BAE, Finansal Eylem Görev Gücü Gri Listesi’nde Olmalı
2024 yılının ağustos ayında BAE, 32 altın rafinerisinin faaliyetini askıya alma kararı aldı ve sorumlu altın tedarikini sağlamak amacıyla altına yönelik özen yükümlülüğü düzenlemeleri getirdiğini duyurdu. Bu önlemler, sonunda BAE’nin Finansal Eylem Görev Gücü Gri Listesi’nden çıkarılmasıyla sonuçlandı. Bu standart, kuruluşların kara para aklama, yasa dışı silah ticareti ve kaçakçılıkla mücadeleye ne ölçüde uyduğunu değerlendirir.
Ancak birçok uzman, bunun siyasi kaygılarla alındığını ve BAE’nin bu gerekliliklere uymadaki ciddiyetini yansıtmadığını belirtmektedir. Yakın tarihli soruşturmalar — özellikle BAE’nin RSF milislerine silah yoluyla verdiği destek ve Wagner ile iş birliği içinde Sudan altınını kaçırması — sahadaki gerçekliği ortaya koymaktadır.
Rus Wagner Grubu’nun doğrudan desteğiyle BAE, Sudan’da devam eden savaşta Sudan altın kaynaklarını sömürmek için büyük bir fırsat yakaladı. Aralık 2024’te yayımlanan bir soruşturma raporu, BAE’nin ayrıca Güney Darfur’da RSF milis müttefikinin kontrolündeki bölgelerden altın kaçırdığını ve bu altının karmaşık bir ağ aracılığıyla BAE’ye ulaştığını ortaya çıkardı.
Buna paralel olarak, BAE savaş suçlarının finansmanına ve RSF milislerine ait şirketlere ev sahipliği yaparak bu faaliyetlere suç ortağı oldu. Örneğin, özellikle Sudan’da, yakın tarihli bir rapor BAE’nin Wagner’in desteğiyle Dubai üzerinden RSF milisine silah aktardığını ortaya koydu. Bazı durumlarda, BAE silah ve mühimmat sevkiyatını gizlemek için insani yardımı kullandı. Bu bağlamda, BAE’nin RSF milisleriyle bağlantılı ve görünüşe göre kara para aklama, altın ticareti ve silah satın alımı amacıyla kullanılan şirketlere ev sahipliği yaptığı belirtildi; bu şirketler Ocak 2025’te ABD Hazine Bakanlığı tarafından yaptırıma uğrayana dek gizli biçimde faaliyet göstermekteydi. Ancak RSF ile bağlantılı bazı şirketler hâlâ BAE’den faaliyet yürütmektedir. İddiaya göre, BAE merkezli özel güvenlik şirketleri, RSF milisleriyle birlikte Darfur’da savaşmak üzere Kolombiyalı paralı askerleri işe almakta ve uçakla taşımaktadır. Yakın zamanda, bu Kolombiyalı paralı askerlerin Sudan’a transferinden sorumlu kişinin, Birleşik Arap Emirlikleri’nde üst düzey bir hükümet yetkilisinin iş ortağı olduğu ortaya çıkmıştır.
Ayrıca, BAE çoğunluğu Batı ülkelerinden temin edilen silah ve askeri ekipmanı RSF milisine yeniden ihraç etmek için bir merkez hâline gelmiştir. Yakın tarihli raporlar, BAE’nin Çin, Birleşik Krallık, Bulgaristan ve Kanada gibi ülkelerden gelen silahları yeniden yönlendirdiğini ortaya koymuştur. Bu silahlar, milislerin Sudan’daki savaşını sürdürmesi açısından kritik önemdedir.
BAE’nin, RSF milislerini Sudan’da iktidarı ele geçirene kadar destekleme konusundaki derin çıkarı göz önüne alındığında, bu ihlallerin devam etmesi muhtemeldir. Finansal Eylem Görev Gücü kararını yeniden gözden geçirmelidir; böyle bir adım, BAE’yi daha yoğun denetime tabi tutacak, milisin faaliyetlerini daha fazla finanse etmesini caydıracak ve hatta Darfur’daki bir sonraki soykırımı önleyecektir.
BAE’nin FATF’ye yeniden dahil edilmesi için baskı yapacak, insan hakları grupları, araştırmacılar ve aktivistlerden oluşan uluslararası bir koalisyonun kurulmasına acil ihtiyaç vardır. Hâlihazırda The Sentry, şiddetli çatışmalardan, baskıdan ve yolsuzluktan kazanç sağlayan çok uluslu yağmacı ağları ortadan kaldırmayı amaçlayan bir araştırma ve politika kuruluşudur. BAE’nin gri listeden çıkarılmasını kesin bir dille reddederek bu konuda öncülük etmiştir. Uluslararası Şeffaflık Örgütü de kararı eleştirmiş, BAE’nin güven kazanmak için hâlâ yapması gerekenler olduğunu belirtmiştir. Ayrıca, İsviçre merkezli bir STK, BAE’den ithal edilen altının Sudan’daki savaşı finanse etmede ana kaynak olarak kullanıldığını gerekçe göstererek, bu altınların sıkı denetime tabi tutulması çağrısında bulunmuştur.
Bundan sadece birkaç gün önce, RSF milisleri El Faşir’de korkunç bir katliam gerçekleştirdi; bir gün içinde binlerce kişi öldürüldü, hastanedeki hastalar, kadınlar ve çocuklar sıraya dizilerek kurşuna dizildi. Bu katliam gerçekten de BAE tarafından mümkün kılındı ve finanse edildi. BAE, Sudan’da neden olduğu acılara aldırmadan, ekonomik ve siyasi çıkarlarının peşinden amansızca gitmektedir.
BAE’nin yeniden listeye alınması, onun Sudan’daki terörizmi ve suçları daha fazla finanse etmesini engellemek ve milyonlarca masum insanın hayatını korumak için doğru bir adım olacaktır.
Kaynak: https://znetwork.org/znetarticle/the-uae-should-be-on-the-financial-action-task-force-grey-list/