Bahar Geldi Mi, Hüzün Bile Çiçeklenir
Bahar gelince aklıma umut gelir hep. Hava yumuşar, yağış azalır, günler uzar da uzar… İstanbul’da bahar adeta görsel bir şölen olur. Soğuk kış rüzgarlarının yerini serin ama güneşli günler alır. Gün ışığı uzun sürer, akşamlar daha geç kararmaya başlar. Laleler, erguvanlar, menekşeler, nergisler, meyve ağaçları… İstanbul Boğazı’nda erguvanlar nisan sonu-mayıs başı gibi mor-pembe renkleriyle açar. Laleler şehri süsler. Mart Nisan yağmurlarıyla doğa yeşillenir, ormanlar kırlar canlanır… Trakya’da ayçiçeği ve buğday tarlalarında bahar hazırlığı yapılır. Boğaz manzarası mı, parklar mı, yoksa sadece o hafif esen tatlı rüzgar mı? Bahar festivalleri, yürüyüşler, piknikler… Zarifliği ve şirin tınısı ile tadından yenmez bahar havaları. Doğa uyanır, hayvanlar bile hareketlenir. Piknikler, yürüyüşler, balkon keyifleri… Açık havada yürüyüşler.
Bahar, toprak için en hareketli dönemdir. Kışın dinlenen toprak yeniden işlenir, ekimler başlar, doğa gibi tarım da canlanır. Tarlalar sürülür, toprak havalandırılır. İlkbahar ekimleri yapılır. Mısır, ayçiçeği, pamuk, meyve fidanları… İlk sulamalar yapılır, kovanlar genişletilir. Bahar, toprağın ekimin temelinin atıldığı mevsimdir. Gökyüzü daha mavi, umut daha taze, insanın içi kıpır kıpır. Bahar sadece bir mevsim değil aslında, her yeni başlangıcın adı; bir sevda soluğu…
Türkiye’de bahar Mart ayında hissedilmeye başlar. Bu dönem hem doğanın uyanışı hem tarım kültür, sosyal yaşam açısından oldukça canlı bir zaman dilimidir. Ağaçlar tomurcuklanır, çiçekler açar. Badem, kiraz. erik ağaçları baharın habercisidir. Kuşlar göç eder, kuş cıvıltıları doğayı sarar. İnsanı daha canlı, neşeli hissettirir.
Marmara’da bahar demek, bir yanda Boğaz’da açan erguvanlar, diğer yanda Trakya’nın taze sürülmüş tarlaları ve her köşe başında yeniden doğan doğa demek. Her tomurcuk bir umuttur, bahar umutların mevsimidir. Bahar, doğanın gülümsemesidir. Havaların ısınması ve doğanın canlanmasıyla birlikte yapılabilecek etkinlikler artar. Bisiklet turları, kamp, açık hava konserleri, bahar sergileri, meditasyon, sahil yürüyüşü, uçurtma uçurmak, bahçe işleriyle uğraşmak, keyifli buluşmalar hem ruhu hem bedeni canlandırır.
Farklı mitolojilerde bahar sadece mevsimsel bir değişim değil, aynı zamanda yeniden doğuş, umut, doğa döngüsü, bereket ve ölümden diriliş gibi çok derin sembolik anlamlar taşır. Her kültür, baharı mitolojik figürler ve kutsal anlatılarla anlamlandırmıştır. İşte bazı örnekler:
⸻
Yunan Mitolojisi: Bahar = Diriliş ve Döngüsellik
Persephone efsanesi baharı “ölümden dönüş” ve doğanın yeniden doğuşu olarak simgeler. Persephone yeraltından yeryüzüne döndüğünde doğa canlanır – bu doğa döngüsünün mitolojik temsili. Aynı zamanda mevsimlerin döngüselliğini ve yaşamın sürekliliğini anlatır.
Mısır Mitolojisi: Bahar = Ölümden Sonraki Yaşam
Osiris miti, toprağın verimliliğiyle bağlantılıdır. Osiris’in öldürülüp parçalanması, sonra eşi İsis tarafından diriltilmesi, Nil’in taşmasıyla baharın gelişi arasında ilişki kurar. Bahar burada ölümden sonra yaşamın ve bereketin sembolüdür.
Mezopotamya Mitolojisi: Bahar = Aşk ve Bereket
İnanna (İştar) ve Dumuzi efsanesi, doğurganlık ve bereket tanrısı Dumuzi’nin yeraltına inişi ve dönüşü ile ilgilidir. Bahar, Dumuzi’nin dönüşüyle başlar ve doğa yeniden can bulur. Bu, aşkın, doğanın uyanışının ve tarımın kutlanmasıdır.
