Ölüler Diyarının Bekçi Köpeği Kerberos

 Kerberos, Hristiyan-Yahudi evinin önünde sürekli bir devriye halindedir. Sosyal medyadan çıkan her alternatif ses, anında algoritma kısıtlamalarıyla veya trol ordularının manipülasyonlarıyla kontrol altına alınır. Gerçeğin ve ahlakın yalın ve parlak ışığını karartmak için şüpheler ekerek, karmaşık argümanlar üretmek için sürekli ulumaktadırlar. Basitçe gelişkin yapay zekalardan herhangi birine Gazze Soykırımı hakkında bir analiz istediğinizde; ‘karmaşık, nefret suçları...’ diye başlayan saçma sapan argümanlarla ağır bir manipülasyondur. Ana akım Siyonist anlatı dışında, özellikle de kitleselleşme potansiyeli olan anlatılar hızla etiketlenmekte, itibarsızlaştırılarak gündemden düşürülmektedir.
Ekim 9, 2025
image_print

“…Ve orada, tanrıların bile görebileceği korkunç bir manzara olan Kerberos (Cerberus) vardı. Ekhidna onu, Ebedi Gece’nin (Erebos) sınırlarına yakın, engebeli bir mağaranın karanlığında Typhon’a (Typhoeus) getirmişti; Hades Kapısı’nın bekçisi, Ağlama’nın evi, gölgeli Kıyamet Körfezi’ndeki ölü halkın gardiyan köpeği olan iğrenç bir canavardı.”

Quintus Smyrnaeus, Truva’nın Düşüşü 6. 260 vd. (MS 4. yüzyıl Yunan destanı):

 

‘Burada vahşi Stygian köpeği Kerberos (Cerberus)] gölgeleri korkutur; üç kafasını ileri geri sallayarak, kocaman ulumalarla ölüler diyarını korur. Fitneyle kirlenmiş başının etrafında yılanlar yatar, tüylü sırtı engereklerle doludur ve bükülmüş kuyruğunda uzun bir yılan tıslar.’

Seneca, Hercules Furens 598 ve 782 vd.[1]

 

Yunan mitolojisinde Kerberos (Cerberus) adında bir karakter var. Üç başlı ve uzun, dev zincirlerle bağlı olarak ölüler diyarının bekçiliğini yapan Kerberos’un görevi yer altına giren ruhların yeniden yeryüzüne çıkmasını önlemektir. Kerberos Yunanca ‘çukur (çok derinlerdeki şeytani çukur) iblisi’ demektir. Yarı kadın yarı yılan Ekhidna ile dev Typhon’un oğlu olan Kerberos üç başlı, yeleleri yılanlar, kuyruğu engerek olan dev bir köpek olarak tasvir edilir.

Batılı ve özellikle de Amerikan elitini ciddi biçimde kontrol altında tuttuğu sıklıkla haberlere yansıyan, bizzat liderler düzeyinde dile getirilen Siyonist kurum ve kuruluşlara dair haber ve analizler, neredeyse kaçınılmaz biçimde mitolojik Kerberos karakterini anımsatıyor. Adeta kapalı devre bir Truman Show içinde ve dünyanın geri kalanına tamamen bigâne bir yaşam süren söz konusu elitin ‘ölüler diyarının’ halkı olarak tesmiye edilmesi abartı sayılmaz. İşte bu ölüler diyarı halkının yapılandırılmış değer yargılarının, dost-düşman tanımının, doğru-yanlış, haklı-haksız ve benzeri kıstas setlerinin dışına zinhar çıkmaması için Kerberos Köpekleri sürekli uluyarak, havlayarak devriye halindedirler. Bu devriyelerin gezindiği alanların başında medya, akademi ve siyaset/ekonomi elitleri gelmektedir.

Kerberos’un ilk ve en hiperaktif başı Medyadır. Bu baş, sürekli havlar, uluyarak tehdit eder, yayın yapar ve en etkili silahı gündem karartma ve sahte kavramlar üretmektir. Başka bir dünyanın trajedisi, acı bir gerçekliği veya etik üstünlüğü, medya Cerberus’u tarafından hızla karartılır veya önemsizleştirilir.

Kerberos’un ikinci, daha sessiz ama derinden uluyan başı Akademi ve ona bağlı Kültür/Sanat Kurumlarıdır. Bu baş, bilginin kanonunu belirleyen, Batı’nın düşünsel temellerinde Siyonizm’e alan açan, bunu adeta tartışılmaz kılarak çelikleştiren baştır. Yahudi anlatısını, Siyonist hedefleri, kurum ve kişileri zedeleyecek her türlü alternatif anlatının bu kapıdan sızması imkansıza yakındır. Akademi, bu görevi, “evrensel” addedilen metotlar, teoriler ve kavramsal çerçeveler yaratarak, kurduğu normatif süzgeçten geçmesini engeller ve böylece hızla “folklorik”, “bilim dışı” veya “ilkel” olarak etiketlenir.

