Darfur’un Atlı Cinlerine “Laik – Demokrasiyi” Kim Fısıldadı?
Unutmak insan için en doğal alışkanlıklardan biriyken, fenomenlere dönüşen kavramlar için bu durum asıllarının unutulmasıdır. Peki, son zamanlarda Doğu Afrika için göz ardı edilemeyecek bir fenomene dönüşen “Cancavid” kavramının temelinde ne yatıyor? 2000’li yıllarda, Sudan’ın batısında başlayan isyan dalgası sonrası “develerinin ve kabile üyelerinin intikamını” almak üzere yola çıkan Muhammed Hamdan Dagalo (Hemedti) mücadelesini sürdürürken, etrafında toplanan milisler, yerel halk tarafından “Jinn Ala Juwad” yani “atlar üzerindeki cinler” olarak bilinmekteydi. O dönemde, Sudan İslami Hareketi’nin siyasi kanadı olan Ulusal Kongre Partisi’nin lideri Ömer El Beşir tarafından “oğlum” ve “himayemdedir” söylemiyle koruma altına alınan Hemedti ve “atlı cinleri”, El Beşir’in devrilmesinde aktif rol oynayıp, “demokrasi” ve “din ile devlet işlerinin birbirinden ayrılmasının” yılmaz savunucularına dönüşürken “akıl hocalığını” kimler yürüttü?
İlk evrede Sudan’ın batı sınırlarını korumak üzere kurumsal bir kimliğe bürünen Hemedti liderliğindeki “Sınır Muhafızları”, 2017 yılı sonrası Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) adını alarak, Sudan topraklarının tamamında ve yabancı ülke topraklarında paramiliter faaliyetler gerçekleştirme imkânı elde etmiştir. Suudi Arabistan ve BAE’nin girişimleriyle, HDK milislerinin Yemen’de Husi milislerine karşı savaşmak üzere görevlendirildiği dönemde HDK Lideri Hemedti’nin kardeşi ve HDK Başkomutan Yardımcısı Abdurrahim Dagalo ile İsrail arasındaki ilk temas Yemen’de gerçekleşmiştir. Dagalo ailesinin Yemen’deki serüveni, HDK’nın iktisadi ve siyasi olarak, Sudan’ın idari yapısından koparak bağımsız bir kurum haline gelmesinin ve son süreçte “alternatif bir Sudan” inşa etme “vizyonunun” başlangıcıydı. Bu yazıda; Darfur halkının, duydukları korku ve Cancavid milislerinin merhamet tanımayan stratejilerinden dolayı “atlı cinler” olarak tanımladıkları HDK milislerinin atlarını bırakıp nasıl “takım elbiseli savaş baronlarına” dönüştüğünü inceleyecek, 15 Nisan 2023’de Sudan’da başlayan iç savaştan tam da 3 gün sonra HDK’nin resmi armasındaki “Kudüs” ibaresinin kaldırılmasının ardındaki “Tel Aviv” esintilerinin izlerini süreceğiz.
Adım Başı Refakat: El Beşir Sonrası Dönemde Olgunlaşan “Âli Dagalo ve Benî İsrail” İlişkileri
Sudan Lideri Ömer El Beşir’in askeri bir darbeyle devrilmesiyle sonuçlanan 11 Nisan 2019 Sudan Halk Devrimi’nden yalnızca 3 hafta sonra, dönemin Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı ve Hızlı Destek Kuvvetleri Başkomutanı Hemedti ve eski MOSSAD personeli Ari Ben Menashe’nin yönetimindeki “Dickens&Madson” adlı Kanadalı lobi şirketi arasında 6 milyon Amerikan Doları karşılığında “imaj düzeltme ve lobi faaliyetleri” alanlarında işbirliği anlaşması imzalanmıştır. Anlaşma kapsamında, eski MOSSAD perosneli Ari Ben Menashe’ye ait şirketin, Egemenlik Konseyi lehine uluslararası düzeyde “algı oluşturma”, Amerikan ve Rus yönetimleriyle temas sağlama, askeri ekipmanlar sağlayacak ilişkiler ağı oluşturma ve Libya’da Halife Hafter yönetimiyle ittifak kurulması yönünde çalışmalar yürütülmesi kararlaştırılmıştır.
