Somali Neden Bir Dönüm Noktasında

Somali’de gerginlikler yeniden tırmanıyor. Doğu Afrika ülkesi, dönemin askeri diktatörlüğüne karşı bir dizi ayaklanmanın ardından 1991 yılında merkezi hükümetin çökmesinden bu yana iç çatışmaların pençesinde. O tarihten bu yana birbirini izleyen Somali ulusal hükümetleri, devletin kapasitesini artırmaya, demokrasiyi güçlendirmeye ve toprak kontrolünü genişletmeye çalıştı. Ancak hiçbiri, iktidar ve kaynaklar uğruna yaşanan yıpratıcı ve ölümcül mücadeleleri yatıştırmayı başaramadı.

Somali’de gerginlikler yeniden tırmanıyor. Doğu Afrika ülkesi, dönemin askeri diktatörlüğüne karşı bir dizi ayaklanmanın ardından 1991 yılında merkezi hükümetin çökmesinden bu yana iç çatışmaların pençesinde. O tarihten bu yana birbirini izleyen Somali ulusal hükümetleri, devletin kapasitesini artırmaya, demokrasiyi güçlendirmeye ve toprak kontrolünü genişletmeye çalıştı. Ancak hiçbiri, iktidar ve kaynaklar uğruna yaşanan yıpratıcı ve ölümcül mücadeleleri yatıştırmayı başaramadı.

Oy verme çıkmazı

Mayıs ayında yapılması gereken seçimlerle ilgili anlaşmazlık, Somali’nin üzerinde kara bir bulut gibi duruyor. Mohamud, 2021 yılında 15 milyonluk ülkede yalnızca 28.000 seçmenin siyasetçileri seçtiği mevcut sistemi kaldırmak istiyor. O, klan liderlerinin yönettiği dolaylı oy verme sistemini bırakıp genel oy hakkına geçmeyi hedefliyor.

Merkezi hükümetin sürdürdüğünü savunduğu demokratik katılımın güçlendirilmesi, övgüye değer bir hedef. Hükümet, bir seçim komisyonu kurdu ve seçmen kaydı yapmaya başladı. Ancak zaman daralıyor ve birçok gözlemci, seçimlerin zamanında yapılmasının tek pratik yolunun dolaylı seçim sistemini sürdürmek olduğunu öne sürüyor. Nitekim, önceki Cumhurbaşkanı Mohamed Abdullahi Farmaajo, 2021’deki son seçim zamanında yapılmayınca görevde fazladan 15 ay daha kalmıştı.

Şu ana dek bu anlaşmazlık büyük ölçüde barışçıl bir şekilde sürüyor. Ancak her iki taraf da başkent Mogadişu’da giderek daha tedirgin hale geliyor—eylül ayı sonunda muhalefet politikacılarının yerel bir polis karakolunu ziyaretinin ardından rakip güvenlik birimleri çatıştı ve iki kişi hayatını kaybetti.

Siyasi engeller

Seçim anlaşmazlığı, Somali’nin süregelen siyasi ikilemlerini gözler önüne seriyor. Merkezi hükümet, ABD’nin desteğiyle bir dizi kırılgan geçiş hükümetinin yerine geçmek üzere 2012 yılında kurulduğundan beri etkili bir şekilde işlev görmekte zorlanıyor. Ancak aradan on yılı aşkın bir süre geçmiş olmasına rağmen, anayasa hâlâ geçici nitelikte ve Mogadişu’daki merkezi hükümetin, bazıları oldukça özerk biçimde faaliyet gösteren Somali’nin yedi üye devletiyle nasıl güç paylaşacağına dair net bir anlaşma bulunmuyor.

Kuzeydeki Puntland ve güneydeki Jubaland gibi daha iddialı bazı eyaletler, fiilen Somali’nin federal sisteminden çekilmiş durumda. Mogadişu ile Jubaland arasındaki gerilim, eyaletin lideri ve Mohamud’un mevcut siyasi rakibi Şeyh Ahmed Madobe’nin yeniden seçilmesi üzerine Aralık ayında Kenya sınırında şiddetli çatışmalara dahi yol açtı. Her iki taraf da şu anda Jubaland’ın kuzeyindeki Gedo bölgesinin kontrolü için mücadele ediyor.

