Sunuş:
Nisan 2024’de bazı insan hakları aktivistleri ve muhabirlerin araştırması sonucu medyaya ürkütücü bir haber yansıdı. Habere göre İsrail Ordusu, Gazze’de sürdürmekte olduğu katliamda yapay zeka teknolojileri kullanmaktaydı. Levander ya da daha geniş bir yapay zeka tabanlı hedef belirleme teknolojisi olarak Gospel, meta datalardan edinilen verilerle hedefleri tespit ediyor, Israil’in bu teknolojiyi kullanmakla görevli istihbarat birimi 8200’ün belirlediği kriterlere uygun silahları belirliyor ve çok kısa bir insani onay sürecinden (bu da zamanla terk edilmiştir) sonra ateşliyor. Belirlenen hedefin önemine göre 10 ile 100 sivil can kaybını kabul edilebilir kayıp eşiği olarak işaretleyen bu yapay zeka teknolojileri ile artık çocuk, kadın, yaşlı, sivil, hastane, okul ayırt etmeksizin katliamlar gerçekleştiriliyor. Medyada çokça yer bulan bu ürkütücü gelişme, bu hastalıklı iş ve teknoloji modelinin arkaplanına dair ister istemez merak uyandırıyor. Bu teknolojilerin geliştirilmesinde öncü bir rolü olan Palantir firmasının CEO’su Alex Karp ile 2024 yılında yapılmış ilginç bir röportaj, bu konuda oldukça ufuk açan detaylar içeriyor.
Bu teknolojilerin geliştirilmesinde öncü rölleri olan Palantir ve Meta’nın kurucu beyinlerinin Yahudilik ve israil istihbaratı ile ilişkileri de ayrıca üzerinde durulması gereken bir konu. Amerikan sağı içinde Gazze soykırımından sonra alevlenen Yahudi karşıtlığı ve ABD’nin bütün stratejik kurumlarının Yahudilerce ele geçirildiği tartışması, bütün bu gelişmeler ışığında yeniden değerlendirilmelidir. Özellikle güvenlik ve stratejik karar mekanizmalarındaki şahsiyetlerin sadakatlerini tartışmaya açan bu değerlendirmeler, Palantir örneğinden de açıkça anlaşılacağı üzere hayati önemdedir.
Hastalıklı biçimde kibirli, seçilmiş psikozuyla malül bu şahsiyetlerin genel olarak insana bakış açıları, ürettikleri teknolojilerin karakterini de belirlemektedir. İnsan öldürmeyi ve savaşı bir tür oyuna dönüştüren bu teknolojilerin arka planında insanı insanlıktan çıkaran, aşağı bir tür olarak kodlayan net bir ideolojik, dini referansın bulunduğu tartışmadan halidir. İsrail yönetici elitinin, din adamlarının, siyasi ve askeri liderlerinin, Gazze soykırımı boyunca medyaya yansıyan ifade ve beyanları bu konuda mebzul miktarda örnekle doludur.
Palantir CEO’sunun röportajındaki ilginç konulardan biri de, söz konusu şahsiyetlerin kimliklerini saklama konusundaki cüretleridir. Alex Karp’i okuyan bir Amerikalının ya da genel olarak Batılının, onun kadar Amerikan veya Batı çıkarlarını savunabilmesi akla ziyan, bu çıkarlar için zorlanacak olan ahlaki ve insani sınırlar akıl karıştırıcıdır.
Amerikan teknoloji şirketlerinin kahir ekseriyetini oluşturan ve yine çoğu Yahudi olan bu şahsiyetlerin değerden bağımsız pür kapitalist oldukları fikri gerçeğe oldukça uzak duruyor. Tersine, Batılı beyaz insanın ırkçılığına rahmet okutacak düzeyde ve dini/kültürel referanslara dayandırılan bir seçilmişlik evreninde yaşadıkları açık olan bu şahsiyetlerin kendilerini evrenin efendileri olarak gördükleri açıktır. Bu bakış açısıyla Gazzeli 20.000 çocuk ve bebeğin katliamı ile, kasaplarda satılan kuzuların tek farkı, siyasi ve kültürel sebeplerden kaynaklı ekstra insan nefretidir. Evet, söz konusu teknolojilere sirayet eden şey buz gibi bir insan nefretidir.
Mustafa Ekici
————————————————————————
Batı’yı Kurtarmak İçin Düşmanı Korkutmak: Alex Karp ile Savaş, Yapay Zekâ ve Amerika’nın Geleceği Üzerine
Maureen Dowd
The New York Times, 17 Ağustos 2024
Alex Karp araba kullanmayı hiç öğrenmedi.
“Çok fakirdim,” dedi. “Ve sonra çok zengin oldum.”
Aslında, gizemli ve güçlü veri analitiği firması Palantir Technologies’in kurucu ortağı ve CEO’su olan Bay Karp, araba kullanmaya güvenmiyor. Ya da bisiklete binmeye. Ya da yokuş aşağı kayak yapmaya.
“Ben bir hayalperestim,” diyor. “Hayal kurmaya başlıyorum ve sonra düşüyorum. Bunu önlemek için tai chi yapmaya başladım. ciddi odaklanma sorunları yaşıyorum. 15 yıl önce benimle tanışmış olsaydınız, konuşmanın üçte ikisi boyunca sizi dinlemek yerine sadece hayal kuruyor olurdum.”
Ne hayal ederdi acaba?
“Gerçekten, beş yıl önce yaptığım bir yürüyüş olabilir,” dedi. “Lisansüstü okulda yaptığım bir konuşma olabilir. Ailemden birinin beni rahatsız eden davranışları ya da. Bir meslektaşımın söylediği bir şey, örneğin: ‘Bunu neden söyledi acaba, ne kast etti? Aslında ne söylemek istedi?’”
Bay Karp, siyahlı beyazlı bukleleriyle asi, zayıf, son derece formda bir milyarder. İçe dönük-çekici. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu var ve birinin söyledikleriyle ilgilenmiyorsa bunu gizleyemiyor. Bir konuşma patlamasından sonra enerjisini kaybediyor ve sabit bisiklette veya okuyarak kendini şarj etmek zorunda kalıyor. Kendini farklı biri olarak görse de, farklı olmayı seviyor gibi görünüyor. Sahnede ve röportajlarda kışkırtıcı olmaktan hoşlanıyor.
“Ben Yahudi, ırksal olarak belirsiz bir disleksiyim, bu yüzden her şeyi söyleyebilirim” dedi gülümseyerek.
Silikon Vadisi’ndeki birçok yöneticinin aksine, Bay Karp, sınır yönetimi ve Jeffrey Katzenberg gibi Hollywood elitlerine aşırı bağımlılığı konusundaki şüphelere rağmen Başkan Biden’ı destekledi ve ona büyük bir bağış çeki kesti. Şimdi Başkan Yardımcısı Kamala Harris’i destekliyor, ancak partisi hakkında hala bazı şikayetleri var.
Bağış yaptığında, bunu 18’in katları halinde yaptığını çünkü “gizemli olduğunu” söyledi. çünkü 18 sayısı, Yahudi Kabala geleneğinde şanslı sayı. Biden’a 360.000 dolar verdim.”
