Vatikan Batı Hıristiyanlığını Batı karşıtı yapıyor
Papa Fransuva’nın ilerlemeci güçlerle flört etmesinin riskleri üzerine
ÇEVİRİ ve TAKDİM: Cengiz Sözübek
Mahmuh Abbas’ın Vatikan ziyareti haftasında, Noel’e hazırlanan Vatikan’da sahnelenen bir kompozisyonda Filistin kefiyesiyle bebek Hz.İsa figürünün bulunması tartışmaları da beraberinde getirmişti.
Rusya’da yayımlanan Nezavisimaya Gazeta’nın 15 Aralık tarihli başyazısında, tepkiler üzerine kaldırılan Filistin keyfiyesi üzerinden Vatikan’ın son dönemlerde yaptığı hamleler değerlendiriliyor.
Gazete, Vatikan’ın odağını Batı’dan Küresel Güney’e ve Doğu’ya kaydırma eğiliminde olduğuna işaret ederek Paris’te yangın sonrası yeniden inşa edilen Katedral’in açılışına katılmayı reddeden ve merkezi Avrupa ülkelerine mesafeli duran Vatikan’ın istikametini şöyle özetliyor:
“Vatikan’ın egzotik yörüngesi, tarihsel olarak Katoliklik olarak kabul edilen Batı Hıristiyanlığı kavramını bir saçmalığa dönüştürmektedir.”
Bir blok olarak Batı’nın kendisinin dahi başta ekonomik ve askeri olmak üzere “Yaşlı Avrupa”dan ümidi kesmesi gibi, Vatikan da hristiyanlıkla çok bir bağı kalmamış Avrupa halklarından umudunu kesmiş görünüyor.
2020 yılında Vatikan’da resmedilen Meryem Ana’nın aslında amazon pagan tanrısı Pachamama (toprak ana) olması büyük bir skandaldı. Paris’teki 2024 Yaz Olimpiyatları’nda sergilenen pagan meydan okumanın ABD seçimlerinde Trump’a hatırı sayılı bir oy getirdiğini iddia etmek çok da yanlış olmayacaktır. Trump’ın oluşturacağı küresel dalganın Avrupa’da milliyetçilikle birlikte dini hassasiyetleri ne kadar besleyeceğini de zaman gösterecek.
Avrupa’da “Rus hayaleti” dolaşmasa da, müslüman göç dalgası kıtanın fay hatlarını sarsmasa da; Vatikan “Batı Roma”dan “Doğu Roma”ya hicret etmeye karar vermiş gibi görünüyor: Afrika, Latin Amerika, Avustralya..
Ancak gazetenin de yazdığı gibi Papa “silahlı çatışmaları durdurmak için kaç kez çağrıda bulunursa bulunsun, kimse onun çağrılarını ciddiye almıyor ve çatışmalar daha da artıyor.”
Abbas’a hediye ettiği ve bir çatlaktan filizlenen çiçeğin resmedildiği plakette yazan “Barış kırılgan bir çiçektir.” yazısının da hiç bir anlamının kalmaması gibi…
Vatikan Batı Hıristiyanlığını Batı karşıtı yapıyor
Papa, Vatikan’da Doğuş sahnesinin geleneksel tasvirleri olan kreplerin açılışını yaptı. Bu kez İsa, Meryem ve Yusuf’un yer aldığı grup kompozisyonu Beytüllahim’den iki sanatçı tarafından Filistin halk sanatı tarzında oluşturuldu. Kompozisyon, bebek İsa’nın Filistin mücadelesinin sembolü haline gelen bir pelerin olan Filistin kefiyesi üzerinde yatıyor olması nedeniyle kamuoyunda büyük tepkiye neden oldu. Birkaç gün sonra Filistin krebi Vatikan salonundan kaldırıldı.
