CBDC: Yeni Dünyanın Beklenen Kurtarıcısı

Cental Bank DigitalCurrency olarak adlandırılan ve CBDS kısaltmasıyla son dört yıldır sıkça karşımıza çıkan Merkez Bankası Dijital Parası kavramı, müthiş bir hızla devrimsel dönüşümler yaşayan dünyamızın önümüzdeki birkaç yıllık yolculuğunda ekonomik gelişmeler açısından en önemli aktörlerden biri olarak sahneye çıkmaya hazırlanıyor. Peki, nedir bu CBDC?
Şubat 22, 2025
image_print

Cental Bank DigitalCurrency olarak adlandırılan ve CBDS kısaltmasıyla son dört yıldır sıkça karşımıza çıkan Merkez Bankası Dijital Parası kavramı, müthiş bir hızla devrimsel dönüşümler yaşayan dünyamızın önümüzdeki birkaç yıllık yolculuğunda ekonomik gelişmeler açısından en önemli aktörlerden biri olarak sahneye çıkmaya hazırlanıyor.

Peki, nedir bu CBDC olarak andığımız Merkez Bankası Dijital Parası? Dünya genelinde merkez bankaları tarafından oluşturulan, oluşturulduğu ülkenin yasal para birimini dijital olarak temsil eden (çoğu zaman) dağıtık defter teknolojisi tabanlı olarak oluşturduğu varlıklara Merkez Bankası Dijital Parası diyoruz. Yani bir ülkenin kendi nakdî/kaydi parası yerine koyduğu dijital paralar…

Açıklamanın zihnimizde uyandırdığı çağrışımlar son yılların popüler aktörleri olan kripto paraları akla getirse de CBDC’lerin olayı her ne kadar teknoloji açısından kuzen sayılacak kadar yakın olsalar da kripto paralara göre baya bir farklı.

Popüler kripto varlıkların ağları tüm katılımcıların erişim sağlayabildiği ve işlem kaydedebildiği, izne dayalı olmayan açık blockchain ağlarını temsil ediyor. Yani tamamen merkeziyetsiz bir yapıya sahipler. CBDC’ler ise bir ülkenin merkez bankası gibi merkezî oluşumlar tarafından kontrol edilen projeler. Kendilerine ait blockchain ağlarında sadece yetkili kişiler düzenleme yapabiliyor. Yani merkez var, kontrol var, müdahale var. Hasılı Merkez Bankaları diledikleri işlemi iptal etme, diledikleri hesapları dondurma, diledikleri transferleri durdurma vs. gücünü elinde tutuyorlar.

Bir başka önemli fark da rezerv meselesinde karşımıza çıkıyor. Kripto paralarda herhangi bir rezerv mantığı yokken CBDC’ler aynı bugün olduğu gibi değerlerini koruma konusunda altın, döviz vs. gibi değerlerin rezerv tutulmasına muhtaç şekilde hayatlarına başlayıp sonrasında belki ortak bir rezerv dijital paraya bağlı olarak değerlendirilecekler.

Bankalarda bulunan ve hiç elle tutmadan, gözle görmeden oradan oraya transfer ettiğimiz paralardan farkı ise o paraların bankalar tarafından üretilen kaydi paralar olmasına rağmen (bu konuyu daha sonra kapsamlı bir yazı ile sizlere anlatacağım.) bu yazıya konu dijital paraların, doğrudan merkez bankalarınca üretilmesi nedeniyle; transferinden kaydına, muhafazasından takibine, dondurulmasından yok edilmesine kadar tamamen her şeyin merkez bankalarının gözetimi ve yetkisinde olmasında saklı.

Özetle, işlev açısından dijital olmalarından başka bugün kullandığımız nakit/kaydi paralardan pek farklı olmayan, fakat çok daha güçlü bir şekilde merkez bankalarının ve dolayısıyla üst otoritelerin müdahalesine açık olan bir para sistemi ile her şeyin kayıt altına alındığı bir sisteme doğru gidiyoruz. İlerleyen süreçte ortak bir dijital para biriminin oluşturulması marifetiyle eski dünyanın, başta hızla çöküşe giden dolar rezerv sisteminin boyunduruğundan kurtarılıp bambaşka bir düzene davet edildiğine, bu yeni düzenin finansal sisteminin de bu paralar üzerinden şekillendirileceğine şahit olacağız.

Bu yeni para sistemimin mimarı olan, merkez bankalarının merkez bankası kabul edilen BIS yani Bank for International Settlements’in(Uluslararası Ödemeler Bankası) ülkelere kendi CBDC’lerinioluşturma konusundaki desteklerinin yanında rezerv para yerine geçecek ortak bir CBDC oluşturma konusundaki programları da hızla devam ediyor. BIS’e ait mBridgeisimli platform üzerinden testleri devam eden CBDC’leringeliştirilmesinde HSBC, ICBC, Goldman Sachs, Dubai IslamicBank, Standard Chartered gibi küresel birçok bankanın proje paydaşı olmasının yanında her ay FED, BoE, IMF, WEF, ECB gibi kurumların yetkililerinin ağzından konuyla alakalı açıklamaların yapılması meselenin önemini anlama açısından son derece önemli.

