G20 Borç Konusunda Başarısız Oldu, Artık BM’ye Bakma Zamanı

Bu felçli hal yapısaldır. Kapsayıcı görünmeye çalışsa da G20’nin sorunu, gerçek anlamda çok taraflı ve demokratik bir kurum olmayıp, rekabet eden güçler arasında diyalog için gayri resmi, özel bir forum olmasıdır.

 

Yirmiler Grubu (G20), 19 ülkeyi (Arjantin, Avustralya, Brezilya, Kanada, Çin, Fransa, Almanya, Hindistan, Endonezya, İtalya, Japonya, Kore Cumhuriyeti, Meksika, Rusya, Suudi Arabistan, Güney Afrika, Türkiye, Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri) ve iki bölgesel örgütü içeriyor: Avrupa Birliği ve 2023 itibarıyla Afrika Birliği.

G20 üyeleri küresel GSYİH’nın yaklaşık %85’ini, küresel ticaretin %75’inden fazlasını ve dünya nüfusunun yaklaşık üçte ikisini temsil ediyor. Güney Afrika, 1 Aralık 2024’te G20 dönem başkanlığını devraldı ve 30 Kasım 2025’te devredecek. Bir sonraki G20 zirvesi 2026’da ABD tarafından düzenlenecek.

Güney Afrika G20 Başkanlığını üstlendiğinde borç sürdürülebilirliği ön plana çıkarılmış ve Sermaye Maliyeti Komisyonu kurulması vaat edilmişti. Bir Afrika ülkesinin sürecin başında olması dolayısıyla, birçok kişi G20’nin özellikle Afrika olmak üzere Küresel Güney’i saran borç krizine nihayet gerçek çözümler getireceğini umdu.

Bir yıl sonra Güney Afrika’nın dönem başkanlığı sona ererken temelde hiçbir değişmedi. G20 bir kez daha başarısız oldu ve artık gerçek çözümler için başka yerlere bakma zamanı.

Afrika’nın borç krizi derinleşiyor

Alarm zilleri yıllardır çalıyor. Afrika’nın toplam borç stoğu, kısmen artan sermaye maliyetinin borç ödemelerini rekor seviyelere taşınmasına neden olan Covid-19 pandemisinin ekonomik etkileri dolayısıyla 2021’den bu yana iki kattan fazla artarak 2023’te 685,5 milyar ABD dolarına ulaştı.

Sekiz eski Devlet Başkanının öncülük ettiği Afrika Liderleri Borç Hafifletme Girişimi (ALDRI), “hayırseverlik” olarak değil, “Afrika ve küresel ekonomi için müreffeh, istikrarlı ve sürdürülebilir bir geleceğe yatırım” olarak acil borç hafifletmesi talep ediyor.

Güney Afrika’nın Dönem Başkanlığı, Afrika’nın borç krizini G20 gündeminin merkezine koyarak gerçek çözüm beklentilerini yükseltmiş olsa da sonuç söylemden öteye geçmedi.

G20 başarısız oldu

Afrika ve diğer Küresel Güney ülkelerini saran borç sorunlarına adil çözümler bulmak istiyorsak G20 gibi forumlardan bunu beklemeyi bırakmalıyız. Bu yapılar, kendi çıkarlarına hizmet eden sistemi reforme etmeleri olası olmayan alacaklılar tarafından domine ediliyor.

G20’nin mali kanadına liderlik eden Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Başkanlarının gerçekleştirdikleri dört toplantıdan sonra, Güney Afrika, Ekim ayında bir borç deklarasyonu sundu. Ancak deklarasyonda hiçbir yeni unsur yoktu ve G20’nin borç sorununu çözmek için ne yapacağına dair uygulanabilir bir taahhüt de içermiyordu.

Geçtiğimiz hafta sonu Johannesburg’da düzenlenen G20 liderler zirvesinde de hiçbir şey yapılmadı. Reform yok. Değişiklik yok. Sadece birkaç rapor ama hiçbir karar yok. Borç krizi derinleşirken, G20 felçli kalmaya devam ediyor ve kendi Ortak Çerçevesi’nin asgari reformları konusunda bile anlaşamıyor.

Bu felçli hal yapısaldır. Kapsayıcı görünmeye çalışsa da G20’nin sorunu, gerçek anlamda çok taraflı ve demokratik bir kurum olmayıp, rekabet eden güçler arasında diyalog için gayri resmi, özel bir forum olmasıdır.

