Çin’in merkezi hükümeti, 28 Temmuz’da her üç yaş altı çocuk için ailelere yıllık 3.000 yuan (yaklaşık 312 £) çocuk bakım desteği sağlayacak bir teşvik paketi açıkladı. Bu duyuru, ülke genelinde ücretsiz okul öncesi eğitimin yaygınlaştırılmasına yönelik planların açıklanmasından sadece birkaç gün sonra geldi.
Bu gelişmeler, önceki yıllarda doğum oranındaki düşüşle mücadeleyi büyük ölçüde yerel yönetimlere bırakan hükümetin tutumunda bir değişimi temsil ediyor. Nakit teşviklerden konut yardımlarına kadar uzanan bu yerel çabalar çoğu zaman kayda değer bir etki yaratamadı. Merkezi hükümetin doğrudan devreye girmesi, Pekin’in durumu aciliyetini gördüğünü gösteriyor.
Çin’de daha az kadın çocuk sahibi olmayı tercih ediyor ve gençlerin büyük bölümü evlenmeyi erteliyor ya da tamamen vazgeçiyor. Bu durum, Çin nüfusunun 2024 yılında üst üste üçüncü kez azalmasına yol açtı. Yaşlanan nüfus ve küçülen iş gücü, Çin’in ekonomik büyümesi, sağlık sistemi ve emeklilik alt yapısı için uzun vadeli tehditler oluşturuyor.
Merkezi hükümetin son girişiminden önce, Çin’in çeşitli bölgeleri doğum oranlarını artırmak için bazı politikalar deniyordu. Bu politikalar arasında ikinci veya üçüncü çocuklar için tek seferlik ödemeler, aylık yardımlar ve konut ile iş eğitimi sübvansiyonları yer alıyor.
En dikkat çekici yerel uygulamalardan biri, İç Moğolistan eyaletinin başkenti Hohhot’tan geldi. Mart 2025’te yetkililer, ikinci ve üçüncü çocuk sahibi olan ailelere, çocuklar on yaşına gelene kadar yıllık olarak ödenmek üzere toplamda 100.000 yuan’a (10.400 £) kadar destek vermeye başladı.
Doğu Çin’deki Hangzhou şehri de dâhil olmak üzere bazı şehirlerdeki yetkililer, çocuk bakım çekleri veya kreşler için sübvansiyonlar sundu. Bu tür politikalar, bazı bölgelerde doğum sayısında hafif bir artış sağladı. Ancak katılım genellikle düşük kaldı ve hiçbiri ulusal tabloyu değiştirmeyi başaramadı.
Bu teşviklerin neden işe yaramadığına dair birkaç neden sıralanabilir. Öncelikle, sübvansiyonların miktarı yükün büyüklüğüne oranla genellikle küçük kalıyor; çoğu zaman sadece birkaç yüz ABD doları tutarındadır. Bu, kentsel Çin’de çocuk yetiştirmenin maliyetini neredeyse hiç etkilemez.
Çin, çocuk yetiştirme maliyeti açısından dünyanın en pahalı ülkeleri arasında yer alıyor; ABD ve Japonya’yı bile geride bırakıyor. Pekin merkezli YuWa Nüfus Araştırma Enstitüsü’nün 2024 tarihli raporuna göre, Çin’de bir çocuğu 18 yaşına kadar yetiştirmenin ortalama maliyeti 538.000 yuan (59.275 £). Bu rakam, Çin’in kişi başı GSYİH’sinin 6,3 katından fazla.
Bu yük o kadar yaygın ve büyük ki Çin’de insanlar çocuklara şakayla karışık “altın yutan canavarlar” anlamına gelen tunjinshou adını veriyor.
İkinci olarak, bu teşvikler daha derin sorunlara dokunmuyorlar. Pahalı konutlar, yoğun eğitim baskısı, çocuk bakımında yaşanan eksiklikler ve çocuk sahibi olan kadınları cezalandıran bazı iş yerleri bu sorunların başında geliyor. Pek çok Çinli kadın, sadece çocuk sahibi oldukları için işlerinden uzaklaştırılmaktan korkuyor.
Bazı yerel yönetimler, çocuk sahibi olmayı zorlaştıran yapısal sorunlara çözüm bulmaya çalıştı ve kısmen başarılı da oldular. Örneğin Tianmen’de üçüncü çocuğu olan ebeveynler yeni bir ev alırken 16.500 ABD doları (12.500 £) indirim alabiliyor.