56 yaşındaki adam, Norveçli kayak eğitmeni, İsviçreli-Portekizli şefi, Avusturyalı asistanı, Amerikalı atış eğitmeni ve korumaları dışında, ücra bir ormanlık alanda tek başına yaşamaktan son derece mutlu. (Hiç evlenmemiş olan Bay Karp, bir keresinde korumaların flört etme yeteneğinizi kısıtladığından şikayet etmişti.)
“Burası içe dönüklerin cenneti” dedi, kapısında bir Mezuza olan Avusturya tarzı evinin verandasından kırmızı ahırına bakarak: “İnsanları buraya nezaketle davet edebilirsiniz, ancak kimse gelmez.”
Ev mobilya bakımından fakir, ancak Bay Karp hala çok dağınık olduğundan şikayet ediyor. “Bende Spartalı bir karakter var,” dedi. “Etrafımda çok fazla eşya olduğunda kesinlikle kısıtlanmış ve biraz hapsedilmiş hissediyorum.”
Peki Alman felsefesi alanında hayalperest bir doktora öğrencisi, nasıl oldu da, casusluk servisleriyle birlikte çalışarak otonom savaşın geleceğini planlayan, büyük bir Amerikan savunma yüklenicisi haline gelen karanlık bir veri analitiği şirketinin başına geçti?
Bay Karp, çok bilinen bir isim değil, ancak emekli general ve eski Genelkurmay Başkanı Mark Milley’nin “tarihte kaydedilmiş en önemli temel savaş karakteri değişikliği” olarak adlandırdığı şeyin öncülüğünü yapıyor. Bu yeni dünyada, Bay Karp ve Elon Musk gibi alışılmışın dışında Silikon Vadisi girişimcileri, Amerika’nın ulusal güvenliğinin adeta karakterini dokuyorlar.
Bay Karp ve Palantir gibi şirketlerin, (sosyal medyadan devlet kayıtlarına, bankalardan tatil ve seyahat verilerine kadar altına imza attığımız evrak ve işlerin) kişisel verilerimizin çoğuna erişerek mahremiyetimizi ihlal eden bir tür Büyük Birader olup olmadıklarına dair etik meselelerin de merkezinde yer alıyor. Ve yapay zekanın dost mu düşman mı olduğu, katil robotların ve bedensiz yapay zekanın bir gün bize karşı dönüp dönmeyeceği konusundaki tartışmanın ortasında.
Bay Karp’ın pozisyonu, istesek de istemesek de bu yeni dünyaya doğru hızla ilerlediğimizdir. Ona hükmetmek mi istiyoruz, yoksa Çin tarafından hükmedilmek mi istiyoruz?
Eleştirmenler, silahlar otonom hale geldiğinde ve insanlar öldürme sürecinde gereksiz hale geldiğinde ne olacağı konusunda endişeleniyorlar. Teknoloji, aslında onu tasarlayan ve kullanacak olan operatörlerinin değerlerini yansıtır, peki ya modern bir Caligula’nın eline geçerse?
Bay Karp, ev terlikleri, kot pantolon ve dar beyaz bir tişört giyerek oturma odasında tai chi ritminde dolaşırken bana, “Bence sorunların çoğu ‘Bu şeylere yatırım yapmak zorunda olduğumuz tehlikeli bir dünyada mıyız?’ sorusuna dayanıyor.” dedi. “Ve ben de evet , çok tehlikeli bir dünyadayız diyorum. Tüm bu teknolojiler tehlikeli.” Şunu da ekliyor: “Yapay zekanın kötüye kullanımını durdurmanın tek çözümü yapay zekayı kullanmaktır.”
Tolkien’den esinlenildi
Palantir’in adı, JRR Tolkien fantezilerindeki görme taşları olan palantíri’den türemiştir. Şirketin Palo Alto, (Silikon vadisinin de bulunduğu şehir) Kaliforniya’daki ofisi “Yüzüklerin Efendisi” dekoruna sahiptir ve Shire lakabına sahiptir.
Yıllarca radar altında kaldıktan sonra, Bay Karp artık halkın gözü önünde. Daha normal olmayı öğretecek bir koça ihtiyacı olduğunu şakayla karışık söyledi.
New York’ta doğup Philadelphia dışında sol görüşlü bir ailede büyüyen Bay Karp’ın çocuk doktoru olan Yahudi bir babası ve sanatçı olan siyah bir annesi var. Genç Alex’i sivil haklar yürüyüşlerine ve diğer protestolara götüren sosyal aktivistlerdi. Amcası Gerald D. Jaynes, Yale’de ekonomi ve Afrika Amerikan çalışmaları profesörü; kardeşi Ben, Japonya’da yaşayan bir akademisyen.
“Sanırım kendimi her zaman uyumsuz biri olarak gördüm ve biriyle uyumlu olmayı gerçekten deneyemem,” dedi Bay Karp. “Ebeveynlerimin geçmişi bana ‘Birbirimize uyuyoruz’ gibi bir durum içeren hiçbir şeyin beni kapsamadığı yönünde ilkel bir bilinçaltı önyargısı verdi.
“Evet, sanırım bunu politik olarak şöyle açıklıyorum: Faşizm gelirse, silinecek ilk veya ikinci kişi ben olurum.”
Bay Karp’ın kendine özgü bir karizması var. Palantir’in gayriresmi danışmanı olan Demokrat stratejist James Carville, “En azından türünün tek örneği” dedi.
Palo Alto ofisini ziyaret ettiğimde, Bay Karp bir tai chi hareketi gösterirken yanlışlıkla bir ziyaretçiyi yere düşürdü. Özür diledi, sonra koşarak gidip Goethe’nin “Faust”unun Almanca bir baskısını getirdi ve İngilizce çevirisinden daha iyi olduğunu göstermek için yüksek sesle okumaya başladı.
“Palantir hakkında bir durum komedisi yapsaydınız, içinde eşit miktarda Larry David, felsefe dersi, teknoloji ve James Bond olurdu,” dedi.
Palantir, 2003 yılında Karp ve Stanford Hukuk Fakültesiden sınıf arkadaşı Peter Thiel (şimdi şirketin başkanı) dahil olmak üzere beş kişilik bir çete tarafından, CIA’nın risk sermayesi kolu olan In-Q-Tel’den yaklaşık 2 milyon dolar destek alarak kuruldu.
Bay Karp bana, “Hayat kurtarmak ve zaman zaman da (öldürmek) hayat almak çok ilginç,” dedi.
Şirketinin yaptığı işi “gizli şeyleri bulmak” olarak tanımlıyor; şüpheli veya anormal davranış kalıpları da dahil olmak üzere kalıpları algılamak için dağlarca veriyi elemek anlamına geliyor.
Bay Karp uzlaşmaya inanmıyor. “Rakiplerinizi korkutuyorsunuz,” dedi. Taşkın bir Amerikan şovenizmiyle dolup taşıyor, yazılım konusunda Çin ve Rusya’dan çok önde olduğumuzla övünüyor.
