Adeta günümüz dünyası için söylenmiş bu sözler dünyaca ünlü iktisatçı Lord J.Maynard Keynes’e ait. Serüvenlerle dolu hayatından bizlere yüksek sesle ulaşan birkaç cümlesi var ki, hepsi genç iktisatçıların duvarlara slogan olarak yazmak isteyeceği cinsten…
Her iki dünya savaşı ve klasik iktisadın gelmiş geçmiş en büyük krizi olan Büyük Buhran esnasında savaşların ve barışların kazdığı mevzilerde en önde çarpışan ve zamanı geldiğinde Lord ünvanıyla onurlandırılan bu yetenekli ve meşhur adam bugün aramızda yaşasa içine düştüğümüz şu garip durumla ilgili bize ne önerirdi, gerçekten çok merak ediyorum.
Sadece bize değil, yanlış anlaşılmasın. Biz derken tüm insanlıktan bahsediyorum. Siyasi, askeri, iktisadi, finansal ve en önemlisi teknolojik gelişmelerin tüm dünya piyasalarını sarhoş ettiği bir dönemdeyiz.
En iyi durumda dediğimiz ülkeler bile ya çok sayıda cari iktisadi problemle mücadele ediyor ya da tüm dünyada esmek üzere olan fırtınanın kendi bahçelerini de tarumar edeceğini bildiklerinden stresle gün sayıp tamir edebilecekleri her duvarı tamire çalışıyorlar.
Türkiye ve Arjantin durumu ise an itibariyle kritik. Adeta düşmanı ilk karşılayacak birlik olarak tam da taarruz etmeyi planladığı zayıf noktada nöbet tutuyorlar…
Dünya tarihini değiştirecek olan teknolojik sıçrama ile eskiye dair ne varsa her şeyin silinip gideceği krizin/krizler paketinin aynı zaman aralığına denk getirilmesi hesaplanmadan becerilebilecek bir iş değil. En başta bunu kabul etmek, öngörüleri tamamen bunun üzerine inşa etmek lazım.
Tüm kartların yeniden dağıtılacağı bu kavgaya iktisadi anlamda böylesine silahsız ve kırılgan olduğumuz bir zamanda dalmanın olası sonuçlarını anlatan, süreci çok doğru açılardan okuyan iyi yetişmiş iktisatçı ve finansçılarımızın zaman zaman üstü kapalı zaman zaman ise açıktan ifade ettikleri o meşhur fırtınaya şahit olmak üzereyiz.
Yine de “Küresel Kavga” iktisadi ve askeri boyutlarıyla şimdilik bir çok coğrafyada dağınık olarak devam etse de asıl büyük açılışın Pasifik’te olacağını, yani henüz büyük silahların ateşlenmediğini düşünüyorum.
Türkiye’deyse kavga, şimdilik herkesin tahmin ettiği üzere ekonomideki zorlukların sürekli halde diri tuttuğu yüksek tansiyon haliyle iç siyasette yapılacak major bir hamlenin tepkimesi sonucunda ortaya çıkacak gibi duruyor. Fakat şartlar uzun süredir alışık olduğumuz üzere bir anda değişebilir
Evet, baştaki sorumuza dönecek olursak “Keynes halimize bakıp bize ne önerirdi?” diye düşününce bir şeyler yazmak gerçekten çok zor.
İngilizlerin milli kahramanı Başbakan Churchill kendisine telefon edip “Maliye politikalarında yapılacak değişiklikler hususunda artık seninle aynı düşüncedeyim.” dediğinde “Syn. Başbakan, buna çok sevindim ama ben artık aynı düşüncede değilim.” diyecek cinsten kendisini ifade etmekte kimseye eyvallahı olmayan ve fikir değiştirmeyi asla zayıflık olarak değerlendirmeyen bir adamdı Keynes…
Zaten bu sebeple kendisinin adına “şunu önerirdi, bu mesajı iletirdi” demek pek mümkün değil.
Ama meşhur “Genel Teori” isimli eserindekinin aksine, geniş tanımlı işsizliğimize rağmen kamu harcamalarını artırın” demez, aksine “enflasyonla mücadele programınız çalışsın istiyorsanız ilk olarak bu yüksek kamu harcamalarını kısın” demesi son derece olası bence.
Her neyse, yazımızın son bölümünde gelelim asıl cevap bekleyen soruya, yani “vatandaş ne yapsın?” sorusuna…
Yatırım tavsiyesi olmamakla beraber madenlerin güçlü performansını izledik yılın ilk yarısında.
Diğer yarısında da sonucun değişmesini kendi adıma beklemiyorum. Özellikle arz açığı olan ve üzerinde talep baskısı olan madenler iyi değerlendirilmeli.
Senenin ikinci yarısında havalar madenlere güvenenler için daha güneşli olacak gibi duruyor. Gümüş, platin ve paladyum bu süreçte özellikle yüksek dikkatle izlenmeli.