Ağustos 2020’de BAE’nin ev sahipliğinde, HDK Lideri Hemedti ve MOSSAD Şefi Yossi Cohen bir araya gelmiş ve toplantıya BAE’li üst düzey yetkililerin yanı sıra, BAE Ulusal Güvenlik Danışmanı Tahnoon Bin Zayed de katılım sağlamıştır. Aynı ay içerisinde HDK Lideri Hemedti, Sudan 24 televizyonuna verdiği röportajda; “Sudan’ın, İsrail’e ihtiyacı olduğunu ve İsrail ile ilişkileri normalleştirmenin, Sudan’ın “terör destekçisi ülkeler” listesinden çıkarılmasını sağlayacağını” ifade etmiş; “İsrail ile sınırımız dahi yok, komplolardan sıyrılmalı ve dünyanın bir parçası olmalıyız” demiştir. 2021 yılı Şubat ayında, Hemedti ile anlaşma imzalayan eski MOSSAD personeli Ari Ben Menashe yönetimindeki “Dickens&Madson” adlı lobi şirketinin “Egemenlik Konseyi üzerinde BAE lehine baskı uyguladığı ve Kızıldeniz’de, BAE kontrolünde bir liman inşa edilmesi yönünde ısrarcı bir tutum sergilediğine” ilişkin medya raporları, hem Sudan basınında hem de uluslararası medyada dolaşıma sokulmuştur. Egemenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Abdulfettah El Burhan’ın talimatı neticesinde, eski Başbakan Abdullah Hamdok’un sivil hükümetinin devrilmesiyle sonuçlanan 25 Ekim 2021 Askeri Müdahalesi’nden 3 hafta önce, HDK Lideri Hemedti’nin kardeşi ve HDK Başkomutan Yardımcısı Abdurrahim Dagalo, beraberindeki bir heyetle Tel Aviv’e 2 günlük bir ziyarette bulunmuştur. Sudan Savunma Sanayi Sistemleri Direktörü General Mirgani İdris’in de yer aldığı heyet, İsrail Güvenlik Danışmanı Eyal Hulata ile üst düzey toplantılar gerçekleştirmiş ve “HAMAS’ın, Sudan’daki varlığı” hakkında bilgi alışverişinde bulunulduğu belirtilmiştir.
Sudan ile İsrail arasında Abraham Anlaşmaları’nın imzalanması için Sudan Parlamentosu onayı beklenirken, El Burhan devreye girmiş ve Sudan Egemenlik Konseyi, Abdullah Hamdok başbakanlığındaki sivil hükümeti devirerek askeri müdahalede bulunmuştur. El Burhan’ın müdahalesinden 1 ay sonra, İsrail’in Walla Gazetesi, 18 Kasım’da üst düzey bir MOSSAD heyetinin Hartum’da, HDK Lideri Hemedti ile bir araya geldiğini ve “İsrailli heyetin, darbe sonrası Sudan’ın iç durumu ve Abraham Anlaşmaları’na olası etkileri çerçevesinde görüşmeler gerçekleştirdiğini” açıklamıştır.
2022 yılı; Mayıs ayı başlarında -15 Nisan 2023’te Hemedti liderliğindeki HDK ve El Burhan liderliğindeki Sudan Silahlı Kuvvetleri arasında başlayan savaştan bir yıl kadar önce- İsrailli Haaertz Gazetesi’nin yayınladığı rapor Sudan kamuoyunda ve uluslararası medyada geniş yankı uyandırmıştır. Raporda kaynak gösterilen İsrailli yetkililerin ifadelerine göre; İsrailli eski bir istihbarat subayı olan Tal Dilian’a ait bir uçak, Hartum’a iniş yapmış ve yüksek teknoloji ürünü elektronik istihbarat sistemlerini, HDK güçlerine teslim etmiştir. Söz konusu cihazların ivedilikle HDK kontrolünde olan Darfur’a nakledildiği özellikle vurgulanmıştır.
Hemedti başkomutanlığındaki Hızlı Destek Kuvvetleri ve İsrail arasındaki ilişkiler kuvvetlenirken, El Burhan liderliğindeki Sudan Ordusu ile HDK arasındaki ilişkiler kopma noktasına gelmiş, 15 Nisan 2023’te milyonlarca Sudanlıyı evsiz bırakacak, tahminlere göre 150 binden fazla insanın hayatını kaybetmesiyle sonuçlanacak olan iç savaş başlamıştır. 18 Nisan 2023 tarihinde, HDK’nın Arapça’daki kısaltmasının izdüşümü olan “KUDÜS” ibaresi ise resmi arma ve sosyal medya hesaplarındaki logolar üzerinden kaldırılmıştır. 24 Nisan 2023 tarihinde, HDK Lideri Hemedti’nin Siyasi Danışmanı Yusuf İzzet, İsrail’in savaşan taraflar arasında arabulucuk teklifi önermesiyle aynı güne rastlayan, İsrail Kamu Yayıncılığı (KAN)’a yaptığı açıklamada, “Hemedti liderliğindeki HDK’nın, Sudan Ordusu’na karşı yürüttüğü savaşın, İsrail’in HAMAS terör örgütüne karşı yürüttüğü savaşla aynı amacı taşıdığını” ifade etmiştir.
