Pakistan-El Salvador; Bitcoin Diplomasisi
Pakistan ve El Salvador, finansal işlemler üzerindeki olağan çok taraflı kontrolleri aşmak için kripto para birimini kullanmak üzere iş birliği yapıyor.
Pakistan ile El Salvador arasında yakın zamanda imzalanan Bitcoin anlaşması, kripto para biriminin benimsenmesinin, gelişmekte olan ekonomilerin geleneksel çok taraflı denetim mekanizmalarını atlatmasına nasıl olanak tanıdığını örneklemekte ve bu yönüyle küresel finansal yönetişim mimarisine yönelik potansiyel bir meydan okumayı temsil etmektedir. Bu iki ülke arasındaki emsalsiz anlaşma, standart ikili etkileşim biçimlerinden bir kopuşu simgelemekte ve bazıların “Biplomacy” olarak adlandırdığı, yani uluslararası ilişkilerde Bitcoin savunuculuğunun kullanılmasının ortaya çıkışını işaret etmektedir. Nitekim El Salvador Cumhurbaşkanı Nayib Bukele ile Pakistan’ın kripto para birimi ve blok zinciri özel danışmanı Bilal Bin Saqib arasındaki görüşme, bugüne dek iki ülke arasında gerçekleştirilen ilk resmi diplomatik temas niteliğini taşımakta olup, yalnızca bu alanla sınırlı kalmayan etkileri olan Bitcoin odaklı girişimlere dair bilgi alışverişine yönelik resmî bir kanalın kurulmasına yol açmıştır.
El Salvador’un Bitcoin Ofisi, Pakistan’ın kripto para birimi yönetimi ve devlet düzeyinde dijital varlık stratejilerinin uygulanması konusunda ilham alabileceği bir model görevi görecektir. El Salvador’un Bitcoin Ofisi ile Pakistan Kripto Konseyi arasındaki resmî işbirliği, “kamu sektörünün benimsenmesi, blok zinciri tabanlı finansal kapsayıcılık ve gelişmekte olan ekonomiler için politika tasarımı gibi alanlarda ikili işbirliği” için kurumsal çerçeveler oluşturmaktadır. Anlaşmanın bir parçası olarak Pakistan, kamu ödemeleri için blok zinciri teknolojisinden yararlanan pilot projeleri incelemek, El Salvador’un Bitcoin tröstünün yapısını analiz etmek ve Bukele’nin Bitcoin kazançlarına ilişkin vergi politikalarını değerlendirmek üzere El Salvador’a teknik heyetler göndermeyi planlamaktadır.
Pakistan’ın kripto para birimine yönelik mevcut yönelimi, bu konudaki önceki tutumundan kayda değer bir sapmayı ifade etmektedir. Daha 2018 yılında Pakistan Merkez Bankası, dijital para birimlerinin yasal ödeme aracı olmadığını ilan etmiş ve döviz şirketlerinin kripto para işlemlerini kolaylaştırmasını yasaklamıştı. Ancak kapsamlı bir politika değişikliği kapsamında Pakistan, bu yılın Temmuz ayında Pakistan Sanal Varlıklar Düzenleme Kurumu’nu kurmuştur. Bin Saqib’in CEO’su olduğu Pakistan Kripto Konseyi’nin oluşturulmasıyla birlikte bu adım, kripto para biriminin benimsenmesine yönelik üst düzey siyasi bağlılığı göstermektedir. Küresel ölçekte Pakistan, kripto para biriminin benimsenmesinde sekizinci sırada yer almakta; yaklaşık 20 milyon vatandaşı 20 ila 25 milyar dolar değerinde dijital para birimine sahiptir.
İslamabad’ın bu tür girişimlere yönelik niyetinin ciddiyetini gösteren bir diğer adımda, Bin Saqib, Pakistan Maliye Bakanı Muhammad Aurangzeb ve şirketi MicroStrategy 62 milyar doları aşan Bitcoin rezervine sahip olan Bitcoin savunucusu Michael Saylor, Haziran ayında Pakistan’ın kriptoyu finansal dayanıklılık oluşturmak amacıyla nasıl kullanabileceği konusunda yüksek profilli görüşmeler gerçekleştirdiler. Egemen kripto para birimi benimsenmesini kolaylaştırma sürecine bu tür dış aktörlerin katılımı, söz konusu girişimleri şekillendiren karmaşık ekosistemi gözler önüne sermektedir. Özel sektör ortaklarının dâhil olması, kârı temel güdü hâline getiren endişe verici bağımlılıklar doğurmakta; bu da etkili yönetişimin zayıflaması ve kalkınma önceliklerinin çarpıtılması anlamına gelmektedir.