“Amerika’daki teknoloji sahnesi 1950’lerdeki caz sahnesi gibi,” dedi bir forumda. Bana şunları söyledi: “İnsanlara sürekli olarak dünyadaki en iyi 50 teknoloji şirketinin sadece piyasa değerine göre yüzde 86’sının Amerikalı olduğunu söylüyorum ve insanlar sandalyelerinden düşüyorlar. Bazı sektörlerde ne kadar baskın olduğumuzu anlamak bizim için zor.”
11 Eylül’ün ardından CIA, Palantir’in eldeki bütün verileri işlemesine ve bir sonraki terörist saldırıların nereden geleceğini tahmin etmesine dair bir iş verdi. Palantir, kötü adamı bulmak için birden fazla veritabanını kullanıyor, hatta Bay Karp’ın dediği gibi, “kötü adam gerçekten sizin için çalışıyorsa.”
Şirket, genellikle Usame bin Ladin’i bulmada yardımcı olarak anılır, böylece Özel Kuvvetler gidip onu öldürebilir, ancak bunun doğru olup olmadığı belirsizdir. Washington, Palo Alto ve New Hampshire’daki röportajlarımız sırasında ortaya çıkan birçok konuda olduğu gibi, Bay Karp, şirketinin 11 Eylül canavarını ortadan kaldırmada yer alıp almadığı konusunda hala ketum.
Bay Karp, “Papa ile görüştüğünüzde onun söyledikleri hakkında konuşmanızla tanınıyorsanız,” diye açıkladı, “bir daha asla papa ile görüşemezsiniz.”
Batı medeniyetinin güvenliğinin, Palantir’in ince omuzlarında yattığına dair abartılı şekilde övünüyor ve yazılımı olmasaydı “Avrupa’da 7 Ekim tarzında büyük terör saldırıları yaşanmış olurdu” diyor. Ve bu saldırıların aşırı sağı iktidara taşıyacağına inanıyor.
Palantir, Çin, Rusya veya Batı’ya karşı olan diğer ülkelerle iş yapmıyor. Bay Thiel, şirketin “daha müttefik” ve “daha az yozlaşmış” hükümetlerle çalışmaya özen gösterdiğini söyledi ve ideolojik duruşlarının yanı sıra “yozlaşmış ülkelerle asla para kazanamazsınız” dedi.
Bay Karp, “Batı’nın, özellikle de güvenlik alanındaki sorunlar giderildiğinde, üstün bir yaşama ve örgütlenme biçimine sahip olduğuna dair Batı yanlısı bir görüşe sahibiz,” dedi. “Bunu radikal bulanlar bana ilginç geliyor, çünkü benim görüşüme göre o kadar da radikal değil.”
Şunları ekledi: “Eğer İran, Rusya ve Çin’i yatıştırarak daha iyi olacağımızı düşünüyorsanız, elbette Palantir’e olumsuz bakacaksınız. Bu ülkelerden bazıları, inandığınız şey için özür dilemenizi istiyorlar ve biz inandığımız şey için özür dilemiyoruz. Sınırda ABD hükümetini savunduğum, Özel Harekât’ı savunduğum, insanları eve getirdiğim için özür dilemeyeceğim. Ürünümüzü Ukrayna’ya veya İsrail’e veya başka birçok yere verdiğimiz için özür dilemeyeceğim.”
Karp’ın bir tanıdığının söylediği gibi: “Alex ilkeli. Siz onun ilkelerinden hoşlanmayabilirsiniz.”
“Burn Book: A Tech Love Story” kitabının yazarı Kara Swisher bana şunları söyledi: “Palantir savaşı yürütmenin daha verimli ve uygun maliyetli bir yolunu vaat ederken, amacımız onu daha az masraflı, zahmetli ve acı verici hale getirmek mi olmalı? Sonuçta, savaş bir video oyunu değil ve olmamalı da.”
Bay Karp’ın arkadaşı Diane Furstenberg bana, Karp’ın kendisini Batman olarak gördüğünü ve tehlikeli bir dünyada taraf seçmenin önemine inandığını söyledi. (Kullandığı New York ofisi Gotham olarak adlandırılıyor ve bir Batman heykeli ve posterleri sergileniyor.) Ancak bazı eleştirmenler daha karanlık bir görüşe sahip, Palantir’in “dijital bir öldürme zinciri” yaratmasından endişe ediyor ve Bay Karp’ı bir kahramandan çok bir kötü adam olarak görüyor.
2016’da bazı Demokratlar, Bay Thiel’in eski Başkan Donald J. Trump’a verdiği destek nedeniyle Palantir’i uğursuz olarak görüyordu. Daha sonra, şirketin Covid-19 aşı programını, klinik deneyleri henüz tamamlanmamış olan aşılarına uygulanmasına zorlayan Warp Speed’teki etkileri dolayısıyla da eleştiri konusu oldu.
Bazı eleştirmenler, ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi’nin (ICE) sınır dışı edilmek üzere belgesiz göçmenleri takip etmesine yardımcı olan Palantir’in sınırdaki çalışmalarına odaklandı. 2019’da yaklaşık 70 gösterici Palo Alto ofisinin dışındaki kafeteryayı işgal edip “Göçmenler burada hoş karşılanıyor, Palantir’i durdurma etme zamanı,” diye slogan attılar.
Aynı yıl, 200’den fazla Palantir çalışanı, Bay Karp’a yazdıkları bir mektupta, ICE’ye yardımcı olan yazılım hakkındaki endişelerini dile getirdiler. Ve Palantir’in içinde, 49 milyon dolarlık bir ICE sözleşmesinin gelirlerini hayır kurumlarına bağışlaması için boşuna bir kampanya yürütüldü.
Bay Karp’a, ortağı ve şirket başkanı Thiel’in Trump’ı kamuoyu önünde desteklemesinin, hükümetten ihale almayı kolaylaştırıp kolaylaştırmadığını sordum.
“Bundan hoşlanmadım,” dedi. “Biden’a bağış yapmamın birçok nedeni var. Her gün protesto edilmekten hoşlanmıyorum. Tamamen saçma ve gülünçtü. Aslında tam tersiydi. Thiel, Trump’ı desteklediği için işler daha zorlaşmıştı.”
Bunu konuştular mı?
“Peter ve ben her şey hakkında konuşuyoruz,” dedi Bay Karp. “Evet, kesinlikle Peter’a ‘Bu hayatımızı kolaylaştırmıyor’ dedim.”
Bay Thiel bu sefer Trump’a para vermedi veya kongresinde konuşmadı, ancak girişim sermayesi şirketindeki eski koruyucusu JD Vance’i destekliyor ve Vance üzerinden şimdi Trump kadrosuna daha çok etki edecek.
Palantir, istihbarat ve savunma alanında başladı — şimdi Uzay Kuvvetleri ile çalışıyor — ve o zamandan beri bir dizi sözleşme aracılığıyla hükümet genelinde yaygınlaştı. IRS’nin vergi dolandırıcılığını tespit etmesine ve Gıda ve İlaç Dairesi’nin tedarik zinciri kesintilerini önlemesine ve ilaçların daha hızlı pazara sunulması alanlarında da çalışıyor.
Ukrayna ve İsrail’e, özel kuvvetlerin yeteneklerini haritalayarak cephe hatlarında nasıl korunacağı, birliklerin güvenli intikali ve insansız hava araçları ile füzelerin daha isabetli hedeflenmesi konusunda önemli istihbarat toplamak için meta datalarda taramalar yaptı.
