İstihbaratın Siyasallaştırılması ABD’yi Zayıflatıyor
İstihbaratın siyasallaştırılması yeni bir olgu değil, ancak Donald Trump bunu sürdürmenin yeni yollarını buluyor. Amerika Birleşik Devletleri, Meksika-Amerika Savaşı, İspanyol-Amerika Savaşı, Vietnam Savaşı ve Irak Savaşı gibi önemli olaylarda sahte istihbaratla savaşa girmiştir. Merkezi İstihbarat Teşkilatı’nın (CIA) çok sayıda direktörü, istihbaratın siyasallaştırılmasına doğrudan dâhil olmuştur; bu isimler arasında Richard Helms, James Schlesinger, William Casey, Robert Gates, David Petraeus, Mike Pompeo, George Tenet, John Brennan ve mevcut direktör John Ratcliffe bulunmaktadır.
Irak’ın işgali için istihbarat desteği sağlama konusunda Tenet’in “kesin garanti” anlamına gelen “slam dunk” sözü gibi güç kullanımını meşrulaştıran yalanların yanı sıra, işkence ve kötü muameleye ilişkin yalanlar da vardı; bunlara, Brennan’ın Senato İstihbarat Komitesi’nin (SIC) vicdansız işkence uygulamalarını belgelemesini engelleme çabaları da dahildir. Barack Obama dâhil olmak üzere çeşitli başkanlar, SIC raporunun Amerikan halkı tarafından görülmesini engellemiştir.
İstihbaratın siyasallaştırılmasına yönelik çabaların çoğu kapalı kapılar ardında yürütülürdü; ancak Trump’ın çabaları kamuoyu önünde sergileniyor ve neredeyse tüm ulusal güvenlik ekibini kapsıyor. Örneğin geçen hafta, Senato İstihbarat Komitesi’nin kıdemli üyesi Senatör Mark Warner, denetim görevinin bir parçası olan Ulusal Coğrafi Uzay İstihbarat Ajansı’nı ziyaret etmekten alıkonuldu. Görünüşe göre bunun nedeni, yönetimde herhangi bir görevi bulunmayan ve güvenlik iznine de sahip olmayan sağcı bir aktivist olan Laura Loomer’ın sürekli şikâyetleriydi. Ziyaretin kendisi gizliydi, bu da Pentagon’dan birinin bu bilgiyi yasadışı biçimde Loomer’la paylaştığı anlamına geliyor. Loomer, Trump’a yeterince destek vermediği düşünülen hükümet yetkililerini tespit etmede kilit rol oynamıştı.
Ben CIA’de istihbarat analistiyken, kurum kongre istihbarat komitelerinin üyelerine hassas ve tartışmalı konularda brifing vermeye alışkındı. Başlangıçta Stratejik Silahların Sınırlandırılması Anlaşmaları’nın eleştirmeni olan merhum Senatör John Glenn, CIA’de düzenli olarak silahsızlanma brifingleri alırdı. Bunun sonucunda SALT II’yi desteklemeye başladı ve Capitol Hill’de bu anlaşmaya şüpheyle yaklaşan diğer isimleri de desteklemeye teşvik etti. Ben bu brifinglerin yanı sıra, 1979 Aralık ayında Sovyetler’in Afganistan’ı işgaline dair istihbaratla ilgili toplantılara da katıldım.
Loomer’ın müdahaleleri benzeri görülmemiş düzeyde. Warner’ın ziyaretine ve gizli brifinge karşı çıktığını sosyal medyada paylaştı ve Savunma Bakanı Pete Hegseth ziyareti derhal iptal etti. Benzer şekilde, Loomer yeterince sadık olmadığı ilan edilen başka kişileri de belirledi ve yönetimin önde gelen dalkavuklarından biri olan Ulusal İstihbarat Direktörü Tulsi Gabbard, Ulusal Güvenlik Ajansı Direktörü General Timothy Haugh ve yardımcısı Wendy Noble’ı hızla görevden aldı. Loomer ve Gabbard ayrıca, “kişisel, partizan ya da objektif olmayan gündemler güttükleri” iddiasıyla 37 kariyer istihbarat yetkilisinin güvenlik izinlerinin iptalinde doğrudan rol oynadılar. En üst düzeydeki emekli istihbarat görevlileri, kurumsal hafızalarından yararlanmak üzere kriz zamanlarında göreve çağrılabildikleri için emeklilik dönemlerinde güvenlik izinlerini muhafaza ederler. Bu kişilerin uzmanlığını kaybetmek, ulusun kaybıdır.
