Avrupa Neden Kendini Önemsiz Hale Getiriyor?

Okuyucular, İngiltere Başbakanı ve diğer Avrupalı liderlerin—gerçekten de okumayanlar, yanıltanlar, kötü yöneticiler—Ukrayna yüzünden neden Rusya ile savaşmak istediklerini merak ediyor. Benim cevabım şu: Aslında istemiyorlar.

Peki, neyle savaşacaklar? Avrupa’nın sözde “liderlerine” göre, zaten tüm silahlarını Ukrayna’ya göndermiş durumdalar ve ellerinde savaşacak bir şey kalmadı. Avrupa’nın Ukrayna’ya para göndermesinin tek yolu, AB Merkez Bankası’nın Ukrayna için avro basmasını sağlamaktır. Üstelik, NATO’nun askeri gücü tamamen ABD’ye bağımlıdır. ABD olmadan, Avrupa’nın bir savaşı sürdürebilecek askeri yapısı yoktur. Trump, Rusya ile savaşı reddetti ve Zelenskiy’e sert bir uyarı verdi. Putin büyük bir hata yapmazsa, bu çatışmanın sona ereceğini düşünüyorum.

Belki de Avrupa’daki durum şudur: AB hükümetleri, Ukrayna’nın kazandığını ve kazanacağını iddia ederek Ukrayna’ya büyük miktarda para ve silah gönderdikten sonra, Avrupa halkına hesap vermekten kaçınmak istiyor. Bu yüzden, Trump’ın Ukrayna’yı sattığını söyleyerek suçu ona atmayı planlıyorlar. Ukrayna’yı ve NATO’yu zaferden mahrum bırakanın Trump olduğunu iddia edebilirler.

Avrupa’nın Ukrayna’ya “barış gücü” göndermeyi tartışması tam anlamıyla saçmalık. Putin, Avrupa’dan gelecek “barış güçleriyle” bir ateşkes değil, kesin bir çözüm istiyor. Konunun tamamen kapanmasını ve bir daha gündeme gelmemesini hedefliyor. Eğer Trump, AB’nin tarafında durursa, Putin’le bir anlaşmaya varamaz. Dolayısıyla, Trump ve Putin “barış güçlerini” kabul etmezse, bu plan asla gerçekleşmeyecek.

Şimdi bir noktaya daha değinelim. Trump, ekonomik büyümenin fırsatlar aracılığıyla beslendiğini düşünüyor. Avrupa’dan çok, Rusya, Hindistan, Çin, Asya’nın geri kalanı ve Afrika ile iş yapma fırsatları görüyor. Trump, BRICS’in ve küresel finans sistemine alternatif arayışının, ABD’nin yaptırımları ve doları bir silah olarak kullanması nedeniyle ortaya çıktığını anlıyor. Eğer doların küresel rezerv para birimi olarak kalmasını istiyorsa, Washington’un diğer ülkelere zorbalık yapmayı bırakması gerektiğini biliyor. Tıpkı Putin gibi, Trump da savaşlar yerine herkesin kazandığı anlaşmalar yapmak istiyor. Eğer dolar, diğer ülkelere karşı bir silah olarak kullanılmazsa, BRICS’in varlığına gerek kalmaz.

Trump, gümrük tarifelerine de geleneksel serbest piyasa ekonomistlerinden farklı bir bakış açısıyla yaklaşıyor. Ona göre tarifeler ticareti engellemez; aksine, ülkelerin ticaret yapabilecekleri bir şeye sahip olmalarını sağlar. Ayrıca, tarifeler emek ve sermaye gibi üretim faktörlerinden alınan bir vergi değil, doğrudan tüketimden alınan bir vergidir. Üstelik, benim de vurguladığım gibi, gelir vergisi yerine tarifelerin kullanılması, 1913’te devletin her çalışan vatandaşın emeği üzerinde kısmi mülkiyet hakkı elde etmesiyle ortaya çıkan modern kölelik biçiminin de önüne geçer.

Trump’ı destekleyerek ve onun kendi gündemine odaklanmasını sağlayarak kaybedeceğimiz pek bir şey yok. Ukrayna, İsrail ya da Amerikan halkının çıkarlarıyla ilgisi olmayan herhangi bir mesele uğruna yeni sorunlar yaratmamalıyız. Trump’ın gündemini sarsabilecek yeterince büyük tehditler var—yapay zekâ, yeni bir virüsün üretilmesi ve yayılması gibi.

Hayat, sürekli bir meydan okumadır. Doğru kararlar vermek zordur. O hâlde, bir değişiklik yapalım ve gerçek sorunların üstesinden gelmeye çalışarak iyi kararlar alalım. Trump, uzun zamandır sahip olmadığımız bir fırsat sundu. Bunun kıymetini bilelim.

Kaynak: https://www.paulcraigroberts.org/2025/03/03/why-is-europe-making-itself-irrelevant/