Bu kronik iç bölünmeler, Somali’nin en inatçı sorunlarından bazılarını ele alma kabiliyetini sekteye uğrattı—bunlar arasında El Şebab’la mücadele, iklim değişikliğinin yol açtığı uzun süreli kuraklıklara uyum sağlama, ekonomik kalkınmayı teşvik etme ve anayasanın tamamlanması yer alıyor.

Bu sırada Somali, kökten farklı bir yardım ortamıyla boğuşuyor. Merkezi hükümet, bütçesinin üçte ikisini dış yardımla finanse ediyor ve Afrika Birliği’nin barış gücü misyonu ülkenin güvenliğini destekliyor. Trump Yönetimi, 2024’te 750 milyon dolar olan yardımı bu yıl 150 milyon dolara düşürdü.

Somali son yıllarda dış desteğini çeşitlendirerek Türkiye ve bazı Körfez ülkeleriyle ilişkilerini derinleştirdi; ancak Batı’dan gelen yardımdaki ciddi düşüşü telafi etmekte zorlanıyor.

Çözüm arayışı

Her şey karamsar değil. Merkezi hükümet, El Şebab’ı büyük ölçüde şehir merkezlerinden çıkarmayı başardı ve bu da özellikle başkent Mogadişu’da yeni gökdelenlerin yükseldiği bir ekonomik canlanmayı mümkün kıldı. Bu gelişme, ulusal ve yerel bakanlıklar da dahil olmak üzere federal devletin yapı taşlarını oluşturmalarını sağladı. Mogadişu’da hâlâ şiddet olayları yaşanıyor—örneğin, El Şebab bu ayın başlarında bir hapishane kompleksine baskın düzenledi ve Mohamud’un hayatına birçok kez suikast girişiminde bulundu—ancak büyük çaplı olayların sıklığı önemli ölçüde azaldı.

Kimse bu kazanımların geri gitmesini istemiyor. Somali’nin çeşitli siyasi liderleri, uluslararası topluma devlet kurma projelerinin hâlâ yatırıma değer olduğunu acilen göstermelidir. Kısa vadede bu, seçim sistemi konusunda bir uzlaşmaya varmak ve gelecek yıl seçimleri zamanında gerçekleştirmek anlamına geliyor.

Uzun vadede ise, siyasetçilerin federal sistemi daha iyi işlemesini sağlaması gerekiyor. Bu da hangi yetkilerin ulusal düzeyde, hangilerinin eyaletlere ait olacağını ve iki yönetim düzeyinin nasıl etkileşeceğini açıkça belirlemeyi gerektirir. Mogadişu ile üye eyaletler arasında düzenli toplantıların yeniden başlatılması yararlı bir ilk adım olacaktır, ancak bunun ardından her iki tarafın da büyük ölçüde pragmatizm ve uzlaşma göstermesi gerekecektir.

Bu gerilim kaynaklarının çözülmesi, federal sistemin daha etkin çalışmasını sağlayacak, siyasi parçalanmayı tersine çevirecek ve ortak sorunlara daha birleşik bir yanıt verilmesine olanak tanıyacaktır. Somali’nin siyasi liderliği—hem hükümet hem muhalefet—ülkeyi ileriye taşımalıdır.

Bunun başarılmaması ise daha fazla bölünme, bağışçıların hayal kırıklığı ve El Şebab için yeni fırsatlar anlamına gelecektir. Ve nihayetinde, bunun bedelini ödeyecek olanlar sıradan Somalililer olacaktır.

* Omar S Mahmood, Uluslararası Kriz Grubu’nda Somali ve Afrika Boynuzu kıdemli analistidir.

 

Kaynak: https://time.com/7326983/somalia-mogadishu-elections-instability/