2025 Yılı; El Burhan liderliğindeki Sudan Ordusu ve beraberinde HDK’ya karşı savaşan Müşterek Kuvvetler, HDK karşısında önemli askeri kazanımlar elde ederken 20 Şubat 2025 tarihinde, HDK’nın kontrolü altındaki bölgelerde alternatif bir hükümetin kurulmasını destekleyen sivil ve silahlı oluşumlar Nairobi’de bir araya gelmiştir. Aynı gün, HDK’ya bağlı medya organı Qanaqar News, HDK’lı üst düzey kaynakların “İsrail ve HDK arasında, ortak savunma ve askeri işbirliği anlaşması imzalandığı” haberini servis etmiştir.
Doğu Afrika’da “Kopya” Bir Sudan En Fazla Kime Yarar?
Nisan 2023’te başlayan iç savaştan, HDK öncülüğünde kurulması planlanan TASES Hükümetinin ilan edilmesini kapsayan süreç, ilk bakışta “Sudan’ın bölünmesinin hedeflendiği” gibi bir kanaat oluşturabilir. Ancak, 4 Mart 2025’te Sudan Kuruluş İttifakı tarafından yapılan “yeni anayasa” açıklaması ayrıntılı bir şekilde incelendiğinde, senaryonun Sudan’ın (Güney Sudan vakasının ardından) ikinci bir kez bölünmesi değil, “kopyalanması” olduğu ve ülkede hâkim olan kaosun sürdürülmek istendiği görülecektir.
Hemedti liderliğindeki HDK’nın merkezinde olduğu paralel hükümetin anayasa çalışmalarına dair yapılan açıklamada; Sudan Ordusu’nun kontrolü altındaki bölgeler de dâhil olmak üzere, Sudan’ın 8 yeni bölgeye ayrılacağı belirtilmiştir. İlan edilen paralel hükümet yeni bir bayrak belirlemeyecek, Sudan’ın resmi bayrağını kullanmaya devam edecektir. Dolayısıyla HDK’nın genel stratejisinin -Güney Sudan’ın bağımsızlığını elde ettiği sürecin aksine- Sudan’ın geri kalanı üzerinde “hak” iddia etmek olduğu görülecektir. Savaşan taraflara ilişkin analizler, günaşırı yenilenen askeri haritalar bir yana, neden “paralel” bir Sudan’a ihtiyaç duyulduğunu anlamak için, El Burhan liderliğindeki mevcut Sudan yönetiminin Filistin meselesine dair izlediği politikaları incelemek yeterli olacaktır. İsrail Başbakanı Netanyahu’nun 29 Eylül 2024 tarihli BM Genel Kurul toplantısında açtığı ve “Lütuf Ekseni” olarak isimlendirdiği haritada yer alan Sudan’da devam eden iç savaşta, tarafların hangisinin bu lütuftan faydalanacağı ise; 2. Trump Dönemi’nde yeniden gündeme gelen “Abraham Anlaşmaları” ve “Gazzeli mültecilerin yerleşimleri” konusundaki tutumlarına bağlı olacaktır.
