Trump ABD İmparatorluğunu Rüşvetçi Mütahite mi Çeviriyor?
Beyaz Saray’ın Yeni Kararnamesi: ABD Şirketlerine Yurtdışında Rüşvetin Önünü Açan Adım mı?
10 Şubat 2025’te Beyaz Saray tarafından yayımlanan başkanlık kararnamesi, ABD’nin Yabancı Yolsuzluk Uygulamaları Yasası (FCPA) kapsamında yürüttüğü soruşturma ve yaptırımları geçici olarak durdurdu. Bu karar, ABD şirketlerinin uluslararası iş dünyasında daha rahat hareket etmesini amaçlasa da birçok uzman tarafından ABD’li şirketlerin yurtdışında rüşvet verebilmesine olanak sağlayan bir düzenleme olarak değerlendiriliyor.
FCPA: Rüşvetle Mücadelede Küresel Bir Standarttı
1977 yılında yürürlüğe giren Yabancı Yolsuzluk Uygulamaları Yasası (FCPA), ABD’li şirketlerin yabancı yetkililere rüşvet vermesini yasaklayan ve bu tür uygulamaları denetleyen bir düzenlemeydi. Yasa, uluslararası ticarette etik standartları koruma amacı taşıyordu.
FCPA’nın temel amaçları şunlardı:
Bu yasa sayesinde, rüşvetin iş dünyasında olağan bir rekabet unsuru olması engellenmiş ve birçok ülke ABD’nin öncülüğünde benzer düzenlemeler getirmişti. Ancak yeni başkanlık kararnamesi, bu düzenlemeyi askıya alarak iş dünyasında yeni bir dönem başlatıyor.
Yeni Kararname Ne Getiriyor?
Başkanlık kararnamesi, ABD Başsavcısı’na (Attorney General), FCPA uygulamalarının gözden geçirilmesi için 180 günlük bir süre tanıyor. Bu süreçte:
Beyaz Saray, bu kararın “ABD şirketlerinin küresel rekabet gücünü artırmayı ve ABD’nin dış politika yetkisini güçlendirmeyi amaçladığını” savunuyor. Ancak bu karar, ABD’li şirketlerin yurtdışında rüşvet yoluyla avantaj elde etme ihtimalini artırıyor.
ABD Şirketleri İçin Rüşvetin Önü Açılıyor mu?
Bu kararın en büyük etkisi, ABD şirketlerinin uluslararası ihale ve iş birliklerinde rüşvetle avantaj elde etme ihtimalinin artması olarak görülüyor. FCPA uygulamalarının durdurulması, ABD’li şirketlerin hükümet yetkililerine rüşvet vererek büyük ihaleleri kazanmasını kolaylaştırabilir.
Özellikle:
Bu tür uygulamalar, küresel ölçekte ABD’nin itibarına zarar verebilir. ABD, şimdiye kadar rüşvet karşıtı politikalarda öncü bir konumdayken, bu kararla yolsuzluğa göz yuman bir ülke olarak algılanabilir.
Uluslararası Tepkiler ve Etik Sorunlar
FCPA’nın uygulanmasının durdurulması, ABD’nin iş dünyasındaki etik duruşunu zedeleyebilir. Daha da önemlisi, bu kararın küresel yolsuzluğu teşvik etmesi muhtemeldir. Eğer ABD, rüşvet karşıtı yasaları esnetirse, diğer ülkeler de benzer yollara başvurabilir ve uluslararası ticarette etik kurallar büyük zarar görebilir.
Transparency International gibi yolsuzlukla mücadele eden kuruluşlar, bu kararın küresel rüşvet seviyesini artıracağı konusunda uyarıyor. ABD’nin, yolsuzluğa karşı mücadeledeki liderlik rolünü kaybetmesi etik açıdan büyük bir kayıp olarak değerlendiriliyor.
ABD’nin Geleceği: Ekonomik Güç mü, Etik Çöküş mü?
Beyaz Saray’ın savunduğu gibi bu karar, Amerikan şirketlerinin küresel rekabet gücünü artırabilir, ancak bu avantaj etik dışı yollarla mı sağlanacak?
ABD’nin “serbest piyasa ve adil rekabet” ilkelerine dayanan küresel liderliği, eğer hükümetin resmi politikası rüşvet ve yolsuzluğa hoşgörü göstermeye başlarsa büyük ölçüde zarar görebilir.
Önümüzdeki 180 gün içinde, Beyaz Saray’ın bu süreçten nasıl bir sonuç çıkaracağı ve ABD iş dünyasının etik standartlarını ne yönde şekillendireceği kritik öneme sahip olacak.