Gazze’de İhtiyacınız Olan En Önemli Şey Bir Sırt Çantasıdır

Gazze'deki soykırımın başlamasından bu yana yaklaşık 14 ay geçti, ancak korku ve kaos hala her gün peşimizi bırakmıyor. Bir anda yerimizden edilme düşüncesi dehşet verici. Hepimiz defalarca yerimizden edildik; ailem ve ben yedi farklı kez taşınmak zorunda kaldık. İşte bu yüzden hepimizin sahip olduğu en önemli nesnelerden biri sırt çantasıdır.
Aralık 11, 2024
image_print

Eman Alhaj Ali*

Dünyanın her yerinde sırt çantaları özgürlüğü temsil eder. Ama burada, hayatlarımızdan geriye kalanları taşımak için kullandığımız şey onlar.

Gazze’deki soykırımın başlamasından bu yana yaklaşık 14 ay geçti, ancak korku ve kaos hala her gün peşimizi bırakmıyor. Bir anda yerimizden edilme düşüncesi dehşet verici. Hepimiz defalarca yerimizden edildik; ailem ve ben yedi farklı kez taşınmak zorunda kaldık. İşte bu yüzden hepimizin sahip olduğu en önemli nesnelerden biri sırt çantasıdır.

Dünyanın her yerinde sırt çantaları özgürlüğü temsil eder -okul, iş, macera- ancak Gazze’de tamamen farklı bir anlama geldi. Sırt çantaları, hayatlarımızdan geriye kalanları taşımak için kullandığımız şeylerdir.

Çocuklarımız öğrenmek için değil, her gün üzerimizde dolaşan gerçek ölüm tehdidinden kaçmak için bir yerden bir yere koşturuyor. Bir zamanlar kitapların ve öğle yemeklerinin konulduğu sırt çantalarında şimdi işlenmiş et ve fasulye gibi yetersiz yiyecekler var- büyümekte olan çocuklar için pek besleyici olmayan, bu kargaşa zamanlarında bizi ayakta tutmaya ancak yetecek yiyecekler.

Soykırım başladığında birçoğumuz içinde sadece kimlik, doğum belgesi ve tıbbi geçmiş gibi temel belgelerin bulunduğu küçük bir çanta hazırladık. Ancak çatışmalar uzadıkça ve yerimizden edilmemiz yoğunlaştıkça sırt çantalarına geçtik. Onları varlığımızın parçalarıyla doldurduk- değerli anılarımız, umutlarımız ve normal hayatlarımızdan geriye kalanlarla.

Şimdi, tahliye emirleri geldiğinde, ebeveynler çocuklarına sırt çantalarını birkaç kıyafetle doldurmalarını söylüyor, diğer her şeyi geride bırakmak zorunda kalabileceklerini biliyorlar. Ve her tahliyeye zorlandığımızda, yanımızda biraz daha az şey taşıyoruz ve sırt çantaları gittikçe hafifliyor.

Bunu hayal edebiliyor musunuz? Tüm hayatınızı tek bir çantaya sıkıştırmanın acısını hayal edebiliyor musunuz?

Geçen kış ilk kez tahliye olduk. Ağladım, kalbim sızladı. Kıyafetlerim ve ayakkabılarımla dolup taşan dolabıma baktım ve geride ne bırakacağımı merak ettim. Peki ya sevdiğim şeyler? Mutlu zamanlarımın resimleri, değer verdiğim kitaplar, en sevdiğim oyuncaklarım… Hepsi paha biçilemez görünüyordu. Annemle babamın bizim için güçlü görünmeye çalıştıklarını gördüm ama sessizlikleri çok şey anlatıyordu; onlar da içten içe acı çekiyorlardı.

Küçük kardeşlerim yeni okul yıllarına heyecanlı ve umut dolu bir şekilde başlamışlardı. Onlara yeni okul malzemeleriyle sürpriz yaptığımda yüzlerindeki saf mutluluğu hatırlıyorum. Küçük kız kardeşim yeni Barbie sırt çantasının heyecanıyla bana sıkıca sarılmıştı. Şimdi Barbie sırt çantası kız kardeşimin kaçmasına yardım etmek için kullanılmak zorundaydı.

