Meliha Çelik’in ikinci kitabı; Nehirden Denize Filistin Gazze Seyahat Notları, Yarın yayınlarından çıktı.
yazarın ilk kitabı yine tarihsel bir yaramıza değinen Endülüs-Masal Ülkesine Yolculuk’tu.
Gazze yıkıntılar arasında bir bölge. Aslında kırk kilometreden daha az incecik bir sahil şehri. Fakat nüfus yoğunluğu çok fazla.
Gazze seyahat notları kitabı, girizgahtan sonra 20 bölümden oluşuyor. Bu bölümlerde tanıklıklar olduğu kadar Gazze tarihi ve yemeklerinden seçme tariflere ve sosyal ve ekonomik yapıya kadın ve çocuklardan kurban bayramında çocukların sokak eğlencelerini gösteren resimlere kadar pek çok doyurucu ayrıntı mevcut.
Bu bölümlerden bazıları; Schrödinger’in kedisi, Ehlen ve Sehlen, Mavi Altın Sartaun, Gazze’nin Ninjaları ve Son Samuray, Umut Tünelleri, Şücaiye Bir Çocuk Cenneti, Alemiye Nine, Mülteci Bir Lider: İsmail Haniye, Gazze’de Kadın olmak. ElMuntar Tepesi ve Fettan Dalilah, Rachel Corrie vs…
Bölümlerin çoğunda o mevzuyla ilgili dipnot mahiyetinde çerçevelenmiş kısa bilgiler de eklenmiş. Mesela; Gazze’nin Ninjaları bölümündeki kısa bilgi Şöyle:
‘Kassam Tugayları adını Filistin’deki İngiliz sömürgesine karşı silahlı mücadele verirken hayatını kaybeden Suriye asıllı Filistinli lider İzzeddin El Kassam’dan alıyor. Hamas’ın silahlı kanadı olarak İsrail’in Filistin işgaline karşı başlayan bu direniş şimdi güçlü bir orduyla devam ediyor. Sayıları 10 bini aşan savaşçıların hepsi İsrail tarafından aileleri öldürülen Filistinli yetimler. Ve asla Filistinli olmayan birisi savaşçı olamıyor.’’
Bütün bölümler seyyahımızın kaleminden o kadar akıcı ve içe işleyen bir samimiyetle yazılmış ki; insan keşke Filistinli ve hassaten Gazzelilerin hayatı da su gibi akıcı olsa diyor… Kitabın büyüsünü bozmak istemediğim için sadece bir paragraf aktarmak istiyorum;
‘Gazzeli balıkçıları en çok mutlu eden zamanlarsa sartaun yani mavi yengeç ile karidesin bol olduğu dönemlerdi. Hamas’ın şehit liderlerinden İsmail Haniye’nin de yaşadığı yaklaşık 85 bin mülteciye ev sahipliği yapan Al Şati (Şati) için mavi yengeçlerin bol olduğu mevsimler çok kıymetliydi. Ekonomik değeri oldukça yüksek olan bu deniz mahsulünün bolluğu ‘Mavi Altın’ olarak biliniyordu.’
…………..
Benim özellikle ilgimi çeken ve doyurucu bölümlerden biri ‘Şehrin Künyesi ve Anatomisi’ oldu. Gazze şeridinin bütün ilçelerini, semtlerini, mahallelerini öğrenmiş oluyoruz.
Gazze
Geçmişte Suriye ile Mısır arasında gidip gelen kervanların buluşma ve dinlenme noktası yani Via Maris olarak bilinir. Ayrıca Mısır-Hicaz arasındaki hac yolunun da duraklarındandır.
Kuzeyden güneye doğru sıralarsak; Kuzey Gazze, Gazze, Deir Balah, Han Yunus ve Refah olmak üzere 5 yerleşimden oluşur.
Gazze Şeridi’nin Kuzeyi; Beyt Hanun, Beyt Layiha, Cebaliye, Um Naser’dir,
Orta bölgesi; Gaza, El Mughraka, Zehra ve Vadi Gaza,
Der Balah: Der Balah, Nuseyrat, Zavayda, El Bureci, El Mağazi,
Musaddar ve Vadi Salka mahalleleri,
Han Yunus: Han Yunus, El Karara, Beni Suhaiye, Abasan Kabira, Abasan Cedida, Huza’ave Fukhari semtlerinden,
Gazze Şeridinin Güney bölgesi ise, Refah, Naser ve Şoka bölgelerinden oluşur.
