Esad rejiminin “İnsan Mezbahası” adı verilen Sadnaya Cezaevi’
Suriye’nin karanlık tarihine kazınmış, Esad rejiminin en korkunç işkence merkezi Sadnaya Hapishanesi, devrimci güçlerin operasyonuyla gündeme geldi. “İnsan Mezbahası” olarak adlandırılan bu hapishane, korkunç sırlarını birer birer ortaya dökerken, insanlık tarihine unutulmaz bir utanç sayfası ekliyor. Holokost ve Auschwitz, sadece İsrail eliyle Filistin’de değil, Esed, İran ve Rusya eliyle Suriye halkı için de devam ediyormuş.
1987 yılında Şam’ın 15 km kuzeyinde inşa edilen Sednaya Hapishanesi, Esad rejimi ve destekçileri İran, Rusya ve Lübnan Hizbullah’ının bütün kirli tarihini gözler önüne sermeye başladı.
Devrimciler, Sednaya’nın devasa demir kapılarını zorla açarak binlerce mahkûmu özgürlüğe kavuşturdu. Ancak bu kurtuluş, hapishanenin karanlık dehlizlerinde daha derin bir kâbusla yüz yüze getirdi bizi. Günler süren aramalarda keşfedilen gizli bir geçit, dört katlı yeraltı işkence merkezine ulaşıyordu. Burada ışığın asla ulaşmadığı hücrelerde, bitkin ve yarı çıplak tutuklular parmaklıklara tırmanarak yardım çığlıkları atıyordu.
Kassam Tugaylarından kayıp askerler, DEAŞ tarafından kaçırılan ve izine rastlanmayanlar, KDP peşmergeleri ve rejim muhalifleri bu korkunç hapishanede bulundu. 1982’de Hama’da sivilleri bombalamayı reddeden bir pilot tam 42 yıl sonra bu hücrelerden çıktı. 40-50 yıldır kayıp olan on binlerce insanın bu hapishanenin alt katlarında bulunacağına dair umutlar yeniden yeşerdi.
Hapishanenin üç katlı yeraltı bölgesinden sadece eksi birinci kat açılabildi. Bu alanda 30 binden fazla tutuklu kurtarıldı. Ancak ikinci ve üçüncü katlarda olduğu tahmin edilen toplam 110 bin civarı mahkûm, hâlâ bu cehennemin derinliklerinde kurtarılmayı bekliyor. Güvenlik kameralarının olduğu odadaki kamera görüntülerinden mahkumların bulunduğu zindanlar izlenebiliyor. Ancak hiçbir şeyden haberi olmayan mahkumlar günlük rutinlerine devam ediyor. Ancak içeri nasıl girilebileceği ile ilgili hâlâ bir bilgi yok. Hapishanenin değişik yerlerinden içeri girebilmek için çalışmalar devam ediyor.
Sednaya’da özgürlüğüne kavuşan kadınlardan biri, 19 yaşında tutsak edildiğini, serbest bırakıldığında ise 32 yaşında olduğunu anlatıyordu. Bu süre zarfında, babalarını bilmediği çocuklarıyla hayatta kalmaya çalıştığını dile getirirken, bir başka kadın kapıyı açıp “Çıkın, artık özgürsünüz” diyen muhaliflere inanmayarak “Bizi gene nereye götürüyorsunuz?” diyerek rejimin barbarlığını gözler önüne seriyordu.
Kurtarılan çocukların büyük bir kısmı ise, rejimin sistematik tecavüz politikaları sonucu dünyaya gelmiş babasız çocuklar. Yüzlerindeki çaresizlik ve olanları anlayamaya çalışan şaşkın bakışlar.
Uluslararası Af Örgütü, 2011-2015 yılları arasında burada gizli infazlarla 13 bin kişinin öldürüldüğünü raporladı. Ama dünya her zaman olduğu gibi buna da kulaklarını tıkadı. Ancak bu yalnızca bilinen kısmı; gerçek sayılar çok daha yüksek olabilir.
Hapishane “Sessizlik Hapishanesi” olarak biliniyor. Mahkûmlar tamamen izole ediliyor ve dış dünyayla tüm bağları koparılıyor. Hayatta kalmayı başaran birkaç kişi, yaşadıkları işkenceyi dünya kamuoyuna anlatsa da, bu dehşetin boyutlarını tamamen anlamak mümkün değil.
Suriyeli devrimciler, hapishanenin kapalı kalan diğer bölümlerine ulaşmak için çabalarını sürdürüyor. Sednaya’dan kurtarılan Lübnanlı mahkûmlardan biri, maruz kaldığı işkenceler yüzünden kendi adını bile hatırlayamıyor. Bu görüntüler, Esad rejimi ve suç ortaklarının insani değerlerden ne kadar uzaklaştığını bir kez daha gözler önüne serdi.
Uluslararası toplumun bu vahşete de sessiz kalıp kalmayacağını hep beraber yaşayıp göreceğiz. Sadnaya Hapishanesi, yalnızca Suriye’nin değil, tüm insanlığın utanç kaynağı olarak tarihteki yerini aldı. Rusya’ya kaçan Esed ve işkencecileri ile onlara destek veren İran ve Rus çeteleri bu barbarlıklarının hesabını vermeli ve bedelini ödemeli.
kalemine sağlık