2022’de Bay Karp, savaştan harap olmuş Kiev’e gizli bir seyahat gerçekleştirerek Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelensky ile görüşen ilk büyük Batılı CEO oldu ve ülkesine Rusya’nın Golyat’ına karşı Davut olmasını sağlayacak teknolojiyi teklif etti. Time dergisi, Ukrayna’yı yapay zeka savaşı için bir laboratuvar ve Palantir ajanlarının birliklere yerleştirildiği bir kapakla çıktı o ay.
Palantir’in Ukrayna’ya yardım etmedeki rolü takdir edilirken, düşmanın (Hamas’ın) sivillerle iç içe olması nedeniyle hedef almanın daha tehlikeli olduğu İsrail’le olan işbirliği çok daha tartışmalı.
Bay Karp, “Elitlerin Ukrayna ve İsrail’i nasıl gördüğü konusunda büyük bir ikilem olduğunu düşünüyorum,” dedi. “Herhangi bir elit çevreye girerseniz, Rusya’ya karşı geri adım atmak açıktır ve İsrail karmaşıktır. Elit çevrelerin dışına çıkarsanız, tam tersi olur.”
Bazı bağımsız analistler, İsrail’in Nisan ayındaki operasyonda Palantir teknolojileri olmadan İran füzelerini önlemesinin güç olacağını söylediler. Ancak Başbakan Netanyahu’nun Gazze’deki yakıp yıkma kampanyası, her gün ekranlara taşınan aç ve yetim çocuklar ve on binlerce sivilin ölümü, Bay Karp ve Bay Thiel’i hedef alan bir öfkeye yol açtı.
Mayıs ayında, protestocular Bay Thiel’i Cambridge Üniversitesi’ndeki bir öğrenci binasının içine hapsettiler. Son günlerde, üst düzey ABD yetkilileri İsrail’in savaşı yürütme şekli hakkında daha çok şüphe dile getiriyorlar.
Bay Karp’ın İsrail’i destekleme konusundaki tutumu katıdır. Şirket geçen yıl The New York Times’da “Palantir İsrail’in yanındadır” ifadesini içeren tam sayfa bir ilan yayınladı.
“İsrail’e karşı çifte standart uyguluyormuşuz gibi,” dedi bana. 7 Ekim saldırısı Amerika’da gerçekleşmiş olsaydı, dedi, düşmanlarımızın saklandığı yeri “bir otoparka çevirirdik. Artık tünel olmazdı.”
Bay Karp’ın Mart ayında CNBC’ye söylediği gibi: “Birçok çalışanımızı kaybettik. Daha fazlasını da kaybedeceğimizden eminim. Bir çalışanınızı kaybetmenize asla mal olmayacak bir pozisyonunuz varsa, bu bir pozisyon değildir.”
Bana, “Batı’nın kaybetmesi gerektiğine inanıyorsan ve kendini savunmanın tek yolunun her zaman söz olduğunu ve eyleme gerek olmadığını düşünüyorsan, bize karşı şüpheci olmalısın.” dedi.
Şunu da ekledi: “Bu her zaman zordur çünkü eleştirenlerin haklı olduğu yerde yaptığımız şey ahlaki açıdan karmaşıktır. Savaşta kullanılan ürünlerle Batı’yı destekliyorsanız, (çiğnenmiş bu ahlaki sınırın) basit bir cevabı olduğunu iddia edemezsiniz.”
Şirketinin yaptıklarından dolayı herhangi bir çekincesi var mı?
“Rakiplerimizin hukukun üstünlüğü gibi bir şeye bağlı olduklarını düşünseydim çok daha fazla çekincem olurdu,” dedi ve ekledi: “Aslında bu, Amerika’yı iyinin sembolü görüp görmekle ilgili? Bence eleştirenlerin çoğu, aslında Amerika’yı iyiliğin sembolu olarak görmüyor..” Hissi şu: “Pollyanna gibi davranmadan, aptalca davranmadan veya herhangi bir ülkenin mükemmel olduğunu veya adaletsizliğin olmadığını iddia etmeden, marjinal olarak, Amerika’nın daha güçlü, daha sağlıklı, daha zengin olduğu bir dünya ister miydiniz, istemez miydiniz?”
Yaklaşan TikTok yasağıyla ilgili soruya “Çok olumlu” yanıtını verdi.
“Özellikle bizi daha yavaş, daha bölünmüş ve tartışmasız bir şekilde bilişsel olarak daha sağlıksız kılmak için tasarlanmış bir algoritmayı bir düşmanın kontrol etmesine izin vermemeniz gerektiğini düşünüyorum” dedi.
İsrail karşıtı gösterileri “toplumun içinde bir enfeksiyon” olarak değerlendirdi. Ve “sıradanlık, ayrımcılık, hoşgörüsüzlük ve şiddetin putperest bir dinini” yansıtan bu gösterilerden sonra, antisemitizmdeki artış nedeniyle kampüslerde kalmaktan korkan Yahudi öğrencilere 180 kişilik bir istihdam paketi açtı.
“Palantir o üniversitelerden çok daha iyi bir diplomadır” dedi bana. “Dürüst olmak gerekirse, bize yardımcı oluyor, çünkü Ivy League’de çok yetenekli insanlar var ve ‘Beni buradan çıkarın!’ diyorlar.”
Bay Karp, Palantir’i savunurken bazen duygusallaşıyor. Haziran ayında, ulusal güvenlik yöneticileri için düzenlenen bir DC galasında Dwight Eisenhower’ın adını taşıyan bir ödül aldığında gözyaşlarına boğuldu. Almanya’da yaşadığı dönemde, II. Dünya Savaşı sırasında “benim gibi insanları özgürleştirmek için” hayatlarını riske atan Iowa ve Kansas’lı gençleri sık sık düşündüğünü söyledi.
Ürünlerinin “terör saldırılarını durdurarak tarihin akışını değiştirdiğini” iddia eden Bay Karp, Palantir’in ayrıca “savaş meydanında erkeklerimizi ve kadınlarımızı koruduğunu” ve “düşmanlarımızın hayatlarını aldığını ve bunun utanılacak bir şey olduğunu düşünmüyorum” dedi.
Galaya katılanlara, “Kendilerine ilerici diyen” kişiler tarafından “bağırıldığını” anlattı.
“Aslında ben ilericiyim,” dedi. “Daha az savaş istiyorum. Savaşı ancak en iyi teknolojiye sahip olarak ve düşmanlarımızı korkutarak durdurabilirsiniz – burada nazik olmaya çalışıyorum. Eğer korkmazlarsa, korkuyla uyanmazlar, korkuyla yatağa girmezler, Amerika’nın gazabının üzerlerine ineceğinden korkmazlar, ve bize saldıracaklardır. Her yerde bize saldıracaklar.”
“Kurumsal dünyadaki bizlerin” Ivy League protestocuları gibi konularda “dikkatli olmamız” gerektiğini de sözlerine ekledi: “Fikir savaşını kazanıp temel normları ve Amerika’nın asil, büyük, harikulade bir rüya olduğu ve bunun bir parçası olmaktan mutluluk duyduğumuz temel, apaçık fikri yeniden öne sürmezsek, hepimiz için çok, çok daha kötü bir dünya olacak.”
