Mısır ile Suudi Arabistan Arasındaki Örtük Çatışma

Anlaşmazlık noktaları ve çözülememiş sorunlar, iki büyük Arap devleti arasındaki gerginliğin azaltılmasının önünde hâlâ bir engel oluşturmaktadır. Bununla birlikte, Kızıldeniz ve Bab El-Mendeb’in güvenliği, geçen Eylül ayında İsrail’in Katar’a yönelik saldırısının ardından ortaya çıkan tehditler ve bölgede caydırıcılık dengesinin korunması gerekliliği göz önüne alındığında, Mısır-Suudi ittifakının dayanakları da çok sayıda, mantıklı ve kaçınılmaz görünmektedir. Tüm bu unsurlar, her iki devletin ortak çıkarlarını korumak için çatışma yerine uzlaşıyı zorunlu kılmaktadır.
Kasım 20, 2025
image_print

Geçtiğimiz mayıs ayında Riyad’da düzenlenen ABD–Körfez zirvesinde Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi’nin davet edilmemesi, Suudi Arabistan ile Mısır arasındaki ilişkilerde bir sorun olduğunu gösterdi.

Ve geçen ay Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın Şarm El-Şeyh Barış Zirvesi’ne katılmaması, Riyad ile Kahire arasındaki gerginliğin zirveye ulaştığını herkesin gözleri önüne serdi.

Mısır Dışişleri Bakanı Badr Abdel Aaty, iki ülke arasındaki ilişkilerde gerginlik olduğu yönündeki iddiaları reddederek, “Mısır ve Suudi Arabistan, Arap ve İslam ümmetinin iki kanadıdır ve aralarındaki ilişki kesinlikle sağlamdır; bu ilişki, akrabalık bağlarıyla ve tarihi ile ebedi bağlarla köklenmiştir” diye vurguladı. Ancak birkaç gün önce özel televizyon kanalı Al-Nahar’da katıldığı bir röportajda, ismini vermediği üçüncü tarafların bu karmaşadan faydalanmaya çalıştığını kabul etti.

Tartışmalı Konular

İki ülke arasında anlaşmazlık yaratabilecek ya da aralarındaki gerginliği körükleyebilecek unsurlar mevcut. Eski Mısır Dışişleri Bakanı Amr Moussa da geçtiğimiz mayıs ayında X hesabında yazdığı mesajda bu duruma dikkat çekmişti: “Suudi Arabistan Krallığı ile Mısır arasındaki güçlü ilişki, Arap dünyasının temel direklerinden biridir ve şimdi bunu bozmaya çalışanlar var” diyerek, iki ülke arasında artan endişe atmosferine ve karşılıklı sataşmalara açık bir göndermede bulunmuştu.

İki ülke arasında gerçekten bir anlaşmazlık olup olmadığına dair spekülasyonlar sürüyor — bu durum, stratejik bakış açılarındaki farklılıklar, çıkar çatışmaları ya da bu anlaşmazlığı körüklemek isteyen unsurların mevcudiyetiyle ilişkili olabilir.

Zaman zaman sosyal medyada, her iki ülkeden aktivistlerin ve medya figürlerinin — ki bunların bazıları güvenlik ve egemenlik kurumlarıyla bağlantılı — öncülüğünde karşılıklı atışmalar ve küçük düşürücü kampanyalar patlak veriyor. Bu durum, perde arkasında gerçek bir gerginlik, çıkar ve siyasi tutumlarda stratejik bir ayrışma ve artık gizlenemeyen bir bölgesel nüfuz mücadelesine işaret ediyor gibi görünüyor.

Suriye dosyası, iki ülke arasındaki en belirgin anlaşmazlık noktalarından biri olarak değerlendiriliyor. Özellikle Riyad’ın, yeni Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’yı destekleme adımlarını hızlandırması, rejimini ABD yönetimine tanıtması ve birkaç ay önce Riyad’a yaptığı ziyarette Başkan Donald Trump ile bir görüşme ayarlaması bu farklılığı derinleştiriyor. Bu ziyaret, Şam’a yönelik yaptırımların kaldırıldığının duyurulmasıyla sonuçlandı; ardından Şara ve bazı isimler “terör” listesinden çıkarıldı ve bu ay Beyaz Saray’da kabul edildi.

Suudi Arabistan’ın bu tutumu, Kahire’nin hayal kırıklığını artırdı. Mısır, Şara hükümetiyle ilişkilerinde son derece ihtiyatlı davranıyor; zira bu hükümet, Sisi’nin desteklediği devrik Başkan Beşar Esad’ın rejimini devirmişti. Sisi, Arap Baharı ayaklanmalarının yeniden canlanmasından ve Suriye modelinin kendi iktidarına karşı kullanılmasından endişe ediyor. Ayrıca, Esad rejimine karşı savaşan silahlı grupların saflarında yer almış ve Kahire tarafından aranan Mısır vatandaşlarını teslim etmeyi reddeden Şam yönetimini de şüpheyle izliyor.