Eski dönemlerde Gazze’nin doğu kısmı Şucaiye Batı kısmı da Gazze merkezle Tuffah, Zeytun ve Darac semtlerinden oluşuyordu. Darac bölgesi Ömer Camisi ve Haşim Camisine ev sahipliği yaparken, Hristiyan mahallesi Zeytun da Porphyrius Kilisesine ev sahipliği yapıyordu.
Vadi Gazze, Unesco tarafından da tescillenen Doğu Akdeniz havzasının en sulak bölgesi olup pek çok kuş ve bitki türünün vatanıdır. Ayrıca geçmişte El Halil’den gelen akarsu sebebiyle sulak ve münbit bölge olan vadi, maalesef İsrail tarafından barajlarla kesilerek ekosistem bozulmuş ve Gazze halkı diğer Filistin şehirleri gibi sınırlı su erişimine mahkum edilmiştir.
Beyt Hanun
M.Ö. 8. Yüzyılda Asurlularla savaşan Kartaca kralı Hanun tarafından kurulmuş olup Gazze’nin kuzey kapısı olarak nice savaşlara tanıklık etti. Suyunun tatlılığı ve üzüm, limon ve portakal diyarıydı. Ayrıca Sultan Salahaddin Üm Naser tepesinde haçlılarla savaşıp kazanınca buraya Üm Naser camisini inşa ettirmiştir.
Han Yunus
14.yy.da küçük bir köy olan Han Yunus, Yunus Nuruzi Han tarafından inşa edilen kervansaraydan sonra büyüyerek kasabaya dönüşmüştür. Tarihçilere göre zamanında Mısır- Halep arasında, Via Maris üzerindeki en iyi konaklama yeriydi. Kuzeydoğusundaki Zana bölgesi Bizans dahil pek çok kalıntıya sahiptir. Hamas’ın kalesi olarak anılıyor.
Refah
Tünellerin de bulunduğu bölge adını Romalılar tarafından verilen Rafya’dan alır. Gazze’nin en güzel plajları buradadır.
Deyr Balah
Güneyde yer alan bölge hurma diyarı demek olup plajları ve eskiden Aziz Hilarius tarafından yaptırılan bir manastıra sahipti.
Cebaliye
Verimli topraklara sahip olup Gazze’nin en büyük mülteci kampına sahiptir. En eski camilerden biri olan Ömer Camisi 2014’te İsrail tarafından yıkıldı. Tell Hava (Tell İslam) tepesi ve Rimal bölgesi zengin semti olarak bilinir.
1940’larda İngilizler tarafından kurulan Sifa Hastanesi, geçtiğimiz yıl İsrail ve müttefiklerin saldırısı sonucu yıkıldı ve yüzlerce hasta ve sağlık çalışanına mezar oldu..
Liman bölgesi Mina’da 2010 yılında Gazze’ye yardım götürmek için yola çıkan Mavi Marmara gemisi anısına bir anıt da vardı.
Tarihi yapılar
Bir dönem Gazze’ye saldıran Napolyon’un birkaç gece konakladığı Rıdvan Kasrı Osmanlı adına buraya gelen ilk aile tarafından inşa edilmiş olup bir dönem İngiliz karakolu olarak da hizmet vermiş daha sonra Mısır himayesinde kız okuluna ve müzeye çevrilmişti.
Plaj Mülteci kampı yakınlarında Anthedon kenti kalıntıları, Han Yunus’ta 14. Yy.dan kalma Barquq kalesi, Zeytun mahallesinde Saint Porphyrius Kilisesi, Darac mahallesinde 16. Yy.dan kalma Abdulhamit çeşmesi vardı. Deyr Balah’taki Hodr manastırı, Nuseyrat kampında Üm Amr tepesinde olup yapılış tarihi M.S. 329’lara kadar giden St. Hilarion Manastırı, tarihi 14. Yy.a kadar giden Samiri bir aile tarafından işletilen Samara hamamı..
Gazze Vadisi’nin kuzeyinde Accul tepesinde bulunan antik kentin tarihi M:Ö 2100’lere kadar gider. Kazılarda keşfedilen eşya ve mücevherlerin büyük kısmı çalınmış olup British Museum’da sergilenmektedir. (İngilizlerin neden kendine müttefik olarak Yahudi siyonisleri seçtiği ortada)
2014 raporlarına göre İsrail Gazze’de 73 camiyi yıkmıştı. Bunların arasında 1365’te inşa edilen Hz. Ömer camisi, Memlüklerden kalma Şamah camisi ile Şucaiye’de Bağdat Caddesinde yine Memluk eseri Mahkeme camisi vardı.