Nasıl Başladı
Palantir’in vahşi köken hikayesi bir casus hicvi gibi işleniyor.
Bay Karp, Haverford Koleji’nden mezun olduktan sonra, “yetişkin hayatımın en kötü üç yılı” olarak adlandırdığı Stanford Hukuk Fakültesi’ne gitti.
Sınıf arkadaşlarının en iyi hukuk firmalarında prestijli işler elde etme takıntısıyla ilgilenmiyordu. “Hukuk fakültesinde inanmadığım bir şeyi yapamayacağımı öğrendim,” dedi, “sadece bir anahtarı çevirmek bile olsa.”
Sınıf arkadaşı Bay Thiel ile tanıştı ve hemen kaynaştılar, hukuk fakültesi hakkında laf cambazlığı yaptılar ve biralar eşliğinde sosyalizm ile kapitalizmi tartıştılar.
Liberal Heidegger taraftarı ile muhafazakâr René Girard taraftarı olan tuhaf bie arkadaşlıktı, ama onları bir araya getiren şey muhtemelen bu tuhaflıktı.
Bay Thiel bana, “Sanırım aramızda entelektüel bir bağ oluştu; o çılgın bir solcuydu ve ben çılgın bir sağcıydım,” dedi, “ama bir şekilde birbirimizle konuştuk.”
“Alex doktora yaptı,” diye devam etti, “bu bir bakıma hukuk fakültesinden sonra yapılacak çok, çok çılgınca bir şeydi, ama ben buna olumlu bakıyordum, çünkü bir hukuk firmasında çalışmaktan daha ilginç geliyordu.”
Bay Karp, neoklasik sosyal teori alanında doktorasını Frankfurt Goethe Üniversitesi’nden aldı. 2002’de San Francisco’daki Yahudi Hayırseverlik Ortaklığı’nda çalışırken Bay Thiel ile yeniden bağlantı kurdu. İkisi, Bay Thiel’in tabiriyle, başlayabilecekleri bir iş hakkında “belirsiz beyin fırtınası” yapmaya başladılar.
Bay Thiel, PayPal’ın kurulmasına yardımcı olduğu ve dolandırıcılık kalıplarını ortaya çıkarmak için geliştirilen paradigmalardan bazılarını kullanarak teröristleri nasıl bulabileceğini düşünmüştü.
Bay Thiel, “Havaalanına her gittiğinizde ayakkabınızı çıkarmak zorunda kalmanız veya tüm bu güvenlik önlemlerinden geçmeniz gerektiğinde her zaman çok sinirleniyordum. Bu hem biraz yorucuydu hem de gerçek güvenlikle ilgisizdi,” dedi.
Birkaç yazılım mühendisi getirdiler.
Bay Thiel, “11 Eylül’den iki buçuk yıl sonra, CIA veya bu örgütlerden herhangi biri hakkında hiçbir şey bilmeyen insanlarla bir yazılım şirketi kuruyordunuz” diye hatırlıyor.
Müfettiş Clouseau tarzında her şey çok gizli kapaklıydı. Modern gözetlemenin vaftiz babası olarak adlandırılan emekli bir tuğamiral olan John Poindexter’ı aramaya karar verdiler; Amiral Poindexter, İran-Kontra skandalı patlak verdikten sonra Başkan Ronald Reagan’ın ulusal güvenlik danışmanlığından istifa etmek zorunda kalmıştı. 11 Eylül’den sonra Pentagon’da Total Information Awareness adlı bir gözetleme programı üzerinde çalıştı.
Toplantı sırasında Bay Thiel, “Dr. Strangelove” filminden, madalyalarla donatılmış, Machiavelli hayranı bir askeri liderin huzurunda olduğunu hissettiğini söyledi.
‘Süper-Duper Bilgisayar’ olarak işaretlenmiş bir oda olduğunu tahmin ediyorduk ve içeri girdiğinizde, sadece boş bir oda bulduk,” dedi Bay Thiel. Geliştirmeyi tasarladıkları algoritmalarının “Pentagon’daki bir süpürge dolabında son bulacağından” korkuyorlardı, bu yüzden devam ettiler.
2005 yılında Bay Thiel, Bay Karp’tan az sayıda çalışanla, sözleşmesi, yatırımcısı, ofisi ve işlevsel teknolojisi olmayan bir şirketin öncüsü olmasını istedi. Bay Thiel, “Bu, hayırseverce, devam eden bir çalışma olarak tanımlanabilirdi,” dedi.
Bay Karp ve ekibi bir sürü masa aldı ve müşterilere, (hayali) mühendislerin daha sonra geleceğini, şu adan burada olmadıklarını söyleceklerdi.
“Tanrı bilir Peter beni neden kurucu ortak olarak seçti,” dedi iş başında kodlama öğrenmek zorunda kalan Bay Karp. “Tüm alçakgönüllülüğümle, çok iyi bir seçim oldu.”
Bay Thiel şöyle açıklıyor: “Bazı açılardan Alex, CIA’e göndereceğiniz bir satış elemanına benzemiyor. Benim her zaman kullandığım formül şudur: Eğer birine bir şey satmaya çalışıyorsanız, temel paradoks şudur: Tıpkı onlar gibi olmalısınız ki size güvenebilsinler – ama onlardan çok farklı olmalısınız ki sizde onların sahip olmadığı bir şey olduğunu düşünsünler.”
Bay Karp’ın Airbnb veya Uber’i veya “bir tür kitlesel tüketim ürününü” işletmeye uygun olmayacağını söyledi. Ancak Palantir’in, “Batı dünyası ile yükselen otoriter güçler arasında büyük jeopolitik sorular dizisiyle bağlantılı siyasi bir iş alanı olduğunu” söyledi. Dolayısıyla, hükümetlerimizin biraz daha iyi işlemesini sağlayabilirsek, bu, işleri Batı lehine yeniden dengelemenin bir yolu olur.
“Normalde,” diye devam etti Bay Thiel, “bir şirket olarak bunlar kötü fikirlerdir. Çok soyut, çok idealisttirler. Ama bence Palantir davasında buna benzer bir şey gerekliydi. Bunlar motivasyonu olmasaydı, dostum, şirketi üç yıl sonra satmış olurduk.”
Bay Karp, Silikon Vadisi ve Washington için daha fazla yabancı olamazdı. Kendisi ve mühendisleri başkente yaptıkları ziyaretler için takım elbise almak zorundaydı. “Bize inanan kimse yoktu,” dedi. “Palantiri onlara anlatırken bana Alex demelerini söyleyip durdum ve onlar bana Dr. Karp demeye devam ettiler. Sonra inanabildikleri tek şeyin bir doktora derecesine sahip olmam olduğunu fark ettim.”
Teknoloji yatırımcılarının telefon oyunlarıyla daha çok ilgilendiği ilk birkaç yıl zordu. Bay Karp, “Biz dışlanmış gibiydik,” dedi. “Toplantı ayarlayamadık. Yapsalar bile, bu Peter’a bir iyilik olurdu.”
