“İsrail bu genişlemeyi durdurmalı, Hayfa anlaşmasını yeniden değerlendirmeli ve kendisinin Amerika Birleşik Devletleri ile paylaştığını iddia ettiği değerler ve çıkarlarla yeniden uyum sağlamalıdır,” diye yazdı İsrail parlamentosu Knesset’in eski üyelerinden Gadeer Kamal-Mreeh yakın zamanda kaleme aldığı bir görüş yazısında.
“Bundan daha azı, ortak güvenliğimize — ve dayanmakta olduğumuz Amerikan güvenine — ihanettir.”
Mart ayında, Başbakan Benjamin Netanyahu hükümeti, Çin devleti mülkiyetindeki Şanghay Uluslararası Liman Grubu’na (Shanghai International Port Group – SIPG), Hayfa’daki Körfez Limanı’nın kapasitesini iki katına çıkarma izni verdi.
Bu tartışmalı karar, Çin’in İsrail’in en stratejik noktalarından birinde kalıcı hâle gelmesini sağlıyor ve ülkelerin Çin Komünist Partisi’ne karşı süregiden ikircikli tutumunu yansıtıyor.
İsrailli güvenlik yetkilileri, 2015 yılında İsrail Limanları Şirketi’nin (Israel Ports Co.) yeterli kurumlar arası değerlendirme yapılmadan SIPG’yi Hayfa Limanı’nı 25 yıl boyunca işletmek üzere seçmesiyle birlikte alarma geçti.
Tehdit açıktı. Hayfa Körfez Limanı, Hayfa Havalimanı’na yakın konumda ve İsrail donanmasının ana üssünden yalnızca 1,8 kilometre uzaklıkta bulunuyor.
Ülkenin kuzeyinde yer alan Hayfa, Yahudi devletinin en büyük limanına ev sahipliği yapıyor.
“İsrail’in deniz limanları, kritik stratejik altyapılardır,” dedi emekli İsrail Donanması Tuğamirali Shaul Chorev, şu anda Hayfa merkezli Denizcilik Politikası ve Stratejisi Enstitüsü’nün (Institute for Maritime Policy and Strategy) direktörü olarak görev yapıyor.
Hayfa Körfez Limanı’nın (Haifa Bay Port) ise, “ülkenin en önemli stratejik varlıkları arasında sayıldığını” belirtti.
“Tesisin işletilebilmesi için Şanghay Uluslararası Liman Grubu (Shanghai International Port Group – SIPG), hem limanın hem de Ulaştırma Bakanlığı’nın tüm internet sistemlerine bağlanmak zorunda kalacak; bu da onları Çin hükümetinin çıkarlarına hizmet eden manipülasyon, veri madenciliği ve siber savaşa açık hâle getirecek,”
deniyor, Eylül 2019 tarihli ve Chorev’in eş başkanlığını yaptığı Hayfa Üniversitesi–Hudson Enstitüsü Doğu Akdeniz Konsorsiyumu’nun (University of Haifa–Hudson Institute Consortium on the Eastern Mediterranean) raporunda.
“Çin, Rusya ve İran arasındaki askerî ve istihbarat bağları göz önüne alındığında, Hayfa liman düzenlemeleri, bazı koşullar altında Çin’in, İsrail’in hassas donanma bilgilerini, ticari gemicilik verilerini ve denizcilik altyapısına dair bilgileri ele geçirip İran’a aktarma riskini doğuruyor.”
Dolayısıyla İran, Hayfa’da genişletilmiş bir dinleme istasyonuna sahip olacak.
SIPG, limana giren ve çıkan her şeyi — özellikle genel yükleri — izleyebilecek.
Savaş hâlinde, Çinli şirket limandaki vinçleri devre dışı bırakabilir veya gemilere zarar vererek onları kullanılamaz hâle getirecek sabotaj eylemlerine girişebilir.
Netanyahu hükümeti neden Hayfa Limanı’nın genişletilmesine izin verir?
Çin rejiminin oluşturduğu tehlikeyi kabul etme konusundaki başarısızlık, uzun süredir — özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde olmak üzere — tüm dünyada sürüyor. Bugün bile, rejimin yatırım ve ticari ilişkileri kötü niyetli amaçlara ulaşmak için kullandığına dair açık kanıtlar olmasına rağmen, ülkeler Çin parasını kabul etmeye devam ediyor.