Sadece birkaç kıyafetle bavullarımızı hazırlarken, kız kardeşim oyuncakları ve renkli elbiseleri için ağladı. Onlar için cesur olmaya çalıştım, “Merak etme! Bir gün geri döneceğiz ve her şeyi bizi beklerken bulacağız!” Yine de içten içe bunun doğru olmayacağını biliyordum; bir zamanlar sahip olduklarımıza geri dönemeyebilirdik.

Sırt çantaları neşeyi ve öğrenmeyi sembolize etse de burada, Gazze’de, yaşadıklarımızın hüznüyle dolu hayatta kalma sembolleri haline geldiler. Onları heyecanla değil, bizi çoğu zaman görmezden gelen bir dünyaya karşı verdiğimiz mücadeleyi temsil ettiklerini bilerek ağır bir yürekle taşıyoruz.

Bu sırt çantalarında eşyadan daha fazlası var; mücadelelerimizin ağırlığını ve daha parlak bir yarın için hayallerimizi, barış arzusunu ve bir zamanlar bildiğimiz renkli hayatlara dönme umudunu taşıyorlar. Parkta piknik yaptığımız, kahkahaların etrafımızda yankılandığı ve çocukların umursamadan oyunlar oynadığı zamanları düşünüyorum.

O kaygısız anlar şimdi uzak anılar gibi geliyor. Her bavul hazırladığımızda, bu sadece kıyafetlerle ilgili değil; tarihimizin, kültürümüzün ve kimliğimizin parçalarını sıkıştırmakla ilgili. Erkek kardeşimin biriktirmeyi çok sevdiği çıkartmalar, kız kardeşimin yaptığı çizimler; bunların hepsi bizim hikayemizi anlatıyor. Ancak şimdi, hayatta kalma ve direncin kayıpla iç içe geçtiği yeni bir anlatıyla karşı karşıyayız.

Bir yerden bir yere giderken, çevremdeki ailelerin yüzlerinde de aynı hüznün yansıdığını görüyorum. Onlar da sırt çantalarına sımsıkı tutunuyor ve bu kayışların içinde bir umut ışığı, bir barış hayali ya da kaosun ortasında onları sabit tutan bir anı olmasını umuyorlar.

Bu zorlu yolculukta ilerlerken, en küçük anlarda teselli buluyorum- hikayelerimizi paylaştığımızda kardeşlerimin kahkahalarının sesi, durumumuzu anlayan komşuların desteği ve zor zamanlarda ortaya çıkan birliktelik. Hayatlarımız sürekli bir değişim içinde olsa da aile ve toplum sevgisi bizi birbirimize bağlıyor. Birbirimize yaslanıyoruz, ortak dayanıklılığımızdan güç alıyoruz ve o anlarda sırt çantalarımızın ağırlığı biraz daha hafifliyor.

Bu şekilde, sırt çantalarımız hem kaybı hem de umudu sembolize ediyor- şu anda Gazze’deki varlığımızı tanımlayan bir ikilik. Onlar, elimizden alınan masumiyeti ve hayatta tutmak için savaştığımız hayalleri hatırlatıyor. Kardeşlerime baktığımda, beliren belirsizliğe rağmen hayallerine tutunma kararlılıklarını görüyorum. Onlara gelecek hakkında fısıldıyorum, savaş sona erdiğinde hayatın nasıl olabileceğine dair resimler çiziyorum. Bu küçük yolla onların masumiyetini korumaya ve umut ruhunu kalplerimizde canlı tutmaya çalışıyorum.

Hikayemiz mücadele ve hayatta kalma hikayesi olabilir, ancak aynı zamanda boyun eğmeyen ruhumuzu da yansıtıyor. Çatışma içinde olanların kötü durumunu çoğu zaman görmezden gelen bir dünyada, biz unutulmayacağız. Sırt çantalarımız sonsuza kadar dayanıklılığın hikayesini anlatacak ve bize en karanlık zamanlarda bile devam ettiğimizi hatırlatacak.

*Eman Alhaj Ali, Gazze’de yaşayan Filistinli bir çevirmen, yazar ve hikâye anlatıcısıdır.

Kaynak: https://www.thenation.com/article/world/gaza-backpack-displacement/

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

Yazdır