Cerberus’un üçüncü ve en ölümcül başı, Siyasi Liderler ve Ekonomik Kurumların birleşimidir. Bu baş, yapısal mekanizmaları kullanarak, Siyonist anlatının dışındaki herhangi bir alternatifi maddi ve pratik düzeyde imkânsız kılar. Bu anlamda ABD iş dünyası ve siyasi elitlerinin içinde yaşadıkları çarpıtılmış bir Siyonist illüzyon var edilir. Bütün bunları başarmak için AIPAC rüşvetleri, JINSA ödülleri, ADL tehditleri oldukça etkili biçimde kullanılır. Ancak yine de Kerberosun aşılması güç son bir bariyeri daha vardır, şantaj. Epstein gibi Mossad bağlantılı kişi ve kuruluşlar eliyle fuhuş, pedofili, Lgbt ve benzeri alanlarda kurulan şantajlara dair medyada oldukça zengin bir haber koleksiyonu bulunmaktadır.[2] Diğer yandan Yahudi-Hristiyan evinin bekçi köpeği Kerberos giderek pahalı, giderek yetersiz hale gelmektir. Yahudi Barış Sesi’nin politika direktörü Beth Miller bu durum için: “Filistin haklarını desteklemek Amerikalı seçmenler arasında o kadar popüler hale geliyor ki, soykırım yanlısı gruplar ayakta kalabilmek için 100 milyon dolardan fazla harcamak zorunda kalıyor”[3] demektedir.

7 Ekim Aksa Tufanının diriltici dalgaları söz konusu ölüler diyarının sıkı korunan duvarlarını önemli ölçüde yıkarak milyonlarca insanda bir tür aydınlanma yaşanmasına yol açmıştır. Sokaklara taşan öfkeli milyonlar, artık bu ‘ölüler diyarı’ ahalisini korunaklı salonlarda bile rahat bırakmayacak seviyede her yere nüfuz etmektedir. Kerberos kapıları tutmakta yetersiz kalmaktadır. Nitekim İsrail’in başbakanı Netanyahu yakın zamanda ABD’ye gerçekleştirdiği bir seyahatte, Amerika’da Yahudiler aleyhine değişen kamuoyu algısına dikkat çekerek, başta TikTok olmak üzere Siyonist kontrolün dışında kalan medya ortamlarının hızla kontrol altına alınmasının önemine değinmiş, bunu İsrail Ordusunun gerçek savaş cephesi olarak tanımlamış ve yeni Kerberos Köpeklerinin istihdamının elzem olduğunu ifade etmiştir.[4]

Netanyahu’nun bu çağrısından sonra TikTok başta olmak üzere sosyal medyada İsrail ve Yahudiler lehine algı yaratmak üzere çalışacak ekipler oluşturulduğu, sosyal medyada etkili kişilere mesaj başına 7000 ABD doları ödeme yapılacağı haberleri medyaya yansımıştır.[5] Yine sosyal medya ve yapay zekâ algoritmalarını biçimlendirmek üzere Palantir[6] benzeri şeytanlıkların devreye alındığı bilinmektedir. Kerberos cesametinde olmasa da ABD’deki Siyonist çevrelerin oldukça yağlı kemiklerle besledikleri söz konusu Kerberoslar’ın görevi, Yahudi-Hristiyan kurgusal evreninin kapılarını sıkı sıkıya korumak, mesela Gazze’de Yahudiler tarafından öldürülen 20.000 çocuk ve bebeğe dair en küçük bir bilgi sızıntısını engellemek. Hristiyan ve Yahudi gerçekliğinin çarpıtılmasıyla oluşturulan söz konusu kurgu Hristiyan/Yahudi evreninin (ölüler diyarı) korunması, yine kurgulara, yalanlara, çarpıtma ve manipülasyonlara dayanmaktadır. Ancak görünen o ki Kerberosların uluma ve tıslamalarının hükmü gittikçe azalmakta, her gün daha fazla insan adeta aydınlanmaktadır.