Bay Karp, Washington’daki yöneticilerle birlikte şunları hatırladı: “Şöyleydi, Bu Frankenstein canavarı benim ofisimde ne arıyor, 12 yaşında görünen, çoğunluğu erkek olan bir ucube gösterisi ekibi, bizim milyarlarca dolarla yapamadığımızı, bunun yüzde biriyle yapmayı iddia ediyor?”
Bay Karp, “Palantir’de yazılım şirketimizi kurarken yaptığımız hiçbir şey MBA yapımı oyun kitabında yok,” dedi. “Hiçbiri yok. Bu yüzden çok iyi gidiyoruz.”
“İş dünyası için aldığım en değerli eğitim Sigmund Freud Enstitüsü’nde oturmaktı, çünkü tüm zamanımı analistlerle geçirdim.” dedi. Bay Karp, doktora yaparken Frankfurt’taki enstitüde çalışırken puro içtiğini ve “bilinçli bilinçaltı” hakkında düşündüğünü söyledi.
“Analistlerin hastaları hakkında ne kadar çok konuştuklarına şaşırırsınız,” dedi. “Aslında rahatsız edici. İnsanların aslında nasıl düşündükleri hakkında çok şey öğreniyorsunuz.” Bu bilginin mühendislerini motive etmesine yardımcı olduğunu söyledi.
Nasıl gidiyor?
Bay Karp, Palantir’in çalışanlarını bir sanatçı kolonisinin veya bir ailenin parçası olarak düşünmeyi sevdiğini söyledi; “personel” kelimesini kullanmıyor. Potansiyel çalışanlarla şahsen görüşmekten hoşlanıyor ve işe alımları iki dakikadan kısa sürede tamamlamakla övünüyor. (Almanca ve Fransızca felsefe ve edebiyat hakkında konuşabilen birkaç kişinin etrafında olmasını seviyor.)
“Popülist-sol siyasetimin çoğu aslında işe alım işlerime yansıyor,” dedi. “Stanford, Harvard, Yale insanının binlerce kez yanıtladığı soruyu sorarsanız, öğrendiğiniz tek şey Stanford, Harvard, Yale insanının oyunu oynamayı öğrendiğidir.”
“Ayrıcalıklı” bir adaydan iyi bir cevap, “bir tamircinin çocuğundan” kötü bir cevap alsa bile, “Kendimi yetenekli birinin huzurunda hissediyorum” diye düşünüyorsa, ikincisini tercih edebilir.
Amerika Birleşik Devletleri’nin Çin, Rusya ve İran ile üç cephede bir savaşa girme olasılığının “çok yüksek” olduğunu düşünüyor. Bu nedenle, otonom silah sistemlerine tam gaz devam etmemiz gerektiğini savunuyor çünkü rakiplerimiz bunu yapacak ve onlar bizim sahip olduğumuz ahlaki düşüncelere sahip değiller.
“Bence nükleer caydırıcılığın aslında daha az etkili olduğu bir çağdayız çünkü Batı’nın nükleer bomba gibi bir şey kullanması pek olası değilken, rakiplerimizin bunu yapması mümkün,” dedi. “Teknolojik eşitlik ama ahlaki eşitsizlik olduğunda, gerçek eşitsizlik insanların düşündüğünden çok daha büyük.”
“Aslında,” diye ekledi, “teknolojik olarak eşitliğimiz var ama ahlaki olarak eşitliğimiz yok, bu durumda onlar çok büyük bir avantaja sahipler.”
Bay Karp, savaşçı robotlara “çok yakın” olduğumuzu ve “özerk insansız hava araçları ve bunun gibi cihazların savaşın en önemli araçları haline gelmesinin eşiğinde olduğumuzu” söyledi. Bunu Ukrayna’da zaten görüyorsunuz.
Palantir, başlangıçtaki bazı aksiliklerden ders çıkardı.
2011 yılında, hacker grubu Anonymous, Palantir çalışanlarının WikiLeaks’i itibarsızlaştırmak ve gazeteci Glenn Greenwald da dahil olmak üzere bazı destekçilerini karalamak için bir yanlış bilgilendirme kampanyasına dahil olduklarını gösterdi. (Bay Karp, Bay Greenwald’dan özür diledi.) Daha sonra, Cambridge Analytica’nın Trump kampanyasının 2016 seçimleri öncesinde kullandığı Facebook verilerini toplamasına yardımcı oldu. (bir çalışan diyerek küçültüyor.)
New Orleans Polis Departmanı ile 2012 yılında başlayan ücretsiz bir sözleşme, “öngörücü polislik” uygulamasının mahremiyeti ihlal ettiği ve siyahi insanlar üzerinde taciz etkisi yarattığı yönündeki eleştiriler nedeniyle altı yıl sonra iptal edildi.
Bay Karp, “New Orleans’ta Siyahlar arasındaki ölüm oranlarını düşürdük,” dedi, “ve ‘Palantir ırkçıdır’ diye eleştiriyorlar. Bilmiyorum. Şu anda hayatta olan yüzlerce insan bizim ırkçı olduğumuzu düşünmüyor.”
New Orleans’ın ileri gelenlerinden Bay Carville, ortaklığın “sol görüşlü komplo teorileri” yüzünden sona erdiğini iddia etti.
Palantir’in Silikon Vadisi’ndeki zorlu başlangıcının bir nedeni de Savunma Bakanlığı ile yaptığı çalışmalara birçok kişinin itiraz etmesiydi.
Google, 2017’de ordunun şirketin yapay zekasını kullanarak drone görüntülerini analiz etmesine yardımcı olmak için Pentagon’dan Project Maven adlı bir sözleşme kazandı. Çalışanlar protesto ederek CEO Sundar Pichai’ye bir mektup gönderdi: “Google savaş işinde olmamalı,” yazıyordu. Kısa bir süre sonra Google projeden çekildi.
Palantir, buna karşılık Bay Karp’ın sözlerini alıntılayan bir tweet’te Google’ı gölgeledi: “Silikon Vadisi, Amerika’ya düşman ürünler satarken ortalama bir Amerikalıya ‘Savunma ihtiyaçlarınızı desteklemeyeceğim’ diyor. Bu, kaybeden bir pozisyon.” Palantir, ihaleyi 2019’da aldı.
Aynı yıl, Bay Thiel, Google’ın Çin ile “hain” bir ilişkisi olduğunu söyledi. Google 2017’de, Thiel’e göre sivil-asker arasında pek bir ayrımın olmadığı Çin’de bir AI laboratuvarı açmıştı. Google’ın Amerika’ya yardım etmeyi reddederken fiilen Çin’e yardım ettiğini savundu. (Bu laboratuvar 2019’da kapandı, ancak Google hala Çin ile iş yapıyor, Apple da öyle.)
“Tüketici internet şirketlerinde çalışan insanlar, Deniz Kuvvetlerine, Özel Kuvvetlere ve ABD ordusuna yardım ettiğimiz ve sınırı koruduğumuz için bize karşı protesto ediyorsa, -ve Amerika’nın ihracat ve iş hakkınızı koruması nedeniyle inanılmaz derecede, akıl almaz derecede zenginleştiğinizde- hala bizi protesto ediyorlarsa, bana göre, nota kağıdını kaybetmişsinizdir,” dedi Bay Karp. “Bunun Amerika için iyi olduğunu düşünmüyorum.”
