Rusya Rusların; Tataristan Tatarlarındır
Rusya Federal Milliyetler Ajansı (FADN), 2015 yılında Rusya devlet başkanlığının kararnamesiyle Rusya hükûmetinin bir parçası olarak kuruldu ve federasyonun ulusal ve etnik politikalarının belirlenmesi görevini icra ediyor.
FADN tarafından düzenlenen Tüm Rusya Forumu “Rusya Halkları” her yıl en önemli devlet bayramlarından birisi olan ve 4 kasımda kutlanan Ulusal Birlik Günü arifesinde düzenleniyor.
Bu yıl yapılan forum, mevcut “ulusal politika stratejisi”nin 2025 yılında bitiyor olmasından ve bu yıl sonuna kadar da yeni bir belgenin sunulması gerektiğinden kritik bir öneme sahip. Ajans bir yıl önce Putin’in emriyle konuyla ilgili çalışmalarına başlamış, taslak bir rapor hem Putin’e hem de Devlet Duma’sına verilmişti. (Kenan Evren’in “Türk-İslâm Sentezi”ni Devlet Planlama Teşkilatı’na hazırlatmasını hatırlatıyor.)
Forum Putin’in karşılama konuşmasının Rusya Federasyonu Devlet Başkanı İdaresi Başkan Yardımcısı Magomedsalam Magomedov tarafından okunmasıyla başlandı:
“Çok yönlü tarihi ve manevi mirasımıza, farklı din ve kültürlerin temsilcileri arasında nesilden nesile aktarılan iyi ilişkilere içtenlikle değer veriyoruz. Ülkenin ilerici, egemen kalkınmasının anahtarının etnik gruplar arası barış ve uyumun korunması, geleneksel değerlerin korunması, Rusya’nın tüm halklarının dillerinin ve geleneklerinin muhafaza edilmesi ve elbette yetkililer ile sivil toplum kuruluşları arasındaki yapıcı diyaloğun güçlendirilmesi olduğuna inanıyorum.”
Rusya’nın “kimlik arayışı”, 19.yy Rus edebiyatının ana konularından birisi olsa da SSCB deneyimi ile büyük ölçüde dondurulmuştu. Sovyetler sonrasında ise “doğu mu batı mı” şeklinde kadim yön arayışlarından ziyade, SSCB’nin alt formu federasyonu tahkim etmek ve belki yeniden bir “Sovyet milletler topluluğu” fikriyâtı ile “biz bize yeteriz Rusya” şeklinde özetlenebilecek bir ulus devlet formu arasında şekillenen kimlik mücadelesi olduğu söylenebilir.
Türkiye ve Rusya, imparatorluk bakiyesi üzerine kurulu iki devlet olarak bu kimlik arayışını benzer şekilde yaşıyor olsalar da özellikle küreselleşme ve beraberinde gelen küresel göç dalgalarıyla birlikte “şehir devletleri” eksenli bu tartışmalar bir çok ülkenin ana gündem maddelerinden birisi olmaya başladı. Geleneksel ulus devletlerin ve ulus devletler sisteminin teknik olarak ömrünü tamamladığı gerçeği üzerinden gittiğimizde, devletlerin asabiyesinin/harcının da yenilenmesi devletlerin ana gündem maddelerinden birisi oldu.
Rusya’nın (ve Batı’nın) en temel zaafiyetlerinden birisi nüfusunun azalması ve buna bağlı işgücü eksikliği. Buna bir de Ukrayna’yla olan savaşın etkileri eklenince, göç almadan “ekonomi çarkları”nı çevirmesi neredeyse imkânsız. Rusya devleti bunun farkında olduğundan, başta türkî cumhuriyetler olmak üzere Rusya’ya ciddî bir göç dalgasına izin verdi. 2010 yılında Kızıl Meydan’da “Ruslarla yılbaşını geçirmek” isteyen birisi olarak şahit olduğum şey, meydanı dolduran kalabalığın çok büyük kısmının Rus olmadığıydı. Yine o yıllarda, mesela göçmenlerle ilgili olumsuz bir haber çıktığında Rusya’nın taşrası diyebileceğimiz yerlerdeki duvarlarda “Rusya Ruslarındır” yazısını görebiliyordunuz.
Bugün Rusya, SSCB’den sonra göçmenlere/yabancılara karşı Rusya halkındaki milliyetçi reflekslerin en güçlü olduğu dönemi yaşıyor. Bu durum da “federatif Rusya”nın fay hatlarını, daha da önemlisi Rusya devletinin önemli bir kanadının “yeniden Sovyetler” hayallerini sarsacak potansiyel tehditler içeriyor.
Kasım ayı başında Federal Milletler Ajansı’nın düzenlediği “Rusya Halkları” başlıklı forumda önümüzdeki beş yılı kapsayacak devletin ulusal “sivil kimlik” politikasının ne olacağının tartışılması da durumun vahametinin Rusya devleti tarafından anlaşıldığına işaret ediyor.
Forum’da öne çıkan başlıkları sizler için derledik:
Rusya Başbakan Yardımcısı Tatyana Golikova’nın forumda yaptığı konuşmada “ortak vatandaşlık” vurgusuna dikkat çekiyor:
“Rusya Devlet Başkanı defalarca belirtmiştir: etnik gruplar ve dinler arası uyum Rus devletinin temelidir. Bu durum sosyolojik araştırmaların verileriyle de teyit edilmektedir. Bugüne kadar Rusların yüzde 94’ü, milliyetleri ne olursa olsun, kendilerini Rusya vatandaşlarına ait hissetmektedir. Tüm Rusya’nın yurttaşlık kimliği seviyesinin göstergesi tarihi bir maksimuma ulaşmıştır. Umut verici olan görev, gelecekte de bu seviyeyi korumaktır.”
