Rusya ve Çin Arktik’te: Göründüğünden Daha Az

Çin, Rusya ile ortaklığını sürdürecek olsa da ve iki ülke arasına nifak sokma çabaları ABD ve müttefikleri için hâlâ uzak bir ihtimal olsa da, Çin'in Arktik bölgesinde seçeneklerini açık tutmak istediği giderek daha belirgin hale geliyor.
Şubat 13, 2025
image_print

Dostane söylemler, hırslı Pekin ile Arktik’teki ayrıcalıklarını korumaya çalışan Moskova arasındaki güvensizliği ve rekabeti gizliyor.

Nicolas Jouan, Zdenek Rod ve Martin Ruzicka
19 Eylül 2024

Rusya’nın Arktik’teki diğer ülkelerle iş birliğinin çöküşü, Pekin’in bölgede Moskova’nın birinci partneri olarak konumunu sağlamlaştırmasını kolaylaştırdı. İki tarafın da bir zamanlar “sınırsız” bir dostluk olarak övdüğü Çin-Rusya ilişkilerinde, özellikle Rusya, daha fazla doğal gaz satmayı ve büyük komşusuyla ticari ilişkilerini güçlendirmeyi umuyor. Çin için ise Arktik bölgesinin devasa doğal kaynak rezervleri ve Avrupa’ya daha kısa deniz yolları vaadi hala çekiciliğini koruyor.

Bölgeye ilişkin yaygın stratejik uyum anlatısına rağmen, iki ülke göründüğü kadar yakın değil. Dahası gerçek olan şu ki, Çin’in Arktik’teki faaliyetleri öncelikle fırsatçılık, faaliyet çıkarları ve ekonomik fayda beklentisi tarafından yönlendiriliyor.

Çin’in 2018 Arktik Stratejisi’nde, Rusya sadece iki kez geçmektedir ve söz konusu bu strateji dokümanı Rusya’yı açık ve özel bir iş birliği olmaksızın birden fazla potansiyel partnerden sadece biri olarak nitelendirdi. O zamandan beri Çin’in bölgeye ilgisi, öncelikle ticaret ve doğal kaynaklar açısından umulan faydalar tarafından yönlendirildi; bu durum Rusya’nın çıkarlarıyla kesişebilse de üzerinde uzlaşılmış benzerlikte değildir. Çin’in Rusya Arktik’ine yönelik yatırımlarının zaman çizelgesi, 2014’ten sonra hızlandı – ki bu tarih Rusya’nın Kırım’ı ilhak ettiği yıldır – ve bu durum, Moskova ile Batı arasındaki bozulan ilişkilerin Çin için jeostratejik bir dengeleme aracından ziyade bir ekonomik fırsat olarak görüldüğünü gösteriyor.

Pekin’in Arktik’teki fırsatçılığı yeni bir şey değil. Çin’in Arktik’teki yatırımları, eskiden Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ve Danimarka aracılığıyla Grönland gibi Batı ülkelerine yönelikti. Ancak 2010’larda Çin, Kanada’nın Yukon bölgesindeki bir çinko madeninin iflas edip çevresel bir felakete dönüşmesi gibi bir dizi olayla itibarını yitirdikçe bu yatırımlar yavaşladı. Kanada’nın kuzey bölgesinde bulunan Nunavut’taki 230 milyon dolarlık altın madenciliği projesi veya Grönland’da kullanılmayan bir deniz üssünün satın alınması gibi diğer projeler, Çin’in bir güvenlik tehdidi olarak algılanmaya başlamasıyla engellendi.

Bu nedenle Çin, dikkatini Rusya’ya çevirmek zorunda kaldı. Rusya ise 2014’ten sonra Batı yaptırımları artmaya başladıkça Çin yatırımlarını memnuniyetle karşıladı.

Arktik’teki Çin-Rusya iş birliği büyük ölçüde son 10 yılda genişledi. Bu iş birliği, artık altyapı, enerji güvenliği, askeri tatbikatlar ve Arktik Konseyi içinde diplomatik koordinasyon gibi alanlarda ortak girişimleri kapsıyor.

Çin’in Rusya Arktik’ine yönelik büyük ölçekli yatırımları, 2013 yılında devlete ait China National Petroleum Corporation’ın Rusya’nın Yamal LNG doğal gaz işleme projesinin yüzde 20’sini satın almasıyla başladı. 2017’de Rusya ve Çin, Kuşak ve Yol Girişimi’nin bir parçası olarak Kuzey Denizi Rotası boyunca Kutup İpek Yolu’nu geliştirmeyi kabul etti. İki yıl sonra, Çinli şirketler LNG-2 adlı bir doğal gaz işleme projesinin yüzde 20’sini satın aldı. 2020’de Rusya, Arktik bölgesini Özel Ekonomik Bölge ilan ederek, önemli vergi teşvikleriyle Çin yatırımlarını büyük ölçüde kolaylaştırdı.

Rusya’nın 2022’de Ukrayna’yı tam ölçekli işgalinin ardından, Batı yatırımları Rusya Arktik’inde tamamen durdu. Rusya’nın Arktik stratejisinde belirtilen bir hedef olan Arktik’i stratejik bir kaynak üssü olarak geliştirmek için gereken fonlar tükendi.