Tüm dünya merkez bankaları gibi TCMB’nin de Hazine ve Maliye Bakanlığı, TUBİTAK-BİLGEM, ASELSAN ve HAVELSAN desteği ile gerçekleştirdiği dijital para çalışmaları uzun süredir devam ediyor. Sistem, özellikle doların boyunduruğunun kırılması adına ortak bir rezerv paranın oluşturulmasıyla ABD’nin elinden dolar silahının alınması açısından son derece önemli olduğu gibi; özellikle az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin döviz piyasalarında kurlardaki oynaklıklar üzerinden sürekli hâlde gerçekleştirilen milyarlarca dolarlık spekülatif soygunların durdurulması için de müthiş önem arz ediyor.

Meselenin tartışılan tarafları da yok değil. Nakdin peyderpey ortadan kaldırıldığı bir sistemde her ne kadar her şey kanunlarla sınırlanacak ve belirlenecek olsa da servetlerin güvenliğinin, paranın doğrudan doğruya merkez bankalarının kontrolünde olmasından ötürü müdahale edilebilir, el koyulabilir, dondurulabilir vs. bir formda tehlikede olacağı ve bunun süreç içerisinde ciddi problemlere sebep olabileceği öngörülmekte. Bu karamsar görüşlere sahip olanların da en büyük kanıt olarak öne sürdükleri argüman, Çin’deki sosyal kredi puanı uygulaması…

Bu çerçevede toparlayacak olursak:

Dolar sisteminin hızla sonuna geliyoruz ve yeni sistem olarak önümüzdeki en güçlü alternatif şu an için CBDC sistemi.

İlerleyen dönemde önce merkez bankaları kendi dijital paralarını üretecek ardından Keynes’in BrettonWoods’ta önerdiği üzere ortak bir rezerv para dijital bir formda üretilecek.

Bu para sistemi küreselciler tarafından kurgulandı ama Trump’ın gelişiyle işler değişti. Onlar doları yeni formuyla son ana kadar bir sömürü aracı olarak yaşatıp finansal piyasalardaki hırsızlıklarını devam ettirmeyi planlarken Trump bambaşka bir planla yola devam ediyor.

Doların ve kâğıt üzerinde inanılmaz finansallaşan piyasaların yutmak üzere olduğu ABD’yi güçlü bir para birimiyle küresel rekabette yeniden söz sahibi bir ülke haline getirmenin yanında yüz yıldır dünyayı soymada aracı olan klasik doların yok oluşu esnasında bedel ödemekten kaçınmak istiyor.

Yani küreselcilerin ekindeki en büyük koz olan ama artık patlamaya hazır bir atom bombasına dönüşen, zorla dayatılan rezerv para dolardan ziyade üretimle, petrolle, altınla, bitcoin ile desteklenen, piyasaların kendi isteği ile rezerv olarak niteleyip elinde tutacağı bir dolar istiyor.

Tabi arkasında 36,5 trilyon dolar kamu borcunu kuyruk yapmış bir ABD’ye dünya böyle bir fırsatı güle oynaya verir mi? O da ayrı bir muamma.

Hasılı küreselcilerin başlattığı bu iş Trump’ın çılgın adımlarıyla bambaşka bir tarafa sürüklenirken eninde önemli bir rol oynayacak, küreselcilerin mabedi Dünya Ekonomik Forumu’nun yol haritasındaki Büyük Sıfırlama başlığının en önemli uygulamalarından biri ister gerçekten düşmanca bir karşı atakla olsun ister bir kayıkçı kavgasıyla, netice itibariyle gerçekleşmeye doğru adım adım ilerliyor.

Yani hem klasik doların hem de nakit paranın devri yavaş yavaş kapanıyor.

Bu süreçteki en önemli mesele ABD’nin yeni parasına neyin güvence sağlayacağı. Trump bu işin altın ve bitcoin rezervleriyle yapılmasını istiyor. Bitcoin konusundaki adımlarını şimdi 50 yıldır kimsenin cesaret edemediği bir adımla, altın rezervleri açısından bir tabuya dönüşmüş olan rezervlerin denetimi adımıyla desteklemeye çalışıyor.

Evet, CBDC sürecinin hızlanmasında en etkili olacak meselelerin sıralanışı bu denetim çerçevesinde ortaya çıkacak. Fort Knox’ta olduğu iddia edilen 8000 tonluk ABD altın rezervinin denetimiyle….

En son 1974 yılında, rezervlerin 1/15’lik kısmının denetlenmesi haricinde, kamunun bilgisi dahilinde kimse bir kez olsun denetim niyetiyle Fort Knox’un kapısından içeri giremedi.

Bu konuda haber yapan Amerikalı iki gazeteci şaibeli şekilde vefat etti.

Reagan’ın bu konunun üzerine gittiği için suikaste uğradığını iddia eden çok sayıda saygın araştırmacı var.

Gerçekten dünya iktisadi ve finansal tarihi inanılmaz derecede önemli günlerden geçiyoruz.

Gözümüz kulağımız piyasalarda….

R. Levent Işık

1988 yılında İstanbul’da doğdu.
2011 yılında Gazi Üniversitesi İİBF Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi bölümünden mezun olduktan sonra aynı alanda Yüksek Lisans çalışmalarını Manisa Celal Bayar Üniversitesi SBE’de tamamladı.
2011-2021 yılları arasında Banka Müfettişi olarak çalıştı ve 2021 yılından buyana görevine Banka Şube Müdürü olarak devam etmektedir.
“Diriliş Postası” ve “Milat” gibi ulusal gazetelerin yanında “Z Raporu” dergisinde ekonomi-tarih makaleleri yayınlamaktadır.
Mail: [email protected]

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

SOSYAL MEDYA