Geçtiğimiz günlerde Hamas ve Amerika Birleşik Devletleri arasında yapılan görüşmelerde, çifte vatandaş olan ABD vatandaşı İsrailli asekr Aidan Alexander’ın Gazze Şeridi’nden serbest bırakılması ve savaşı durdurma ve yardım getirme çabalarının bir parçası olarak Kızıl Haç’a teslim edilmesi konusunda anlaşmaya varıldığı açıklandı.
Hamas, daha önceki esir takası anlaşmalarında olduğu gibi Amerikalı Siyonist asker Aidan Alexander’ın serbest bırakılması karşılığında bir dizi Filistinli mahkûm almamış olsa da ABD ile varılan son mutabakat sayesinde birçok kazanım elde edebilir.
Unutulmaması gereken en önemli nokta, İsrail’in görüşmelerin bir parçası olmadığıdır. ABD Başkanı Donald Trump yönetimindeki yetkililerin Doha’da Hamas ile yaptığı görüşmeler İsrail’in bilgisi dışında yürütülmüştür. İsrail’de bu görüşmelerden ve görüşmelerin İsrail ile koordinasyon olmadan gerçekleşmesinden büyük rahatsızlık duyuluyor. Eskiden Doğu’da ve Batı’da kendisini ilgilendirmeyen konulara müdahil olan İsrail’in şimdi kendisini doğrudan ilgilendiren bir konuda dışlanması büyük bir stratejik değişikliktir.
İsrail’in bir numaralı düşmanı Hamas ile İsrail’in bir numaralı müttefiki Amerika arasındaki diyalog ve görüşmelerin sonuca ulaşması da İsrail için stratejik bir eksiklik. İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer, Trump’ın rehine elçisi Adam Bohler’in Hamas’la yeniden masaya oturmasını engellemeye çalıştı ama başarılı olamadı.
Hamas tarafında ise bu, Hamas’ın İsrail’in bilgisi olmadan ABD ile ikinci kez doğrudan diyalog kurması anlamına geliyor ve bu Hamas’a önemli avantajlar sağlıyor.
Devlet dışı bir aktörün dünyanın en büyük süper gücüyle aynı masaya oturması başlı başına süper güç tarafından aktörün gücünün tanınması anlamına geliyor. Trump yönetiminin ateşkes ve tutukluların serbest bırakılması konularında anlaşmaya varmak üzere Hamas’la Katar’da birkaç oturumda tekrar masaya oturması da bunu gösteriyor.
Dün İsrail basınında, serbest bırakılan mahkum Aydan İskender’in İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ile görüşmeyi reddettiğine dair haberler yer aldı. İskender, Netanyahu’nun kişisel çıkarlarını korumak için kendisini 600 günden fazla esaret altında bıraktığına ve Netanyahu’nun İsrailli mahkumların serbest bırakılması için bir ateşkes anlaşmasına varmayı birçok kez reddettiğine inanıyor.
Alexander’ın burada Netanyahu ile görüşmeyi reddederek verdiği mesaj, serbest bırakılmasına katkıda bulunanın Netanyahu değil Başkan Trump olduğudur. İsrailli mahkumların ailelerinin Netanyahu’ya baskı yapmak için ABD yönetimi ile iletişimlerini yoğunlaştırmaları beklenmektedir.
Bu olay, ateşkesi ve mahkûmların serbest bırakılmasını engelleyenlerin Gazze’de bir imha savaşı yürüten Benjamin Netanyahu ve hükümeti olduğunu açıkça göstermektedir. ABD yönetiminin Hamas’la masaya oturup diplomatik yollarla ve müzakerelerle bir mahkumu serbest bırakabilmesi, ABD’nin vizyonu ile İsrail’in vizyonu arasında bir uçurum yaratmaktadır.
Öte yandan, Aidan Alexander’ın Amerikan pasaportuna sahip olması ve hala direnişin elinde en az 20’sinin hayatta olduğuna inanılan yaklaşık 58 İsrailli mahkum olması, İsrail toplumunda bir kriz yaratacaktır, çünkü İsrail işgal devletinde açıkça Alexander’ın Amerikan pasaportuna sahip olmasaydı esaret altında kalacağı söyleniyor. Ne de olsa Alexander, 7 Ekim’de Gazze Şeridi sınırında bir İsrail tankının içinde yakalanan bir İsrail askeridir ve İsrail’in onu esaretten kurtarmak için yürütülen müzakerelerden haberi yoktur.
Başka bir açıdan bakıldığında, Hamas Alexander’ı serbest bırakarak İsrail’in Trump’ın bölgeye yapacağı ziyaretin ardından Gazze’deki askeri operasyonu genişletme planını bozmuş oldu. İsrail operasyonun adını bile açıkladı: “Gideon’un Araçları.” Böylece, Alexander’ı serbest bırakma başarısının ardından Trump ve ekibi geri kalan mahkumların serbest bırakılması için bir anlaşmaya varma ortamını hazırlayacak ve böylece İsrail, Trump’ın vizyonuyla çatıştığı için Gazze’de geniş bir askeri operasyon başlatamayacak.
Bildiğimiz üzere, Gazze Şeridi kıtlık ve tarihte eşi benzeri görülmemiş insani koşullardan muzdarip, Mart 2025’in başından bu yana iki aydan fazla bir süredir Gazze’ye herhangi bir gıda, ilaç veya insani yardım girişi engelleniyor, bu nedenle Hamas, İsrailli-Amerikalı mahkum Aidan Alexander’ı serbest bırakarak insani acıyı hafifletmeye çalışıyor, çünkü Hamas Alexander’ı serbest bıraktıktan sonra İsrail’e insani yardım kamyonlarının girmesi için baskı yapma konusunda Amerikan vaatleri var. Bu şekilde Hamas, dünyanın birçok ülkesi tarafından terk edilen ve soykırım karşısında yalnız bırakılan Filistin halkının yanında durmaktadır.