Olumsuz tepki sadece konseptin anakronizme izin vermesinden kaynaklanmıyordu. Evet, Noel efsanesiyle özdeşleşen Beytüllahim şehri, bugünlerde temsilcileri Vatikan’da yeni bir büyükelçilik binası açan Filistin Ulusal Yönetimi‘nin yetkisi altında. Ancak Papa Francis’in başını çektiği milyonlarca Batılı Hıristiyan, İsa’nın zamanında Kufiyye ya da Filistinlilerin olmadığını ve İsa’nın Yahudiye’de Yahudiler arasında vaaz verdiğine inanıyor.
Ancak bu bile değil, Yaser Arafat’tan sonra halk arasında “arafatka” olarak adlandırılan kefiye gibi silahlı direnişle ilişkilendirilen böylesine belirsiz bir sembolün, İsrail’in Hamas’la savaşının zirvesinde Vatikan’da ortaya çıkması öfkeye neden oldu.
İsrail ayrıca Hıristiyan Arapların Yahudi devletinde kendilerini güvende hissettiklerine inanıyor. Beytüllahim de dahil olmak üzere Filistin Yönetimi tarafından kontrol edilen topraklarda İsa’nın takipçilerinin sayısının son yıllarda keskin bir şekilde azaldığına dikkat çekiyor. Yorumcular 1970 yılında Hıristiyanların kent nüfusunun yüzde 70’ini oluşturduğunu, ancak şimdi bu oranın yüzde 12 civarında olduğunu belirtiyor. İncil’deki Beytüllahim neredeyse tamamen Müslüman oldu.
Papa Francis’in kamuoyuna yaptığı sunum, odağı Batı’dan küresel Güney ve Doğu’ya kaydırma eğilimindedir. Birkaç yıl önce Vatikan’ın, Meryem Ana olarak yutturulmaya çalışılan Amazon pagan tanrısı Pachamama’ya (toprak ana – çn) ev sahipliği yapmasının daha da büyük bir öfkeye neden olduğunu hatırlayın. Aynı zamanda Francis, bir yangından sonra yeniden inşa edilen Paris Meryem Ana Katedrali’nin açılışına katılmayı reddetti. Medya, Papa’nın Fransa’nın ve Batı’nın geri kalanının siyasi figürlerinin yanında durmak istemediğine inanıyor.
Aynı zamanda Papa’nın kendisi de küresel göçü savunarak ve Avrupa ve Amerika liderlerinden desteğini çekerek sürekli olarak siyasallaşma eğilimi göstermiştir. İstatistiksel bir perspektiften bakıldığında bu stratejiyi açıklamak kolaydır. Vatikan’a göre 2021 ve 2023 yılları arasında Afrika ve Güney Amerika’daki Katoliklerin sayısı artarken, Avrupa’daki Katoliklerin sayısı azaldı. Afrika (8 milyondan fazla) ve Amerika (6,5 milyondan fazla), Roma Kilisesi’ne inananların sayısında en büyük artışların görüldüğü bölgeler oldu. Bu bölgeleri Asya (yaklaşık 1,5 milyon) ve Okyanusya (Avustralya ve takım adaları – çn) (55.000) takip etmiştir.
Bununla birlikte, Vatikan’ın egzotik yörüngesi, tarihsel olarak Katoliklik olarak kabul edilen Batı Hıristiyanlığı kavramını bir saçmalığa dönüştürmektedir. Artık Avrupa yaşamının ruhani temeli değil, Güney ve Doğu’daki “halk kurtuluş mücadelelerinin” çıkarları doğrultusunda hareket eden ilerlemeci bir hareketin parçası gibi görünmektedir.
Aynı zamanda, Kutsal Makam’ın kasıtlı olarak siyasallaştırılması ve angaje edilmesi, Papa’nın otoritesini açıkça azaltmaktadır. Papa Fransuva silahlı çatışmaları durdurmak için kaç kez çağrıda bulunursa bulunsun, kimse onun çağrılarını ciddiye almıyor ve çatışmalar daha da artıyor. Papa, Avrupa, Asya ya da Afrika’da gerçek bir barış elçisi olarak hareket etmekte başarısız olmuştur. Papa’nın elinde tuhaf bir folklor kaldı.