Gazze ve Sudan

Suriye dosyasına ek olarak, Mısır-Suudi Arabistan anlaşmazlığını körükleyen iki son derece hassas konu daha bulunuyor. İlki, Gazze’deki savaşla ve Kahire ile Doha’nın, direnişin kapasitesini zayıflatmadan bir ateşkes anlaşmasına varmadaki başarısıyla ilgili. Ancak Suudi Arabistan, Israel Hayom gazetesinin bir Suudi diplomatik kaynağa dayandırdığı haberine göre, Trump’ın savaşı sona erdirmeye yönelik planı çerçevesinde Hamas’ın silahsızlandırılması ve Gazze Şeridi’nin yönetiminin Filistin Yönetimi’ne devredilmesi şartıyla, yeniden inşa sürecine katılmayı reddetti.

İkinci mesele, Mısır’ın Sudan ordusunun desteklenmesi ve ülke üzerindeki kontrolünü sağlaması gerektiği yönündeki ısrarına odaklanıyor. Bu tutum, Hemedti liderliğindeki Hızlı Destek Güçlerine yönelik Suudi–Emirlik desteğine dair Mısır’ın taşıdığı çekinceler bağlamında ortaya çıkıyor. Hemedti, Yemen savaşında Suudi liderliğindeki koalisyonun bir parçası olarak birlikler göndermiş, ayrıca Suudi Arabistan’ın Yemen sınırını korumaya yönelik unsurlar sağlamıştı.

Bu vizyon, tutum ve çıkar farklılıkları başka dosyalara da yansımış durumda. Bunlar arasında Mısır’ın İran ile yakınlaşması ve Kahire’nin Riyad’ı önceden bilgilendirmeden Tahran ile Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı arasında arabuluculuk rolü üstlenmesi yer alıyor — bu adım Suudilerin tepkisini çekti. Aynı şekilde, Suudi Arabistan’ın etki alanı olarak kabul edilen Lübnan krizine Mısır’ın dâhil olması ve mevcut görev süresi Haziran 2026’da sona erecek olan Mısırlı Ahmed Aboul Gheit’in yerine geçecek Arap Birliği Genel Sekreteri’nin kim olacağına dair süregelen anlaşmazlık da bu farklılıklar arasında. Riyad, Mısır’ın hem genel merkez hem de pozisyon üzerindeki tekelini sürdürmesinden memnuniyetsizliğini de dile getirmiş durumda.

Değişen Dengeler

Siyasi araştırmacı Mohamed Gomaa’ya göre, siyasi bakış açılarındaki farklılıklar ve güç dengelerindeki değişim — bunlara ek olarak, Suudi Arabistan’ın bölgesel dosyalardaki rolünü öne çıkaran ve onu ABD yönetiminin gözünde Mısır’ın önüne yerleştiren uluslararası bağlam ile Mısır’ın özellikle Levant, Nil Vadisi ve Afrika Boynuzu’nda gücünü ve bölgesel konumunu yeniden inşa etme çabaları — iki ülke arasında anlaşmazlık ve gerginlik doğurabilecek tüm unsurlar arasında yer alıyor.

Perde arkasında ise, özellikle Suudi Arabistan’ın bakış açısından bakıldığında, taraflar arasındaki siyasi uzaklaşmayı besleyen dinamikler bulunuyor. Riyad, 3 Temmuz 2013 darbesinin ardından El-Sisi rejiminin arkasında kararlılıkla durduğunu, cömert mali ve ekonomik yardım paketleri sağladığını, ancak El-Sisi’nin bu iyiliğe karşılık vermediğini düşünüyor. Suudi Arabistan, Mısır’dan Yemen’de Husilere karşı yürütülen “Kararlı Fırtına Operasyonu”na katılmasını istediğinde, Kahire bunu reddetti. Buna ek olarak, Sisi’nin Tiran ve Sanafir adalarının devrini geciktirmesi ve Mısır’ın, Körfez ve bölgesel liderlik için Riyad’la rekabet halinde olan Abu Dabi’ye giderek daha fazla yakınlaşması da bu tabloya eklendi.

