Caitlin Johnstone
İngiliz İmparatorluğunu destekleyenlerle ABD imparatorluğunu destekleyenler arasındaki fark, İngiliz İmparatorluğunu destekleyenlerin bir imparatorluğu desteklediklerini bilmeleridir.
İngiliz İmparatorluğu’nun dünya genelinde gerçekleştirdiği kitlesel askeri katliamları destekleyen biri, bunu Kraliyeti desteklediği ve Majestelerinin tanrısız vahşileri medenileştirerek tüm dünyayı kraliyet tebaasına dönüştürmesini istediği için yapmıştır. ABD imparatorluğunun savaş çığırtkanlığını destekleyen biri ise bunu Saddam kötü bir diktatör olduğu için, Kaddafi kötü bir diktatör olduğu için, Maduro kötü bir diktatör olduğu için, Hamas, Hizbullah ve Husiler terörist olduğu için vb. nedenlerle yaptığını düşündüğünü sanmaktadır.
İngiliz İmparatorluğu’nun destekçileri, imparatorluğun düşmanlarının Kral’a ve onun taleplerine yeterince boyun eğmeyi reddettikleri için öldürüldüklerini anlıyorlardı. ABD imparatorluğunun destekçileri ise ABD’nin ve müttefiklerinin her zaman Özgürlük ve Demokrasi’yi yaymak adına Kötü Adamlar’a saldırdığını ve bunun önceden var olan jeostratejik gündemleri ve/veya kaynak çıkarlarını ilerletmesi durumunda bunun tamamen tesadüf olduğunu düşünüyorlar.
İngiliz İmparatorluğu’nun destekçileri, gerçek bir imparatorluk altında yaşadıklarının farkındaydılar: kolonilerden, himayelerden, egemenliklerden, mandalardan ve dünya çapında uzanan topraklardan oluşan bir güç şemsiyesi. ABD imparatorluğunun destekçileri ise dış politika gündemlerinin tümünde neredeyse kusursuz bir uyum içinde hareket eden ve bu kümeye dâhil olmayan ülkelere sürekli savaş açan devasa bir ülke grubunun varlığının tamamen tesadüf olduğunu düşünüyorlar.
İngiliz İmparatorluğu, ne olduğu konusunda tamamen açıktı. Bir yeri fetheder, sakinlerine artık Britanya tebaası olduklarını bildirir ve onları göndere bayrak direğine Union Jack çekmeye zorlarlardı. Washington etrafında gevşek bir yapıya sahip olan batı imparatorluğu ise üye devletlerin kendi bayraklarını korumalarına ve egemen uluslar gibi davranmalarına izin verir, ancak davranışları Britanya İmparatorluğu’nun tebaasından önemli ölçüde farklı değildir.
İngiliz İmparatorluğu, fethettiği koyu tenli halkların kaynaklarını yağmalamak ve bu kaynakları imparatorluğun merkezindeki insanların yaşamlarını iyileştirmek için kullanmak konusunda açık ve pişmanlıktan uzaktı. ABD imparatorluğunda ise bu kaynaklar aynı şekilde çıkarılır, ancak “pazarların açılması”, “serbest ticaret” ve “küreselleşme” gibi sloganların ardına saklanır.
İngiliz İmparatorluğu kaba kuvvet ve aleni beyin yıkama yoluyla ayakta tutuluyordu. İnsanlar zorla boyunduruk altına alınıyor, ardından yıllar içinde Kraliyet Tacı altında yaşamanın kendi çıkarlarına hizmet ettiğine inanmaları için eğitiliyorlardı. Bağımsız olmaya kalkıştıklarında ise, Majestelerinin lütfunu hatırlatmak üzere kırmızı ceketliler gönderilirdi.
ABD merkezli imparatorluk da bol miktarda kaba kuvvetle ayakta tutulur, ancak onun birincil silahı psikolojik manipülasyondur. Şimdiye dek var olmuş en sofistike propaganda makinesine sahiptir; bu makine, haber medyası, Hollywood yapımları ve Silikon Vadisi teknoloji hizmetleri kisvesi altında kapitalizm, militarizm, emperyalizm ve küresel tahakküm gibi çeşitli gündemleri desteklemeleri için tebaasının zihinlerini eğitir. İtaatsiz uluslar, bilgi ekosistemlerinin Ulusal Demokrasi Vakfı’nın yeniden eğitim medyasıyla boğulduğunu, bu içeriklerin mevcut hükümetlerinin çıkarlarına hizmet etmediğini anlattığını görür; eğer bu işe yaramazsa, on yıllar sonra CIA’nın kışkırttığını ve silahlandırdığını itiraf edeceği bir “devrim” gerçekleşir.
ABD imparatorluğu, Britanya İmparatorluğu’nun daha büyük, daha güçlü, daha sinsi, daha saldırgan, daha dürüst olmayan ve daha manipülatif bir versiyonudur. Britanya İmparatorluğu, tebaasına onların Kral’a ait olduklarını ve Majestelerinin emirlerini yerine getirmeleri gerektiğini söylerdi. ABD imparatorluğu ise insanları özgür olduklarına inandırarak onları boyunduruk altına alır.
Kaynak: https://www.caitlinjohnst.one/p/the-difference-between-the-us-empire