Ancak bu tür politikalar sadece belirli bölgelere, köylere veya sınırlı gruplara yönelik olarak uygulanıyor. Destek hâlâ parçalı ve yetersiz, bu nedenle bu girişimlerin ülke geneline yayılması olası görünmüyor.
Üçüncü olarak, Çin’de toplumsal cinsiyet eşitsizliği hâlâ derin biçimde kökleşmiş durumda. Kadınlar ev işlerinin ve çocuk bakımının büyük kısmını üstleniyor; ebeveyn izni politikaları da bu dengesizliği yansıtıyor. Annelere 128 ila 158 gün arasında doğum izni verilirken, babalara verilen izin süresi eyaletlere göre değişiklik göstermekle birlikte çok az. Ebeveyn izninde eşitlik talebi kamuoyunda dillendirilse de büyük bir yasal değişiklik kısa vadede mümkün görünmüyor.
Tüm bu etkenler, doğu Asya genelinde olduğu gibi Çin’de de evlenmek ve çocuk sahibi olmak istemeyen gençlerin sayısının artmasına neden oluyor.
2022 yılında yapılan bir çevrimiçi ankete göre, Çin’deki katılımcıların yaklaşık %90’ı, kendilerine, yakın zamanda açıklanan 3.000 yuanlık yardımdan çok daha fazla bir miktar olan yıllık 12.000 yuan (1.250 £) tutarında bir yardım teklif edilse bile daha fazla çocuk sahibi olmayı düşünmeyeceklerini söyledi.
Pekin geç mi kaldı?
Yeni önlemler, Çin’in düşen doğum oranlarını ciddiye aldığını gösteriyor. Ancak çok geç kalınmış olabilir. Doğurganlık düşüşünün tersine çevrilmesi zordur; araştırmalar, çocuk sahibi olmaktan uzaklaşıldığında sosyal normların eski haline getirilmesinin zor olduğunu göstermektedir.
Güney Kore, vatandaşlarına onlarca yıldır cömert teşvikler, konut desteği ve çalışan anne-babalara uzun ebeveyn izni sunuyor. Ancak son dönemdeki küçük artışlara rağmen, doğum oranı hâlâ dünyanın en düşükleri arasındadır.
Birleşmiş Milletler’in projeksiyonları da çok karamsar. Çin’in nüfusunun 2024 ile 2054 yılları arasında 204 milyon azalması bekleniyor. Yüzyılın sonuna kadar bu sayı 786 milyonu bulabilir; bu da nüfusun 1950’lerdeki seviyelere gerilemesi anlamına geliyor.
Yine de merkezi hükümetin yaptığı bu son açıklamalar kayda değerdir. Merkezi hükümet, doğumları teşvik etmek için ilk kez doğrudan mali araçlar kullanıyor ve okul öncesi eğitimin maliyetini düşürmenin doğurganlığı artırabileceği yönünde bir fikir birliği oluştuğunu gösteriyor. Bu bir emsal oluşturuyor ve durum daha da acil hâle gelirse, desteğin miktarı ve kapsamı da artabilir.
Ancak Çin gidişi tersine çevirmek istiyorsa, sadece para yeterli olmayacaktır. Ebeveynlik gerçekten mümkün ve arzu edilir bir şey hâline getirilmeli. Maddi yardımlar ve ücretsiz okul öncesi eğitimin yanında, ailelere zaman ve iş gücü desteği de sağlanmalıdır.
Bu da kültürel beklentilerle yüzleşmek anlamına geliyor. Çocuk yetiştirmek sadece kadının görevi olarak görülmemelidir. Gerçek bir kültürel değişime ihtiyaç var; ebeveynliği ortak bir sorumluluk olarak ele alan bir değişime.
Benim kuşağım, tek çocuk politikası döneminde doğdu; kardeşi olanlar ağır cezalarla karşı karşıya kalıyordu. Ben de onlardan biriydim. Ancak, para cezaları daha fazla çocuk isteyen herkesi durdurmadığı gibi, nakit ödüller de istemeyenlerin çoğunu kolayca ikna edemeyecektir.
*Ming Gao, Lund Üniversitesi’nde Doğu Asya Çalışmaları Araştırma Görevlisidir.
Kaynak: https://theconversation.com/what-will-it-take-for-china-to-arrest-its-declining-birth-rate-261717
Tercüme: Ali Karakuş