 

Baskı Araçları

Riyad ile Kahire arasındaki artan sürtüşme ekonomik alana da yansıdı. Suudi Arabistan, Kızıldeniz’deki yatırım projelerini dondurdu ve Şarm El-Şeyh tatil beldesi yakınlarındaki Ras Gamila’yı satın almaya yönelik büyük bir mali anlaşmayı askıya aldı — bu anlaşma, Mısır ile Birleşik Arap Emirlikleri arasında Mart 2024’ün başında Akdeniz kıyısındaki Ras Al-Hekma’nın 35 milyar dolara satın alınmasıyla sonuçlanan mali kurtarma anlaşmasına benziyordu.

Kahire’ye yönelik ekonomik baskı araçlarını devreye sokma çabalarının bir parçası olarak Riyad, Suudi yatırımcıların Mısır’da karşılaştıkları sorunlar nedeniyle kendi talebiyle hazırlanan Suudi Arabistan–Mısır Yatırımı Teşvik ve Koruma Anlaşması’nın Mısır parlamentosu tarafından geçtiğimiz mart ayında onaylanmasına rağmen, Mısır pazarına yapılacak yeni yatırımlar konusunda tereddüt gösteriyor ve bu süreci geciktiriyor. Bu sorunların başında, Emirlik yatırımcılarına tanınan kolaylıkların aksine, kârların yurt dışına transferine getirilen kısıtlamalar geliyordu. Mada Masr adlı bağımsız haber kaynağına göre, o dönemde bekleyen transferlerin tutarı 5 milyar dolara ulaşmıştı.

Mısırlı siyasi analist Farag Ismail, Suudi Arabistan’ın baskı araçlarının bir kısmını öne çıkardı. Kişisel Facebook sayfasında yaptığı yakın tarihli bir paylaşımda, Suudi Arabistan’ın 2016 yılında Mısır ile Suudi Arabistan’ı Kızıldeniz üzerinden birbirine bağlamak amacıyla duyurduğu “Mousa Köprüsü” — ya da diğer adıyla Kral Selman Köprüsü — projesinin durdurulduğuna dikkat çekti. İsmail, “Proje durduruldu ve çevresel, güvenlik, mühendislik ve siyasi gerekçelerle inceleniyor” dedi.

Siyasi gerilimin yansımaları eğlence sektörüne de sıçradı. Suudi Arabistan’ın eğlence başkanı Turki Eşşeyh, bu yılki Riyad Sezonu etkinliklerinden Mısırlı sanatçıların çıkarıldığını duyurdu. Bin Selman’a yakın olan üst düzey Suudi yetkiliyi hedef alan karalama kampanyaları da yoğunlaştı; kendisine “pirinç çuvalı” gibi aşağılayıcı sıfatlar yöneltildi. Öte yandan, Eşşeyh ile anlaşmazlık yaşayan Mısırlı sanatçılar, geçtiğimiz Ekim ayında Mısır Cumhurbaşkanı’nın da katıldığı ulusal bir kutlamaya davet edildi.

Stratejik Diyalog

Araştırmacı ve akademisyen Hamdi Al-Masri, Middle East Monitor’a verdiği demeçte, Kahire ile Riyad arasındaki temel anlaşmazlıkların, her iki tarafın da kendi hedeflerini açıkça tanımlamasını ve Filistin, Suriye, Sudan ve Kızıldeniz gibi kritik meselelerde iradelerini uyumlu hâle getirmelerini gerektirdiğini söyledi.

“Stratejik Mısır-Suudi Diyaloğu İşte Buradan Başlıyor” başlıklı makalesinde, bağımsız platform Masr 360’ta yazan Mısırlı gazeteci Abdel Azim Hammad, Mısır ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerin ve stratejik önceliklerin düzenlenmesi ve her iki ülkeden uzmanlar, düşünürler ve karar alıcılar düzeyinde stratejik diyalog için bir forum kurulması çağrısında bulundu.

Anlaşmazlık noktaları ve çözülememiş sorunlar, iki büyük Arap devleti arasındaki gerginliğin azaltılmasının önünde hâlâ bir engel oluşturmaktadır. Bununla birlikte, Kızıldeniz ve Bab El-Mendeb’in güvenliği, geçen Eylül ayında İsrail’in Katar’a yönelik saldırısının ardından ortaya çıkan tehditler ve bölgede caydırıcılık dengesinin korunması gerekliliği göz önüne alındığında, Mısır-Suudi ittifakının dayanakları da çok sayıda, mantıklı ve kaçınılmaz görünmektedir. Tüm bu unsurlar, her iki devletin ortak çıkarlarını korumak için çatışma yerine uzlaşıyı zorunlu kılmaktadır.

Kaynak: https://www.middleeastmonitor.com/20251118-a-hidden-egyptian-saudi-conflict/

SOSYAL MEDYA