Çin Yuanı Neden ABD Dolarının Yerini Alamaz

ABD ekonomisinin ve doların bir zamanlar sahip olduğu ezici hâkimiyetini çoktan kaybettiği inkâr edilemez. Bu, dünyadaki her ülkenin dikkate aldığı bir husustur. Ancak bu meselede, mutlak üstünlükten ziyade göreli farklar daha çok önem taşır. Dolar, eski gücünden düşmüş olsa da, küresel rezerv para birimi olarak gereken tüm özelliklere sahip tek para birimi olmaya devam etmektedir. Bu durum, özellikle Çin yuanıyla karşılaştırıldığında daha da belirgindir.
Mayıs 24, 2025
image_print

Yuanın, doların küresel işlemler üzerindeki köklü hâkimiyetini ortadan kaldırması yıllar alacaktır.

Washington ile Pekin’in ticaret konusunda uzlaşmaya varmasının ardından, para birimiyle ilgili endişeler yeniden gündeme geldi. Endişe (ya da yayına veya podcast’e göre umut), Çin yuanının küresel birinci para birimi olarak doların yerini alacağı yönünde. Pekin, yuanın bankacılar ve döviz tüccarları için tercih edilen bir değişim aracı haline gelmesi fikrinden kesinlikle hoşnut.

Çin politikası, yıllardır yuanın uluslararası itibarını artırmaya çalıştı. Ancak yuanın, doların yerini alması için önünde hâlâ uzun bir yol var ve Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP) kontrol takıntısının, bunun gerçekleşmesi için gerekli değişikliklere izin vereceği de hiç belli değil.

Elbette, ABD ekonomisinin ve doların bir zamanlar sahip olduğu ezici hâkimiyetini çoktan kaybettiği inkâr edilemez. Bu, dünyadaki her ülkenin dikkate aldığı bir husustur. Ancak bu meselede, mutlak üstünlükten ziyade göreli farklar daha çok önem taşır. Dolar, eski gücünden düşmüş olsa da, küresel rezerv para birimi olarak gereken tüm özelliklere sahip tek para birimi olmaya devam etmektedir. Bu durum, özellikle Çin yuanıyla karşılaştırıldığında daha da belirgindir.

Pekin, yuanın uluslararası itibarını artırmak için çok şey yaptı; bu çabalar da haklı olarak medyanın dikkatini çekti. Nitekim Pekin, bazılarınca “Çin merkezli bir sistem” olarak adlandırılan bir düzen kurmaya çalıştı. Çin, geniş coğrafyaya yayılan Kuşak ve Yol Girişimi’nin (BRI) büyük bölümlerinde yuan bazlı ticaret ve sermaye akışını şart koşuyor. Yuan bazlı krediler ve transferlerle ilgilenen bir Asya Altyapı Yatırım Bankası kurdu. Pekin, Uluslararası Para Fonu’nu (IMF), yuanı “özel çekme hakları” kapsamında sunduğu para birimleri arasına dahil etmeye başarılı biçimde zorladı. Çin Halk Bankası (PBOC) da bu çabalara dijital yuanı teşvik ederek katkı sağladı.

Ancak tüm bu çabalar, uluslararası işlemlerde doların kullanımını etkilemekte neredeyse hiç ilerleme sağlayamadı. Küresel ticaretin yaklaşık %80’i, Amerikalılar işin içinde olmasa bile, dolar üzerinden yapılmaktadır. Tüm döviz işlemlerinin yaklaşık %90’ında, bir taraf mutlaka dolardır. Buna karşılık yuan, bu tür işlemlerin yalnızca %4’ünde yer alırken, euro bile yalnızca %30’luk bir paya sahiptir. Örneğin Mısır poundunun yuana çevrilmesi genellikle dolar aracılığıyla gerçekleşir; diğer para birimlerinde de durum böyledir.

