‘Teknoloji Derebeyleri’ Dünyayı Yakacak

Şubat 20, 2025
image_print

İnsanlık tarihi dünyadaki servetin böylesine adaletsiz bir şekilde birkaç kişinin elinde toplandığını yazmamıştır. Bu servetin aynı zamanda dünya düzenini alt üst edecek derecede tehlikeli hale geldiğine de şahit olmadı tarih.

Sinema filmleri sayesinde zihnimize hiç yabancı olmayan ABD Başkanlarının meşhur odası Oval Ofis’te şapkası, boynunda kendi gibi haylaz çocuğu ve gayri ciddi giyimiyle Elon Musk sanırım bu konudaki en çarpıcı figür.

USAİD adıyla dünyada birçok yere yardım ve destek fonu dağıtan ABD kurumu kapatılırken, Musk alaycı ve üstten bakan tavırlarıyla bu kurumu kapatmanın ne kadar doğru olduğunu anlatıyordu basına. Zaman zaman Musk’ın oğlu X (isme bakın) Başkan Trump’a, “sen Başkan değilsin, buradan gitmelisin” diye sataşırken, Trump zoraki bir gülümsemeyle USAİD kararnamesini imzaladı.

Musk, bu imza atılırken dünyadaki 1 Milyar insansın tüm servetlerinin toplamından daha fazla servete sahipti. Afrika’da AIDS hastalığına yakalananlar dahil, birçok yere yapılan yardımları keserek ülkesine büyük kazanç sağladığını ima ediyordu bakışlarıyla. Oysa bu kurumun bir yılda harcadığı 65 Milyar dolar ABD bütçesinin % 1’inden daha az, Musk’ın servetinin bile onda biri kadar değildi.

New York Times gazetesi, “bu kurumun ödenekleriyle milyonlarca çocuğun hayatı kurutuluyordu” diye eleştiri yazıları yayınlamasına Trump ve etrafındaki ekip burun kıvırdı. Bunlar modası geçmiş basın diye ciddiye almadılar

İNSANİ DEĞERLERİN TÜKENİŞİ

Musk USAİD kurumunun çalışmalarına insani ve ahlaki açıdan bakmamıştı. “Bu kadar para harcıyoruz, karşılığında ne kazanıyoruz?” Bu soru, Trump’ın ve etrafında artık derebeyler gibi dokunulmaz güce ulaşan ekibin her olaya bakarken sorduğu soruydu.

NATO üyeliğinden Filistin meselesine, ticari ilişkilerden iklim anlaşmalarına ve nihayet insani yardımlara kadar her konuya bakış açılarını bu soru şekillendiriyor: “Bu işten ne kazanacağız?”

Kendisi de milyarder bir tüccar olan Trump ekibini de aynı türden insanlardan kurduğu için bu soruyu birlikte soruyorlar. Bu soru, insani değerleri tüketen, ahlaki normları yok eden, dijital bir ekran kadar soğuk, duygudan yoksun bir sorudur.

Bu bakış açısı, Filistin’de ölen 50 bin insanı görmeyip, Gazze sahillerini tatil köyü yapmak için 2 milyon insanı doğdukları topraklardan sürmeyi normal görüyor. Afrika’da AİDS’e yakalanmış çocuklara gönderilen yardımı gereksiz buluyor.

Musk, Hükümet Verimliği Departmanı başkanı olarak ilk USAİD’ı kapatarak ve binlerce çalışanını işten çıkartarak başladı göreve. Sonrasında neler yapacağını tahmin etmek zor değil: ABD’nin para kazanmadığı her şeyi kapatacaktır.

Musk bunu son derece normal görüyor, çünkü birlikte kafa yorduğu ekip ondan daha fazlasını ve daha korkuncunu yapmasını istiyor.

PAYPAL MAFYASI

ABD basını gelişmeleri takip ederken Trump’ın etrafındaki ekibe odaklanmış durumda. Bir çok farklı isimler takılıyor bu kişilere. Ancak “The Paypal Mafia” sanırım en çarpıcı etiketleme oldu. The Guardian başta, tüm batı medyası bu ekip hakkında dosyalar hazırlıyor, analizler yapıyor. Wikipedia bu konuda madde yayınladı bile.

