Rusya’nın İmparatorluk Zihniyeti Değişmedi

Eğer Rusya’nın emperyal vizyonu kesin ve kararlı biçimde mağlup edilmezse, Ukrayna üzerine varılacak herhangi bir barış anlaşmasının yalnızca geçici olacağı kesindir.
Nisan 15, 2025
image_print

Eğer Rusya’nın emperyal vizyonu kesin ve kararlı biçimde mağlup edilmezse, Ukrayna üzerine varılacak herhangi bir barış anlaşmasının yalnızca geçici olacağı kesindir.

Bir zamanlar Vladislav Surkov, Rusya’nın siyasi sisteminin kilit mimarlarından biri ve uzun yıllardır iktidarda olan otoriter lider Vladimir Putin’in en yakın danışmanlarından biriydi. Ancak daha yakın bir geçmişte, bir dönem “Putin’in beyni” olarak anılan bu isim, Kremlin’in iktidar koridorlarında gözden düştü ve nihayetinde Rusya siyaset sahnesinden tamamen çekildi.

Yine de Surkov, halen ciddi tartışmalara konu olan bir figür olmayı sürdürüyor. Bazı gözlemciler, Kremlin’in dünya görüşü üzerindeki etkisinin hâlâ devam ettiğini düşünüyor. Dolayısıyla, Fransa’nın L’Express gazetesiyle — Rusya’nın Şubat 2023’te Ukrayna’yı işgalinden bu yana verdiği ilk — röportajı gerçekleştirdiğinde, bu durum Batı’daki Rusya gözlemcileri için kaçınılmaz olarak yoğun bir ilgiyle karşılandı.

Ve bu ilgi karşılıksız kalmadı. Surkov bu fırsatı, kendisinin de popülerleşmesine katkı sağladığı “Rus Dünyası” (Russkiy Mir) olarak bilinen kavramın mevcut durumu ve gelecekteki boyutları hakkında uzun uzun konuşmak için kullandı. Bu süreçte uluslararası kamuoyuna, Moskova’nın jeopolitik kaderine dair ne düşündüğünü ve Kremlin’in bundan sonra hangi yöne ilerlemeyi planladığını gösteren net bir bakış sundu.

Elbette bu mesele en doğrudan biçimde Ukrayna’yı ilgilendiriyor. Putin’in söylemini andıran bir şekilde Surkov, Ukrayna’nın gerçek bir devlet değil, “yapay bir siyasi varlık” olduğunu öne sürüyor. Ayrıca, Rusya’nın zaferinin — ya da onun ifadeleriyle “Ukrayna’nın askeri ya da askeri ve diplomatik yollarla ezilmesinin” — kaçınılmaz olduğunu savunuyor.

Ancak Surkov’a göre bu, yalnızca bir başlangıç. “Rus dünyasının sınırları yoktur,” diye ısrar ediyor. “Rus dünyası, Rus etkisinin herhangi bir biçimde — kültürel, enformasyonel, askerî, ekonomik, ideolojik ya da insani — mevcut olduğu her yerdedir… Başka bir deyişle, her yerdedir.”

Üstelik Surkov, bu yayılmanın kaçınılmaz olduğuna kesinlikle inanıyor. “Etkimizin derecesi bölgeden bölgeye büyük farklılıklar gösterse de hiçbir yerde sıfır değildir,” diyor. “Dolayısıyla Tanrı’nın izin verdiği ve bizim gücümüzün yettiği her yöne doğru yayılacağız. Önemli olan kendimizi kaptırmamak ve çok büyük bir parçayı almamaktır.”

Surkov bu düşüncesinde pek de yalnız değil. Bu fikir, ülkenin kötü şöhretli “Avrasyacı” hareketinin öncüsü Aleksandr Dugin gibi önde gelen Rus ideologların zihniyetini de besliyor. Dugin, yıllardır Rusya açısından “İmparatorluk ölçeğinin kaybı… medeniyete katılımın sona ermesi ve başarısızlık, manevi ve kültürel değerler sisteminin çöküşü anlamına gelir” diye savunuyor.

Aynı düşünce, bizzat Devlet Başkanı Vladimir Putin’in söylemlerinde de yankı buluyor. Geçtiğimiz yıl, eski Fox News sunucusu ve ABD medyasının tanınmış ismi Tucker Carlson’la yaptığı dağınık ve uzayıp giden röportajda Putin, tarihi çarpıtan ve seçici bir bakış açısıyla hem Rus emperyalizmini hem de daha fazla toprak genişlemesini savundu.

En azından Avrupa’da, bu tür bir düşüncenin doğuracağı sonuçlar artık iyi anlaşılmış durumda. Avrupa’daki stratejistler, Rusya’nın Ukrayna’daki son savaş kayıplarının ardından ne kadar sürede toparlanabileceğini ve kıtaya yönelik tehdit kapasitesini yeniden iki katına çıkarabileceğini aktif şekilde tartışıyor. Ancak tartışmasız olan bir şey var ki, o da Rusya’nın mutlaka bu tehdidi yeniden oluşturacağıdır.

Bu, Amerika için de hayati bir farkındalık olmalıdır. Bu yılın başlarında göreve gelmesinden bu yana Trump yönetimi, Ukrayna’daki savaşı sona erdirecek bir tür anlaşma oluşturmak için yoğun bir çaba sarf ediyor. Bu süreçte Washington, diplomatik olarak Moskova’ya yakınlaşmış görünüyor — ve son üç yılda Rusya’nın yasa dışı biçimde işgal edip ilhak ettiği Ukrayna topraklarının en azından bir kısmı üzerinde kontrolünü sürdüreceğini fiilen kabullenmiş gibi duruyor. Ancak şu ana kadar yapmadığı şey, Putin rejiminin gelecekte Ukrayna’ya ya da gözünü diktiği diğer bölgelere karşı saldırganlığını sürdürmesini zorlaştıracak koşulları açıkça ortaya koymak oldu.

Beyaz Saray için bu, en öncelikli mesele olmalıdır. Surkov ve eski patronu tarafından dile getirilen sınırsız bir Rusya vizyonu kesin biçimde mağlup edilmediği sürece, Moskova ile yapılacak her türlü barış anlaşmasının yalnızca geçici olacağı kesindir. “Putin’in beyni”ne sorun, yeter.

*Ilan Berman, Washington DC’deki Amerikan Dış Politika Konseyi’nin Kıdemli Başkan Yardımcısıdır. Ortadoğu, Orta Asya ve Rusya Federasyonu’nda bölgesel güvenlik uzmanı olarak, ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı’na (CIA) ve ABD Dışişleri ile Savunma Bakanlıklarına danışmanlık yapmış; çeşitli devlet kurumları ile Kongre ofislerine dış politika ve ulusal güvenlik konularında destek sağlamıştır.

 

Kaynak: https://nationalinterest.org/feature/russias-imperial-mindset-hasnt-changed

SOSYAL MEDYA