New York Üniversitesi’nde profesör ve teknoloji şirketleri konusunda bir otorite olan Scott Galloway, Silikon Vadisi’ndeki birçok CEO’nun çalışanlarına erdemlilik mesajı verdiğini ve çalışanların ilerici siyasi görüşlerini önemsediğini iddia ettiğini, ancak aslında “annelerini beş sent karşılığında satabileceklerini” ifade ediyor.
“Balinaları kurtarmak için orada değiller,” dedi Bay Galloway. “Para kazanmak için oradalar.”
“Bazı büyük teknoloji şirketleri, Amerika’yı sevmeyen, Amerika’da sadece yanlış giden şeylere odaklanmış yeni nesil bir iş liderleri yetiştirmekle meşgul görünüyor.” diye ekledi.
“Alex Karp, ‘Hayır, Pentagon’un çekini bozduracağız ve düşmanlarımız hakkında veri toplayacağız’ diyor. Tamamen zıt yönde hareket etti ve bence bu akıllıca bir hareketti.”
Bir yöneticinin ifade ettiği gibi Palantir’in “ürkütücü çağrışımları”, şirketin 2020 yılında halka açılması ve daha ticari işlere yönelmesiyle büyük ölçüde ortadan kalktı; müşterileri arasında Airbus, JP Morgan, IBM ve Amazon bulunuyor.
Bay Thiel, Palantir’in Ulusal Güvenlik Ajansı için bir pilot program üzerinde kısa bir süre çalıştığını ancak şirketin orada daha fazla çalışma yapmak istemediğini söyledi: “NSA, dünyadaki tüm verileri topluyor. Anladığım kadarıyla, temelde ABD dışındaki herkesi gözetledikleri inanılmaz medeni haklar ihlalleri var. Sonra da neyse ki verilerle pek bir şey yapamayacak kadar beceriksizler.”
Şirket kâr etmeye başladı ve hisse senedi yükseldi. Bu ayki muzaffer kazanç raporunun ardından Palantir’in hisse senedi fiyatı tekrar yükseldi.
Bay Karp, “Hisse senedi fiyatı bize daha fazla itibar kazandırıyor” dedi.
Bay Karp, 2020’de Silikon Vadisi’nde geçirdiği 17 yılın ardından Palantir’in genel merkezini Denver’a taşıdı. “İlerici siyasetin gerici tarafı olarak gördüğüm şey yüzünden Silikon Vadisi’nden kaçıyordum” dedi.
Vadinin Amerika’da sınıf ayrımını derinleştirdiğini düşünüyor.
“Silikon Vadisi’nin aşırılıkları olmadan bir Trump fenomeni olacağına inanmıyorum,” dedi. “Maliyetini hiç üstlenmek zorunda olmadıkları politikaları destekleyen çok, çok zengin insanlar. Ayrıca bu insanların toplumumuza bağlı olmadıkları ve aynı zamanda milyarder oldukları yönündeki genel his.”
“ABD ordusunu desteklemiyorum,” dedi hayret dolu bir tonla. “Ortalama bir Amerikalıya multimilyarder olduğunuzu ve ürününüzü DOD’a tedarik etmeyeceğinizi nasıl açıklayacağınızı bile bilmiyorum. Bu sarsıcı derecede aşındırıcı. Bu, bu platformlardaki tüm aşındırıcı, bölücü şeylere gelmeden önce.”
Palantir’in baş mimarı Akshay Krishnaswamy, Silikon Vadisi eleştirmenleriyle aynı fikirdeydi: “Sebepleriniz olduğu için liberal demokratik Batı’da yaşıyorsunuz ve bu sebepler bedavaya gelmiyor. Bunun için mücadele edilmesi veya sıkı bir şekilde savunulması gerekmiyormuş gibi davranıyorlar.”
Bay Karp, işlerin evrildiğini söyledi. “Sanırım artık bizim hakkımızda biraz farklı bir algı var. Bunların çoğu Trump’a, ICE çalışmasına bağlıydı. Bu birikti ve biz kesinlikle dışarıdaydık. Hala dışarıdayız ama kesinlikle daha az direnç hissediyorum. Ve insanlar bizim ne yaptığımız hakkında daha iyi bir fikre sahip, belki.” “Savunma teknolojisi artık Silikon Vadisi’nin büyük bir parçası.” diye ekledi.
Elon Musk’ın yapay zekanın sonunda herkesin işini elinden alacağı yönündeki görüşüne katılıp katılmadığını sordum.
Bay Karp, “Bence asıl tehlikeli olan,” diye yanıtladı, “bunu nasıl kullanacağını anlayan insanların piyasanın çoğunu ele geçirecek olması ve diğer herkesin geride kaldığını hissetmesi.”
Bay Karp’ın ikonoklastik tarzı ve sarsılmaz inançları birçok kişiye ilham verdi ve bir sürü çevrimiçi müridi oluştu – bazıları ona Papa Karp veya Daddy Karp diyor. Sosyal medyada varlığı yok, ancak çevrimiçi hayranları ona mistik gibi davranıyor, kazanç raporları için giydiği dar beyaz tişörtlere, Norveç kayak kıyafetlerine, tirbuşon saçlarına, İtalyan kot pantolonlarına ve güneş gözlüklerine ve aşırı dürüstlüğüne takıntılı. (Yakın tarihli bir kazanç raporunda, Bay Karp rakiplerini “kendini tatmin eden” ve “kendini kırbaçlayan” kişiler olarak nitelendirdi.)
Bir meslektaşının dediği gibi, “eş, çocuk ve köpek insanı” değil o.
“Uzun vadeli ilişkiler kurma eğilimindeyim,” dedi bana. “Ve genellikle çok yüksek IQ’lu kadınlarla birlikte oluyorum,” bazıları ona saçmaladığını söylüyor.
İlişkilere karşı “çok daha fazla mahremiyetinizin olduğu”, ayrı yatak odalarının ve “kendi dünyanızın, kendi düşüncelerinizin olduğu ve çok fazla yalnız kalabildiğiniz” bir Alman tutumunu tercih ettiğini söylüyor. Nerede olduğunuz veya kiminle olduğunuz konusunda “mikro yalan” söyleme gereksinimi çok daha az.
New Hampshire’da ıstakoz makarnasından oluşan bir öğle yemeği yedik – panik butonunu masanın üstünde tuttu – ve sonra mülkünde atış yapmaya gitti. 264 yarda mesafeden 9 milimetrelik bir tabancayla hedefleri ustalıkla vurdu. Bir yardımcısı bir fotoğrafçının Bay Karp’ı atış sırasında çekmemesini önerdiğinde, bu fikri reddetti.
“Aslında, dürüst olmak gerekirse, silahlardan anlayan biri olsaydı silahlar çok daha iyi düzenlenirdi,” dedi. “Ben bir avcı değilim. Silahı olan bir sanatçıyım.”
(Daha sonra Bay Karp, kendisinin Bay Trump’ın suikastçısından yaklaşık iki kat daha uzaktaki hedeflere ateş ettiğini belirtti. “Gelecekteki başkanımız veya belki de gelecekteki başkanımız için güvenlikte gerçekten bir sorun var,” dedi. “Tüm bu insanların farklı bir güvenlik seviyesine ihtiyacı var.”)
