaybetti; toplam Rus zayiatı 950.000’in üzerinde” diyor. Bu, Rusya için en üretken kuşağa çok ağır bir darbe; üstelik fedakârlığın sonu henüz görünmüyor. Bir diğer veri de şu: Hem Rusya’nın uzun vadeli ekonomik sorunlarının hem de savaştan kaçınmanın çok daha acil sorununun farkında olan neredeyse bir milyon Rus, Putin’in Ukrayna işgalinin en başından bu yana daha iyi fırsatlar aramak üzere ülkeden ayrıldı.
Onbir saat dilimine yayılmış, kaynak zengini ve ekonomisi Kaliforniya’nınkinden yaklaşık yarı ölçekli bir ülke olan Rusya, büyük güç iddialarını hâlâ dünyanın en büyük nükleer cephaneliğine dayandırıyor. Oysa bu silahlar yalnızca büyük bir kendi kendini yok etme riski göze alınarak kullanılabilir; gelişmiş siber silah envanteri ise yalnızca diğer ülkelerin işleyişini baltalamaya yarıyor.
Her şeyden kötüsü, Kremlin’in daha dinamik ve yenilikçi bir Rusya yaratmaya yönelik yönünü yakında değiştireceğini hayal etmek zor. Ukrayna’daki savaş sürüp gidiyor. Şimdilik Putin ve destekçileri, Rusya’nın “büyüklüğünü” yalnızca başkalarına zarar verme ve cezalandırma yeteneğiyle tanımlamaktan memnun görünüyor.
Kaynak: https://www.gzeromedia.com/news/analysis/russias-dark-future#toggle-gdpr