Türkiye Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ile bir toplantı öncesi konuşma fırsatı buldum. Doğal olarak konu Suriye’ye geldiğinde durumun ne olduğunu sordum. Şöyle dedi: “Ürdün’de yaptığımız toplantıda IŞİD ile mücadele etmek için kurduğumuz mekanizma yakında hayata geçecek. Bu konuda kararlıyız. Bizim için bir diğer önemli konu terör örgütü de silahları bırakacak ve kendini feshedecek. Tüm bunlar için İsrail sürekli sorun çıkarmaya çalışıyor. Ancak beyhude, biz kararlarımızı uygulayacağız.”
SURİYE, İSRAİL-TÜRKİYE ÇATIŞMA TESTİ ALANI
İsrail bu yazının yazılığı saatlerde Kuneytra üzerinde savaş uçakları uçuruyordu ve el altından desteklediği küçük Dürzi gruplar da Kuneytra’da Suriye ordusuyla çatışmalara girmişti.
Aynı saatlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan İtalya dönüşü uçakta yaptığı açıklamada, “İsrail’in saldırıları yeni Suriye yönetimini baltalama girişimi. Suriye’nin toprak bütünlüğü bizim için vazgeçilmezdir, bir oldubittiye müsaade etmeyeceğiz” dedi.
İsrail yeni Suriye yönetimini ve Suriye’de oluşan yeni jeopolitik durumu kendisi için tehdit olarak algılamaya başladığı günden buyana sürekli olarak ülkede karışıklık çıkarmaya ve Türkiye’yi test etmeye çalışıyor. İsrail medyasında ve düşünce kuruluşlarında İsrail-Türkiye çatışmasının muhtemel sonuçları üzerine raporlar yayınlayarak durumun ciddiyetini anlatıyor güya. Bu kadarla kalmıyorlar, özellikle İngiltere ve bazı Arapça yayınlarda Suriye konusunda yayınlar yaparak Türkiye aleyhine propaganda yapıyor.
Tüm bunlar Suriye sahasının Türkiye-İsrail çatışma riskini test etme alanı olarak kullanıldığının göstergesi. İsrail Türkiye’nin ne kadar ciddi olduğunu, yeni Suriye yönetiminin Ankara için ne kadar vazgeçilmez olduğunu ve İsrail’e karşı ne kadar sertleşebileceğini öğrenmeye çalışıyor bu test sürecinde.
TÜRKİYE İSRAİL’E KARŞILIK VERİR
Türk Silahlı Kuvvetlerinde üst düzey bir komutanla yaptığım görüşmede İsrail ile Türkiye’nin askeri olarak kıyaslanması konusunu sorduğumda bunun komik bir kıyas olacağını, İsrail’in Türk ordusu karşısında şansının olmadığını söylüyor. Aynı yetkili sert ifadelerle şunu ekledi: “Bizim angajman kuralımız şudur, bize yapılan saldırının aynısıyla hangi devlet olursa olsun karşılık veririz. Askeri üslerimize yapılacak bir saldırı savaş nedenidir.”
Türkiye’deki tüm yetkililerin açıklamaları benzer nitelikte. İsrail da bunları okuyor. Ancak ABD’nin tam desteğini alan İsrail’e Türkiye ne derece karşılık verir ve ne reaksiyon gösterebilir? İsrail’in test ettiği şey bu.
Türkiye sahada yaşayacağı her olumsuz duruma mutlaka karşılık verir ancak bunun yöntemi konvansiyonel askeri taktikler olmayabilir. Bu biraz da İsrail’in taciz etme yöntemlerine bağlı. Doğrudan bir çatışma doğuracak herhangi bir adım atmasını kimse beklemiyor İsrail’den. Ancak Suriye’de istikrarlı ve güçlü bir yönetim istemediğini artık saklamıyor. Bunun için de ne gerekiyorsa yapacaktır. İşte sahada kimin bileğinin kuvvetli olduğu bu nedenle test ediliyor.
ABD ÇİN ÇATIŞMA TESTİ, YAKIN ASYA GERİLİMİ
Hindistan ve Pakistan arasındaki gerilim yıllardır vardı ve buna biraz da alışmıştık. Başta Keşmir olmak üzere, su, göçmen, sınır güvenliği gibi konularda sık sık karşılıklı gerilim yaşanıyordu.
Ancak son olaylar diğerlerinden farklı bir dinamik kazandı ve beklenmedik şekilde büyüyor. Keşmir’de 25 kişinin öldüğü olayların detaylarını anlatmaya gerek yok sanırım. Bu kez durumu değiştiren şey Çin ve ABD’nin bu çatışma alanındaki konumlanmaları.
ABD Hindistan ile ilişkilerini yoğunlaştırırken, Pakistan’da Çin ile ilişkilerini zirveye çıkarmıştı.
Pakistan Savunma Bakanı Keşmir’de yaşanan çatışmaları soruşturmak için Rusya ve Çin’in de devreye gireceğini açıkladı. Çin ayrıca Hindistan’ın su anlaşmasını askıya alarak Pakistan’a yönelik saldırgan tutumuna karşı, kendilerinin de Hindistan’a giden suları kesebileceğini söyledi.
ABD şimdilik tansiyonu düşürme çağırıları yaparken, perde gerisinde Hindistan’ı her türlü destekleyeceğini söylemeyi de ihmal etmiyordur.
ABD-ÇİN GÜÇ TETSİ OLABİLİR Mİ?
ABD’nin Çin’in büyümesini ve dünyadaki etkisini arttırmak için başlattığı ticaret savaşlarından umduğunu bulamadığı anlaşılıyor. Trump yüksek perdeden söylediği tüm meydan okuyan cümlelerinde geri adım atıp duruyor.
Fakat Çin’i durdurmak için son eşik olarak belirlediği tarihten önce mutlaka bir şey yapması gerektiğini de biliyor ABD.
Bu yüzden Hindistan-Pakistan gerilimi ile yakın Asya’da Çin’in hemen dibinde başlayacak çatışma alanında güçleri test etmek için bir fırsat olarak da görüyor anlaşılan.
Çatışma alanına Bangladeş, Afganistan, Rusya’nın da dahil olduğu bir kaotik ortamda Çin’in nasıl bir tavır alacağı, ne kadar yıpranacağı, kaynaklarının ne kadar tükeneceğini görmek isteyebilir ABD. Kendi topraklarından 13 Bin kilometre uzakta bu testi yapmayı da oldukça güvenli buluyordur.
Çin’in meşhur stratejik sabrı bu krizde yine öne çıkacak ve ticaret savaşlarında olduğu gibi soğuk kanlı bir biçimde durumdan avantajlı çıkmayı deneyecektir.
Ancak ilk defa Çin açıktan bir çatışmada taraf almayı göze almış gözükmesi beni biraz şaşırttı. Bu krizin sonunda şunu göreceğiz muhtemelen, Çin Pakistan’a daha fazla yerleşecektir. Ayrıca Bangladeş, Afganistan ve benzeri ülkelere Hindistan/ABD tehlikesini göstererek nüfuzunu arttıracaktır.
Kanımca ABD Çin’i engellemek, dengelemek, durdurmak için panik halinde tüm tuşlara basıyor. Her seferinde Çin daha da güçlenmiş, ABD biraz daha gerilemiş olarak çıkıyor krizlerden.
Kaynak: aljazeera.net