Pakistan’ın Bitcoin stratejilerinde Başkan Donald Trump’a verdiği dolaylı onay, bu hamlenin bazı jeopolitik boyutlarına ışık tutmaktadır. İki ay önce, Pakistan Kripto Konseyi ile Trump ailesine ait World Liberty Financial şirketi arasında, Pakistan’da blok zinciri benimsenmesini hızlandırmak amacıyla bir anlaşma imzalanmıştır; bu hamle, görünüşe göre ABD başkanının gözünde itibar kazanmak için yapılan bir diğer stratejik konumlandırma girişimi olarak değerlendirilmektedir. Bu durum, World Liberty Financial’ın kurucu ortağı Zach Witkoff’un—Trump’ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff’un oğlu—Nisan ayında aralarında Genelkurmay Başkanı Asim Munir ve Başbakan Shehbaz Sharif’in de bulunduğu, Pakistan’daki üst düzey yetkililere doğrudan erişim sağlaması bağlamında gerçekleşmiş olup, çıkar çatışmalarına ilişkin ciddi uyarı işaretlerini açıkça ortaya koymaktadır.
Pakistan ile El Salvador arasındaki işbirliği, her iki ülkenin de Uluslararası Para Fonu (IMF) programları kapsamında faaliyet gösterdiği, ancak eşzamanlı olarak IMF’nin kılavuzlarına doğrudan aykırı kripto para stratejileri izlediği kritik bir dönemde ortaya çıkmaktadır. 2023 yılında temerrüde düşmeyi kıl payı önleyen Pakistan, ciddi finansman ihtiyaçlarıyla karşı karşıyadır; IMF, ülkenin 2029 yılına kadar 100 milyar dolardan fazla dış finansmana ihtiyaç duyacağını tahmin etmektedir. Pakistan’ın 7 milyar dolarlık IMF anlaşması 2027 yılına kadar geçerlidir ve IMF devlet düzeyinde dijital varlık alımlarını kısıtlasa da, İslamabad Bitcoin madenciliği için 2.000 megavatlık fazla elektriği tahsis etmiş ve Stratejik Bitcoin Rezervi oluşturma planlarını duyurmuştur. Öte yandan El Salvador, IMF’nin kamu fonlarının Bitcoin alımlarında kullanılmasını durdurması yönündeki kendi baskılarına rağmen, yaklaşık 745 milyon dolar değerinde, 6.200 BTC’nin üzerindeki kamuya açıklanmış rezervini genişletmeye devam etmektedir.
Çok taraflı finans kurumuna karşı bu tür paralel bir meydan okuma, geleneksel düzenleyici yapıların dışında kalan alternatif para çerçeveleri oluşturma yönünde gelişen bir çabayı işaret etmektedir. Pakistan ve El Salvador, “Biplomacy” aracılığıyla işbirliklerini resmileştirerek, gelişmekte olan ekonomilerin finansal bağımsızlıklarını ortaya koymalarına ve geleneksel olarak Batı egemenliğindeki kurumlara olan bağımlılıklarını aşmalarına olanak tanıyan alternatif ekonomik işbirliği çerçevelerini potansiyel olarak teşvik edebilecek bir emsal oluşturmayı başarmışlardır. Her iki ülkenin IMF kılavuzunu reddetmesi, çok taraflı finansal otoriteye karşı paylaşılan bir direnişi yansıtmakta olup, bu durum küresel ekonomik yapılarda çok kutupluluğa ve Batı etkisinin azalışına yönelik daha geniş jeopolitik eğilimlerle örtüşmektedir. Egemen devletlerce kripto para birimlerinin benimsenmesinde gözlenen artan eğilim, teorik olarak doların egemen olduğu uluslararası para sistemini aşındırabilir ve IMF’nin üye ülkelerin maliye politikaları üzerindeki etkisini azaltabilir.
Bu durum, söz konusu gelişmekte olan aktörlerin özerkliklerini artırabilir olsa da, aynı zamanda küresel yönetişim yapılarını zayıflatma riski de taşımaktadır. Kurumsal denetimin zayıf olduğu ülkelerde hükümetlerin kripto para birimlerini benimsemesiyle bağlantılı yolsuzluk endişeleri ve yasa dışı finans riskleri, hem iç istikrar hem de uluslararası finansal güvenlik açısından tehdit oluşturabilir. Bitcoin’in doğası gereği takma adla işlem yapılabilmesi ve özellikle Pakistan’ın yönetişim sorunları geçmişi, kara para aklama ve vergi kaçakçılığı için fırsatlar yaratabilir. Düzenleyici kapasitenin sınırlı olması nedeniyle El Salvador ise, kripto para akışlarını etkili şekilde izlemekte hâlihazırda zorluk yaşamaktadır. Nitekim Orta Amerika ülkesinin kripto para deneyimleri genel olarak açık biçimde başarısız olmuştur. Dolayısıyla Pakistan’ın kripto entegrasyonu için Bukele’yi bir model olarak görmesi fikri oldukça ironik bir hâl almaktadır.
El Salvador’un Bitcoin’i yasal para birimi olarak kabul etme kararı ve IMF’nin baskısına karşı direnmeye devam etmesi, Bukele’nin politikasını Pakistan gibi diğer gelişmekte olan ekonomiler için izlenebilir bir örnek konumuna getirmektedir. Ancak bu ortaklığın nihayetinde başarıya ulaşıp ulaşmayacağı belirsizliğini korumaktadır. Sınırlı kurumsal kapasite ve düzenleyici zayıflıklar gibi uygulamaya yönelik engeller, her iki ülke için de egemen bir kripto para biriminin etkili şekilde benimsenmesini engelleyebilir.