FADN Başkanı İgor Barinov ise etnik gruplar arası uyum konusuna özel dikkat gösterilmesi gerektiğini belirterek ajansın çalışmalarının “tüm Rusya’nın sivil kimliğini, Rusya’nın çok uluslu halkının birliğini güçlendirmeyi” amaçladığını açıkladı.
FADN Başkan Yardımcısı Stanislav Bedkin ise “kimlik, kişinin Anavatanına ait olma duygusunu ve onun kaderi ile ilgili sorumluluğunu kapsayan bir kavramdır” diyerek tartışmayı açtı ve “kimliğin güçlendirilmesi ülkemiz için kilit bir konudur” dedi. Tüm Rusya sivil kimliği kavramının ilk kez 2018 yılında Rusya Federasyonu devlet ulusal politikası stratejisinde ortaya çıktığını, ancak o zamandan bu yana “birçok değişiklik olduğunu” hatırlattı. Duma Milliyetler Komitesi Başkan Yardımcısı Ildar Gilmutdinov, sadece bu konudaki stratejinin güncellenmesi üzerinde çalışmayı değil, aynı zamanda Devlet Ulusal Politikası hakkında ayrı bir Federal Yasa kabul etmeyi de önerdi.
Daha önce Rusya Federasyonu Adalet Bakan Yardımcısı olarak görev yapmış olan Rusya Devlet Beşeri Bilimler Üniversitesi Rektör Vekili Andrei Loginov, bugün Rusya’da “yurttaş kimliği ‘nin ne anlama geldiğinin tam olarak anlaşılamadığına dikkat çekti: ’Tam teşekküllü, ciddi, Rusların yurttaş kimliği üzerine temel bir çalışma olmadığını belirtmeliyim. Aynı zamanda, “çok uluslu devletimiz” içinde varlığını gerekli ve kaçınılmaz kılan üç ana faktör olduğundan da emin. Ortak tarihsel yol, “sosyo-normatif alanın birliği” ve ortak kültürden bahsediyoruz.
İngiltere’de çocuklar dokuz yaşından itibaren, Norveç’te ise yedi yaşından itibaren ebeveynlerinin izni olmadan cinsiyetlerini değiştirebiliyor ve okullarda cinsiyet ayrımı gözetmeyen tuvaletler yaygınlaşıyor.” Rusya Bilimler Akademisi Etnografya ve Antropoloji Enstitüsü Müdür Yardımcısı Sergei Melnikov ise şunları hatırlattı: ”Pozitif bir gündem için geleneksel değerlere verilen desteğin ciddi bir şekilde güçlendirilmesi gerekiyor. Bunun için de elbette terminolojik aygıtın geliştirilmesi ve geleneksel değerlerin ne olduğunun ve nasıl destekleneceğinin anlamlı bir şekilde anlaşılması gerekiyor” dedi.
“Rusya Devletinin Temelleri” ders kitabını hazırlayan “Rusya’nın DNA’sı” projesinin bilimsel direktörü Andrei Polosin, “Başkan Putin’in talimatı doğrultusunda, kavramları ve bilimsel terimleri sistematik hale getirmek için çalışmalar yürütüyoruz” diyerek dinleyicilere güvence verdi. Bilim insanları, bir dizi kavramın “binlerce kanonik tanımı” olduğu gerçeğiyle karşı karşıya.
Polosin’e göre insani bilim henüz sadece kimlik kavramını değil, toplumun ne olduğunu da tanımlayabilmiş değil: “Bu, tüm dünya halklarının, tüm dünya uluslarının karşı karşıya olduğu en büyük zorluk. Böyle bir zorluğun basit bir çözümü de olamayacak.”
Moskova Patrikhanesi’nin kilise ile toplum ve medya arasındaki ilişkilerden sorumlu başkan yardımcısı Vakhtang Kipshidze kendi reçetesini sundu. Bu değerlerin Rus toplumunu birleştirdiğini ve “dış saldırılara ve iç meydan okumalara karşı” kendini savunabilecek hale getirdiğini belirtti: “Bunlar çok özel bir şekilde gündeme getirilen kavramlardı. Ve elbette geleneksel bir aile içinde yetiştirildiler.” “Yurttaş kimliği hem tüm toplumun ortak çabası hem de kişisel ve aile yaşamımızda her birimizin ulaşabileceği temel aile değerlerinin anlaşılmasıdır. Son derece zeki bilim insanlarının, kendilerine saygımız sonsuz olmakla birlikte, kimliğimizi güçlendirecek, toplumumuzu güçlendirecek ve aynı zamanda kişisel çabalarımız olmadan kendimizi korumamıza, geleceğimizi korumamıza olanak sağlayacak belirli bir bilimsel okul yaratacaklarını düşünmemeliyiz.
Ayrıca forumda, Rusya’nın düşmanlarının Rusya’yı nasıl yok etmek istedikleri ve ultra-vatanseverler için neyin zararlı olduğu tartışıldı ve “düşmanlar etnik nifak tohumları ekmek istiyor ama biz her şeyi görüp onlara direnebiliriz” denildi. Etnik gruplar arası sorunların neden medya ve blog yazarları tarafından yaratıldığı, yeni bir ulusal politika stratejisinin ne zaman ortaya çıkacağı ve gençlere neden sadece dijitalleşme yoluyla ulaşılabileceği anlatılıldı: “Vatansever olmalıyız ama asla milliyetçi olmamalıyız!”
İki gün süren forumda en dikkat çeken cümlelerden birisi ise şu oldu:
“Ruslar için Rusya, Rusya’nın parçalanması için bir formüldür, çünkü bunu Tatarlar için Tataristan izleyecektir!”