Uluslararası Sistem Gazze’de Öldü!
Her gün Gazze’deki soykırım hakkında yazmak istiyorum ama umutsuzluk ve hayal kırıklığı insanı yazmaktan alıkoyuyor. Sözlerin anlamı kalmadı günbegün bir soykırımın, -BM eşliğinde- tamamlanmasını izlemek zorunda bırakıldık. Öfke içimizde dalga dalga büyüyor. Ve dünyanın suskunluğu; hukukun hukuksuzluk olduğunu ve adalet için bu sahte hukuka karşı yöntemler geliştirmek gerektiğini hatırlatıyor.
Bu aldırmazlığı sindirmek imkânsız ve insanlık onuruna aykırı!
Tarihteki Musa hikayesi; bugünkü siyonistlerle değil, semitik Filistinlilerle ilgili. Siyonistlerin bu anlatıları sahiplenmesi -İbrahim barışı gibi- algı ve istismar sadece. Soykırım hamlesi onların nasıl kolay yalan söyleyebildiğini ve hakikati çarpıtmada ne kadar mahir olduğunu gözler önüne serdi.
Gazze halkının sürgünü gibi bir olay geçmişte de yaşandı ve anlatının tam tersi olarak insanlar Mısır çöllerine sürüldü. Batılı arkeologlar; ne Filistin ne de Mısır’da yahudilere ait bir tek bir kanıt bulamadılar kazılarda. Batının genlerine işlemiş kolonyalizmin yeni bir sürümünü izliyoruz. Korsanlık yapan geçmişlerinde olduğu gibi yine yağma peşindeler ve tarihi de yağmaya uygun hale getirmeye çalışıyorlar.
Gözlerini hırs bürümüş. Aşağılık kolonilerini desteklemek için saldırgan ideolojilerini dünyaya ‘İsrail’in kendini savunma hakkı vardır’ jargonuyla pazarlıyorlar. Peki ya toprağın ve tarihin gerçek aktörlerinin!?!
‘Çıkar’ siyasetlerinin dışında insani her türlü reflekse karşı duyarsızlar.
Bunlar artık malumun ilamı ve Gazze soykırımı insanlık nezdinde tescillendi.
Batı zaten hep barbardı. ABD işgalle Kızılderililerin kanları pahasına kurulmadı mı? Yahudileri kullanışlı bulmaları, yahudiligin uyduruk tarihi iddialarını Ortadoğu’yu işgal etme kılıfı yapmak içindi. Yoksa asla yahudileri sevmediklerini biliyoruz. İronik olansa on yıllardır Müslümanları ‘fundamentalist’ olarak etiketleyip , yayılmacılıklarına kılıf yapmaları ve insanlığı yaftaladıkları her cürümü, medeniyet adına işliyor olmaları…
BM’nin İnsan Hakları ve Yaptırım Tiyatrosu
ABD ve İsrail’in Ortadoğu’yu karıştırmasına, Gazze’de Flistinlilere uyguladıkları soykırıma ve Batı Şeria’yı tamamen ilhak etmeye başlamalarına karşı Müslüman ve batılı demokrat liderlerin, İsrail’e ekonomik ambargo ilan edip, ABD ve İsrail’in yanında duran ‘yozlaşmış BM’yle aralarına mesafe koymalarını umuyorum.
Artık Batılı kurumların kendileri dışındaki dünyayı temsil etmedikleri ortada. Örnek olarak 5 daimi üyeden hiçbiri ABD ve İsrail’i durdurmak için harekete geçmedi. (Birleşik Krallık, Çin, Rusya ve Fransa). BM yirmi aydır İsrail ve ABD’nin Gazze’deki soykırımına müdahale etmezken, Suriye’de İsrail’in Golan’ı işgal ve Şam’ı bombalamasına rağmen İsrail yanlısı Dürziler için hemen BM barış gücünü bölgeye gönderdi. Ve böylece İsrail’in saldırgan ve hukuksuz eylemini meşrulaştırmış oldu.
Yine Lübnan’da anlaşmaya rağmen İsrail’in devam eden bombalamalarını görmezden geldi.
1992’de Bosna’da Hollandalı BM barış gücü askerleri silahlarını teslim aldıkları Bosnalıları infaz etti ve hiç biri ceza almadılar. Gazze’ye atılan silahlar ABD menşeliydi ve Amerikan Askerleri De Soykırıma Aktif Olarak Katıldığı Halde yasa tasarısını daimi üye sıfatıyla VETO etti.
BM ve üye ülkeler, Gazze’ye insani ve tıbbi yardım bile sokamazken, atılan yüzbinlerce ton bombanın zararlarını görmezden gelirken uydurdukları iklim değişikliği safsataları itibarlarını iyice dibe çekiyor.
On-onbeş Güney ülkesine karşı (bu ülkelerin yarısı naylon fatura gibi ülkeler ve kimbilir o adalarda ne yapılıyor? muamma!) 140 ülke etkisiz durumda, veto hakları yok!
Batının uluslararası hukuk metodu hukuka uygunluk olarak tartışmasız kabul edilecekse, ordan burdan toplama askerlerle Ortadoğu’yu işgal edebileceklerse, öbür taraftaki 140 ülke de aynı yöntemi kullanarak topraklarını ve halklarını savunmalı! Abbasiler gibi Moğolların (bugünku Batı İttifakı) gelip şehirlerimizi yakıp yıkmasını beklenmemeli. Moğollar şehrin anahtarını teslim alsalar dahi insan kafataslarında piramitler yapmışlardı.
Gazze halkı kendi toprağında insanca yaşama hakkını istediği için yok ediliyor. Soykırım sürerken, Gazzelilerin canı ve kanı üzerine yapay bir Filistin devleti kurmaya çalışmak işgalcinin ekmeğine yağ sürmektir. Filistin devletinin önkoşulu Gazze’deki soykırımı durdurmak ve bunun için BM’nin askeri müdahalesini sağlamak olmalıdır!
Dünyada adalet üzerine bir düzen kurulana kadar bu zorbaların belirlediği sözde hukuk içinde kalmak ve saldırgana müdahale etmemek, insanlık için tehdittir ve böyle hareket eden ülkeler varlık ve gelecek şanslarını kaybedeceklerdir.
Böyle ürkütücü bir dünyada yaşamaktansa batı medeniyetine dair her şeyin yok edilip başa dönülmesi gerekse bile insanlık adına en doğru adım bu olacaktır.
İnsanlığı tehdit eden teknoloji destekli saldırganlıkla, dünyanın ‘insanca yaşanabilir bir yer olması’ mümkün görünmüyor.