Seyyid Haşim Camisinin kuzey batı köşesinde peygamberin dedesinin kabri vardır. Ve cami onun hürmetine Osmanlı tarafından inşa edilmiştir. Avlusu etrafındaki odalar, 19. yy.dan 20.yy.a kadar medrese olarak hizmet verdi. 1. Dünya savaşında İngiliz ve Fransızlar tarafından yıkılan caminin değerli elyazmaları da onlar tarafından çalındı.
Bir diğer cami Memluk dönemi yapısı Tuffah mahallesinde mezarlığın ortasındaki Mervan camisidir.
Gazze’de Çarşı Pazar
Eski şehirdeki Memluk döneminde inşa edilen Altın çarşısı rivayete göre Roma dönemine aittir. 1. Dünya savaşında İngiliz ordusu tarafından tahrip edilen çarşı 3 metre genişliğinde 70 metre uzunluğunda olup Ömer Muhtar Caddesi’ndedir.
Eski şehir bölgesinde kurulan Zaviye pazarı günün her saati kalabalık ve cıvı cıvıl idi. Cumartesi ve Çarşamba günleri Refah ve Han Yunus’ta, Pazar Pazartesi ve Perşembe günleri Gazze merkezde ve Cuma günü de Şucaiye ile kent merkezinde Firas pazarı kuruluyordu. Çarşamba günleri Han Yunus’ta kurulan bit pazarı ile Firas pazarında maalesef İsrail ve Avrupa’dan gelen 2. el kıyafetler satılıyordu. İsrailli tüccarlar, Fısıh bayramında evlerden atılan malları toplayıp Gazzeli tüccarlara satılıyordu. Gazze’nin kalburüstü kesimi ise alışverişini en lüks semt kabul edilen Rammal’dan yapıyordu.
Gazze’nin en önemli meydanları; Meçhul Asker meydanı, Katiba (Miting) ve Saray meydanlarıydı. Saray meydanı İngilizler tarafından inşa edilen, en ağır fiziksel ve psikolojik işkencelerin yapıldığı hapishanesi ile kötü bir şöhrete sahip olup İsrail bombalarıyla yıkılmıştı. 46 km olup beldeleri birbirine bağlayan Salahaddin Caddesi tarihi Via Maris yoludur. Kuzey çıkışı Erez kapısıdır.
Gazze’nin en ünlü caddesi ise 1917’de Cemal paşa tarafından yaptırılan Ömer Muhtar Caddesi’dir. Diğerleri Vahdet Caddesi ile sahil boyu kuzeyden güneye uzanan Raşid Caddesi’dir.
Sabra semtinde Şeyh Yasin Müzesi şehit liderin müzeye dönüştürülmüş evidir.
Şehrin Gazze İslam Üniversitesi, Ezher Üniversitesi Aksa Üniversitesi ile Kudüs Açık Üniversitesi, olmak üzere 4 üniversitesi vardı. En çok tercih edilen bölümlerse tıp ve mühendislik bölümleriydi.
Maalesef bu anlattığımız topraklarla onun üstünde yaşayan kadim halk şimdi yerle bir ediliyor. 2016 yılında Gazze’ye girmeden önce bize gazetecilik belgesi veren İsrailli görevli ‘Filistinlilerin öldürülmesi onların yararına olur’ mealinde bir cümle kurmuştu. Yine de BM ve insan hakları kadın hakları, çocuk hakları vs. hak hukuk adalet medeniyet ilerleme nutukları atan egemenlerin bu kadar yoldan çıkabileceklerine o gün asla ihtimal vermemiştik. Yanılmışız. Meğer o adı büyük batılı üniversiteler ve onlara fon sağlayan ultra zenginlerin tek amacı, demir parmaklıklar arasındaki 2 milyon Gazzeliyle Batı Şeria’daki 4 Milyon Filistinliyi öldürmek için programlar geliştirmekmiş.
Dünya çok büyük bir karabasandan geçiyor ve genç, yaşlı, çocuk, evli, bekar, eğitimli, eğitimsiz her nefes alan insanla bilumum canlının hayatı ve geleceği tehlikede. Gezegenin de insanlığın da geleceği tehlikede. İnsanlıkla dalga geçen bu ifritlerle onların ne yaptığına ve söylediğine bakmadan kararlılıkla her cephede mücadele durmaksızın sürmeli!
Bu kitap; gelecek nesillerin hafızasına nehirden denize Filistin’in, deniz kıyısındaki Gazze’nin ve onurlu halkının kayıtlarından biri olarak okurlarını bekliyor.