‘ABD Artık Avrupa’nın Düşmanı’

Uzun süredir rehavet içindeydi Avrupa. Eşcinsel evliliğin “faziletleri”, Kuzey Avrupa denizlerindeki somon balıklarının durumu, vegan beslenme ve Milano moda haftası üzerine günlerce tartışma yapan Avrupalı gazeteciler, yazarlar ve uzmanlar şimdi 80 yıllık müttefikleri ABD’nin Münih’te kendilerini tokatlamasıyla uyanmış gözüküyorlar.
Şubat 28, 2025
image_print

Başlık bana değil, bir Avrupalı bir diplomata ait.

Belki de ABD ile Avrupa arasındaki “savaş ilanı” anlamına gelecek konuşma, geçtiğimiz ay 14 Şubat’ta Münih’te yapılan güvenlik zirvesinde oldu. O gün Avrupa, sevgililer gününü kutlamakla meşguldü ama “uzatmalı sevgilisi” ABD’nin yeni Başkan Yardımcısı JD Vance öylesine sert ve agresif bir konuşma yaptı ki, sevgililer günü romantizmi mahvoldu.Konuşmayı dinleyenler arasında bulunan diplomatlar ve siyasiler, ABD’nin artık Avrupa’nın dostu değil, hatta düşmanı bile olabileceğini düşünmeye başladılar. Durum o kadar kötüydü.

Financial Times Gazetesi Dış Politika Başyazarı Gideon Rachman o toplantıyı izleyenler arasında bulunan diplomat ve siyasilerle konuştu ve bunları köşesine taşıdı. Başlık bu yazarın yazısından alındı.

Sadece Financial Times değil, the Economist, the Guardian dahil, Avrupa’nın en önemli gazeteleri, televizyonları ABD’ye karşı adeta savaş açmış durumdalar. BBC ABD olmadan Avrupa kendisini nasıl korur onun araştırmasını bile yapmış.

Anlayacağınız Trump, Vance ve Elon Musk’ın biraz da Avrupa’yı aşağılayıcı konuşmaları Avrupalı siyasileri, diplomatları ve entelektüelleri çileden çıkarmış durumda.

ABD OLMADAN AVRUPA SAVUNMASIZ

Uzun süredir rehavet içindeydi Avrupa. Eşcinsel evliliğin “faziletleri”, Kuzey Avrupa denizlerindeki somon balıklarının durumu, vegan beslenme ve Milano moda haftası üzerine günlerce tartışma yapan Avrupalı gazeteciler, yazarlar ve uzmanlar şimdi 80 yıllık müttefikleri ABD’nin Münih’te kendilerini tokatlamasıyla uyanmış gözüküyorlar.

Avrupalı siyasiler de göçmenleri nasıl Avrupa’dan kovacakları, Kuranı Kerim yakmanın fikir özgürlüğü olduğu ve başka ülkelerdeki azınlık hakları üzerine nutuk atmaktan vazgeçip, “ABD olmadan ne yaparız?” diye sormaya başladılar.

Bu sorunun cevabını da Münih’teki toplantıya katılan ve ismini vermeyen bir dış işleri bakanı Financial Times’a açıklamış: “ABD olmadan en basit güvenlik işlerini dahi yapamıyoruz”.

Yan gelip yattıkları yıllar boyunca ülkelerini korumak için ABD’ye her şeylerini teslim ettiklerinden, şimdi trafik polisinden başka ülke güvenliğini sağlayacak askeri güçlerinin olmadığını fark ettiler galiba.

ABD Başkanı tüccar olarak duruma itiraz etti, ‘biz sizi korumak için NATO’da ve Avrupa’daki ABD üslerinde milyarlarca dolar harcıyoruz, artık bu keyifli durum bitti beyler’ diyor.

ABD Savunma Bakanı ise Polonya’ya gelerek Avrupa’ya acı gerçeği söyledi: “Sonsuza kadar sizi koruyamayız. Artık savunma alanına yatırım yapın.”

PARALAR SAVUNMA SANYİNE ARTIK

27 Avrupa Birliği ülkesi ABD uçakları, füzeleri, hava savunma sistemleri, nükleer silahları olmadan ormanda çıplak kalmış gibi paniklediler.

Çünkü İngiltere ve Fransa hariç Avrupa’da “Rus istilasına” karşı savaşacak ordu kalmadığını uzun zamandır biliyorlardı ama umursamıyorlardı.

Ukrayna savaşı zaten uykularını kaçırmıştı. Ancak, ‘biz para verelim, savaşta siz ölün’ diye Ukraynalıları bugüne kadar ikna ettiler ve Rusya’yı sınırlarından uzak tuttular. Avrupa’nın en güçlü ekonomisi Almanya, Ukrayna’daki askerlerin maaşlarını ödemekten dolayı geçen yıl küçüldü. Almanya para veremiyorsa siz diğer ülkelerin halini düşünün.