Bay Karp Demokratların daha fazla güç yansıtması gerektiğine inanıyor: “Rakiplerimizi korkutup savaşa girmememizi sağlayacak kadar güçlü müyüz? Çinliler, Ruslar ve Persler bizim güçlü olduğumuzu mu düşünüyor? Başkan onlara bu çizgileri aşarsanız, bunu yapacağımızı söylemeli ve sonra bunu uygulamalısınız.”
Amerika ve Avrupa’da sınırları güvence altına alamamanın veya almak istememenin otoriterliği beslediğini düşünüyor.
“Bunu oldukça basit görüyorum: Açık bir sınırınız varsa, aşırı sağı elde edersiniz,” dedi. “Ve bir kez onları ele geçirdiğinizde, onlardan kurtulamazsınız. Bunu Brexit’te gördük, Fransa’da Le Pen’de gördük, Avrupa’nın her yerinde görüyorsunuz. Şimdi Almanya’da görüyorsunuz.”
“Çok daha katı olmalılar,” diye devam etti. “Sağ’ın yükselişinin tek nedeni bu, tek neden bu. İnsanlar size açık bir sınıra ihtiyacımız olduğunu söylediğinde, neden sağcı politikacıları seçtiklerini de söylemeliler, çünkü öyleler.”
“En büyük hata -ve bunu yapan tek bir politikacı değil, bir nesil- sınır sahibi olmanın bağnazca bir şey olduğuna inanmaktı ve buna inanan çok fazla insan var” dedi.
Haftalar sonra, Tolkien’in Orta Dünya’sındaki bir vadiden esinlenerek Rivendell adını alan Washington ofisindeydik; burası masa tenisi masası, bilardo masası ve Chewbacca’nın devasa bir kopyası gibi teknoloji harikalarıyla doluydu.
Konuşmamıza siyasetten devam ettik; Başkan Biden ile Başkan Yardımcısı Harris’in yer değiştirmesi, JD Vance’in yükselişi, suikast girişimi ve değişen siyasi manzara hakkında konuştuk.
Bay Karp’ın karma ırksal kimliği göz önüne alındığında, Bay Trump’ın başkan yardımcısının mirasına yönelik saldırısı hakkında ne düşündüğünü merak ettim.
“Bence insanlar bu Siyah-Yahudi olayının gerçeğiyle çok ilgileniyor,” dedi. “Ben bundan daha az etkileniyorum.”
Şunları ekledi: “Bence insanlar her zaman benden dünyayı bir şekilde görmemi bekliyor ve bunun ne anlama geldiğini gerçekten anlamıyorum. Dünyayı gördüğüm gibi görüyorum. Bence, günün sonunda, insanlar kimliklerinin ne olduğunu seçmek isterlerse, onu seçerler ve bu onların tanımıdır.”
Yakın zamanda siyah milyarderlerden oluşan elit bir liste hazırladığını fark ettim.
Omuzlarını silkti. “Bazı siyahlar benim siyah olduğumu düşünüyor, bazıları düşünmüyor,” dedi. “Ben kendimi kendim olarak görüyorum. Ve beni kabul edecek tüm gruplar tarafından onurlandırılmaktan büyük onur duyuyorum.”
Şunları ekledi: “Irkçılığın bu ülkedeki en önemli sorun olduğuna inanmıyorum. Sınıfın belirleyici olduğunu düşünüyorum ve ırk hakkında bu kadar sık konuştuğumuza şaşırıyorum. Var olmadığını söylemiyorum. İnsanların önyargıları olmadığını söylemiyorum. Elbette hepimizin var, ancak bu kültürde sizin için en kötü şey, herhangi bir renkten fakir doğmanızdır.”
Sınıf temelli pozitif ayrımcılığı destekleyeceğini söyledi ve kendisini “askerlik yanlısı” ilan etti.
“Kültürümüzde bu kadar büyük bir uçurum olmasının sebeplerinden birinin, günün sonunda, büyük ölçüde, sadece orta ve işçi sınıfından insanların tüm mücadeleyi vermesi olduğunu düşünüyorum” dedi.
Notlar:
- Alex Karp: Palantir Technologies’in kurucu ortağı ve İcra Kurulu Başkanı. 1967’de New York’ta doğdu. Yahudi bir baba ve Siyah bir annenin oğlu olarak Philadelphia’da büyüdü. Haverford Koleji’nde felsefe, Stanford Üniversitesi’nde hukuk doktorası ve Goethe Üniversitesi’nde neoklasik sosyal teori üzerine doktora yaptı. 2025’te Time 100 listesine girdi ve net serveti 11 milyar doları aşarak Forbes’un en zengin 300 kişisi arasında yer aldı.
- Maureen Dowd: The New York Times’ta köşe yazarı. 1999’da Pulitzer Ödülü kazandı. Karp ile derinlemesine bir röportaj gerçekleştirdi.
- Peter Thiel: Palantir’in kurucu ortaklarından, milyarder yatırımcı ve Facebook yönetim kurulu üyesi. Karp ile Stanford’da tanıştı ve Palantir’i 2003’te birlikte kurdu.
- Volodymyr Zelensky: Ukrayna Devlet Başkanı. Karp, 2022’de Kyiv’e gizli bir ziyarette bulunarak Zelensky ile buluştu ve Palantir’in teknolojisini Ukrayna’ya sundu.
- Gerald D. Jaynes: Karp’ın amcası, Yale Üniversitesi’nde ekonomi ve Afrika Amerikan çalışmaları profesörü.
- Ben Karp: Alex Karp’ın Japonya’da yaşayan akademisyen kardeşi.
- Larry David: Amerikalı komedyen ve Seinfeld ile Curb Your Enthusiasm dizilerinin yaratıcısı. Karp, Palantir’in kültürünü onun mizah anlayışına benzetiyor.
- Palantir Technologies: 2003’te Alex Karp, Peter Thiel ve diğerleri tarafından kurulan veri analitiği şirketi. CIA’in In-Q-Tel kolu tarafından finanse edildi. Savunma, istihbarat, sağlık ve finans gibi alanlarda veri analitiği çözümleri sunuyor. Gotham, Foundry ve AIP gibi platformlarıyla tanınıyor.
- In-Q-Tel: CIA’in girişim sermayesi kolu, Palantir’e başlangıç finansmanı sağladı.
- IRS (Internal Revenue Service): ABD Vergi Dairesi. Palantir, vergi dolandırıcılığını tespit etmek için IRS’ye destek sağlıyor.
- FDA (Food and Drug Administration): ABD Gıda ve İlaç Dairesi. Palantir, tedarik zinciri kesintilerini önlemek ve ilaçların piyasaya sürülmesini hızlandırmak için FDA ile çalışıyor.
- Uzay Kuvvetleri (Space Force): ABD’nin uzay odaklı askeri birimi, Palantir’in müşterileri arasında.
- JPMorgan Chase: Küresel finans devi. Palantir’in yazılımlarını dolandırıcılık tespiti ve risk yönetimi için kullanıyor.