Aşağıdaki Alıntıların Yapıldığı Doküman: Şamir’in Terörizm Üzerine Yazısı (1943) (Sözkonusu yazı İsrail Özgürlük Savaşçıları adlı Terör Örgütü’nün Hehazit (Cephe) adlı bülteninde 1943 yılında yayınlanan İsrail eski başbakanlarından Yitzak Şamir’in yazısıdır.)
Alıntıların Yayınlandığı Yer: Ortadoğu Raporu, Sayı: 152 (Mayıs/Haziran 1988)
Aşağıdaki alıntılar, İsrail’in 1983-1984 ve 1986-1992 yılları arasında başbakanlığını yapmış Yitzhak Shamir’in bir makalesinden alınmıştır. Makale, ilk olarak 1943 yazında LEHI yeraltı örgütünün Hehazit (Cephe) adlı dergisinde yayımlanmıştır.
Tüm gevezelikler ve halkın teröre başvurulmasına karşı duyduğu karmaşık tepkiler, “yasal,” “demokratik” yolları savunanların gerçek yüzlerini ortaya koyarak ve bu maskelerin altında ne kadar terörizmin gizlendiğini göstererek, kolayca anlaşılabilecek argümanlarla çürütülebilir. Ancak bu kolay yolu seçmek istemiyoruz ve bu nedenle burada bu seçeneği bir kenara bırakıp hem sol hem de sağdaki bütün vatandaşların hem kendi yöntemlerinin hem de hükümetin yöntemlerinin terörizm oluşturmadığı yanılsamalarını korumalarına izin veriyoruz. Bunun yerine, en zor pozisyonu savunmayı, yani “terörizm” kavramının, düşmanın mayınlar, bombalar ve benzeri araçlarla tehdit edilmesi ve öldürülmesine indirgenmesi görevini üstleniyoruz. Bilindiği üzere ister sağ olsun ister sol düzgün toplum böylesi olaylarla ruhunun çürüme derinliğiyle yüzleştirildiğinde “şok” olur ve bu olayları yapan ve toplumun ruhunun çürüme boyutlarını ayan eden anarşist teröristleri dar ağacına çıkarıp yok etmek için hakim rejime destek olmaya hazır halde bekler. Ancak bu toplumun kendisi örneğin Struma Gemisi’ni batırılması suretiyle 769 yolcunun ve onlarla birlikte kurtarılabilecekken kurtarılmayan başka binlerce yolcunun katledilmasi karşısında aynı toplum, örneğin Struma gemisindeki 769 yolcunun yasalar çerçevesinde öldürülmesi karşısında şok olma heveslisi görünmüyor. Bu onlara göre terörizm olmuyor en kötü ihtimalle “kötü kanun” veya “zulüm” oluyor.
Ne Yahudi etiği ne de Yahudi geleneği, terörizmi bir mücadele aracı olarak reddedebilir.
Ulusal savaşımız söz konusu olduğunda ahlaki kaygılar taşımaktan oldukça uzağız. Ahlakı dünyadaki diğer kanunların hepsinden üstün olan Tevrat’ın emri önümüzdedir: “Onları son adama kadar yok edeceksiniz.” Burada evrensel olarak kabul edilen ahlaki çöküşüne şahit olduğumuz düşman karşısında, ahlaki endişelerden özellikle uzağız. Ama her şeyden önce terörizm bizim için mevcut koşullar altında yürütülen siyasi mücadelenin bir parçasıdır ve oynayacağı büyük bir rol vardır: Hem tüm dünyaya hem de bu toprakların dışında yaşayan talihsiz kardeşlerimize açık bir şekilde mesajımızı duyurur ve işgalcilere karşı savaşımızı ilan ilan eder. Gerçek terörist, kağıt yığınlarının ve kendisinin çıkardığı yasaların arkasına saklanandır. [Bizim terörizmimiz] bireylere değil, temsilcilere yöneliktir ve bu nedenle etkilidir. Ayrıca Yahudi nüfusunu da kayıtsız durumundan kurtarırsa bizim için çok daha iyi olur. Böylece ve ancak bu şekilde kurtuluş savaşı başlayabilecektir.
Bu makaleye aşağıdaki kaynaktan erişilebilir:
“Belge: Şamir’in Terörizm Üzerine Yazısı (1943),” Middle East Report 152 (Mayıs/Haziran 1988).