Fakat para vermeleri artık yetmiyor çünkü ABD silahları olmadan Ukrayna’da bir şey yapılamayacağını biliyorlar.

Siz bakmayın İngiltere’nin Ukrayna’ya asker gönderme fiyakasına falan. İngiltere’de, Fransa’da her sabah Kruvasan ile Cappuccino içen Avrupalılar bu keyfi bırakıp Ukrayna için ölmeye asla gitmezler. Bu nedenle Ukrayna’ya veda etmeye hazırlanmalılar.

LİDERSİZ VE ETKİSİZ AVRUPA

Ortadoğu yanarken ölen insanları değil, oradan gelecek göçmenleri durdurmanın yollarını arıyordu Avrupa. Buldukları yöntem de İtalya’nın, Yunanistan’ın, Malta’nın göçmen botlarını Akdeniz sularında batırması. Binlerce insanın ölümüne neden oldu bu ahlaksız yöntem ama kimse sesini çıkarmadı…

Aşırı sağın yükselmesini önlemek yerine, onlar da göçmen karşıtlığı politikalar üreterek iktidarda rahat edeceklerini sandılar.

Parçalanmak üzere olan Avrupa Birliği’ni korumayı beceremediler. Askeri ya da ekonomik güç olarak dünyada bir denge olma özelliğini çoktan kaybettiler.

‘Savaş olsun sonra ABD, Çin, Rusya buna müdahale etsin, ardından harap olmuş ülkelerin yeniden imarında biz de söz sahibi olalım’ gibi fantastik fikirlere sahipler.

En son Almanya Başbakanı Merkel’in liderliği haricinde, yeni bir siyasi lider çıkaramadılar. Etkisiz ve beceriksiz bir Avrupa, şimdi savunmasız kalacak bir de. İngiltere Başbakanı ve Fransa Cumhurbaşkanı ABD’ye gidiyor yakında. Bakalım Trump nasıl bir fatura çıkartacak önlerine. ‘Parayı veren korumayı alır’. Bence bu cümleyi kuracak Tüccar Trump.

TÜRKİYE SAHNEYE ÇIKABİLİR

Avrupa belki de 50 yıldır Türkiye’nin AB üyeliğini sürüncemede bıraktı. Tüm şartları yerine getirmesine rağmen Türkiye’yi üye olarak kabul etmedi. Şimdi pişman olanlar var biliyorum.

Dünyanın on birinci, Avrupa’nın dördüncü büyük ekonomisi, dünyanın en güçlü 10 ordusundan birine sahip, 85 milyon nüfusu ve yetenekli gençleriyle Türkiye Avrupa’nın canlanmasına en büyük katkıyı sağlayabilirdi.

Şimdi Avrupalı siyasiler ve entelektüeller bunu dillendirmeye başladı. Ancak ülkelerindeki İslamifobia, yabancı karşıtlığı, aşırı milliyetçilik bu kadar yüksekken Türkiye’yi AB’ye alabilirler mi emin emin değilim.

Öte yandan Türkiye eskiden olduğu gibi Avrupa Birliği’ne girmeye hevesli mi o da meçhul. Kamuoyu araştırmalarında Türkiye’de halkın büyük kısmı artık AB’ye girmek istemiyor.

Fakat Türkiye’nin AB üyesi olması halinde Rusya, Çin, ABD dengesini de hesaba katacaktır. Bakalım neler olacak?

Bugüne kadar ABD ve Avrupa arasındaki sorunlar üzerine makale yazmamıştım. Çok keyifli ve konforlu oluyormuş!

Hep kendi sorunlarımızı mı konuşacağız?!

Kaynak: https://kemalozturk.com.tr/blog/abd-vs-avrupa/

Kemal Öztürk

Kemal Öztürk
Gazeteci-Yazar
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesini bitirdi.
1995 yılında Yeni Şafak Gazetesi’nde profesyonel gazeteciliğe başladı.
Televizyon haberciliği, belgesel yönetmenliği yaptı.
2003-2007 Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İletişim Danışmanı oldu.
2008 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın basın danışmanlığı yaptı.
2011 yılında Anadolu Ajansı Genel Müdür’ü olarak atandı.
2014 yılından beri ulusal ve uluslararası gazete ve televizyonlarda köşe yazarlığı, analist ve program yapımcısı olarak mesleğine devam etmektedir.
Kemal Öztürk’ün yayınlanmış 6 kitabı ve 10 belgeseli bulunmaktadır.
İletişim: [email protected]
kemalozturk.com.tr

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.