Jeopolitik gerilimler, özellikle ABD bağlamı, felci daha da derinleştiriyor. Kararlar oybirliği ile alındığından sonuç her zaman en düşük ortak payda oluyor.

Ortak Çerçevenin başarısızlığı

2020’nin sonlarında başlatılan G20 Ortak Çerçevesi, düşük gelirli ülkeler için daha hızlı ve daha adil borç yapılandırmasını sağlamayı amaçlıyordu. Ancak, hâlâ oldukça verimsiz olmaya devam ediyor. Yeniden yapılandırma süreçleri yavaş, borç indirimleri yetersiz, Zambiya örneğinde görüldüğü gibi kamu ve özel alacaklılar arasındaki sorumluluk paylaşımı son derece eşitsiz.

Birçok hükümet ve kurum, Ortak Çerçeve’nin reformu için çağrıda bulunsa da G20 bunu başaramadı. Örneğin Afrika Birliği, sürece zaman sınırlaması getirilmesi, karşılaştırılabilir muamelenin evrensel kabul görmüş bir metodolojisinin oluşturulması, borç yeniden yapılandırma sürecinin tamamı boyunca ödemelerin askıya alınması, uygunluk kriterlerinin genişletilmesi ve anlaşmalara uyumu sağlamak için hukuki bir mekanizma kurulması gibi reformlar talep etti.

Ancak G20’nin hâlâ halkın iyiliği için hareket etmediği, aksine alacaklıların çıkarlarını sürdürmeye devam ettiği görülüyor.

Daha iyi bir yol var: Birleşmiş Milletler

Neyse ki, gerekli reformları hayata geçirmek için ihtiyaç duyulan kapsayıcı ve demokratik çok taraflı kurumsal çerçeveyi sunan başka bir yol var.

Temmuz ayında dünyanın dört bir yanından BM Üye Devletleri, borç mimarisindeki boşlukları ele almak için hükümetler arası bir sürecin başlatılması konusunda oybirliğiyle anlaştı. Bu süreç, Afrika Birliği’nin, Afrika’nın Borcu Ortak Tutum Bildirgesi’nde (Lome Bildirgesi) desteklediği gibi, bir BM Devlet Borcu Çerçeve Sözleşmesi’ne ve G77 ülkeleri tarafından uzun süredir talep edilen çok taraflı bir devlet borcu çözüm mekanizmasının oluşturulmasına yol açmalıdır.

Aynı BM forumunda, “borç sıkıntısı çeken ülkelere eylemlerini koordine etme ve küresel finans sisteminde seslerini yükseltme olanağı sunacak” bir borçlular platformunun kurulması konusunda anlaşmaya varıldı.

Bu radikal bir gelişme değil. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Afrika Bölge Bürosu Direktörü Ahunna Eziakonwa’nın yakın zamanda belirttiği gibi bu “mantıklı ve uzun zamandır gecikmiş” bir süreç.

Ancak Avrupa Birliği de dâhil olmak üzere bazı alacaklı ülkeler, G20 çabalarını yineleyeceği gerekçesiyle BM sürecini baltalamaya çalışıyor. Açıkça işe yaramayan bir statükonun yanında yer almak, Afrika ve diğer Küresel Güney ülkelerini daha büyük yoksulluk, eşitsizlik ve iklim tahribatına mahkûm eden siyasi bir tercihtir.

Zengin ülkeler, iklim kriziyle mücadele ve sürdürülebilir kalkınmayı sağlama konusunda Afrika ve Küresel Güney ülkelerini destekleme konusunda ciddiyse, mutabakatla kabul edilen taahhütleri boykot etmeyi bırakmalı ve borç mimarisi reformu konusunda hükümetler arası bir sürecin başlatılmasını desteklemelidir.

G20 yapabileceklerinin sınırlarına ulaşmış durumda. Borç yükü katlanırken, dünya Ortak Çerçeve’nin verimsizliği nedeniyle bir on yıl daha sürecek çıkmaza tahammül edemez. Şimdi küresel borç yönetişiminin merkezini değiştirme zamanıdır.

 

*Theophilus Jong Yungong, Afrika Borç ve Kalkınma Forumu ve Ağı (AFRODAD) geçici icra direktörüdür.

*Iolanda Fresnillo, Avrupa Borç ve Kalkınma Ağı (Eurodad) Borç Adaleti Politika ve Müdafaa Birimi yöneticisidir.

 

Kaynak: https://www.ipsnews.net/2025/11/the-g20-has-failed-on-debt-time-to-look-to-the-un/