Bu anlamda ABD’de sistemli ve manipülatif uygulamalarıyla Amerikan toplumunu ciddi biçimde etki altına alan modern dönem Hades Köpeklerine (Kerberos) dair birkaç örnek:

AIPAC: Amerikan-İsrail Halkla İlişkiler Komitesi (American Israel Public Affairs Committee), Amerikan siyasetinde İsrail yanlısı politikaları destekleyen en güçlü lobidir. Siyasi olarak hem Cumhuriyetçiler hem Demokratlar arasında etkili olan AIPAC, öne çıkma potansiyeli olan her siyasetçi adayını daha başından itibaren kafeslemektedir. Medyaya yansıyan verilere göre her iki partiden kongre üyelerinin çok küçük bir kısmı hariç tamamına düzenli olarak para (rüşvet) vermekte, seçim kampanyalarına destek olmakta, yasa tasarılarını ve ulusal politikaların oluşumunu etkilemektedir. Özellikle Ortadoğu politikalarının İsrail çıkarlarını önceleyecek biçimde oluşması ve icrası temel amaçlarından biridir. Amerikan siyasi sitemine nüfuzu tartışmasız olan AIPAC, 1950’lerde kurularak ABD-İsrail ilişkilerini güçlendirmeyi amaçlayan en etkili lobi örgütlerinden biri haline gelmiştir. Soğuk Savaş döneminden itibaren Kongre ve Beyaz Saray üzerinde etkili olan AIPAC finansal bağışlar, medya stratejileri ve diplomatik ağlarla Amerikan dış politikasını İsrail lehine yönlendirmektedir.[7]

ADL: Amerika merkezli Siyonist ihbar ve iftira kuruluşu Anti-Defamation League (İftirayla Mücadele Birliği), temel olarak Amerikan devlet kurumlarının ve elitinin Siyonizm, Yahudilik ve İsrail lehine endoktrine edilmesine odaklanmıştır. 1913’te kurulan ADL, yüz yılı aşkın bir süredir ‘nefret sözlüğü’ adlı bir çalışma yürütmektedir. Bu sözlükle, çeşitli yer adları, sembolik tarihler, isimler, olaylar vb. 1000’den fazla kelime ‘nefret suçu’ kapsamında derlenerek insanların fişlenmesi için kullanılmıştır. Özellikle Amerikan iç istihbarat örgütü FBI’nin ajanlarının eğitimi, suçların kategorizasyonu, tanımı, sık sık yapılan ihbarlarla sözde ‘antisemit’ kişi ve kurumlara yönelik operasyonlar, FBI içindeki bağlı ajanları ve hatta daha da ileri giderek kendi başına operasyonlar yapmaya varan çalışmalarla ADL Amerikan eliti ve devlet kurumları arasında en etkili kuruluşlardan biridir. Geçen hafta FBI başkanı ADL ile bütün resmi ve gayri resmi ilişkilere son verdiğine dair açıklaması Amerika’da adata şok etkisi yarattı. Çünkü belgeler ve açıklamalar ADL’nin, Trump taraftarı sağcı gençlik örgütü Turning Point USA’yı (TPUSA) ve lideri Charlie Kirk’ü katlinden tam üç hafta önce ‘aşırılık yanlısı grup’ olarak listelediğini ortaya çıkardı. ADL, TPUSA’ya ve Kirk’e yönelik ‘aşırılık yanlısı grup’ fişlemesi üzerine Amerikan sağından gelen tepkileriyle karşı karşıya kaldı. Amerika Birleşik Devletleri Temsilciler Meclisi Üyesi Anna Paulina Luna ADL için şöyle yazdı: “Bana öyle geliyor ki, eğer onlarla aynı fikirde değilsen, seni ‘nefret grubu’ olarak etiketleyecekler.”[8] Bütün bu tepkilerin ardından, ADL adlı Siyonist organizasyon yüzyıldan beri sınıfladığı ve birçok kesimi hedefe koyan ‘iftira sözlüğünü’ yayından kaldırmak zorunda kaldı.[9] Yüz yıldan beri kamu ve özel birçok Amerikan kurumunun logosunun yanına eklediği ADL artık FBI tarafından ‘terörist bir oluşum’ olarak nitelendirilebiliyor.

AJC ve AJCongress: 1906’da kurulmuş olan Amerikan Yahudi Komitesi (American Jews Committee) ve 1914’te kurulmuş olan Amerikan Yahudi Kongresi ( AJCongress ), Amerikan devlet sistemine ve elitine nüfuzu açısından hayati ve köklü kurumlardır. Bunlara WJC’yi de eklemek lazımdır. Daha çok medeni haklar, mahkeme ve yasaların yapıları, kadın ve çocuk hakları gibi alanlara yoğunlaşan kurumlar dünya çapında ağlara sahiptirler. Hristiyan evreninde oluşan Evanjelik hareketler ve ‘tanrının seçilmiş kulları’ saçmalıklarının gelişiminde bu ve benzeri kurumların rollerini hesaplamak güçtür.[10]