Çin yatırımları daha da arttı. 2023 yılında Çin,  Rusya’ya bağlı özerk Komi Cumhuriyeti’ndeki titanyum madenciliğine yatırım yaparak kritik minerallere ilgi gösterdi. Moskova-Kazan yüksek hızlı demiryolu gibi diğer altyapı projeleri ise bağlantıyı artırmayı ve ticaret, yatırım, enerji ve imalat alanlarında iş birliğini güçlendirmeyi hedefledi.

Aynı yıl, güvenlik ve askeri iş birliğinde de artış görüldü. Nisan 2023’te Çin ve Rusya, terörizm, kaçakçılık, yasa dışı göç ve deniz kaynaklarını koruma odaklı deniz hukuku uygulama iş birliğini geliştirmeye yönelik iş birliği mutabakat zaptı imzaladı.

Rusya’nın Arktik Sahil Güvenliği Forumu başkanlığı sırasında, Arktik Devriye 2023 tatbikatları düzenlendi ve Çin Sahil Güvenliği temsilcileri bu tatbikatlara gözlemci olarak katıldı. Ancak, en azından bugüne kadar gerçekleştirilen Çin-Rusya ortak tatbikatlarının büyük ölçüde sanatsal ve gösteri amaçlı olduğunu ifade etmek gerekmektedir. Bu faaliyetler, pratik bir birlikte çalışabilirlik geliştirmekten ziyade daha çok bir mesaj verme çabası olarak hizmet etmekte ve iki ülke arasındaki güven eksikliğini yansıtmaktadırlar. Eğer bu tatbikatlar, operasyonel performans ve iş birliği oluşturan operasyonlara dönüşürse, bu durum askeri ilişkilerinde önemli ve dikkat çekici bir değişimi işaret edecektir.

Ayrıca, Çin yatırımları Rusya Arktik’ini etkileyen ciddi altyapı eksiklikleri sorununu çözmedi. Şu anda Çin ve Rusya, hâlâ zahiren Arktik konteyner taşımacılığı bağlantılarını genişletmeye odaklanıyor. Bunun bir örneği, taşıma süresini bir hafta azaltacak şekilde Arhangelsk ve Kuzey Buz Denizi üzerinden geçen ve Moskova’dan Çin’e deniz-demiryolu hizmeti sunan Arctic Express No. 1’in başlatılmasıdır. Ancak Kutup İpek Yolu projesi, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ve bunun sonucunda Avrupa’dan gelen düşmanlık nedeniyle sekteye uğradı ve bu durum, Rusya toprakları üzerinden ticaret yollarının geliştirilmesini Çin için daha az cazip hale getirdi.

COSCO (Çin Okyanus Taşımacılığı Şirketi) 2021’de bu rotada rekor seferler kaydetmiş olsa da, yaptırımlar ve yüksek maliyetler nedeniyle 2022’de hiçbir Çin gemisi bu rotayı kullanmadı. Sonuç olarak, Çin’in Rusya’ya yönelik sözlü desteği devam etse de, Kutup İpek Yolu projesi hızlı bir şekilde resmi Çin söyleminden çıktı.

Enerji alanında da anlaşmazlıklar ortaya çıkmaktadır. Yıllardır Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Yamal Yarımadası’nın doğal gaz kaynaklarını Power of Siberia 2 boru hattı aracılığıyla Çin’e bağlama hayali kuruyor. Ancak şu anda Yamal, Çin’e sıvılaştırılmış gaz göndermek zorunda. Bu boru hattı, Rusya’nın Avrupa gaz pazarlarına erişiminin büyük ölçüde kesilmesinin ardından hükümet için çok ihtiyaç duyulan istikrarlı bir finansman kaynağı sağlayacaktı. Ancak ortak proje, şu anda gazın satış fiyatı ve hacmi ile Rusya’nın talep ettiği Çinli bankalarla tercihli iş birliği konularındaki anlaşmazlıklar nedeniyle durma noktasındadır.

Rusya’nın Ukrayna ile savaşının daha da belirginleştirdiği Çin’in Rusya üzerindeki ekonomik baskısını göz önünde bulundurduğumuzda, iki ülke arasındaki gelecekteki müzakerelerde daha fazla anlaşmazlık ve potansiyel olarak Çin’in baskıcı tavırlar sergilemesi beklenebilir.

Pekin’in Arktik’teki hedefleri, Rusya ile uyum anlatısından daha incelikli görünüyor. Çin’in Kanada ve Norveç gibi diğer Arktik ülkeleriyle ekonomik ve ticari ilişkileri, daha fazla denetime rağmen devam ediyor.

Çin, Rusya ile ortaklığını sürdürecek olsa da ve iki ülke arasına nifak sokma çabaları ABD ve müttefikleri için hâlâ uzak bir ihtimal olsa da, Çin’in Arktik bölgesinde seçeneklerini açık tutmak istediği giderek daha belirgin hale geliyor.

 

Kaynak:

https://thediplomat.com/2024/09/russia-and-china-in-the-arctic-less-than-meets-the-eye/

Tercüme: Ali Karakuş

SOSYAL MEDYA