Cermen Mitolojisi: Bahar = Işığın Zaferi
Eostre (Ostara) tanrıçası, doğanın yeniden uyanışının simgesidir. Güneşin ve ışığın karanlık üzerindeki zaferini temsil eder. Bahar, burada umudun ve ışığın geri gelişi, yeniden doğum anlamına gelir. Tavşanlar ve yumurtalar doğurganlığı simgeler.
Hint Mitolojisi: Bahar = Kötülüğün Yenilgisi
Holi festivalinde, kötü ruhların yakılmasıyla birlikte doğa temizlenir, aşk ve neşe tekrar hakim olur. Holi’deki mitler (Holika’nın yanışı, Krishna’nın Radhā’yla aşkı) baharı, kötülüğün yok olması, aşkın gücü ve yenilenme olarak yüceltir.
Zerdüştîlik ve İran Mitolojisi: Bahar = Kozmik Denge
Nevruz, evrenin dengesi, gün ile gecenin eşitlenmesiyle ilgilidir. Bahar, iyiliğin ve düzenin doğa üzerindeki hakimiyetini gösterir. Ahura Mazda’nın ışığı yeniden dünyayı aydınlatır. Bahar burada kozmik düzenin yeniden sağlanmasıdır.
Türk Mitolojisi: Bahar = Hayatın Döngüsü ve Doğa ile Uyum
Türk mitolojisinde baharın gelişi, Ergenekon’dan çıkış efsanesiyle özdeşleşmiştir. Halk demir dağı eriterek özgürlüğe kavuşur. Bu, hem fiziksel hem ruhsal bir doğumdur. Bahar, özgürlük, uyanış ve yeni başlangıç anlamı taşır.
Hıdırellez, Türk ve Balkan halk kültürlerinde baharın gelişini simgeleyen, köklü ve oldukça mistik bir gelenektir. Her yıl 5-6 Mayıs gecesi kutlanır ve Hızır ile İlyas’ın yeryüzünde buluştuğu gün olarak kabul edilir. Bu günde doğanın canlandığına, dileklerin kabul olduğuna ve bereketin arttığına inanılır.
Hıdırellez’in Mitolojik Kökeni
Hızır, İslam mitolojisinde ölümsüzlük sırrına ermiş, zaman zaman yardıma koşan bir veli olarak bilinir.
İlyas ise denizlerin koruyucusu sayılır.
Rivayete göre bu iki kutsal kişi senede bir kez, baharın gelişinde buluşur ve bu geceye kutlu bir güç hâkim olur.
Bu gelenek, İslam öncesi Orta Asya Şamanizminden, Anadolu’nun eski doğa inançlarına ve Mezopotamya bereket mitlerine kadar uzanan çok katmanlı bir yapıya sahiptir.
Hıdırellez’in Anlamları
Doğanın Uyanışı: Tıpkı Persephone’nin dönüşü gibi, Hızır’ın gelişi doğanın canlanışıyla ilişkilendirilir.
Bereket ve Bolluk: Hızır’ın geçtiği yerlere baharın geldiğine, çiçeklerin açtığına, toprağın bereketlendiğine inanılır.
Dilek ve Umut Gecesi: İnsanlar dileklerini bir kağıda yazar veya sembollerle çizip, gül ağacının altına bırakırlar.
Ritüeller ve Uygulamalar
Gül ağacına dilek asma: Gece dilekler yazılır, çizilir veya semboller yapılır ve sabaha kadar gül ağacının altına bırakılır.
Ateşten atlama: İnsanlar kötülüklerden arınmak ve sağlık bulmak için ateşten atlar.
Su ve Toprak Ritüelleri: Hızır’ın suya ve toprağa bereket verdiğine inanılır, bu nedenle bazı insanlar su kenarlarında niyet tutar.
Hıdırellez sofrası: Aileler dışarıda yemekler hazırlar, paylaşım ve birlik vurgusu yapılır.
2017 yılında Hıdırellez, UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne alınmıştır. Türkiye ve Makedonya’nın ortak başvurusuyla bu gelenek “Baharın gelişinin kutlanması” başlığıyla dünya mirası olarak tanınmıştır.
Bahar, aşk gibi eser hayatımıza.
Olacak olmayacak ne varsa yeniden Bismillah deriz… Güneşin gülümsemesi bize ilham olur. Yeniden düşünür, yeniden yola çıkarız. Tıpkı yakın zamanda olan Arap baharı gibi. Direnen ve çokça acı çeken, çetin bir kışı atlatıp zafere ulaşan Suriye halkı gibi gelir bahar. Sanki İlahi olanı müjdeler bize yeniden.
Darısı Filistin ve Gazze halkının başına…