Associated Press (AP) tarafından 14 Mart 2025’te yayınlanan bir raporda, Amerikan ve İsrail yönetimlerinin Gazze’deki Filistinlilerin Sudan’a yerleştirilmesi yönünde, El Burhan liderliğindeki Egemenlik Konseyi üzerinde baskı uyguladığı, Gazze’deki Filistinlilerin, Sudan’a yerleştirilmesi karşılığında “HDK güçlerine karşı askeri yardım, savaş sonrası kalkınma desteği ve çeşitli teşvikler” sunulduğu, Sudanlı yetkililerin bu öneriyi kesin bir dille reddettiği belirtilmiştir. Bu gelişme tersine bir bakışla tefsir edildiğinde, söz konusu teklifin kabulü halinde başka haritalardan bahsediliyor olacak, taraflara ilişkin başka konjonktürler ortaya konacak, ancak kaostan hangi tarafın istifade edeceği asla değişmeyecekti. Al Manassa Gazetesi’nin 25 Mayıs 2025 tarihli haberi ise aynı konuya ilişkin farklı ipuçları vermektedir; Gazze’ye yönelik saldırıların durdurulması için yürütülen müzakerelere hâkim Katarlı kaynakların ifadelerine göre, Hızlı Destek Kuvvetleri Başkomutanı Hemedti, uluslararası meşruiyet karşılığında, kontrolü altındaki bölgelerde yüz binlerce Gazzeliyi kabul etmeye hazır olduğunu belirtmiştir.
İsrail’in son süreçte, Orta Doğu’daki işgal faaliyetlerini temellendiren, sözde radikal terörizme dayalı “meşru mazeret” argümanının Doğu Afrika’da da işler hale gelmesi için, bölgede tavizsiz bir “Laik” devlete, bir de sözde “Radikal İslamcılara” ihtiyaç duyulmaktadır. HDK Lideri Hemedti’nin, iç savaşın başladığı tarihten yalnızca 2 gün önce beraber iftar sofrasında buluştuğu isimleri, iç savaşın başladığı gün “DEAŞ benzeri örgütler” olarak nitelendirmesi ve HDK üst düzey üyelerinin İsrail televizyonlarına verdiği birden fazla röportajda; İsrail ve HDK arasında “İslami terörizme karşı bir kader birliği” olduğunu vurgulamalarının ardında, “Doğu Afrikada laik ve seküler bir devlet ihtiyacının” belirleyici unsur olduğunu saptamak bir kehanet olmayacaktır.
Sudan’daki savaşın başlamasından hemen sonra, HDK’lı üst düzey yetkililerin, İsrail televizyonlarında yoğun bir şekilde yer almaya başladığı görülmektedir. Yapılan açıklamalarda vurgulanan ana tema ise; “HDK’nın sıradan paramiliter örgütlere benzemediği, bir iktidar mücadelesinden ziyade İsrail’e benzer bir şekilde, İran destekli terör unsurları ve radikal İslamcılara karşı savaştığıdır.” Hemedti, HDK ve ona bağlı sivil kuruluşların, savaş sonrası dönemde de aynı algı stratejisini sürdürdüğü görülmektedir. “Aşırı İslamcılara karşı mücadele” ve “İran destekli terör unsurlarına karşı verilen savaş” merkeze konarak yürütülen bu strateji, İsrail ve HDK’nın “doğal müttefikler” olmasının zemini hazırlamaktadır. Arapça dilinde medya faaliyetleri yürüten İsrailli Gazeteci Edy Cohen tarafından 28 Ekim 2024 tarihinde dile getirilen ve dönemin medyasında geniş yankı uyandıran, “El Burhan yönetimindeki Egemenlik Konseyi’nin ÇAD rejimine karşı Boko Haram milislerini desteklediği ve Çad üzerinde gerçekleştirilen Boko Haram temelli saldırıların, Port Sudan yönetimiyle işbirliği içerisinde yürütüldüğü” iddiaları da taraflar arası karşılıklı bir medya stratejisi yürütüldüğünün izlerini taşımaktadır.
HDK kontrolündeki bölgelerde bir hükümetin kurulmasıyla birlikte, Doğu Afrika’da yükselen “Radikal İslamcı gruplar” ve Afrika’daki “İran askeri varlığı ve derinleşen nüfuzu”, İsrail’e “kendi güvenliğini öncelemesi” bakımından HDK’ya destek sağlamak için gereken haklı meşruiyet imkânını kazandırmaktadır. Ortadoğu’da aynı gerekçelerle SDG-Dürzi hattına destek sağlayan İsrail’in, Doğu Afrika’da HDK üzerinden aynı “güvenlik politikalarını” uygulama eğiliminde olduğu gözlemlenmektedir.
