Yahudi Boşanması Başladı
“Yahudi” kelimesi artık çok farklı taahhütleri, dünya görüşlerini ve sadakatleri kapsıyor.
(5 Ekim 2025 / JNS) Geçmişteki birçok nesil boyunca, Yahudi halkı bilinci çok net bir anlam ifade ediyordu: Ortak bir tarih, ortak bir kader ve dünyaya yayılan bağlar. Bir Yahudi ister İsrail’de, ister Amerika Birleşik Devletleri’nde ya da başka bir yerde yaşıyor olsun, kendini tek bir ailenin parçası olarak hissederdi.
Bugün etrafımıza baktığımızda, bu tanımın artık geçerliliğini koruyup korumadığı belirsiz. Aslında, Yahudi halkı bir tür boşanmaya doğru ilerliyor—kendilerine “Yahudi” diyen, ancak değerleri ve sadakatleri giderek daha fazla birbiriyle çelişen insanlar arasında bir ayrışma yaşanıyor.
Bu bölünmenin en güncel örneği, Yahudi aktris Hannah Einbinder’in Eylül ortasında Emmy Ödülü’nü kabul ederken “Özgür Filistin” demesiyle yaşandı.
Yahudi halkının farklı kesimleri bu eylemi kuşkusuz çok farklı şekillerde gördü. Bazıları ona katıldı ve onunla gurur duydu; diğerleri ise sözlerinden dehşete kapıldı ve niyetlerine anlam veremedi.
Yahudi halkı farklı kamplara bölünmüş durumda.
Bir grup, İsrail’e ve dünyanın dört bir yanındaki Yahudi kardeşlerine derin bir bağlılık hissediyor. Kendilerini sorumluluk ve dayanışma yükümlülükleriyle birbirine bağlı görüyorlar. Yahudilerin hayatta kalmasının İsrail’in gücüne, İsrail’in hayatta kalmasının ise (çok daha az ölçüde) Yahudi halkının desteğine bağlı olduğunu biliyorlar.
Diğer grup ise çok farklı bir bakış açısına sahip. Onlar için “Yahudilik” kültürel, etik ya da hatta tesadüfi bir kimliktir. Yahudi devamlılığından ya da Yahudi devletinin varlığını sürdürmesinden çok, daha geniş çaplı toplumsal adalet davalarına öncelik tanıyorlar. Bazıları İsrail’in şeytanlaştırılmasına sessiz kalabilirken, diğerleri İsrail karşıtı hareketlere aktif biçimde katılıyor.
Bu ayrım öyle derin bir kopuşu temsil ediyor ki, “Yahudi halkı” ifadesinin kendisi anlamını yitirmeye başlıyor. “Yahudi” kelimesi artık çok farklı taahhütleri, dünya görüşlerini ve sadakatleri kapsıyor. Birçok açıdan, bu grupların ortak hiçbir noktası yok.
Belki de artık bu bölünmeyi daha dürüstçe adlandırmanın zamanı gelmiştir. Bir grup en doğru şekilde Am Yisrael — ortak halk, toprak ve kadere olan inancı sıkı sıkıya koruyan İsrail ulusu — olarak tanımlanabilir. Diğer grup ise, büyük ölçüde diasporada yaşayanlardan oluşur; kültürel kimliğini sürdürmeye devam edebilir, ancak Yahudi halkının gelecekteki hayatta kalışı için İsrail’le bağlayıcı bir ilişkisi olmayabilir.
Boşanma her zaman acı vericidir, ancak aynı zamanda netlik de getirebilir. Kopuş bir kez kabul edildiğinde, her iki taraf da karışıklık ya da sahte beklentiler olmadan yoluna devam edebilir.
İsrail kendini savunduğunda “benim adıma değil” ya da “nehirden denize kadar Filistin özgür olacak” diyen Yahudiler, Siyonist Yahudilerle ilişkilendirilme yükünden kurtularak yollarına devam edebilirler. Aynı şekilde, Siyonist Yahudiler de kardeşlerinin, düşmanlarını kutlayanlarla yan yana durmasını izleme karmaşasından özgürleşebilirler. Kopuş bir kez kabul edildiğinde, her iki taraf da aynı hikâyeyi yaşıyormuş gibi davranmayı bırakabilir.
Bu doğrultuda, Geri Dönüş Yasası’nın bir gün artık garanti edilmeyeceği öngörülebilir. İsrail’in, dini ne olursa olsun, ülkenin varlığına tehdit oluşturan kişilerin ülkeye girişine izin vermek istememesi akla yatkındır.
İsrail’i kendileri ya da çocukları için olası bir yurt olarak görenler, hâlâ fırsat varken mülk satın almayı düşünmekle akıllıca davranmış olurlar. Çok da uzak olmayan bir gelecekte, Yahudilere tanınan otomatik geri dönüş hakkı daraltılabilir ya da tamamen kaldırılabilir. Geri Dönüş Yasası yürürlüğe girdiğinde, “Yahudi halkı” tanımına dayanıyordu. Bu tanım değişti; dolayısıyla Geri Dönüş Yasası da değiştirilebilir.
Yahudi halkı kaçınılmaz bir hesaplaşmaya doğru ilerliyor. Ortak halk ve ortak kadere bağlı Am Yisrael — İsrail ulusu — ile kişisel etiklerine sıkı sıkıya bağlı diasporadaki Yahudiler için bu, dürüstlük ve öngörü zamanıdır. Boşanma süreci başlamıştır. Tek soru, bunu kimin fark edeceği ve sonrasında olacaklara kimin hazırlanacağıdır.
Bu bir dönüm noktasıdır. Yahudi birliğine dair eski varsayımlar aşınmaktadır. “Yahudi halkı” ifadesi artık eskisiyle aynı anlama gelmemektedir. Üzücü ve hatta acı verici bir yarılma yaşanıyor, ancak bu herkesin yararına olabilir.
* Daniel Rosen, sosyal medyada antisemitizmle mücadeleye adanmış bir kuruluş olan Emissary’nin eş başkanı ve kurucu ortağıdır.