Hakkımızda

  1. yüzyılda doğmuş olanlar bilir ki, kılıca karşı kalem, şiddete karşı fikir, maddeciliğe karşı erdem ve aptallığa karşı akıl daima haklı, meşru ve üstündür. Belki kazanamaz, yenemez, galip gelemez, hükmedemez, ama üstündür. Zaten kazanmak, galip gelmek, hükmetmek; bir ideali, davası, manevi inancı olanlar için amaç değildir. Gaye her zaman doğru bir yolda olmak, istikamet sahibi olmak, erdem ve haysiyetle yaşamaktır.

Fikirler, eğer bu gayeyi içeriyorsa, değerlidir. Kalıcıdır, onurludur. İnsanın insana kulluğunu reddeden her düşünce kıymetlidir. İnsanın hayvani doğasını terbiye edecek her formül, önemlidir. İnsanı ‘esfel-i safilin’den ‘eşref-i mahlukat’a davet eden her çağrı, azizdir.

  1. yüzyılda doğanların en büyük talihsizliği, yüce, kıymetli, değerli fikirler uğruna mücadele edip, tam tersi bir finale tanıklık etmeleridir. Sürekli hayal kırıklıkları, manevi bozgunlar ve akıl almaz sonuçlarla yüzleşmek zorunda kalmanın travması, derin bir ümitsizlik üretmiştir. Çekilen onca acılar, karşılıksız kalan onca fedâkarlık, kaybedilmiş onca yıllar, başkası için, başkaları daha mutlu olsun diye kendini feda etmiş her fikirden insanları içine çeken derin bir uçurum artık. Uzun süre uçuruma bakarsan, uçurum da sana bakar.(Nietzsche)

Kritik bakış, uçuruma bakmaktan vazgeçenlerin platformu olmak için yola çıkıyor. Her şeye rağmen, inatla ve umutla, erdemle ve haysiyetle yaşama tutunmaya çalışanların iç ve dış sesi olmayı hedefliyor. Hala dünyayı, ülkeyi, toplumları, insanları değiştirebileceğine inanan; haksız, adaletsiz, zalim, insan karşıtı hiçbir güce boyun eğmeyen; insana dayatılan tüm akıldışı yaşam formlarına direnen; yalana, sahteliğe, meydan okuyan bir ses olmayı gaye ediniyor. Söz’ün, fikrin, erdemin, aklın, imanın üstünlüğünü savunanların kale burcu olmayı  düşlüyor. Dünyayı ve Türkiye’yi adaletin ve iyiliğin üstün olduğu fikirlerin değiştireceğine inananların, dayatılmış ideolojik, etnik, dini, mezhebi bagajları sırtından atarak putsuz, tabusuz, fetişsiz, dogmasız bir özgür akılla yeniden ve yeniden düşünen, tartışan, arayan, sorgulayan hakikat yolcularını birlikte yürümeye davet ediyor.

Kritik Bakış, 21. yüzyılda doğanların ebeveynleriyle aynı travmaları, hayal kırıklıklarını, karamsarlıkları yaşamayacakları bir tecrübe birikimi ve daha kavi bir imanla donanmaları için gerekli tüm akıl, fikir ve erdemin nöbetini tutmaya çağırıyor.

söz tükenmedi, umut yaşıyor.