JINSA: Yahudi Ulusal Güvenlik İşleri Enstitüsü (Jewish Institute for National Security Affairs), Yom Kippur savaşından sonra 1976’da kurulmuştur. Temel olarak ABD ile İsrail arasındaki askeri ittifakın geliştirilmesi alanında çalışmaktadır. Ayrıca olası bir durumda ABD eğer İsrail’e yeterli askeri desteği veremezse, başka ülkelerle de benzer ilişkiler geliştirmek için etkili lobi çalışmaları yürütmektedir. Jinsa, ABD Ordusundan emekli ve muvazzaf askerleri sık sık İsrail’e gezilere götürmekte, ABD Ordusu ve tedarikçilerine eğitimler vermekte, Askeri öğrencilere burslar sağlamakta, kongrenin silah tedarikine dair politikalarına etki etmek için yayınlar yapmakta, muvazzaf ve emekli askerlerin imza attığı bildireler ve mektuplar yayınlamakta, etkili medya organlarında askeri uzman sıfatıyla İsrail-ABD ittifakının önemine dair argüman ve anlatılar üretmektedir.[11]

 

ABD Medya Ağı: Açıkça ana akım ABD medyası hem sermaye hem de profesyoneller düzeyinde Yahudi baskın bir karakter arz etmektedir. Özellikle konu Filistin ve Ortadoğu olduğunda, İsrail taraftarlığında militan düzeyde bir dil kullanan ana akım ABD medyasının işlevi tam anlamıyla Kerberostur. Sosyal medya ile birazcık aralanan kapıdan giren hakikat ile şaşkına dönen ölüler diyarı elitleri, bekçi köpeklerinin hızla yeniden hizalanmasıyla korunmaktadır. Bütün bunlar için Kerberos TikTok’u satın alıyor, X’ üzerinde baskılar kuruyor ve yapay zekâ algoritmalarını yeniden sıkı bir Siyonist anlatıyla örmek için gece gündüz uluyor.[12]

Kerberos, Hristiyan-Yahudi evinin önünde sürekli bir devriye halindedir. Sosyal medyadan çıkan her alternatif ses, anında algoritma kısıtlamalarıyla veya trol ordularının manipülasyonlarıyla kontrol altına alınır. Gerçeğin ve ahlakın yalın ve parlak ışığını karartmak için şüpheler ekerek, karmaşık argümanlar üretmek için sürekli ulumaktadırlar. Basitçe gelişkin yapay zekalardan herhangi birine Gazze Soykırımı hakkında bir analiz istediğinizde; ‘karmaşık, nefret suçları…’ diye başlayan saçma sapan argümanlarla ağır bir manipülasyondur. Ana akım Siyonist anlatı dışında, özellikle de kitleselleşme potansiyeli olan anlatılar hızla etiketlenmekte, itibarsızlaştırılarak gündemden düşürülmektedir.

 

 

[1] https://www.theoi.com/Ther/KuonKerberos.html

[2] https://www.bbc.com/turkce/articles/c93937nrn1yo

[3] https://www.commondreams.org/news/aipac-100-million

[4] https://www.aa.com.tr/tr/dunya/sosyal-medya-icin-savas-araci-diyen-netanyahu-tiktoktan-sonra-siranin-xte-oldugunu-soyledi/3700602

[5] https://www.aa.com.tr/tr/dunya/israilin-abdli-sosyal-medya-fenomenlerine-yaptigi-odemeler-fara-kayitlarina-yansidi/3706918

[6] https://kritikbakis.com/cocuk-oldurme-oyunu-ve-evrenin-efendileri/

[7] (https://www.aipac.org/)

[8] https://www.foxnews.com/politics/patel-cuts-ties-comeys-fbi-made-adl-organization-faces-backlash-tpusa-criticism.amp

[9] https://adl.org

[10] https://www.ajc.org/ https://ajcongress.org/

[11] https://jinsa.org/

[12] https://www.quora.com/Do-the-Jews-own-the-American-media-networks

Dr. Mustafa Ekici

Dr. Mustafa Ekici
1966 Elâzığ’da doğan Mustafa Ekici İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik bölümünden mezun olmuştur. Marmara Üniversitesi Ortadoğu ve İslam Ülkeleri Araştırmaları Enstitüsü’nde yüksek lisans derecesi alan Ekici aynı enstitüde doktorasını tamamladı. Birçok basın ve yayın kuruluşunda muhabirlik, editörlük ve yöneticilik yapan Ekici, farklı gazete ve dergilere başta Suriye ve Irak olmak üzere Ortadoğu konusunda araştırma, haber ve makaleler yazmaktadır. Mustafa Ekici’nin ‘Sana Benzemek’ ve ‘Gerçek ve Hayalin Kavşağında Kürtler’ adıyla yayınlanmış iki kitabı bulunmaktadır.
Mail: [email protected]

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

SOSYAL MEDYA