Ekibin başlıca üyeleri Max Levchin, Keith Rabois, Reid Hoffman, Peter Thiel, Davit Sacks, Elon Musk’ın ortak özellikleri hepsinin bir dönem PayPal şirketinin çalışanı olmaları ve teknoloji sayesinde milyarder hala gelmeleri. Bir diğer ortak özellikleri ise hepsinin Trump’ı desteklemeleri…

Ekibin tamamı “para kazanmak ve acımasızca rakiplerini yok etmek” üzerine kurulu bir hayat sürdüler. Silikon Vadisi’nin acımasız rekabet ortamında rakiplerini alt ederek ayakta kalmayı başarmış zeki, bir o kadar da duygudan yoksun insanlar bunlar.

Şimdi ABD siyasetini şekillendiriyorlar. Önce ABD için geleneksel bürokrasiyi, siyasi gelenekleri, normları ve kuralları yıkıyorlar. Bu yüzden de, “Trump Tanrı’nın kamçısı” diyerek karanlık düşüncelerini onun eliyle gerçekleştirecekler. Musk ilk adımları attı bile.

Sanırım teknolojiyi kullanarak hayatı daha da kolaylaştıracaklarını düşündünüz. Hayır yanılıyorsunuz. Peter Thiel demokrasiye pek sıcak bakmıyor, Davit Sacks çok kültürlü yaşama karşı… hepsi geleceğin dünyasında sadece en güçlüler ve en yetenekliler hayatta kalacak diyor. Zeki insanların çok çocuk yapmalarını, bu sayede ayakta kalabileceklerini düşünüyorlar. Elon Musk’ın 13 çocuğu var.

TEKNOLOJİ DEREBEYLİKLERİ

Tüm bunların olduğu bir ülkenin aynı zamanda dünyanın en büyük ordusuna ve ekonomisine sahip olması, tüm dünyayı ilgilendiriyor doğal olarak. Trump’ın başkanlık yemini ettiği sırada yan yana dizilip ona destek veren Amazon, Facebook ve Twitter’ın sahiplerinin servetleri tüm Afrika ülkelerinin bütçelerinden daha fazlaydı.

Bu akıl almaz milyarlar onlara istediklerini yapma, istediklerini söyleme ve istediklerini yok etme hakkı veriyormuş gibi hissettiriyor. Bir zamanlar Avrupa’yı kasıp kavuran derebeyleri  gibi, bu insanlar da kendileri için dokunulamaz alanlar yarattılar ve bu sayede dünyayı değiştireceklerini düşünüyorlar.

Hiç kimse Google’a, Youtube’a, Instagram’a rakip olamıyor, ona dokunamıyor farkındaysanız. Önceleri sermaye ve teknoloji yüzünden dokunamıyorlardı şimdi siyasi koruma nedeniyle dokunulamıyor. Avrupa bu teknoloji şirketleri için yeni regülasyonlar hazırlamaya kalktığında Trump, “biz de size yaptırım uygularız” diye tehdit etti.

Şimdi Ortadoğu’daki tüm verilerimizi İsrail’in emrine sunan ve daha çok insan öldürmesine yardımcı olan bu şirketlerin insanlık adına iyi bir şey yapacaklarını düşünüyor musunuz?

Ukrayna-Rusya savaşını bitirmek istemelerinin sebebi 1.5 milyon insanın ölmesi değil, teknoloji şirketlerinin ihtiyacı olan yer altı kaynaklarının Ukrayna’da olması.

Bu derebeyleri sadece Müslüman kesimleri hedef almıyor, Avrupa, Kanada, Panama, Meksika, Çin de hedeflerinde. Belki bu sayede ABD’nin ve onun ürettiği derebeylerinin dünyayı ateşe verme hareketlerine karşı bir ittifak oluşur ve bunlara dur denir.

Kaynak:https://www.aljazeera.net/opinions/2025/2/17

Kemal Öztürk

Kemal Öztürk
Gazeteci-Yazar
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesini bitirdi.
1995 yılında Yeni Şafak Gazetesi’nde profesyonel gazeteciliğe başladı.
Televizyon haberciliği, belgesel yönetmenliği yaptı.
2003-2007 Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İletişim Danışmanı oldu.
2008 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın basın danışmanlığı yaptı.
2011 yılında Anadolu Ajansı Genel Müdür’ü olarak atandı.
2014 yılından beri ulusal ve uluslararası gazete ve televizyonlarda köşe yazarlığı, analist ve program yapımcısı olarak mesleğine devam etmektedir.
Kemal Öztürk’ün yayınlanmış 6 kitabı ve 10 belgeseli bulunmaktadır.
İletişim: [email protected]
kemalozturk.com.tr

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.