Sudan’ın bugün geldiği nokta, tarihi bağlamıyla birlikte değerlendirildiğinde, sürecin 15 Nisan 2023’te başlayan iç savaştan çok daha önce başladığı görülecektir. İsrail ile geliştirdiği güçlü bağlantılarıyla bilinen Abdulvahid Nur liderliğindeki Sudan Kurtuluş Hareketi’nin, bölgede körüklediği Afrika kökenli isyan dalgasıyla başlayan süreç, -El Beşir rejiminin bölgedeki zaafiyetinden de istifade ederek- dönemin “Sınır Muhafızları” çatısı altındaki Cancavid varlığının güçlü bir yapı haline gelmesi ve savaş öncesi dönemde devlet düzeyinde meşruiyet elde etmesiyle devam etmiştir. 2013 yılında ise El Beşir’in kararıyla kurumsal bir yapı haline getirilen Batı Sudan’daki Arap etnisitesi, Hızlı Destek Kuvvetleri ismini almış, liderliğine Hemedti getirilerek ve gerekli yasalarla faaliyet alanı genişletilerek Darfur’la sınırlı olmak yerine Sudan’ın tamamını kapsamasının önü açılmıştır.
Tüm bu veriler bir bütün halinde değerlendirildiğinde, 2003’te başlayan ve günümüzde Hemedti liderliğindeki HDK’nın güçlenmesinin “ilk nedeni” olan Darfur Krizi ve 2025 yılında HDK yönetiminde “özerk bir devlet” tesis edilmesi arasındaki sürecin, belirli bir hedef doğrultusunda ve kronolojik bir şekilde devam ettiği görülecektir. Formülize edilecek olursa; “Açılışı” Abdulvahid Nur liderliğindeki Sudan Kurtuluş Hareketi’yle yapan İsrail, “kapanışı” HDK ile yapmaktadır. Sürecin ilk başında ayrı taraflar olarak gözüken silahlı ve siyasi yapıların, günün sonunda aynı stratejinin bir ürünü olarak, bölgedeki İsrail çıkarlarına hizmet ettiği görülecektir. 1955 yılında Güneylilerden oluşan Ekvator Kolordusunun, merkezi hükümete karşı başlattığı ilk isyan ve 2011 yılında Güney Sudan’ın bağımsızlığını kazandığı son nokta arasında 56 yıl bulunması, bugün Sudan’da devam eden savaşı, “iki yıllık” sınırlı bir süreç üzerinden okumamamız gerektiğinin ipuçlarını vermektedir.
Sudan’da HDK ve arkasındaki Siyonist-İngiliz merkezli Batı-BAE ittifakı karşıtlığı üzerinden ortaya çıkacak yeni toplumsal uzlaşma neticesinde Doğu Afrika’da Libya-Sudan-Etiyopya/Eritre-Somali üzerinden Akdeniz’i Hint Okyanusu’na bağlanan yeni bir jeostratejik hattın meydana geleceği görülecektir. Bölgede; Libya, Mısır, Somali ve Eritre ilk günlerden itibaren HDK öncülüğünde bir paralel hükümetin kurulmasını kesin bir dille reddetmiş ve Sudan’ın toprak bütünlüğünün muhafaza edilmesi yönünde açıklamalar yapmıştır. Somali ve Etiyopya üzerinde birleştirici rol oynayan Türkiye’nin, HDK karşısında günden güne daha da kenetlenen bahse konu jeostratejik hat üzerinden Akdeniz’den Hint Okyanusu’na ulaşan bir strateji geliştirebilmesinin önünün açılacağı, Sudan’da Kızıldeniz kıyısında kuracağı askeri tesislerle başta İsrail olmak üzere, bölge ülkeleri nezdinde yeni bir denge oluşturarak; ABD perspektifinden Rusya’yı ve Çin’i dengeleme, Rusya perspektifinden ise ABD ve AB’ye karşı bölgede “tek başına mücadele etmeme” fırsatını elde edeceği tespitinde bulunmak bugün daha mümkün gözükmektedir. Tüm bunların ötesinde, uzun yüzyıllar sonra Türkiye merkezinde Asya’da Afganistan, Ortadoğu’da Suriye, kuzey Afrika’da Libya, Doğu Afrika’da Sudan ve Somali ile tekrar ortaya çıkacak atmosfer ve habitat neticesinde; Siyonist İsrail’in bölgesel güvenlik doktrinin çökmesi ve arz-ı mev’ud sapkınlığına gem vurulması kuvvetli ihtimaller arasında yerini almıştır.
