Esed’i Deviren Yahya Sinvar… Yeni Jeopolitiği Anlamak
Bir dakika duralım. Eski fikirleri, eski ezberleri ve eski önyargıları bir kenara bırakalım.
Zira Ortadoğu’da ve dünyada jeopolitiğin değiştiği bir sürece girdik.
Bu değişimi anlamazsak, tarihin yanlış tarafında yer alırız ve değişimi ıskalarız.
Size bu değişen jeopolitiği anlatayım.
Altın Momentum
Suriye’de bir devrim yaşandı ve 11 günde 61 yıllık Baas rejimi çöktü.
Ve bir dönem “terör örgütü” denen ekip Şam’da herkesi şaşırtan başarılı bir yönetim sergilemeye başladı.
Bu nasıl olabilir?
Suriye’ye gidip geldikten sonra bana şaşkınlıkla en çok sorulan sorulardan biri bu oldu.
Tüm bu şaşkınlıkların sebebi değişen jeopolitik durumu tam anlayamamaktan kaynaklanıyor.
Jeopolitik değişti ama nasıl bu kadar hızlı değişebildi peki?
Ben bunu “altın momentum” olarak tanımlıyorum. Yani birçok etkenin aynı zaman diliminde bir araya gelmesi ve hızlı bir anafor oluşturarak etrafını değiştirmesi.
Daha net ifadeyle; bölgedeki Rusya, İran, Hizbullah ve Esed rejiminin aynı zaman diliminde sahada gücünü kaybetmesi, ABD’de yönetimin değişmesi ve İsrail’in saldırganlığı ile bir araya geldiğinden jeopolitik beklenmedik biçimde değişti.
Suriye muhalefeti bu altın momentumda ortaya çıkan boşluğu hızlı bir şekilde doldurdu ve 11 günde tarihin akışını başka şekilde değiştirdi.
Değişimin Tetikleyicisi Gazze
Yahya Sinvar’a yapacağı eylemin Netanyahu iktidarını değil de Esed rejimini devireceğini söyleselerdi buna inanmazdı sanırım. Sinvar değil sadece, kimse buna inanmazdı.
Ancak 7 Ekim’de gerçekleşen o meşhur eylem, bölgede birikmiş enerjiyi öylesine güçlü şekilde ortaya çıkardı ki, yaşanan depremin etkisi Suriye’de rejimin düşmesine, bölgedeki ittifakların bir anda değişmesine ve bambaşka bir tablonun ortaya çıkmasına neden oldu.
Gerilmiş bir yayın boşalması gibi İran, Rusya, Hizbullah ve Esed rejimi sonrası tüm devletler hızlı biçimde yön değiştirdi ve ortam farklılaştı.
Türkiye belki de 50 yıldır sıkıntı çektiği Şam yönetimi ile güçlü bir ittifak kurdu. Suudi Arabistan, BAE Türkiye ile yakınlaştı, Şam yönetimiyle kuvvetli bağlar kurmaya başladı.
Lübnan hükümeti hemen Ankara’ya geldi ve yeni dönemin başlayacağını ilan etti. Avrupa Birliği ardı ardına Şam’a heyetler gönderdi, yeni yönetimle iletişim başladı. Trump Suriye’de yeni dönemin kilit ülkesi Türkiye dedi…
İşin daha ilginci şudur ki, jeopolitikteki değişim burada kalmayacak. Bölge ülkeleri eğer bu değişimi okuyabilirse yumuşak bir geçiş yaparak yeni duruma uyum sağlayacak ya da yeni rejim değişimlerine sahne olacak bölge.
İsrail/ABD saldırganlığının ve işgalinin 5 ülkeyi etkilemesiyle ortaya çıkan tedirginlik bölgedeki değişimin hızlı olmasına neden olan bir başka konu.
Herkes ‘İbrahim Sofrası’na oturup İsrail ile yeni bir yemek yemeyi düşünemeyeceğini anladı. O zaman başka sofralar kurmanın, başka ittifaklar oluşturmanın, işgal ve saldırganlığa karşı yeni bir koruma kalkanı oluşturmanın zorunluluğu ortaya çıktı.
Yeni Jeopolitik Yeni İttifaklar Doğuracak
Bir gerçeği bölgedeki entelektüeller anlamıştı ama sanırım devletleri yönetenler de anladı artık: Bölge ülkeleri kendi aralarındaki kavgalara son verip, ittifak yapmazlarsa gelecekte ya işgale uğrar ya da yıkıma.
Rusya’ya güvenenlerin akıbeti Suriye’de görüldü.
ABD’ye güvenenler Irak’ta bölünmüş ve güvenliğini kaybetmiş bir ülke buldular.
İsrail’in “İbrahim Sofrası” yalanına inananlar yıkım ve ölümle karşılaştı…
Mezhep kavgasına, iktidar çekişmesine, güç mücadelesine giren tüm Müslüman ülkeler harap oldu, şehirleri yıkıldı ve halkları perişan hale geldi.
Artık bu acı gerçeği görmüş olmalı iktidarlar.
Ve şimdi şu dört temel fikir etrafında buluşmak zorundalar:
- Tüm ayrılıkları ve farklılıkları bir kenara bırakıp Müslüman ülkelerle yeni ittifaklar kurulmalı.
- Bölge dışından ülkelerin burada etkin olmasına, yer altı ve yer üstü kaynaklarını sömürmesine izin verilmemeli.
- Ülkelerin egemenlik alanlarına saygılı olunmalı.
- Her iktidar halkına refah, özgürlük, adalet getirmeli, yönetimde daha çok söz hakkı tanımalı.
Bunun için bölgedeki Müslüman ülkeler kalkınma, ekonomi, savunma sanayi, yönetişim ve alt yapı konularında tecrübelerini aktarabilecekleri yeni sistemler kurmalılar.
Yeni jeopolitiğin yeni kurumları da yakında kurulacaktır.