Gazze insanlığın sahip olduğu değerleri, kurumları, inançları, yapıları yıkıp yeniden inşa ediyor. Madeleen gemisindeki 12 kişi farklı inançlara, dinlere, fikirlere, etnik kökenlere sahipti ama Gazze onları birleştirdi.
200’den fazla devletin bir arada olduğu Birleşmiş Milletlerin yapamadığını bu 12 kişi yaptı. Böylece yeni bir topluluğu doğurdu Gazze: “Birleşmiş Vicdanlı Milletler”…
Sadece Birleşmiş Milletler değil, İslam İşbirliği Teşkilatı, Arap Ligi, Afrika Birliği, NATO, Avrupa Birliği gibi bir çok kurum, kuruluş, organizasyonun da içinin boş olduğunu gösterdi bize Gazze.
Koca koca devletlerin yapmaya cesaret edemediği şeyi yaptı bu vicdan gemisindekiler. Gazze’ye uygulanan utanç ablukasını yıkmak için denizleri aştılar, dalgalarla boğuştular, terör devleti İsrail’den korkmadan Gazze’ye girmeye çalıştılar.
Söyler misiniz dünya üzerindeki hangi kurum, hangi kuruluş, hangi devlet bu cesareti gösterebildi?
Ne silahları ne zırhlı gemileri, ne de koruma kalkanları vardı. Sadece çoğu kişide olmayan vicdanlarını yelkenlerine bir bayrak gibi çekip yola çıktılar. Kimliğini, pasaportunu taşıdıkları devletler dahil, hiçbir ülkenin kendilerine yardım etmeyeceklerini biliyorlardı. Sadece vicdanlı insanların sesine güvendiler ve bir korku duvarını yıktılar.
Şimdi Tunus’tan, Cezayir’den, Mısır’dan, Libya’dan, Fas’tan, Türkiye’den yüzlerce otobüs Gazze’ye doğru yol çıkıyor.
Madeleen denizden, onlar karadan korku duvarlarını yıkmak için vicdan bayrağı açtılar, insanlığın en büyük utancı ablukayı kırmak için yollara döküldüler.
Muhtemelen ambargoyu kıramayacaklar, muhtemelen Gazze’ye ulaşamayacaklar, muhtemelen engellenecekler… ancak onlar yangını söndürmek için çaba gösteren, katliama isyan eden, vicdan bayrağını yücelten insanlar olarak tarihe geçecekler.
Bir hikaye anlatılır, Nemrut’un Hz. İbrahim’i ateşe atıp yakmak istendiği zamanlarda bir karınca ağzında bir damla suyla ateşi söndürmek için yola çıkmış. Demişler ki “bir damla suyla ne yapabilirsin?” O karınca demiş ki, “hiç olmazsa İbrahim’den yana saf tuttuğumuz belli olsun.”
Madeleen gemisinde olanlar, otobüslerle yola çıkanlar Gazze’den yana olduklarını gösterdiler, tarihe böyle geçtiler. Yarın Mahşer gününde hesaba çekildiklerinde “elimden geleni yaptım, gücüm bu kadardı” diyecekler. Eminim Yüce Allah onları mükafatlandıracaktır.
Peki ya elinde uçağı, gemisi, tankı topu olan devletler?
Ya İsrail’i perişan edecek ekonomik gücü, siyasi gücü olan devletler, kurumlar, kuruluşlar “ne yaptın?” denildiğinde ne cevap verecekler?
Eminim hiçbir cevap veremeyecekler.
Bu soruyu kendimize de sormalıyız. Karınca ancak bir damla su taşıyacak güce sahipti ve onu yaptı. Peki bizim gücümüz sadece sosyal medyada tivit atmak mı, sadece sözlü kınama mı, sadece retorik tepkiler mi?
Herkes kendi hesabını verecek. Hem bu dünyada hem öteki dünyada. Yarın çocuklarımız, torunlarımız “Gazze’de binlerce çocuk öldürülürken sen ne yaptın?” diye sorduklarında hangi cevabı vereceğiz, herkes kendini buna göre hazırlasın.
Gazze’deki soykırımdan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak buna eminim. Her şeyi yeniden sorgulayacağız, yeniden düşüneceğiz. Buna inancımız da dahil.
Belki yeniden iman edeceğiz. İslam inancını, Hristiyan inancını, Musevi inancını yeniden sorgulayacak insanlar. Ahlak, vicdan, ilke, değer, insanlık yeniden tanımlanacak.
İşlevsiz, anlamsız, değersiz hale gelmiş her kurum, her kuruluş, her iktidar yıkılıp yeniden kurulacak belki de.
Gazze putları yıkan bir devrim başlattı dünyada. Vicdanlı Hristiyan, Yahudi, Müslüman, ateist bir araya gelip yelkenlerine vicdan dolduruyorsa, yarın insanlık için başka şeyler de yapacaklar buna eminim.
Denizlere açılmış Madeleen gemisi, yollara düşmüş küçük büyük arabalar, yürüyenler insanlar Gazze’ye doğru bir sel olup tüm putları yıkacaktır.
Dünyayı “Birleşmiş Vicdanlı Milletler” yönetecek bir gün inşallah.