KAYNAKÇA
The Lens Post. 28 Temmuz 2019. “Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Hemedti ve Eski Mossad Subayı Arasında İmzalanan Anlaşmanın Ayrıntıları”
BBC. 4 Şubat 2020. “ABD Onayı ve BAE Aracılığıyla Gerçekleşen Al Burhan ve Netanyahu Görüşmesi”
Al Araby Jadeed. 21 Ağustos 2020. “BAE’nin Ev Sahipliğinde Gerçekleşen Hemedti ve Mossad Şefi Arasındaki Gizli Görüşme”
Lebanese Forces. 26 Ağustos 2020. “Sudan Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Hemedti: İsrail ile İlişkilerimiz Normalleşmeye Kadar Devam Edecek”
Deutsche Welle (DW). 23 Ekim 2020. “Sudan Resmen İsrail ile ‘Normalleşme’ Trenine Katıldı”
Swiss İnfo Gazetesi. 6 Ocak 2021. “ABD Hazine Bakanlığı, İsrail’le Normalleşme Sonrası Sudan Geçiş Hükümeti’yle Finansal İşbirliği Anlaşması İmzaladı”
Arabi 21 Gazetesi. 3 Şubat 2021. “HDK Lideri Hemedti ile Anlaşma İmzalayan eski Mossad Subayı, Egemenlik Konseyi üzerinde BAE lehine baskı uyguluyor”
Al youm al Taly Gazetesi. 29 haziran 2021. “Sudan’da İsrail ile Gizli Görüşmeler: Hemedti ve Mossad Arasındaki İlişkiler”
Al Tagyeer Gazetesi. 10 Ekim 2021. “Gizli Ziyaret: Sudanlı Heyetin İsrail’e Yaptığı Ziyaret Soru İşaretlerini Artırıyor”
Middle East News. 25 Kasım 2021. “İsrail’li Walla Gazetesi: Sudan’daki Askeri Darbe Sonrası, Mossad Üst Düzey Heyeti Hartum’da”
AL Taghyeer Gazetesi. 21 Ocak 2022. “Hartum’a Ulaşan İsrail Heyeti Sonrası Sudan Askeri Yönetimi İçerisinde Anlaşmazlık”
Al Moojez Al Sudani. 25 Ocak 2022. “HDK İkinci Komutanı Abdurrahim Dagalo’dan BAE’ye Gizli Ziyaret”
Nahrainnet. 9 Şubat 2022. “İsrailli Jerusalem Post Gazetesi: İsrail’i ziyaret eden üst düzey isim HDK lideri Hemedti mi?”
Al Quds al Araby. 30 Kasım 2022. “İsrail’li Haaertz Gazetesi: HDK Lideri Hemedti, İsrail’den Yüksek Teknolojili Casusluk Sistemleri Tedarik Etti”
Al Jazeera. 2 Şubat 2023. “ İsrail Dışişleri Bakanı Hartum’u Ziyaret Etti… Hemedti: Bilgim Yok”
The Washington Institute. 21 Nisan 2023. “İsrail ve Sudan Arasındaki Dalgalı İlişkiler”
Al Hurra Gazetesi. 24 Nisan 2023. “İsrail, Sudan’daki Savaşta Arabulucu Olmayı Teklif Ediyor”
Mena Monitor. 24 Nisan 2023. “Hızlı Destek Kuvvetleri Lideri Danışmanı: “HDK’ya Yapılan Saldırılar, İsrail’in Maruz Kaldığı Saldırılara Benziyor”
Future UAE. 4 Mayıs 2023. “İsrail ve Sudan Arasındaki İlişkilerinin Geleceği Hakkında Tarihi Bağlam Üzerinden Değerlendirme”
Amerikan Dergisi Responsible Statecraft. 20 Ekim 2024. “İsrail, Sudan’da Perde Arkasındaki Etkili Güç”
Al Nilin Gazetesi. 7 Nisan 2024. “HDK ve İsrail’e Karşı Geliştirdiği İlişkilere Dair”
HDK’lı Yayın Organı Qanaqar News. 20 Şubat 2025. “İsrail ve HDK Arasında Ortak Savunma Anlaşması”
Sudan Independent. 7 Mart 2025. “Sudan, kendi altınından neden faydalanamıyor?”
The Jerusalem Institute for Strategy and Security (JISS). 10 Mart 2025. “ Sudan’ın Paralel Hükümeti Bölünmeyi Derinleştirirken Ortak Bir Zemin Hâlâ Bulunabilir mi?”
The Guardian Gazetesi. 14 Mart 2025. Associated Press: ABD ve İsrail, Sudan’a Gazze Sakinlerini Yerleştirme Konusunda Baskı Yapıyor