Gabbard, Ulusal İstihbarat Konseyi’nin (NIC) en üst düzey iki yetkilisini—başkan Mike Collins ve yardımcısı Maria Langa-Rickhof—görevden aldı; çünkü bu ikilinin değerlendirmeleri, Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro’nun rejimini suç örgütü Tren de Aragua (TdA) ile ilişkilendiren yönetim iddiasıyla çelişiyordu. ABD donanmasının Karayipler’de sekiz savaş gemisi ve bir denizaltısı bulunuyor ve geçen hafta bu gemilerden biri, Venezüella’ya ait bir gemiyi imha ederek 11 kişiyi öldürdü. Gerekçe, bu kişilerin Maduro’nun kontrolünde olduğu iddia edilen TdA çetesinin üyeleri olduğuydu. Venezuela bu suçlamayı reddediyor ve ABD istihbaratı da TdA ile hükümet arasında herhangi bir bağlantı olmadığı görüşünde Maduro’yu destekliyor. Saldırı emrini Hegseth verdi ve Pentagon, gemide hangi uyuşturucuların bulunduğuna veya saldırının ayrıntılarına ilişkin herhangi bir bilgi sunmadı. Bu tür durumlarda, gemiler genellikle ele geçirilir ve mürettebat gözaltına alınır; şimdiye dek cinayet bu sürecin bir parçası olmamıştı.
Bir temyiz mahkemesi, Trump yönetiminin TdA ile bağlantılı olduğu iddia edilen Venezüellalı göçmenleri sınır dışı etmek amacıyla yüzyıllık bir savaş yasasına hukuka aykırı biçimde başvurduğuna hükmetti. İstihbarat topluluğu ise yine böyle bir bağlantıya dair hiçbir kanıt bulunmadığını ve TdA üyelerinin mevcudiyetinin bir istila ya da “yırtıcı saldırı” anlamına gelmediğini tespit etti. Dahası, söz konusu çete, Trump’ın açık denizde savaş eylemi gerçekleştirmek için yanlış biçimde atıfta bulunduğu uyuşturucu kaçakçılığıyla hiçbir zaman ilişkilendirilmemişti.
(2001 yılında, CIA’in Peru’da yönettiği bir operasyon, Amerikalı misyonerleri taşıyan bir uçağın düşürülmesine yol açtı. CIA, prosedürlere göre kiliseye ait uçağın kuyruk numarasını tespit etmedi ve tüm protokolleri ihlal etti. Ardından, CIA bu olayla ilgili soruşturma girişimlerini engelledi; ancak Bush yönetimi söz konusu programı sonlandırdı.)
Trump yönetiminin bugüne kadarki eylemleri, yabancı ülkeler ve hatta kendi halkımız için, istihbarat değerlendirmelerinde neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilmenin imkânsız hâle gelmesine yol açacaktır. Ulusal Güvenlik Konseyi, politikanın kavramsallaştırılması ve uygulanmasında gerçek bir rol oynamıyor gibi görünmektedir ve istihbarat topluluğunun nesnel bir şekilde kullanılmasına yönelik herhangi bir çaba da görülmemektedir. Ulusal güvenlik topluluğunun liderleri son derece partizan bir yapıya sahip ve Trump ile JD Vance’in rastgele ve kaprisli tasarımlarına karşı çıkacak herhangi bir adım atmaları pek olası değildir. Ana akım medya, siyasallaştırma eylemlerini haberleştirme konusunda çekingen davranmaktadır ve mevcut ortamda ihbarcıların işlev görebilme yetisi ciddi şekilde zarar görmüştür. CIA Direktörü Ratcliffe gibi istihbarat topluluğu liderleri, kendi personelini korumak için hiçbir şey yapmamıştır.
Amerikan halkının, açık ve anayasal bir demokrasinin sürdürülebilmesi için başkanlardan istihbarat ve dış politika topluluklarındaki kilit pozisyonlara olağanüstü dürüstlük ve deneyime sahip kişiler atamasını talep etme hakkı vardır. Bu durum Trump yönetimi için açıkça geçerli değildir ve geçmişteki utanç verici eylemlerin daha da utanç verici eylemlere yol açmasını beklemek gerekir. Washington Post’un cumartesi günü yayınladığı bir başyazıda destek verdiği Savunma Bakanlığı’nın “Savaş Bakanlığı” olarak yeniden adlandırılması önerisi, ordunun daha yoğun kullanılacağına işaret etmektedir.
* Melvin A. Goodman, Uluslararası Politika Merkezi’nde kıdemli araştırmacı ve Johns Hopkins Üniversitesi’nde kamu yönetimi profesörüdür. Eski bir CIA analisti olan Goodman, İstihbaratın Başarısızlığı: CIA’in Çöküşü ve Gerileyişi, Ulusal Güvensizlik: Amerikan Militarizminin Bedeli ve CIA’de Bir İhbarcı adlı kitapların yazarıdır. En güncel kitapları ise Amerikan Katliamı: Donald Trump’ın Savaşları (Opus Publishing, 2019) ve Ulusal Güvenlik Devletini Sınırlamak (Opus Publishing, 2021) adlı eserlerdir. Goodman, counterpunch.org sitesinde ulusal güvenlik konularında köşe yazarlığı yapmaktadır.