Perde ve Mana; Akıl Üzerine Bir Tahlil

Bir tür akıl tahlili ve felsefi eleştiri örneği olarak sayabileceğimiz Perde ve Mana'da, İbrahim Kalın, fikirlerin doğduğu zemine dair akıl üzerinden bir tasvirde bulunuyor. Bu tasvirde akıl ve kalbin, vicdan ve ruhun rolleri çok önemlidir. Kalın'ın kitapta bahsettiği gibi aklın vicdan, ruh, tutarlılık ilkesi, kalp, varoluş ve evrenden ayrı olamayacağı bir fikir mezhebinin bağlıları için muhakkak okunulması ve tahlil edilmesi gerekir. Bu suretle de unutulmaya yüz tutmuş bir felsefi geleneğin yani tahlilin tahlili-kritiğin kritiğine tekrar yol açılmasına sebep olabilir.
Eylül 7, 2025
image_print

İlk baskısı 2020 yılında yayınlanan Perde ve Mana*, Akıl Üzerine Bir Tahlil alt başlığını taşıyan bir İbrahim Kalın yapıtı. Kitap adından da anlaşılacağı üzere bir açıklama, tahlil ve anlamlandırma uğraşısı güdüyor. Ve bunu da akıl üzerinden ele almaya başlamak suretiyle, ‘esas zemin’ arayışına girişiyor.

Üslup, yapı ve sunum itibariyle İbrahim Kalın’ın diğer kitaplarından da aşinası olduğumuz bir şekilde, Perde ve Mana; okuyucusunu, bir tür  ‘felsefi ziyafet’e dahil ediyor. Yalnız bu eseri yazarın özellikle Ben, Öteki ve Ötesi, Açık Ufuk, Barbar Modern Medeni üst başlıklarını taşıyan kitaplarından farklı olarak; elverdiğince nihai hükümlerde bulunmak veya başka bir tabirle ele aldığı konuyu çerçevelemek gayesi sunmuyor. Perde ve Mana; ele aldığı konunun zorlaması ve yazarın birikimini zorla hissettirmesine rağmen bir giriş mahiyetinde. Bu anlamıyla Perde ve Mana; İbrahim Kalın’ın eserleri arasında yol tutabilmek için gereken zemini ve hem de kendi metinlerinde bahsi geçen meselelere yönelenler için bir rehber mahiyetinde. Perde ve Mana’daki zemin arayışı, Kalın’ın diğer kitaplarında da ustalıkla ele aldığı meselelere gerekli bakış açısının sunulduğu bir “tahlil”.

Dokuz başlıktan oluşan eserin başlıkları şöyle: Modern Bağlam: Aydınlanma Çağı Aklı, Ratıo ve Intellectus, Rasyonalitenin Ontolojik Temelleri, Bağlamı İçinde Akıl ve Düşünce, Kur’an’ın Düşünce Kamusu, Akıl Kalp ve Vicdan, Akıl Varlık ve Evren, Rasyonalite ve Ahlak, Rasyonalite ve Tutarlılık, Sonuç: Akla Geri Dönmek Hala Mümkün Mü?.

Kalp, ruh, hakikat, madde ve mana arasındaki ilişkiselliği derinlemesine ele alan Perde ve Mana; okuyucuyu daha kitabın ilk sayfalarında akli olmak, akla uygun olmak, akılcı olmak arasındaki farkla karşılaştırıyor.

Hakikate talip olana, hakikate ulaşabilmek için iç içe geçmiş gergef misali bir cendereye talip olacaklarını ve olmaları gerektiğini ima eden İbrahim Kalın her şeyden önce kavramların öneminden başlanılması gerektiğini hatırlatıyor. Zira akıl, modernlik, hakikat dediğimiz anda kavramların yeniden ele alınışı vurgulanmış oluyor. Yalnız İbrahim Kalın bu kitabını, bilindik “yeniden ele almak”tan dem vurup, ele aldığı meseleyi atıl bırakan, ne meseleye dair çağrışımda bulunan, ne de meseleyle ilgili öneri veren ıstırapsız “fikir metinleri”ni kıskandıracak şekilde tamamlıyor. Perde ve Mana’da genel çizilen hatta sadık kalınarak, bir sonraki çalışmaya vs. yönlendirilmiyor okuyucu.

İbrahim Kalın’a göre duyularımız, kalbimizi harekete geçiren maddi unsurlar mesabesindedir. İnsan, duyuları vasıtası ile hareket sahasının eşiğine gelebilir. Ve yine Kur’ân’ın tefekkür vurguları, insanın bu dünyaya amaçsız gelmediğini vurgular. Boşuna yaratılmamış dünyaya, boşuna yaratılmamış insan gelerek, boşuna/amaçsız bir hayat geçirmemelidir ve bu dolu dolu yaşanan hayatta kalp her daim hareketlerimizi gözleyen ve duyularımızı besleyen merkez mahiyetindedir.

Bir tür akıl tahlili ve felsefi eleştiri örneği olarak sayabileceğimiz Perde ve Mana’da, İbrahim Kalın, fikirlerin doğduğu zemine dair akıl üzerinden bir tasvirde bulunuyor. Bu tasvirde akıl ve kalbin, vicdan ve ruhun rolleri çok önemlidir. Kalın’ın kitapta bahsettiği gibi aklın vicdan, ruh, tutarlılık ilkesi, kalp, varoluş ve evrenden ayrı olamayacağı bir fikir mezhebinin bağlıları için muhakkak okunulması ve tahlil edilmesi gerekir. Bu suretle de unutulmaya yüz tutmuş bir felsefi geleneğin yani tahlilin tahlili-kritiğin kritiğine tekrar yol açılmasına sebep olabilir.

 

Kitap, arka kapağında şöyle sunuluyor okura;

Aklın amel defteri bir hayli kabarık. Sevabı mı yoksa günahı mı daha çok, söylemek zor. İnsanların hayatını 
kolaylaştıran icatları yapan da Elhamra Sarayı’nı ve Selimiye’yi inşa eden de akıl, milyonlarca insanın ölümüne neden olan savaşları yöneten de kitlesel imha silahlarını yapan da akıl. Elbette farklı akıllar bunlar. Dolayısıyla temel soru şu: Bu fark nereden geliyor? Akıl, kendi özündeki iyiliği unutup neden kötülüğe râm oluyor? Kötüyü kutsayan ve meşrulaştıran akıl nasıl bir varlıktır? Kendi tabiatına ihanet eden bir akılla nasıl mücadele edilir?

Elinizdeki kitap bu sorulara cevap ararken akıl, kalp, ruh, mânâ, hakikat ve varlık kavramlarını yerli yerine oturtmayı 
ve aralarındaki bütünleyici ilişkiyi ortaya koymayı hedefliyor.

*Perde ve Mana; Akıl Üzerine Bir Tahlil

Tarık Parlak

Tarık Parlak

1993 İstanbul doğumlu. İ. Ü. Felsefe Bölümü mezunu. Çeşitli dergilerde yazıları yayınlandı. Editörlük, yayıncılık yaptı. Halen serbest eğitim alanında çalışmaktadır. Aksiyon Risalesi adlı yayınlanmış bir kitabı vardır.
[email protected]

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

SOSYAL MEDYA