Yeni Bir Eşik, Eski Bir Sorun
Ankara Enstitüsü tarafından 2025 Temmuz tarihli “PKK’nın Silahsızlandırılması ve Kürt Meselesi” başlıklı kapsamlı saha araştırması, Türkiye’nin terörle mücadelesindeki yeni yönelimlerini, kamuoyunun dönüşen algılarını ve Kürt meselesine dair kolektif hafızayı anlamak açısından önemli veriler sunmaktadır. Rapor yalnızca silahsızlanma sürecinin teknik yönlerini değil; Kürt meselesinin tarihsel kökleri, algısal katmanları ve gelecekteki demokratikleşme perspektifleriyle olan bağını da ayrıntılı biçimde ele alıyor.
Raporun Tamamı: PKK_SILAHSIZLANDIRMA
Raporun özeti şöyle:
A K A D E M İ K K U R U L
Adnan BOYNUKARA, Galip DALAY, Hatem ETE, Bekir GÜR, Taha ÖZHAN, Osman SERT, Hande Deniz TÜRK
Siyasal Zemin: Bahçeli ile Başlayan Yolculuk
7 Ekim 2023 sonrası Ortadoğu’da yaşanan jeopolitik türbülanslar, Türkiye’yi iç güvenlik politikalarını yeniden yapılandırmaya yöneltti. Bu bağlamda, 1 Ekim 2024’te MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Meclis Genel Kurulu’nda DEM Parti sıralarına yönelip tokalaşması, sürecin ilk sembolik adımı olarak hafızalara kazındı. Ardından, 27 Şubat 2025’te Abdullah Öcalan’ın PKK’ya yaptığı “fesih ve silah bırakma” çağrısı, 12 Mayıs 2025’te ise PKK’nın resmî olarak bu çağrıya uyarak silah bırakma ve örgütü feshetme kararı, sürecin siyasi boyutunu belirginleştiren dönüm noktaları oldu.
Ancak bu gelişmeler, 2009-2015 yılları arasındaki çözüm sürecinin deneyimlerinden ders çıkarılarak, daha sınırlı, somut ve kontrollü bir hedef çerçevesinde yürütülüyor. Sürecin ilerleyişi, yalnızca PKK’nın eylemsizliği değil; aynı zamanda demokratik reformlara, toplumsal barışa ve anayasal değişim taleplerine de referansla şekilleniyor.
Toplumsal Nabız: Destek Var, İnanç Sınırlı
Kamuoyunun %69’u süreci olumlu karşılarken, %66’lık kesim PKK’nın silah bırakmasının Türkiye için yararlı olacağı görüşünde. Ancak “gerçekten silah bırakılacağına” inananların oranı %36’da kalıyor. Bu oran, toplumda umut ile temkin arasındaki dengeyi yansıtıyor. Sürecin siyasi etkilerine dair kanaatler de dikkat çekici: %50’si sürecin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yeniden seçim kazandırabileceğini düşünüyor; %37’si ise DEM Parti’nin Türkiye partisi hâline geleceğini öngörüyor.
Kürt Meselesinin Sosyolojik Haritası: Aidiyet, Ayrımcılık ve Algılar
Rapora göre toplumun birliktelik algısı büyük oranda “Müslümanlık” (%30) temelinde şekilleniyor. Bunu “ortak geçmiş” (%25) ve “vatandaşlık” (%22) izliyor. Ancak bu dağılım siyasal kimlik, etnik aidiyet ve eğitim seviyesiyle büyük ölçüde farklılaşıyor:
Türk katılımcılar için “ortak geçmiş” ve “vatandaşlık” ön plandayken,
Kürt/Zaza katılımcılar arasında “Müslümanlık” (%41) ve “ortak gelecek” (%20) daha fazla vurgulanıyor.
Devlet nezdinde eşitlik algısında da ciddi bir ayrışma göze çarpıyor: Türklerin %65’i her zaman eşitlik olduğunu düşünürken, Kürt/Zaza katılımcılarda bu oran yalnızca %33. Ayrımcılığa uğradığını beyan eden Kürt/Zaza katılımcıların oranı %51’e ulaşıyor.
Kürt Sorununun Sebebi Ne?
Katılımcıların %37’si Türkiye’de bir Kürt sorunu olduğunu kabul ediyor. Sorunun nedenleri arasında en yüksek ortalamalar şu başlıklarda toplanıyor:
Başka devletlerin Türkiye’yi bölmek istemesi (3,8 puan)
PKK’nın ortaya çıkması (3,5 puan)
Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun geri kalmışlığı (3,0 puan)
Buna karşılık, Kürt kimliğinin tanınmaması (2,4 puan) ve devletin ayrımcılığı (2,3 puan) gibi içeriden kaynaklanan nedenler kamuoyunda daha zayıf bir etki alanına sahip.
Toplumun önemli bir kesimi PKK’yı, Kürt meselesinin sonucu değil sebebi olarak algılıyor. Bu da resmi ideolojiyle paralel düşünen kitlelerin söylemsel devamlılığını işaret ediyor.
Yasal, Siyasal ve Ahlaki Eşikler: Toplum Ne Diyor?
PKK’nın silah bırakmasıyla birlikte gündeme gelen yasal düzenlemelere dair toplumun yaklaşımı oldukça temkinli:
Öcalan’ın cezaevi koşullarının iyileştirilmesine destek: %19
Silah bırakan PKK’lılara af desteği: %21
Cezaevindeki PKK üyelerine genel af: %21
Buna karşın, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, anadilde eğitim ve vatandaşlık temelli yeni bir anayasa gibi başlıklarda toplum görece daha destekleyici.
Her iki kişiden biri yeni bir anayasa gerektiğini savunurken, mevcut Meclis’in bunu başarabileceğine inananların oranı yalnızca %37.
Jeopolitik Perspektif: Irak’la İş Birliği, Suriye’ye Tedirginlik
Kamuoyunun %50’si Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) ile ilişkilerin geliştirilmesini destekliyor. Buna karşın %38’lik bir kesim, Suriye’deki olası bir Kürt yapılanmasına karşı net tavır alınması gerektiğini düşünüyor. Bu fark, Türkiye toplumunun Kürt sorununa içeride daha yumuşak, dışarıda daha sert reflekslerle yaklaştığını ortaya koyuyor.
Sonuç: Barışa Giden Yol, Yüzleşmeyle Başlar
PKK’nın silahsızlandırılması süreci, Türkiye için yalnızca güvenlik eksenli bir dosya değil; demokratikleşme, eşit vatandaşlık ve tarihsel yüzleşme meselelerinin de iç içe geçtiği çok boyutlu bir dönüşüm sahnesidir. Sürecin başarıya ulaşması, sadece PKK’nın sahneden çekilmesiyle değil, devletin kendi resmi anlatısı, toplumsal hafızası ve siyasal sistemle kurduğu ilişkiyi yeniden tarif etmesiyle mümkündür.