İsrail için ortadaki en açık çözüm, SIPG’ye verilen imtiyazın iptal edilmesidir.
Kamal-Mreeh, Newsweek’e verdiği demeçte, böyle bir iptalin “büyük olasılıkla son derece karmaşık ve hassas bir adım” olacağını ve “İsrail içinde güçlü bir siyasi uzlaşı gerektireceğini” söyledi.
Böyle bir uzlaşı sağlandığında, iptal için çok az yasal engel kalır.
SIPG’ye liman imtiyazı verilmesini düzenleyen Mayıs 2015 tarihli sözleşmenin 9(b) maddesi (Section 9(b)), İsrail ulaştırma bakanının, maliye bakanının onayıyla ve SIPG ile istişare ettikten sonra, “yetkilendirmeyi, ekonominin ihtiyaçlarını karşılamak veya kamu yararına yönelik nedenlerle” iptal edebileceğini ya da sınırlayabileceğini öngörüyor.
Çin’in İsrail’e yönelik saldırılara verdiği destek, açıkça “kamu yararına bir neden” olarak değerlendirilebilir.
Örneğin Çin devleti, İran’ın 7 Ekim’de İsrail’e gerçekleştirdiği saldırıya ekonomik, diplomatik, propaganda ve silah desteği sağlamış ve bu desteği hâlen sürdürmektedir.
O tarihten bu yana Pekin, Filistin davasına tam anlamıyla yönelmiştir.
İran’ın üç ana vekil gücü — Hamas, Hizbullah ve Husiler — Çin yapımı silahların büyük bir bölümüne sahiptir.
Çin, İran’ın kendi silah sistemlerinde kullandığı bilgisayar çipleri gibi kritik bileşenleri de tedarik etmektedir.
Daha da büyük bir endişe kaynağı ise, Çin’in İran’ın nükleer silah programı için ihtiyaç duyduğu şeylerin büyük kısmını sağlamış olmasıdır.
Uzun süre boyunca, Çin’in — hem doğrudan hem de Pakistanlı Dr. A.Q. Khan’ın nükleer karaborsa ağı (nuclear black market ring) aracılığıyla — İran’ın “atom ayetullahlarına” (atomic ayatollahs) dünyanın en yıkıcı silahlarını üretmek için uranyum zenginleştirmede ve bomba yapımına yönelik diğer adımlarda yardımcı olmasına uluslararası toplum göz yumdu.
Peki liman imtiyazının iptali mümkün mü?
“Bu olasılık, büyük ölçüde değişen bölgesel güvenlik bağlamına ve özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nden gelen destek düzeyine bağlıdır,” dedi şu anda Washington, DC merkezli GKM Global Consulting şirketinin CEO’su olan Kamal-Mreeh.
“Ulusal güvenlik ve kritik altyapının dayanıklılığına yönelik artan endişeler — özellikle küresel ittifakların değişmekte olduğu bir ortamda — bu konunun İsrail’in stratejik gündeminde daha üst sıralara taşınmasına neden olabilir.”
SIPG’nin çıkarılması durumunda Çin kesinlikle öfkelenecektir.
Pekin şu anda sinir krizi geçiriyor çünkü Hong Kong merkezli halka açık şirket CK Hutchison, 23 ülkedeki 43 limanda bulunan 199 iskeleyi BlackRock’a satmak üzere ön anlaşmaya varmıştı. Bu limanlardan ikisi Panama Kanalı Bölgesi’nde yer alıyor.
Pekin’in BlackRock anlaşmasına müdahalesi, limanları stratejik varlıklar olarak gördüğünü ortaya koyuyor ki bu da dünyanın geri kalanını bu tesisleri aynı şekilde değerlendirmeye teşvik etmelidir.
Panama’nın baş denetçisi ve başsavcısı, şu anda CK Hutchison’un iki Kanal Bölgesi limanına ilişkin imtiyazlarını iptal etmeye çalışıyor.
İsrail’in de Hayfa’daki SIPG limanı için aynı şeyi yapması gerekir.
*Gordon G. Chang, Plan Red: China’s Project to Destroy America (Kırmızı Plan: Çin’in Amerika’yı Yok Etme Projesi) ve The Coming Collapse of China (Yaklaşan Çin Çöküşü) adlı kitapların yazarıdır.
X’te @GordonGChang kullanıcı adıyla takip edilebilir.