Bu köklü ilişkilerin gelişmesi yıllar almıştır ve yuan lehine çözülmeleri de yıllar sürecektir. Dahası, yuanın doları tahtından indirme çabasında iki dezavantajı daha vardır. Çin’in finansal piyasaları, küresel rezerv para birimi rolü için gerekli olan likiditeye de, finans çevrelerinin “piyasa derinliği” dediği şeye de sahip değildir.

Likidite hayati önemdedir. İthalatçılar, ihracatçılar ve onların finansal destekçileri, küresel para biriminin haftanın yedi günü, günün yirmi dört saati işlem görebilmesini talep eder. İş yapıları bu türden bir kolaylık ve esneklik gerektirir. Dolar bunu sunar. Yuan ise sunmaz. Ayrıca, dolar bazlı finansal piyasaların büyüklüğü de önemlidir. Dolaşımdaki dolar varlıklarının devasa hacmi ve sürekli devam eden büyük işlem akışları, insanların çok büyük meblağları hem para birimleri hem de finansal varlıkların fiyatları üzerinde asgari etkiyle hareket ettirebilmesine olanak tanır. Dolar bazlı piyasalar bunu sağlar. Yuan bazlı piyasalar ise sağlayamaz.

Küresel ticaret ve finans, insanların rezerv para biriminde mevduat ve varlık tutmasını gerektirdiğinden, onlar da çeşitli finansal araçlar arar: örneğin bazıları kısa vadeli, bazıları uzun vadeli, bazıları da oynaklığa karşı korunma sağlayan türev ürünler sunar. Dolar bazlı piyasalar, bu çeşitliliği fazlasıyla sunar; yuan bazlı piyasalar ise rekabet edemez.

Yuan bazlı piyasalar zamanla bu düzeyde likidite ve derinlik geliştirebilir, ancak hâlâ büyük bir engel daha vardır. Bunu başarabilmek için Çin’in otoriteleri—yani Çin Komünist Partisi (ÇKP)—kontrol takıntısından vazgeçmek zorunda kalacaktır. Çin Halk Bankası (PBOC), yuanın döviz kurunu dar bir bant içinde tutma konusundaki mevcut ısrarından vazgeçmeli ve onun küresel piyasalarda serbestçe dalgalanmasına izin vermelidir.

Halkın varlık ve para birimlerini, fiyatlarda asgari dalgalanmayla kolayca alıp satabilmesini sağlamak için Pekin, hem ülkeye giren ve çıkan sermaye ile yatırım akışlarını kontrol etme konusundaki mevcut ısrarından hem de finansal kurumların Çin’de faaliyet gösterebileceği alanları kısıtlama konusundaki ısrarından vazgeçmek zorunda kalacaktır.

Bu tür gerekli değişiklikler yalnızca Çin’in mevcut uygulamalarına aykırı değildir. Aynı zamanda Çin Komünist Partisi’nin yönetişim anlayışına da tamamen terstir. Bu tür değişiklikler imkânsız olmasa da, gerçekleşmeleri kesinlikle pek olası değildir. Doların birincil konumu zamanla elbette meydan okumalarla karşılaşacaktır, ancak yuan henüz bir tehdit oluşturmamaktadır ve görünüşe göre gelecekte de oluşturmayacaktır.

  • Milton Ezrati, The National Interest dergisinin katkıda bulunan editörlerinden biridir, Buffalo Üniversitesi (SUNY) İnsan Sermayesi Araştırma Merkezi’ne bağlıdır ve New York merkezli iletişim firması Vested’in baş ekonomistidir. En son kitapları şunlardır: Thirty Tomorrows: The Next Three Decades of Globalization, Demographics, and How We Will Live (Otuz Yarın: Küreselleşmenin, Demografi ve Nasıl Yaşayacağımıza Dair Önümüzdeki Otuz Yıl) ve Bite-Sized Investing (Küçük Yatırımlar).

Kaynak: https://nationalinterest.org/feature/why-chinas-yuan-cant-replace-the-u-s-dollar

SOSYAL MEDYA